22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Okullarda şiddetin önlenmesine karşı rekreasyon Şiddete yönelmede kendini değersiz hissetme ve aidiyet duygularından yoksunluk ön plandadır. Bunu önlemenin temel yolu ise gencin enerjisini olumlu kullanabileceği serbest zamanlarını iyi değerlendirebileceği ortamları yaratmaktır Yrd.Doç.Dr. Fehmi Çalık, Sakarya Üniversitesi Beden Eğitimi Ve Spor Yüksekokulu, Rekreasyon Bölümü, fehmicalik@hotmail.com S on yıllarda ülkemizdeki okullarda şiddet hızlı bir artış göstermektedir. Medyaya yansıyanların yanında yansımayan şiddetin boyutları da ürkütücüdür. Şiddet olaylarının her basına yansımasında çeşitli açıkoturumlarla konu tartışılıyor, gelinen noktada uzun vadeli kalıcı çözümler ortaya konamıyor. Türkiye’de ilköğretim ve liselerdeki öğrenci sayısı bir çok Avrupa ülkesinin nüfusundan fazladır. Nüfusun artışına paralel önlemler alınamıyor. Türkiye’de büyük şehirlere göç yaşanıyor ve büyük şehirlerin yanı başında plansız yerleşimler büyüyor. Bu yerleşim yerleri haklı olarak devletten kamusal hizmetler sınıfında olan eğitim, sağlık ve güvenlik ihtiyacının karşılanmasını en temel görev olarak beklemektedir. Kayıt dışı ekonomik gelişmeler eğitimle paralel olmayan yeni statüler ortaya çıkarmakta. Bir yanda şehrin dışına itilmiş kendine ve yaşadığı topluma yabancılaşan gençler, diğer yandan aslında ailesinin zenginlik dışında diğer özellikleri şehrin en lüks semtlerinde oturmaya yetmediğini kabullenmek istemeyen farklı bir gençlik... Kitle iletişim araçları da gençlerin öğrenmelerinde aile ve çevreden daha etkin olabilmekte, şiddeti körükleyen yayınları çeşitli kaygılardan dolayı topluma sunmakta. Bütün bu olumsuz koşullara geleneksel aile modelinden modern aile modeline geçiş sürecinde kaybedilen etik değerleri de eklediğimizde, manzara kendiliğinden ortaya çıkıyor. ŞİDDETİ ÖNLEMEK Şiddete yönelmede kendini değersiz hissetme ve aidiyet duygularından yoksunluk ön plandadır. Bunu önlemenin temel yolu ise gencin enerjisini olumlu kullanabileceği serbest zamanlarını iyi değerlendirebileceği ortamları yaratmaktır. Burada karşımıza Rekreasyon kavramı çıkıyor. Latince bir terim olan rekreasyon, yenilenme yeniden yaratma anlamı taşıyor. Serbest zamanların olumlu kullanılması, kişinin yenilenerek mutlu olması, mutlu bireylerin oluşturacağı toplumlarda şiddetin azalacağı düşünülmektedir. Özellikle çocuk ve gençlerin fazla enerjilerini olumlu yönde toplum yararına kullanmak rekreasyon uzmanlarına okullarda kadro sağlamakla mümkün olur. Ülkemizde okullar yapılırken derslik sayısı esas alınmakta, gençliğin enerjilerini boşaltacakları, çatışmalarını giderecekleri toplumuyla yabancılaşmasının önüne geçecek hareket ihtiyacı ihmal edilmekte. Okullarda beden eğitimi dersi hızla azalarak seçmeli hale dönüştürülmekte. Okul yöneticileri seçmeli dersleri programlara koyma makta. Özellikle okullarda 23 Nisan 19 Mayıs kutlamaları için yoğun programlar yaşayan Beden Eğitimi Öğretmenleri derslerini bile tam yapamıyorlar. Çözüm mevcut imkânları kullanarak okullarda öğretmenleri, öğrenci ve velileri içine alan bunların iletişimlerini yeniden sağlayacak olan iyi yetişmiş rekreasyon uzmanları çalıştırmakla mümkün olabilir. Okullarda görev yapacak olan rekreasyon uzmanları serbest zamanlarda yapacakları çeşitli etkinliklerle veliler arası iletişimi veli okul kaynaşmasını öğrenciler arası iletişimi sağlayabilir. Bunu yaparken sporu ve diğer etkinlikleri lisans boyunca öğrendikleri serbest zaman değerlendirme yöntemleri sayesinde gerçekleştirebilir. Yapılacak olan her türlü olumlu etkinlik öğrenciye boş zaman bırakmayacağı gibi onun enerjisini toplum yararına kullanmak açısından bir fırsat oluşturabilir. Skaler ve vektörel büyüklükler üzerine Akın Oyat, İnşaat Y.Mühendisi S CBT1053/21 25 Mayıs 2007 ayın yazarların 11Mayıs 2007 günlü CBT 1051/22’de yer alan ve başlıktaki adı taşıyan yazısını şaşkınlık içinde okudum. Baştan sona “Yanlış kavramlarla, hatalı anlatımlarla başlanan eğitimde ne yazık ki asla doğru ve iyi bir eğitim olamaz,” gibi fahiş dil ve anlatım yanlışları ile dolu bu yazıda; ülkemizde matematik ve fiziğin temel kavramlarından olan skaler ve vektörel büyüklüklerin yanlış tanımlandığı ve dolayısıyla yanlış bilindiği, sonuç olarak da bu durumun “yüksek seviyede bilimsel çalışmalar” yapmayı olanaksızlaştırdığı (!) savlanıyordu. Durum gerçekten böyle ise, sayın yazarlardan beklenen, bilimsel bir sistematik içinde ve iyi bir anlatım la konuyu irdelemeleri, yanlışları ortaya koyarak doğrusunu ifade etmeleri değil midir? Oysa söz konusu yazı bu niteliklerden yazık ki çok uzak.. Sayın yazarların, örnek alıntılar yaptıkları kitaplardaki “skaler büyüklük” tanımlamalarına bir itirazları yok. Ancak “vektörel büyüklük”tanımlarının hiç birini beğenmiyorlar.B una karşın kendileri de bir tanım vermiyorlar. Yazıda çelişkiler var. Örneğin bir yerde,”yön” bilindiğine göre “doğrultu”ya gerek yok derken, hemen biraz sonra verdikleri “kapı” örneğinde, bağlı vektörlerin yalnızca “doğrultu”su yönünde taşınabileceğini söylüyorlar. Oysa vektörel büyüklüklerin unsurlarından olan “doğrultu” ile “yön” tamamen farklı şeylerdir. Biri diğe rinin yerine geçemez. Doğrultuları aynı ama yönleri farklı vektörler her zaman söz konusudur.Örneğin,yüzen bir cisme etkiyen yer çekimi kuvveti ile suyun kaldırma kuvveti gibi.. Ayrıca vektörel büyüklüğün uygulama (tatbik) noktasının bilinmesi gereklidir. Bu kavramın yazıda değinilen “vektörün başlangıç yada son noktası” ile bir ilgisi yoktur. Vektörel büyüklük, birimi ile birlikte sayısal değeri (şiddeti), doğrultusu, yönü ve uygulama noktası’ndan oluşan unsurları (bileşenleri) ile tanımlanan bir büyüklüktür. Özel durumlarda bu unsurlardan bazılarını belirtmeye gerek olmayabilir. Ancak bu, vektörel büyüklüklerin unsurlarının (bileşenlerinin) sayısını azaltmak için bir gerekçe olamaz. TARTIŞMAEDİTÖRE MEKTUP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle