20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

DUYURU “Suya doğru bakıyor musun?” Bayer Türk ve WWFTürkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) işbirliği ile Türkiye’de ilk kez hayata geçirilen “Bayer Genç Çevre Elçisi Programı” kapsamında üniversite öğrencileri arasında “Suya doğru bakıyor musun?” başlıklı proje yarışması düzenlenecek. Yarışma ile yanlış su politikaları, bilinçsiz su tüketimi, doğa dostu olmayan üretim süreçlerinden kaynaklanan suyun yanlış kullanımına bağlı olarak Türkiye’nin su kaynaklarının her geçen gün azaldığına dikkat çekilmesi amaçlanıyor. Gençler, “Suya doğru bakıyor musun?” teması altında “Sanayi ve Su”, “Turizm ve Su”, “Tarım ve Su”, “Kentleşme ve Su”, “Birey ve Su” ile “Ekonomi ve Su” olmak üzere 6 ayrı konu başlığından birini seçerek, sorunu tespit edecek ve uygulanabilir çözüm önerilerini sunacaklar. Genç Çevre Elçileri 1724 Kasım 2007 tarihleri arasında Almanya’da düzenlenecek Genç Çevre Elçileri Toplantısı’nda Türkiye’yi temsil etme ve projelerini uluslararası katılımcılar ile paylaşma şansını yakalayacak. Son başvuru tarihi 1 Ekim 2007. Katılım şartları ile ilgili detaylı bilgi için www.bayeryoungenvoy.com sitesi ziyaret edilebilir. 3K (KamuKadınKent): Bir siyasa önerisi Müfit Akyos, [email protected] Teknoloji Yönetimi Danışmanı; mufi KAMU: Yeni globalleşme saldırısının odağında yer alan kamu, bu saldırıda hırpalandı, içi boşaltıldı, siyasa oluşturma süreçlerinin dışına itildi. Gelinen noktada özellikle bizim gibi ülkelerin toplumsal ve ekonomik yaşamlarında ortaya çıkan yıkımlar ve olumsuzluklar kamunun yeni işlev, yapılanma ve yönetim biçimleriyle yeniden gündeme alınmasını zorunlu kılmaktadır. Kötü bir kamu yönetiminin göreceli olarak toplumun bütün katmanlarını olumsuz etkilediğini, toplumsal refahın gerçekleşmesi önünde ciddi bir engel oluşturduğu toplumun bütün kesimlerince ve özelikle bu yapıdan öncelikli ve ayrıcalıklı hizmet alan büyük burjuva tarafından algılanması gerekir. İlgili literatürdeki tartışmalar ve yayınlar yapılan hataları irdelemekte ve kamunun önemini, rolünü ve işlevini yeniden gündeme taşımaktadır. Yeni bir yaklaşımla ve genel olarak, devletin “vatandaşın yaşam kalitesini arttırmak” için kullandığı araçlar olarak tanımlayabileceğimiz kamu; Cumhuriyetimizin kuruluşundan başlayarak toplumsal ve ekonomik yaşamımızda oynadığı etkin rol, edinilen deneyimler, yetişen kadrolar ve bilgi birikimi esas alınarak “vatandaş odaklı” bir yaklaşımla yeniden ele alınmalı ve değer kazandırılmalıdır. Kamu siyasasının genel amacı vatandaşlarının refahı ve yaşam kalitelerinin arttırılmasıdır. Bu amaca ulaşmak için kamuda yer alan kurumların yükümlendikleri işlevleri yerine getirme yetenekleri ile teknoloji, toplumsal ve kültürel yapıdaki değişime uyum yetenekleri çok önemlidir. Bu nedenle yenilikçilik (inovasyon) kavramı kamuda da yerini almalı uygulama araçları geliştirilmelidir. İyi işleyen, nitelikli hizmet veren bir kamu yönetimi için kamunun “çalışanları ile barışması” noktasından hareketle etkin bir kamu siyasasının temel noktalarını, • yönetim/işletme süreçlerine odaklanma • vatandaşa odaklanma • işbirliklerine odaklanma • çalışanlara odaklanma • öğrenmeye odaklanma oluşturabilir. Böylece; yeni aktörlerin (aktif vatandaşlar: kamu otoritelerinin bazı girişimleri başlattığı ancak vatandaşın yerine davranmadığı” bir yönetim biçimi) ortaya çıkmasının ve yaratıcılık, deneysellik ve dayanışma değerleri üzerinde temellenen kollektif kimliğin oluşmasına yol açacak bir kalkınma stratejisini oluşturma olasılığı yaratılabilecektir. cılığı ile bir araya getirilmesi gerekmektedir. Böylece toplumumuzun yarısını oluşturan kadınların karar süreçlerinde, üretimde, eğitimde ve toplumun bütün alanlarında yaratıcı güçlerini ortaya koymaları sağlanabilecektir. Belki de en önemlisi başta feodal yapılar ve dinci baskının yok edilmesinde kalıcı ve etkin bir atılımın başlangıcı oluşturulabilecektir. Türk üstün zekâlı çocuklar, Dünya finallerinde Türkiye'nin tek üstdün zekâlı/üstün yeteneklilerin eğitim gördüğü okulun (TEVİTÖL Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi www.tevitol.k12.tr) beş öğrencisi Görkem Garipler, Emre Laleli, Gökhan Kahraman, Coşkun Rebahan, Hakan Kayıkçı, içeriği yaratıcılık, karmaşık çözümler olan “Destination Imagination” adlı projenin Türkiye'deki okullar arasında yapılan yarışmasında Türkiye şampiyonu oldu. Çocuklarımız fizik kurallarından yararlanarak iskambil kâğıtlarından yaptıkları kule, tam 52,5 kg ağırlık taşıdı. Dünya finallerinde bu rekor, bugüne değin 10 kg’i aşmadı. 