20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HAVACILIK TEKNOLOJİSİ AYLAK BİLGİ Tahir M. Ceylan [email protected] Gürültüsüz uçağın doğuşuna 25 yıl kaldı Bilim adamları şimdi gürültüsüz işleyen bir yolcu uçağı üzerinde çalışıyor. Kurtlarla kartallar yiyeceğini seçer, çakallarla akbabalarsa seçmeden yer; o yüzden kurt çakaldan, kartal akbabadan yırtıcıdır. İnsanlarda da farklı değil, yediği yemeği, giydiği elbiseyi fazla irdeleyen, karşıdakinin pek az hareketini beğenen erkek ya da kadınlar da hır çıkarmayı pek sever. Seçici Olan Yırtıcı Olur! Beraber olacağı kişiyi didik didik eden, evleneceği insanı ince elekten geçirenler senesini doldurmadan kavga dövüş boşanırken, eş dost tavsiyesiyle evlenenler birkaç on yıl geçtiği halde evliliği sürdürdükçe sürdürürler. Uygusuz biçimde adam öldüren seri katillerin de çok titiz insanlar olduğunu bildiren adli tıp raporları vardır. Kediler sonra, nasıl da titiz ve yırtıcı hayvanlardır, zoologların onlarla ilgili hipotezlerinden biri de bunların seçicilik ve temizlik yönünden genetik bir hastalık taşıdığıdır. Bir çok hastalık belirtisinin kendi adıyla anılmasına neden olacak kadar çalışma titizi olan Fransız doktoru J.M. Charcot, tedavi ediyorum diye kor gibi demirlerle histerik kadınların apışarasını dağlamıştı. Charcot gibi çalışma değil ama prensip titizi Norveçli ressam Edward Munch de, içindeki saldırganlığı bir vampir tablosu yaparak ancak dengelemişti. Ormanın en yırtıcı hayvanı kaplanın, hayvanat bahçelerindeki kafesleri, her yeri pislik götüren deve ve zürafadan farklı olarak, tertemizdir. Onun soyundan gelen kedilerin de bir koltuğun üzerinde sabahtan akşama temizlendiğini hepimiz biliriz. Birisi için temizlik, titizlik derecesinde olduğunda amaç, kendinden başka her izi temizlemek anlamını alır, kişinin güdüsü o zaman herkesi silip süpürmek(yok etmek) kendini seçmektir. İlginçtir ama loğusa kadınlarda ne titizliğe ne takıntıya rastlanıyormuş. Bebek kucağa geldiğinde demek ki, insana saldırı değil, şefkat lazım olduğunda takıntı kalmıyor. Psikodinamiye girelim biraz... Bunlar şefkati başkasına olan şehvetten, öfkeyi kendine olan nefretten izole ederler. O yüzden her an duygusuz biçimde şefkat, acımasız biçimde saldırganlık gösterebilirler. Titiz(obsesif) insanların bazılarında bir öldürme gereksinimine karşılık gelecek şekilde, çocukların arasında bıçağı defalarca tutup bırakma eylemi vardır. O bir süre öyle gider sonra bir bakarsınız saldırganlık yön değiştirip kendine yönelir, depresyon baş gösterir. Depresyon, bu olağanüstü cansızlık, belki de yeryüzünde görülebilecek eşi benzeri olmayan bir saldırganlıktır. Bazen yoğun cinselliğin, içteki yoğun agresyondan kurtulmak için yapıldığını söylemek bile mümkündür. İnsanın günlük işlerdeki, ilk tanışmadaki yumuşaklığına aldanmamak lazımdır; bir defasında Gabbard demişti; “insanda bilinç, bilinçdışının yedide biridir” diye. O birin ne olduğunu biliyoruz, ama geride kalan yedinin içinde buz gibi bir agresif duygunun ne ölçüde var olduğunu bir analist bile şöyle böyle bilir. Bir ceza avukatının anılarını dinlemiştim bir ara, kendini aldatan kocasını kadın çok titiz bir plan yaparak cezalandırmıştı: Kapı koluna bağladığı bir ipi tüfeğin tetiğinden geçirip namlunun karşısına oturmuştu, kocası odaya girdiğinde kadın “domdom” kurşunuyla ölmüş, adam ömür boyu vicdan azabından yaşayamamıştı. İnsanın içindeki saldırganlık kendini yok etmeye yetecek kadardır! Hatta öyle titiz katiller vardır ki onlar için öldürme eylemi, öldürmenin kendisi değil, öldürmenin kelimesidir, bir kelimeyi okur gibi öldürmek onlara göre sembolü yok etmek, nesnesi çıkartılmış bir kılıfı yırtmaktır sadece. Yazar ve sanatçıların da kolay beğenen insanlar olmadığını biliyoruz, yazdıkları metni defalarca yırtıp atanlar olduğu gibi, bugün milyonlarca dolara satılan resimlerini vakti zamanında ressamlarının bir şişe şarap parasına verdiğini görüyor, kendilerine ve yapıtlarına karşı acımasız olduklarını biliyoruz. Toplumda intihar %1 iken, yazarlarda %7, şairlerde %5 ve nihayet ressamlarda %12 dir. İnsan için seçici olmak, herkesle yapamamak, her şeyi benimseyememektir. Bu ancak sert bir kişilikle mümkündür ve sert bir yapının kıyıcı olması doğaldır. Bir seferinde titiz bir hastası tarafından baba yerine konan bir psikologdan dinlemiştim, hasta seans sırasında daha önce unutmamak için özenle yazdığı iki sayfa dolusu gariz küfürü psikoloğunun yüzüne itina ile okumuşmuş. Hastalardan doktorlara geçersek konuyla ilgili dramatik bir rastlantı da şudur ki, bilinen en kıyıcı alet olan giyotini yapan mösyö Guillotin de, insan vücuduna titizlikle hakim bir Fransız doktordu! www.crsm.net C ambridge Üniversitesi, Massachusetts Teknoloji Üniversitesi bilim adamları ve aralarında Boeing uçak şirketi ve Rolls Royse gibi firmaların da yer aldığı 30 ekonomi kuruluşunun katılımıyla “Silent Aircraft Initiative” projesi üç yıldan bu yana devam ediyor. Londra’da tanıtılan SAX40 jetinin çıkardığı gürültü neredeyse sıradan bir çamaşır makinesinin gürültüsü kadar. Yeni model ayrıca %35 daha az yakıtla işliyor. Aşağı yukarı bir Boeing 767 büyüklüğünde olan uçağın görünüşü bildiğimiz modellerden çok farklı. Boeing 707’nin 1950’lilerin sonlarına doğru hava trafiğine girmesinin ardından yeni bir jet çağına girildi. Boeing 747 ile yetmişli yıllarda kapasite önemli ölçüde arttı. Fakat eleştirmenlerin dikkat çekmiş olduğu gibi jetlerin dış görünüşü Boeing 707’den bu yana neredeyse hep aynı. Gerçi uçaklardaki gürültü seviyesi altmışlardan sonra epeyce aşağı indi, fakat uçuş trafiğinin artması yüzünden havaalanlarındaki gürültü azalmadı. SAX40’ı bildik jet modellerinden ayıran, tasarım konseptinin tümü. Söz konusu olan ellili yıllarda üretilen “BlendedWingBody aircraft” konseptinin geliştirilmişi aslında. Kanat açıklığı 75, toplam uzunluğu ise 50m olan SAX40, gerçekten de hava yolculuğunda bir devrim yaratabilir. Jetin üç motoru gövdenin arka kısmına monte edilmiş. Gövdenin çatısında hava girişleri yer almakta. Konstrüksiyonda aralarında Boeing, Rolls Royce, Civil Aviation Authority (CAA), National Air Traffic Services (NATS), Lufthansa Cargo, DHL ve UPS’nin bulunduğu çok sayıda kuruluş çalışıyor. Projenin çıkış noktası gürültünün düşürülmesiydi; ama çevreye duyarlı jetler üretmek zorundayız ve bu da ancak yepyeni bir modelle mümkün olabilir, diyor bilim adamları. SAX40’ın günümüzdeki yolcu uçaklarına göre %35 daha az yakıt tüketiyor olması yüksek petrol fiyatları nedeniyle gayet mantıklı. Öte yandan CO2 emisyonundaki düşüşün iklim için ne kadar önemli olduğunu artık bilmeyen kalmadı. Mühendisler SAX40’ın diğer uçaklardan 25 desibel daha az gürültülü işlemesini sağladılar. Bu ilk başta az gibi görünüyor; ama aynı anda on tane saç kurutma makinesinin çalıştığını düşünün bunlardan dokuz tanesi kapatıldığında gürültü on desibel kadar düşer. Bunu uçakların türbin gürültüsüne çevirdiğimizde ise şu anlama gelir: SAX40 yalnızca 63 desibellik bir gürültü çıkarıyor yani halihazırdaki jetlerin çıkardığı gürültünün sadece binde üçü kadar. Dahası SAX40’ın çıkardığı ses, motor gürültüsünden çok havalandırma aygıtının sesini andırıyor. SAX40’ın genişletilmiş kanat alanı inişe geçişte hızı azaltabilecek gerekli kaldırma kuvvetine sahip, dolayısıyla da saatte 300 km’den çok daha düşük bir hızla inişe geçebiliyor. Ayrıca gövdenin arkasına takılan dev kanatlar gürültüyü yukarı doğru yönlendirdikleri için türbinlerin sesini azaltıyorlar. Yeni Jet modelinin ayrıca arkasında yön pervanesi bulunmuyor, bunun yerine iniş takımlarında, tekerleklerdeki ve akslardaki rüzgar gürültüsünü azaltan bir tekerlek kutusu var. Bilim adamları, kalkış gürültüsünü de iyice azaltmak için, RollsRoyce kuruluşundaki mühendislerle birlikte yepyeni bir türbin tasarladılar. SAX40 bu sayede daha yavaş ve daha az gürültülü kalkarken görkemli gövdesini havalandırabilecek gerekli kuvvette sahip. SAX40, büyük bir ihtimalle 2030’da göklerde uçmaya başlayacak. Bir Airbus yaklaşık olarak 3,5 milyon parçadan oluşmakta. SAX40’in yolcu kapasitesi 215 kişi ve menzili ise 8000 kilometre olarak düşünülmüş. Bu Boeing’in 737 modeline denk düşüyor. Fakat Amerikan uçak şirketi gelecekte 767 sınıfı uçakların, yani en fazla 170 yolcu kapasiteli ve daha kısa menzilli modellerin tercih edileceği tahmin ediyor. Derleyen Nilgün Özbaşaran Dede CBT 1053/9 25 Mayıs 2007
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle