25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

YAPAY ZEKÂ ARAŞTIRMALARI Yapay zekâda bu kez duygusallığı yakalama girişimi Yapay zekâ araştırmalarının üzerinden onlarca yıl geçmesine karşın, makineler yine de insan zekâsıyla boy ölçüşmenin çok uzağında. Bu disiplinin yaratıcısı Marvin Minsky umudunu yitirmiş değil. Çözümün daha duygusal makineler yaratmak olduğuna inanıyor ve duyguların mantıklı düşünceye kıyasla çok daha kolay örnek alınabileceğine dikkat çekiyor. ğin ne olduğunu anlatmak. Hepimiz duygu ile düşüncenin birbirlerinden oldukça farklı kavramlar olduğu, özünde mantığa dayalı bir süreç olması yüzünden düşüncenin basit, oysa duyguların çok daha karmaşık ve gizemli olduğu görüşüyle büyürüz. Ben bunun tam tersi bir görüşü savunuyor ve duygusal durumların genellikle çoğu başka düşünce biçimlerinden çok daha basit olduklarına inanıyorum. Buna bir örnek verebilir misiniz? Bir insan öfkelendiğinde kimi zekâ kaynaklarının devreden çıktığını görebiliriz. Bu kişi uzun erimli tasarılarından ve kimi hedeflerinden vazgeçerek, giderek daha özensiz ve düşüncesizce davranmaya başlar. Bu durum onlara daha güçlü olma, ayakları üzerinde durma ve başkalarının gözünü korkutma özgürlüğü verir. Benzer biçimde, âşık olan kişi sevgilisinin "inanılmaz güzel" ya da "akıl almaz biçimde zeki" olduğunu söyler. Bu da, onun normal koşullarda birinin yetersizliklerini algılamaya yarayan eleştirel yetilerini devreden çıkarmış olduğunun bir göstergesidir. Soru: Yapay zekâ ile ilgili çalışmalarda 1980’lerden bu yana kaydedilen ilerleme çoğu kişide düşkırıklığı yarattı. Bu konuda neden bu denli az bir gelişme yaşandı? Minsky: Bilgisayar çağının ilk evrelerinde elverişli uçak kanatları tasarlamak, satranç oynamak ya da kalp krizlerine tanı koymak gibi, insanlara güç gelen sorunlara çözüm getirecek makineleri programlamanın kolay olduğunu keşfettik. Ancak bu programların hiçbiri, yatak yapmak, bebek bakmak ya da bir çocuk kitabındaki öyküyü kavramak gibi, insanlara nisbeten kolay gelen birtakım Aşık olan kişi edimleri yerine getiresevgilisinin "inanılmaz bilecek yeteneğe sahip güzel" ya da "akılalmaz değildi. Günümüzde de dubiçimde zeki" olduğunu rum pek farklı değil. söyler. Bu da, onun Her program yalnızca normal koşullarda tek bir konuda uzmanbirinin yetersizliklerini laşmış olduğundan, beklenmedik bir durum algılamaya yarayan meydana geldiğinde eleştirel yetilerini bilgisayarın saçma sodevreden çıkarmış nuçlar ürettiğine ya da kısır bir döngü içine olduğunun bir girdiğine tanık oluyogöstergesidir. ruz. Tam tersine, insanoğlu farklı durum ya da görevlerin üstesinden gelebilecek özelliklere sahip olduğundan tümden bir açmaza girmesi çok güç. Öyle ki, en gözde yöntemi başarısız olduğunda farklı bir yol deniyor. Örneğin, bir işten sıkıldığında bir başkasını o işi yapmaya teşvik edebiliyor ya da o işi kendisine yükleyene sayıp sövebiliyor. Bu tür tepkilere duygusal denebilir, ancak bu tepkiler karşı karşıya kaldığımız sorunların üstesinden gelmemize yardımcı olurlar. Soru: Yeni kitabınıza "Duygu Makinesi" (The Emotion Machine) başlığını vermişsiniz. Bu başlığı seçmenizin nedeni bilgisayarların insanlarla aynı doğrultuda düşünebilmeleri için duygulara gereksinimleri olduğu inancı mı? Minsky: Hem evet, hem hayır. Kitabın amacı, daha esnek makineler üretebilmemiz için insanlara o eşsiz becerikliliğini kazandıran özelli MARVİN Minsky: Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) elektrik ve bilgisayar mühendisliği profesörü olan Minsky aynı zamanda Toshiba Medya Sanatları uzmanı. 1959 yılında devreye giren MIT Yapay Zekâ Laboratuvarı’nın kurucularından olan Minsky çeşitli buluşları ve ortaya attığı kuramlardan ötürü bilim çevrelerinde "Yapay Zekânın Babası" olarak tanınıyor. Bugüne dek sekiz kitabı yayımlanan Minsky’nin son kitabı "The Emotion Machine" (Duygu Duygudan soyutlanmış, Makinesi) adını taşıyor. CBT 1045/8 30 Mart 2007 salt mantığa dayalı bir düşünceden söz edilebilir mi? Duygular konusundaki geleneksel yaklaşım bunların, tıpkı siyahbeyaz bir çizime renk katılması gibi, düşüncelere ek birtakım özellikler kazandırdığı yönündedir. Bu da duygulara gizemli bir nitelik kazandırır. Çünkü bu ek özelliklerin ne olduğu konusunda hiçbir fikrimiz yoktur. Ne var ki, her duygusal durumu kimi olağan anlaksal etkinliklerimizi bastıran bir durum olarak ele alacak olursak bu gizemin büyük bir bölümü ortadan kalkar. Belki de bu yüzden duygusal durumları betimleyen yüzlerce farklı sözcük varken, gündelik akıl yürütme ve düşünme sürecini betimleyen çok az sayıda terim vardır. Sorun salt mantığa dayalı düşünce diye bir şeyin olmamasından kaynaklanmaktadır. Çünkü düşüncelerimiz her zaman güncel amaç ve eğilimlerimizden etkilenir. Dahası, sağduyulu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle