20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Anayasamızda Türkçe sorunu Bir milletvekili, “benim içtiğim antta, ‘kayıtsız ve şartsız’ koşulu yok. ‘Laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına kayıtsız ve şartsız bağlı kalma sözü vermedim.’ derse kim? ne diyebilir? ona? Celil Altın, Kültür Okulları Einstein’dan sonra LISA LISA (Laser Interferometer Space Antenna) Einstein kuramının öngördüğü yeni türden bir enerji ile (çekim dalgalarıyla) yayılan uzayzamanın sesini dinleyecek. Prof. Dr. Rennan Pekünlü, Ege Üniversitesi E B asınımızda, anayasamızın kimi maddeleri eskiden beri arada bir tartışma konusu olur. Bu nedenle köşe yazarlarımız, hukukçularımız önemli görüşler ortaya koyarlar, ele alınan maddelerdeki değişik anlamalar bir noktaya bağlanır ya da bağlanamadan tartışma konusu bir kenarda bırakılır. Son günlerin çok önemli sorunu olan Cumhurbaşkanlığı seçimi de bunlardan biri. Anayasamızın 96. ve 102. maddeleri gözümüzün önünde dururken, bu iki maddenin ne demek istediğini aylardır anlayamıyoruz. Diyelim ki hukukla ilgisi olmayanların bu maddeleri anlayamamaları doğaldır, ama bu konunun uzmanı olan profesör ünvanlı hukuk hocalarımız da bizi aydınlatamadılar, aydınlatmaktan öteye kafamızı karıştırdılar. Oysa bu konuyu anayasamızdan anlamak o denli zor değil, bir hukuk konusu olmaktan öte bir Türkçe sorunudur bu durum. Her okur yazarın anlaması gereken bir sorun. Anayasamızın cumhurbaşkanı seçimini düzenleyen «102. Maddesi Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir.» diyor, ama üçte iki çoğunluk bir türlü sağlanamadı ve cumhurbaşkanı seçilemedi, cumhurbaşkanı seçimi zorunlu olarak yeni milletvekili seçimi sonrasına bırakıldı. Başlangıçta da değinildiği gibi bunu anlamak için hukukçu olmaya ya da bir siyasal partinin önde gelen üyesi olmaya gerek yok, salt okuduğunu anlamaya, açıkçası en az ortaokul düzeyinde bir öğrenci kadar Türkçe bilmeye gerek var. «Bir tümcede bir sözcüğü kaldırıp yerine hangi sözcüğü koyarsanız tümcenin anlamında bir değişiklik olmaz » diye sorduğunuzda, tümceden atılan sözcüğün anlamı açıkça ortaya çıkar, ikinci sözcük birinci sözcüğün anlamını açıklar ve yanlış anlama giderilir. Ancak cumhurbaşkanlığı seçiminden de önemli başka bir Türkçe sorunu var anayasamızda. Bunun da yıllardır ayrımında değiliz. Anayasanın 81. maddesinde milletvekillerinin ant içme metni ile 103. maddesindeki cumhurbaşkanının andiçme metni var. Cumhurbaşkanlığı ant içme metninde biraz farklı, ama bu çok önemli dil yanlışı 81. ve 103. maddelerin ikisinde de var: «Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız şartsız egemenliğini koruyacağıma, hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma, toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.» Dikkat edilirse, bu madde metnine göre ant içen milletvekilleri «Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacaklarına ant içiyorlar, ...» ama maddenin ardından gelen yargılara, özellikle «laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacaklarına kayıtsız ve şartsız» andiçmiyorlar. Burada beklenen anlamın oluşması için «kayıtsız şartsız» koşulu madde metnindeki «sadakatten» sözcüğü ile «ayrılmayacağıma» sözcüğünün arasında yer almalıydı. Bu durum karşısında bir milletvekili, benim içtiğim antta, «kayıtsız ve şartsız» koşulu yok. «Laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına kayıtsız ve şartsız bağlı kalma sözü vermedim.» derse kimne diyebilir bu milletvekiline! instein, bu dalgaların algılanabileceğini düşlemedi bile; çünkü bu dalgalar, örneğin YerAy ikilisi gibi iki gök cismi arasındaki uzaklığı ancak bir atom boyutu denli değiştirebilir. Bugün, atom boyutu denli küçük de olsa bu değişimi algılayacak teknoloji var. LISA, birbiriyle çarpışan, birbirini yutan karadeliklerin çıkardığı patlama, hırıltı (humming) ve tıslamalarını (hissing) ve evrende yüksek hızlarla devinen madde akımlarını algılayacak bir misyondur. Bu sesler, bükülmüş uzayzamana dönüşmüş olan madde ve erkenin(enerjinin) ayrıntılarını saptayacak. Çekim dalgalarının ölçümü, kara deliklerin yakınındaki uzayzamanını anlamamıza yardım edecek. LISA Güneş’in çevresinde dolanan ve birbirine olan uzaklıkları 5 milyon kilometre (17 ışık saniyesi) olarak tasarlanan üç uydudan oluşacak. Uyduların herbirinde serbest düşen “deney kütleleri” (proof mass) olacak. Bu kütleler, çekim kuvveti dışında başka hiçbir kuvvetten etkilenmeyecek. Uydulardaki “deney kütlelerin” birbirine göre devinimi, nanometreden (10 – 9 m) daha az dahi olsa, Üstteki gökadanın özeğinde(merkezinde) bulunan ve yaklaşık 10 8 M§ kütleye sahip kara delik uydular arası lazer ışınten kaynaklanan çekim dalgalarının uzayzamanlarının birleştirilmesi da ortaya çıkardığı tedirginlikler görülüyor. Sarı renkli cisim Güneş ve onun çevresinde beyaz sonucunda büyük bir yörüngede dolanan YerAy ikilisidir. Üç uydudan duyarlıkla ölçülebileoluşan LISA girişimölçeri (interferometer) uyduların birbirine gönderdiği lazer ışınlarıyla (kırmızı cek. Uyduların bulunrenkli) iletişim içinde bulunacak. duğu bölgeden geçen çekim dalgaları o bölgedeki uzayzamanı bozacak, “deney kütlelerin” devinimini değiştirecek, böylece varlıkları belirlenmiş olacak. LISA kara deliklerin yakınında titreşen uzayzamanın seslerini dinleyecek; kara deliklerin çevresinde yutulmak üzere olan yıldızların yörüngelerini saptayarak Einstein’ın kuramının uç koşullarda da geçerli olup olmadığını sınayacak; birbiri içine giren kara deliklere ilişkin LISA ölçümleri, evrenin boyutlarını belirlemede yeni bir ölçüm aygıtı oluşturacak ve evrendeki karanlık erkenin doğasına sınırlamalar getirecek; gökadamızdaki binlerce çift yıldız dizgesinden(sisteminden) kaynaklanan çekim dalgalarını ölçecek ve çift yıldız dizgelerinin oluşumuna yeni bir bakış açısı getirecek. İlgili okuyucu http://universe.nasa.gov adresinden ayrıntılara ulaşabilir. Kaynak: Nicholas E. White & Alphonso V. Diaz, Advances in Space Research 34 (2004) 651658 Öğretmenlere yönelik biyoloji sempozyumu CBT 1054/17 1 Haziran 2007 “ÜÇTE İKİSİNİN...” Burada da «Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir.» tümcesindeki «üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla» sözcüklerinin yerine «üçte ikisinin gizli oyuyla seçilir» denseydi bunu da herkes anlar ve bu konuda tartışma günlerce sürmezdi. İlk ve ortaöğretim müfredatında yer alan BİYOLOJİ konularının son yeniliklerle birlikte öğretmenlerimize aktarılacağı ‘’Hizmetiçi Eğitim Formatında ki’’ sempozyum 2324. Haziran. 2007 tarihlerinde İstanbul Kültür Üniversitesi tarafından düzenlenecektir. İstanbul dışından katılacak öğretmenlerimizin yol ve konaklama masrafları MEB tarafından karşılanacaktır. Ayrıntılı bilgi ve başvuru için: http://www.kultur.k12.tr/biyosemp
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle