Katalog

İLETİŞİM İletişim teknolojilerinde nasıl bir dünyaya doğru gidiyoruz? İnsanlar bilgi toplumuna doğru ilerlerken, iletişim hizmetleri de inanılmaz bir hızla gelişmekte. Elbette ki yeni teknolojiler gelecek için müthiş olanaklar sunuyor, fakat tekniklerin kalıcılığını ve ne şekilde gelişeceğini kültürler belirlemekte. CBT 1045 / 16 30 Mart 2007 ürkiye’de iletişim alanında büyük devrim ve asıl değişim 1990’lı yıllarda ilk özel kanalların yayına girmesi ve birden bire çoğalmasıyla yaşandı. Basın sözcüğünün yerini medya aldı. Koskoca bir sektör gelişti. Günümüzde TRT kanalları, özel kanallar, uydu ve kablo yayınlarıyla birlikte yaklaşık olarak 300 kadar TV kanalı izleyebiliyor Türkiye. İletişimdeki gelişmeler elbette ki diğer alanlarda da etkili oldu. İnternet ve cep telefonu sayesinde her an her yere ulaşabilme olanağına kavuştuk.. Sokaklarda, ulaşım araçlarında, kuaförde müzik dinliyor, telefon edebiliyor ya da epostalarımızı okuyabiliyoruz. Peki otuz, kırk yıl önce iletişim tekniklerinin bu kadar gelişeceğini kim düşünebilirdi? Bu yüzden 2050 yılında nelerin olacağını kestirmek de çok zor. Günümüzdeki iletişim teknolojisinin temelini oluşturan 2005 yılında iletişim dijital tekniğin geleceği araçlarından yarar hakkında tahminler yürütmek kolay değil. Sonuçta lanma süresi günde iletişim teknolojisi kültür ortalama altı saat ola tarafından belirleniyor ve rak saptanmış. Bu so gelişimi uzun vadeli olarak nuca göre bir tahmin öncelenemiyor. İletişim hakkındaki yapıldığında 2050 yı her türlü önceleme teknik lında insanların nere üzerindeki tahminlere bağdeyse aralıksız olarak lı. Intel firmasının kuruiletişim araçlarından cularından olan Gordon yararlanacağı düşü Moore, 40 yıl kadar önce elektronik devrelerin aşağı nülebilir... yukarı her yıl ikiye katlanacağını söylemişti. Bu Moore yasası daha sonraki yıllarda hep yeniden gözden geçirildi ve yeniden formüle edildi. Elbette bu gerçek bir yasa değil, yarıiletken endüstrisinin gelişim planlarıdır. Moore yasası öte yandan sadece elektroniğin işlem kapasitesini değil, bellek kapasitesi ve aktarım hızındaki gelişimini de belirlemekte. Buradaki soru bunun nereye kadar geçerli olacağı. Yarıiletken endüstrisi, çip üretiminde lazer ve silisyum bazlı yöntemlerin birkaç yıl içinde sınıra dayanacağı konusunda hemfikir. Bu yüzden biyomolekül ve nano malzeme bazlı hatta subatomik alandaki (kuantum fiziği) öncülere uzanan yeni çipler üzerinde çalışılmakta. Moore yasasının 2050 yılına kadar geçerli olup olmayacağı, gelişmelere ve kültürün teknolojiden ne şekilde yararlanacağına bağlı. T sahip olması aynı tekniğin tamamen farklı şekillerde uygulanabildiği anlamına geliyor. Her türlü bilgi ve iletişim birbirinden çok daha işlevsel. Örneğin cep telefonu aynı anda televizyon ve oyun konsolu görevini görmekte. Cep telefonunun geleceği kullanıcıların yaşam biçimi, tercihleri ve modalarla belirlenecek. Küreselleşmenin devam edeceğini düşünürsek, bilgilerin aralıksız olarak işlenmesi hem çalışma hem de dinlence zamanında milyarca insanın belli başlı uğraşı haline geleceği varsayılabilir. Almanya’da bir araştırmaya göre, 2005 yılında iletişim araçlarından yararlanma süresi günde ortalama altı saat olarak saptanmış. Bu sonuca göre bir tahmin yapıldığında 2050 yılında insanların neredeyse aralıksız olarak iletişim araçlarından yararlanacağı düşünülebilir. Techcast firmasının öncelemesine göre 2010 yılında dünyanın herhangi bir yerinde satılan her yeni telefon taşınabilir olacak. Tabii insanların 2050 yılında da teknik yoldan birbirleriyle iletişim kuracakları beklenebilir. Fakat Fraunhofer Sistem ve İnovasyon Araştırmaları Enstitüsü’nden Kerstin Cuhls, sürekli çalınan cep telefonlarının tarihe karışacağını bunun yerine giysilere yerleştirilen modellerin kullanılacağını iddia ediyor. Görüntülü telefonların geleceğini merak eden Die Zeit gazetesi bunu Darmstadt televizyonuna bağlı Multimedia Communications Laboratuvarı çalışanlarına sormuş. Firma çalışanlarına göre birçok telefon görüntülü işlemeyecek, nitekim iletişimde işaretler ve mimikler hatta rahatsızlık bile verebiliyor. Çünkü diyor uzmanlar, insanlar iletişim için çok etkili konuşma motifleri geliştirdi ve hiç kimse bunlardan kolay kolay vazgeçmeyecektir. Bu da geleceğin iletişimi üzerinde düşündüren iyi bir örnektir aslında: Teknik hep yeni olanaklar sunuyor ama bunlardan hangilerinin gerçeğe dönüşeceğini kültür belirlemekte. nın her yerinde bu tür işlemleri yerine getirebilecek teknolojiler üzerinde araştırılıyor. Dünya Bankası’nın verilerine göre gelişmekte olan ülkelerdeki nüfusun sadece %40’ında telefon var ama telefona sahip olanların sayısı 1980’den sonra üçe katlanmış. Cep telefonu üçüncü dünya ülkelerinde hızla yaygınlaşıyor. Cep telefonu hareketlilik sağlıyor, ticaret ilişkilerini ve iş bulmayı kolaylaştırıyor. Ayrıca hazır kartlar da yoksullara cep telefonu kullanma imkânı vermekte ve bu koşullar altında bir cep telefonu birkaç kişi tarafından paylaşılmakta. Cep telefonunun diğer bir avantajı da tekniğinin bakır iletken kablolarla ilgisi olmayışı. Gelişim politikası stratejisinin önemli bir yapıtaşı olan ucuz bireysel iletişim, kablosuz bilgisayar ağının tüm dünyada kurulmasının ardından ve uydu ve güneş enerjisi ile modern dünyayla iletişiminin kısıtlı olduğu bölgelere de bağlantıların yapılmasıyla, önümüzdeki yıllarda da büyük bir ihtimalle gelişmeye devam edecek. ONLINE DURUMDA NE YAPIYORUZ? Kuzeydeki ve batıdaki ülkelerde birkaç yıl içinde her evde İnternet bağlantısı bulunacak ve 2020 yılında zengin ülkelerde herkesin çevirimiçi olması beklenebilir. İnternet ayrıca bazı iletişim teknoloji MESAJLARI DÖNÜŞTÜRME SMS, mesaj göndermenin en kolay yolu olsa gerek. İnsanlar bu mesajları anında yanıtlamak zorunda kalmıyorlar. Bu iletişim türüne ilginin artacağını düşünen uzmanlar, yazılı mesajların sesli, sesli mesajlarınsa yazılı olarak algılanmasına izin verecek teknolojilerin gelişeceğini söylüyor. Günümüzde de zaten dünya GÜNÜMÜZÜN TAMAMI Dijital teknolojinin programlanabilir özelliğe SMS, mesaj göndermenin en kolay yolu olsa gerek. İnsanlar bu mesajları anında yanıtlamak zorunda kalmıyorlar. Bu iletişim türüne ilginin artacağını düşünen uzmanlar, yazılı mesajların sesli, sesli mesajlarınsa yazılı olarak algılanmasına izin verecek teknolojilerin gelişeceğini söylüyor.