Katalog

GÜNDEM Haftaya ne yazacağız? "Manevi Mirasım Akıl ve Bilimdir!" "Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır... Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkâr etmek olur... Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar." Mustafa Kemal Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip’in sorusuna Mustafa Kemal’in yanıtı. Kaynak: İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeoloji, İÜ. Yayınları Cumhuriyet BİLİM VE TEKNOLOJİ Sayı: 1061 20 Temmuz 2007 İMTİYAZ SAHİBİ Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk GENEL YAYIN YÖNETMENİ İbrahim Yıldız YAYIN YÖNETMENİ Orhan Bursalı SORUMLU MÜDÜR Güray Öz GÖRSEL YÖNETMEN Tüles Hasdemir YAYIMLAYAN Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. İDARE MERKEZİ VE YAZIŞMA ADRESİ Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokak No:2 34382 Şişli İstanbul Tel: 0212.343 72 74 Faks: 0212. 343 72 64 CUMHURİYET REKLAM Tel: (0212) 251 98 74/ 343 72 74 Yerel Süreli Yayın BASKI İhlas Gazetecilik A.Ş. 29 Ekim Caddesi No: 23 Yenibosna İstanbul İki gün sonra oy kullanacağız ve sandıktan çıkacak sonuçlar ülkemiz için şüphesiz yeni bir yol ayrımı demek olacak. İster bugünkü siyaset iktidarda kalsın, ister kalmasın! Ülkemizi 5 yıldır yöneten siyasetin, TÜBİTAK aracılığıyla kişisel bazda çeşitli projelere önemli kaynak aktarmasına rağmen, ülkemizin bilimde bu süre içinde nereye varabildiği, hangi alanlarda bir “güç birikimi” sağlandığı ve bunun sonucunda nasıl bir üretim eşiğine ulaşıldığı sorusu, ortadadır. Salt uluslararası makale sayısı açısından bakıldığında bile, gelecek sayımızda yer vereceğimiz Prof. Altan Onat'ın son saptamalarına göre, makale yayın hızında büyük bir düşüş söz konusudur. TÜBİTAK, güçlerini bilimde yatay gelişmeye harcıyor. Ama, Avrupa Birliği'nin bilim ve teknolojiye dayalı “Ekonomik Kalkınma Programı” demek olan 7. Çerçeve Programı'na katılmak kararını rahatlıkla destekliyor. AB kalkınmasına ne kadar “katık payı” sağlayacağımızı ise henüz bilmiyoruz.. Bunu açıklasalar ya! AB çerçeve Programları yatay değil dikey gelişme programlarıdır ve hangi alanlarda ne üretileceği kararlaştırılmış ve proje sunumları istenmektedir. Yani desteklenecek konular bellidir. Ama biz öncelikli olarak, kaynaklarımızın önemli kısmını nerelere ayıracağımızı bir türlü kararlaştıramıyoruz! Desteklenen projelerin sonuçlarını da izleyemiyoruz, bilime, ekonomiye katkısını değerlendiremiyoruz ve görüş bildiremiyoruz. Tam bir kara perde var TÜBİTAK web sitesinde! *** Tınaz Titiz, seçim boyunca Skytürk TV'de Çözüme Doğru programı hazırlıyor. Bilim ve teknoloji konulu programa beni de davet etti. DSP: Ahmet Tan, MHP: Oktay Vural ve AKP: Reha Denemeç'in katıldıkları programda, ekonomik olarak bilim ve teknolojide yönelinmesi gereken konular üzerinde epey bir fikir birliği vardı! Örneğin, ithalatına büyük paraların harcandığı ürünlerin, mal ve hizmetlerin ülke içinde üretilmesi için sektörel temelde bir dizi alanda çalışmaların, ARGE'nin desteklenmesi, teşvik edilmesi gerektiği gibi…. Dile getirilen sektörler arasında, bilim ve iletişim teknolojileri, savunma sanayi, ulaşım sektörü, enerji vb. vardı. Şüphesiz nanoteknoloji gibi önde gelen teknolojiler ve sağlık konusu da bunlar arasında. Savunma sanayinde bir yol izlenmeye çalışılıyor. Ordu'nun ve Savunma Sanayi Müsteşarlığı'nın girişimleriyle. Fakat ulaşımda metro yapımı hızla gelişirken, bütün modern vagonlar dışarıdan alınıyor, neden modern vagon yapımı için bir girişimde bulunulmaz? Sağlık konusu Türkiye'nin çok önemli bir harcama alanı. En azından malzeme vb. gibi sağlıkta yüzmilyonlarca dolar harcanan bir alanda seçme üretim alanları neden belirlenmez, ilan edilmez ve teşvik edilmez? TÜBİTAK, örneğin ekonomiyle ilişkili hangi bilim alanında önemli projelerin gerçekleşmesine aracılık etti, hangi alanlarda Türkiye'ye eşik atlattı, Türkiye'nin bir yere gelmesine hizmet etti? Sadece iri laflar görüyoruz! Çözüme Doğru'da ülkemizin bir yerlere gelebilmesi için izlenmesi gereken rota tartışıldı. Düzgün bir eğitimin, stratejik önceliklerin önemi vurgulandı. Ekonominin bir inovasyon sistemi içinde teşvik edilmesinin değeri tartışıldı; özetle Türkiye'yi hayati alanlarda nasıl üretici kılmak mümkün olur, gibi benzeri sorulara yanıt arandı. İyi de, görmeye alıştığımız sonucun ne olduğunu hepimiz biliyoruz. AKP, bu sorunların hiç birine bir çözüm getirme yeteneğini gösteremediği gibi, konumuzla ilgili bir çok alanda kötüye gittiğimizi bile söyleyebiliriz: Yapılması gerekenler konusunda hiç bir adım atmıyorsanız, başkaları gerekli adımları attıkları için, Türkiye'ye geriye götürmüş oluyorsunuz! Dahası, siz, bir çok alanda, üniversiteleri vb gibi, daha da kötüleştirdiğiniz için, Türkiye'yi iki kat daha kötüye götürmüş oluyorsunuz... Bu son saptamalar, AKP'nin 5 yıllık “icraatı”nın özetidir... Seçim sonrası, bakalım ne yazacağız?! Yeniden buluşmak dileğiyle... obursali@cumhuriyet.com.tr CBT 1061/3 20 Temmuz 2007 www.cumhuriyet.com.tr