2328 Mayıs 2007 tarihleri arasında yapılacak Dünya finallerinde ülkemizi temsil edecek çocuklarımıza, IT sektöründen ITD ve EST firmaları sponsorluk desteğinde bulundu. Erasmus’a katılımda artış AB Komisyonu’nun girişiminde başlatılan Erasmus üniversiteler arası değişiim programına katılım 2005/2006 akademik yılında artış gösterdi. Bu dönemde programa katılan toplam öğrenci sayısı önceki seneye göre %7; akademisyen sayısı ise %12 arttı. Bu artış AB’ye son üç sene içerisinde katılan ülkelerde % 20’lik bir artış olarak gerçekleşti. 2005/2006 akademik yılında Erasmus programından yararlanan öğrenci sayısı geçen yıla göre %7,3 artarak 154,553’ye ulaştı. Aynı dönemde değişim programından yararlanan akademisyen sayısı geçen seneye göre %12 artarak 23.462 kişiye ulaştı. Programa 31 ülke katılıyor. Öğrenciler arasında en gözde ülke olarak birinci sırada İspanya; ikincisırada Fransa; Almanya ise üçüncü sırada yer alıyor. Türkiye’nin Erasmus’a katılımının ikinci senesi olan 20052006 döneminde %150’lik bir artışla 2.852 öğrencinin yurtdışında, 828 öğrencinin ise Türkiye’de öğrenim görme fırsatı oldu. 581 Türk öğretim üyesi de Avrupa’ya gitti. Erasmus üniversite öğrencilerine başka bir ülkede 3 ile 12 ay arası başka bir ülkede öğrenim görme olanağı sunuyor. CBT 1053/7 25 Mayıs 2007 KADIN: Ülkemizde bugüne kadar adeta içi boşaltılarak popülerleştirilmiş “gender” kavramına ve sınırlı kaynak, bilgi ve yetkinliğe sahip STK’lara terk edilmiş kadın “sorunu”nu bu çerçevenin çok ötesine ve hakettiği ciddiyete taşıyacak bir yaklaşım ve çözüm önerilerini yaratacak siyasanın oluşturulmasına ivedilikle gereksinim vardır. Böylesi kapsamlı bir siyasanın oluşturulması için başta ülkemizin sosyologları ve psikologları olmak üzere ilgili STK’lar ve doğrudan kadınlar olmak üzere bütün tarafların “yönetişim” anlayışı ile kamu ara KENT: Çağdaş uygarlık, kentleşmedir. Ülkemiz, kent nüfusunun artış hızı esas alındığında dünyanın en hızlı kentleşen ülkesidir. Ancak ortaya çıkan sonuçlara/sorunlara bakıldığında bu tarihsel gelişme doğrulanmamaktadır. Günümüzde kentler yaşamsal önemdedir. Çünki; • “kent”; bilginin üretildiği yerdir. • “kent”; yeni kalkınma ve politik yönetişim formları için “kilit bölge/alan”dır. • “kent”; yönetmeyi öğrenmek ve enformasyon devrimini bireyselleştirmek (vatandaşa indirmek) için “stratejik” bir yerdir. • “kent”; yeni enformasyon ve telekomunikasyon teknolojilerinin topluma ve yurttaşa maledilmesi için “uygun” bir yerdir. Sonuç olarak; “kent” insani yüzü olan bir ağyapı toplumu oluşturmayı denemek ve yatırım yapmak için ideal bir alandır. Kendi kaynakları ve yetenekleri ile farklılaşarak küre“Vatandaşın yaşam kasel sistemlerde başat düğüm litesini arttırmak” için noktaları haline gelen rekakullandığı araçlar olabetçi kentler, ortaklaşa yararak tanımlayabileceğitılmış birer ana kaynak, bölmiz kamu; Cumhuriyetigesel, ulusal ve uluslararası mizin kuruluşundan başbüyümenin ve kalkınmanın layarak toplumsal ve birer motoru olarak görülekonomik yaşamımızda mektedir. oynadığı etkin rol, ediUluslararası ekonomilerin nilen deneyimler, yetiyayılgan etkileri ile uyumlu şen kadrolar ve bilgi biolarak sanayileşmiş ülkelerde rikimi esas alınarak yeni bir kent evresinin doğdu“vatandaş odaklı” bir ğu görüşü kabul görmektedir. yaklaşımla yeniden ele Tartışmanın netleştiği; alınmalı ve değer •ekonomik rekabetçilik kazandırılmalıdır. • sosyal uyum • duyarlı yönetişim • çevresel sürdürebilirlik başlıklarından da anlaşıldığı gibi toplumun ekonomik, sosyal, siyasi ve çevresel arayışlarının odağında kentler bulunmaktadır. Ulusların ekonomik inovasyonu ve sosyal uyumu yerel aktörlerin bu akımları nasıl yönettiklerine bağlı olarak gelişmektedir. Kentsel rekabetçilik bir kent ekonomisinin, vatandaşlarının yaşam standardını koruyup yükseltirken bir ekonomik faaliyet içindeki payları istikrarlı kalan veya büyüyen şirketleri kendine çekip tutabilme kapasitesidir. Kenti, yağmaya açık bir nesne olmaktan çıkarmak üzere toplumsal, sosyolojik ve ekonomik boyutlarıyla ele alan ülke düzeyinde uygulanacak bir “mega proje”nin oluşturulmasına gerek vardır. Bu projenin esas alacağı ve “ağyapılaşma”, “kümeler”, “öğrenen kent”, “bölgesel inovasyon”, “yenilikçi kent” v.b kavramları içeren siyasanın oluşturulması söz konusu mega proje”nin ön adımı olacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle