20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OOOF OFF LİNE Tanol Türkoğlu ombox'a göndermek. Fiyatı 269Dolar+KDV. Parrot, Türkiye'de Mobicom tarafından temsil ediliyor. Detaylı bilgi için : www.parrot.com.tr [email protected] FIRIN TEMİZLEYİCİSİ İLE GÖZ TEDAVİSİ Cam yüzeyleri cilalamak ve yağ içeren kirli yüzeyleri temizlemekte kullanılan bir maddenin glokom (göz tansiyonu) tedavisinde de kullanılabileceği ortaya çıktı. Orlando'daki Central Florida Üniversitesi'nden Sudipta Seal, evdeki fırınının duvarlarına yapışmış yağları temizlemek için seryum oksit nanoparçacıkları içeren temizleyici spreyi (veya ticari adıyla nanoceria) denerken bu malzemenin tıbbi alanda da kullanılabileceği fikri doğdu. “Herhangi bir nanoparçacığı kullanmadan önce zehirli olup olmadığını kontrol ederiz” diye konuşan Seal, “Şaşırtıcı olan, nanoceria'nın deney hayvanı olarak kullandığımız sıçan ve tavşanların gözünü yakmadığı gibi, göz hücrelerini ışığın yarattığı harabiyete karşı koruduğunu keşfetmemiz oldu. Bunun üzerine nanoceria'nın göze doğrudan uygulanması gereken ilaçlar için uygun bir araç oluşturabileceğini düşündük” diyor. Glokomda gözün içinde anormal düzeyde sıvı birikir. Halihazırdaki göz damlası tedavilerinin içerdiği kimyasal maddeler, taşıyıcı proteinlere etkili bir şekilde bağlanma özelliğine sahip değildir. Dolayısıyla bunların çok azı retinaya ulaşabilir. Şimdi Seal ve meslektaşı Sanku Mallik, nanoceria ile hCA11 enzimini bloke eden bileşimi karıştırarak daha etkili bir tedavi yöntemi üzerinde çalışıyor 'The Journal of Physical Chemistry B, DOI:10.1021/jp0676661). 10 nanometre genişliğindeki nanoceria parçacıkları, korneaya işleyebilecek boyut ve şekilde. Mallik, “Gözün içine yüksek yoğunlukta ilacın eriştiğini umut ediyoruz. Dolayısıyla ilacın dozunu azaltmamız da mümkün” diyor. İnternet insanlara, kültürlere, toplumlara en temelde konuşma özgürlüğünü ve açıklığı getiriyor. Biz şimdilik konuşma özgürlüğünü dedikodu yapma özgürlüğü ve karşı cinse açılabilme özgürlüğü olarak algıladık. Konuşma Özgürlüğü ve Şeffaflık Hep söyleriz ya; “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma” konusunda kültürümüz kendisini çok iyi yetiştirmiştir diye. Örneğin İstanbul'da, ne kadar taksi şoförü varsa o kadar sıkışan trafiğe çözüm vardır; ne kadar fanatik futbol taraftarı varsa o kadar futbol takımı teknik direktörü vardır, vb. Hepimiz çevremizdeki sorunların çözümleri konusunda ahkâm kesecek derecede bilgili uzmanlar gibi oturup kalkmaktan, yeri geldiğinde atıp tutmaktan çok hoşlanırız. Sanırım diğer ekstremde kendi kendine hiçbir konuda fikir yürütemeyen, sadece edindiği bilgilere göre hareket etme, bir kanaat sahibi olma özelliklerine sahip insanlar yer alır. Her iki ekstrem de görüldüğü üzere sağlıksız özellikler içermekte. Böyle bir skalada arzu edilen nokta sanırım bu iki ekstremin ortasında bir yerlerde olmalı. Bilgiden çok fikre ağırlık verdiğimizde ortaya nasıl bir sonuç çıktığına (lafı uzatmadan belirtmek gerekirse) sanırım en uygun yakıştırmalardan birisi şu olabilir: Kalitesiz bir hayat yaşamak! Gelir düzeyimiz, eğitim durumumuz, yaşadığımız mekân vb ne olursa olsun sonuçta havadaki “kalitesizlik” olgusu hepimizi etkilemektedir. Bu sadece dere yataklarına ev yapıp da yağış aldığında sellere kapılan, ya da evine günlerdir su gelmeyen vatandaşlarla sınırlı değil. Çünkü bilgiyi değil de fikri tercih ediyoruz. Bu tercih pek çok şeyde de kendisini gösteriyor. Örneğin başarı kriterlerinde. Nesnel bir başarı kriterine göre bir yöneticiyi, bir kamu görevlisini, bir politikacıyı değerlendirmek yerine öznel, fikirlerden oluşmuş, kişiden kişiye değişen bir kritere göre bu değerlendirmeleri yapıyoruz. Hal böyle olunca adam hapse giriyor ama ulusal kahraman ilan edilebiliyor. Bir başkası milyonlarca lira batırıyor ama itibarlı işadamı kimliğini koruyabiliyor. Örnekler çoğaltılabilir. Bu kısır döngüden kurtulmanın odağında doğal olarak bilgi olgusuna değer vermeyi artırmak yatmakta. Tartışma bu coğrafyaya geldiğinde hepimizin aklına tek bir kurtuluş yolu geliyor: Eğitim! Belki düne kadar bu çözüm önerisi doğruydu. Ama artık en azından şunu belirtmek gerekir ki eğitim tek çözüm değil. Internet sayesinde bu kısır döngüden kendimizi kurtaracak çözüm kümesi genişlemeye başladı. Internet insanlara, kültürlere, toplumlara en temelde konuşma özgürlüğünü ve açıklığı getiriyor. Biz şimdilik konuşma özgürlüğünü dedikodu yapma özgürlüğü ve karşı cinse açılabilme özgürlüğü olarak algıladık. O nedenle ya hiçbir şey hakkında saatlerce “geyik muhabbeti” yapıyoruz bilgisayar karşısında, ya da dış dünyada aynı mekânda bulunduğumuzda açılamayacağımız bir kişiyle dostluk kurmaya çalışıyoruz. İlk bakışta bu çok verimsiz olarak yorumlanacaktır. Ancak belki de biraz pragmatik bakarak, toplumsal sorunlarımızın ne olduğunu buradan anlayabiliriz. Bu açıdan toplum olarak belli bir tatmin olma seviyesine ulaştığımızda, bu araçları başka amaçlar için de kullanabileceğimizi keşfedeceğiz. Örneğin bireysel haklarımızı korumak için, örneğin siyaset dünyamızı yönlendirmek için. Yaşam kalitemizi artırmak için. Internetin sağladığı açıklık kavramı ise her boyda ve boyuttaki “aracıları” er ya da geç vuracak. Aracı olup da sürece herhangi bir katkı sağlamayan, sadece arada olarak kendisine menfaat sağlayanlar, şeffaflık olgusunun altında ya yok olacaklar ya da bir katma değer sağlamak zorunda kalacaklar. Şu an şeffaflık olgusuna karşı gelenler, bir yandan böylegelmişböylegider'ci olduklarından bir yandan da “Ben değişsem ne olacak; benim yerimi başkası gelip alacak” tereddütünden değişmeye, dönüşmeye yanaşmıyor. En stratejik düzeyde bunu yapabilmek için AB'yi hakem olarak kullanıyoruz. Bugün AB'ye girmeyi destekleyenlerin çoğu bunu kerhen yapıyor; başka türlü daha iyisi olamayacağına inandıklarından. Oysa fikir yerine bilgiye önem versek, bu tür hakemlere gerek kalmadan kendi dinamiğimizle de ilerleyebileceğimizi “keşfedebiliriz”. Yeter ki internete bu gözle bakmasını bilelim. CEP TELEFONLARI İÇİN KABLOSUZ ŞARJ OLANAĞI Bilgiyi kablosuz olarak nakledebilen cep telefonları, bundan böyle kendi kendilerini de şarj edebilecekler. Massachusetts Institute of Technology'den (MIT) Marin Soljacic ve meslektaşları, tek bir bobine depolanmış elektromanyetik enerjinin, aynı rezonant frekansındaki başka bir bobin tarafından nasıl boşaltıldığını göstermek için daha önce bilgisayar simülasyonlarından yararlanıyordu. Şimdi bilim ekibi bir oda içindeki 60 watt'lık ampulü yakabilecek yeterli enerjiyi nakletmek için bu teknikten yararlanmış bulunuyor. 10 megahertz'deki alternatif bir akım bir kapasitöre bağlı bobinden geçerek, salınımlı manyetik ve elektrik alanları üretiyor. Dalgalanan manyetik alan, 2 metre ötedeki aynı rezonant frekanstaki alıcı bobinde akım yaratıyor. Hazırlayan: Reyhan Oksay CBT 1066/19 24 Ağustos 2007
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle