25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TARTIŞMAEDİTÖRE MEKTUP Bilim, teknoloji, inovasyon ve klinik biyokimya Laboratuvar tıbbı alanındaki teknolojik ürünler ve inovasyon kültürü incelendiğinde, Türkiye’de Tıpta Biyokimya bilimindeki uygulamaların ulusal sağlık harcamaları ve inovasyon açısından kritik bir alan olduğu anlaşılır. Prof. Dr. Diler Aslan, Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya AD. Eposta: daslan@pau.edu.tr; Web Sitesi: http://daslan.pamukkale.edu.tr Lisans programından öğretmenliğe Yükseköğretim Kurulu (YÖK), dört akademisyenden oluşan bir komisyon kurarak, bir gün içinde, "ders ekleme ve ders çıkarma" yöntemi ile Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik lisans programını "Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Öğretmenliği" programı olarak düzenledi ve alanımızın özelliğini bu şekilde değiştirdi. Prof.Dr. Şermin Külahoğlu, Uludağ Üniversitesi, Eğitim Fakültesi A BD ve AB’de ülkelerin Ulusal İnovasyon Politikaları’nı yapılandırmaları 1980’lere dayanır. Avrupa Komisyonu 1995’te yayımladığı "İnovasyon Yeşil Sayfa" başlıklı belgesinde inovasyonun tanım ve kavramındaki ortak anlayışı açıklar: "başarılı üretim, özümseme ve yeniliğin hizmete sunularak katma değer sağlaması". Problemlere yeni çözümler bulmak ve hem bireyin hem de toplumun yararlanmasını sağlamak temel hedeftir. Bu bağlamda inovasyon, üniversitesanayisivil toplum işbirliklerini gerektirir. Türkiye’de de rekabette başarı için inovasyon müzakereleri yaklaşık ononbeş yıldır sürüyor. Çeşitli tanımlar arasından "Yenilikçilik; buluş ve kavrayışın kesişiminden doğan, teknolojik değil, toplumsal bir olgudur. Buluşların uygulama alanı yaratarak yeni gelişimleri ve çözüm için gerekli yeni yaklaşımları oluşturmasıdır," tanımı oldukça açık bir tanım. "Toplumsal, kültürel ve idari ortamda yeni yöntemlerin kullanılmaya başlanması" da genel anlamı açıklaması açısından yararlı. İNOVASYON İLE YARATICILIK Yaratıcılık (özgünlük) yeni fikirlerin, olasılıkların, seçeneklerin değişik bir bakış açısı ile tanınması ve üretilmesi; İnovasyon (yenilik) yeni ve geliştirilmiş ürünün, prosesin/sürecin, servisin hizmete/yarara sunulması (değer yaratma) olarak farklılık göstermekte. Rekabetçilik ortamında kuruluşların, kurumların, ülkenin geleceği yakalayabilmesi sahip olduğu inovasyon kültürüne dayanır. İnovasyon kültürü için üç alana yatırım önceliklidir: İnsana, teknolojiye ve iyi yönetişime yatırım. Temel faktör insandır. Teknoloji, hizmetin sunulmasında gereklidir. Katılımcıdemokrasi (üniversitesanayisivil toplum kuruluşları işbirlikleri) de yaratma, uygulama, değerlendirme ve sürekli gelişme için olmazsa olmazlardandır. İnovasyonda en kritik parametre zamana göre yarıştır. İnovasyonun temelinde yaratıcılık vardır. Bu da çeşitlilik ile sağlanır. Bir alanla ilgili tüm insanlardan ilintisine göre yardım alınmalıdır. İnsanlar öğrenmeli, kullanmalı, hizmetteki uygulamaları görmelidir. Ancak bu şekilde yaratıcı gücü gelişebilir. Sonucunda kullanımda daha çok refah sağlayacak ürünler ve hizmetler geliştirilir. Bilim, teknoloji ve inovasyonun önünü açmalıdır. CBT1045/20 30 Mart 2007 durum analizi gerçekleri açıklıklarıyla gözler önüne sermektedir. Dışa bağımlılık yanında, teknolojinin kullanımında da katma değer sağlayacak yenilikler üretilemiyor. Diğer deyişle inovasyonun önü kapalıdır. Klinik biyokimya ve laboratuvar tıbbı alanında kullanılan ürünler, çok çeşitli bilimlerin işbirliği ile üretilmekte ve geliştirilmektedir. Tıp laboratuvarlarının uygulama alanları olan ve tıp fakültesi dışındaki disiplinlerden mezunlar bu laboratuvarlardaki hizmeti uygulandığı sırada görmeli, yaşamalı, bilgilerini geliştirebilmeli. Bu şekilde yaratıcılık gelişir ve katma değer sağlayan teknoloji üretilebilir ve hizmete sunulabilir. Bunun yolu da etkin ve verimliliği sağlanmış ve kanıtlanmış "Tıpta Biyokimya Doktora Programları’ndan geçiyor. Ancak, ülkemizde bu bağlamda Klinik Biyokimya alanlarında etkin ve verimli doktora programları yok. Ülkemizde yaşanan bazı önemli sorunlar etkinlik ve verimliliği engelliyor. Bu engeller neler? Tıp fakültesi mezunları dışındaki fakülte mezunlarının Tıpta Biyokimya Doktorası yapmaları engelleniyor. Bazı üniversiteler, doktora programlarına başvuruda, tıp fakültesi haricindeki mezunlara yasak koyuyor. Tıp Fakültelerinde Biyokimya Doktora Programı sözcüğüne dahi katlanamayanlar var. Aynı kişiler tıp fakültesi mezunu olmayanların biyokimya anabilim dallarındaki varlıklarından dahi rahatsızdır. Gelecekteki teknolojik yatırımların önünü tıkayan bu davranış biçimi Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikası’yla engellenmeli ya da Tıbbi Biyokimya ve Laboratuvar Tıbbı alanındaki doktora programları tıp fakültelerinden ayrılarak Sağlık Bilimleri Enstitülerinde ya da uygun merkezlerde multidisipliner programlar haline getirilmeli. Bu programların başında da bilimsel ve etik değerler açısından saygınlığı herkes tarafından bilinen, yetkin, coşkulu, topluma katma değer sağlayan hizmetlerde bulunduğu kanıtlanmış, önyargılı olmayan gerçek bilim adamları bulunmalı. Türkiye geneline göre değerlendirildiğinde, bu alanda genel olarak yurtdışına bağımlıyız. Başkalarının ürettiklerini kullanıp, laboratuvar test sonucu vermeye odaklandığımız için yenilik de üretemiyoruz. Yenilik üretemediğimiz ve yeniliklere açık olmadığımız gibi bilgi yetersizliği nedeniyle bize sunulan yenilikleri de yeterince uygulayamıyoruz. Bu ayrımcılık yüzünden Tıpta Biyokimya ve Laboratuvar Tıbbı alanında inovasyon zor görünüyor. Kaynaklar: 1. Lundvall B. National Innovation Systems Analytical Concept and Development Tool. Erişim: http://www.inovasyon.org/ 2. Özler C.; Yenilikçilik için İş Ortamının Evrimi ve Bilgi teknolojileri www.kalder.org.tr/genel/15kongre/sunumlar/canozler.pdf 3. İnovasyon Tanımı. http://www.focusinnovation.net/what.html 4. Aslan D.;Disiplinler arası işbirliği, CBT 29.09.2006. 5. Tıbbi Cihaz, Alet ve Malzeme Konularında Yoğunlaşılması Gereken ArGe ve Bilimsel Alanlar. Türkiye Bilim ve Teknoloji Stratejileri Raporu, Vizyon 2023 http://vizyon2023.tubitak.gov.tr/teknolojiongorusu/paneller/saglikveilac B TÜRKİYE’DE ENGELLER Türkiye’de Klinik Biyokimya alanında bilim, teknoloji ve inovasyon durumu değerlendirildiğinde, malzeme ve cihazlarda yurtdışına bağımlılık gözlenir. Türkiye Bilim ve Teknoloji Stratejileri Raporu, Vizyon 2023 incelendiğinde, tıbbi laboratuvar malzeme ve cihazlarındaki mevcut u gelişme, ülkemizde hâkim görüş olan, eğitimin yalnızca öğretmenlerle yapılacağı, dolayısıyla Eğitim fakültelerinin tüm bölümlerinin "öğretmen" yetiştirdiği düşüncesinden kaynaklanıyor. Bu bir yanılgıdır. Çağdaş eğitimi gerçekleştirmenin ve insan yetiştirmenin ne denli çok boyutlu bir süreç olduğunu göz ardı eden, "tüm yönleriyle bir bütün olarak gelişmiş insan" yetiştirmenin sadece öğretmenlerle gerçekleştirilebileceğini düşünen indirgemeci bir yaklaşımdır. Eğitim fakülteleri öğretmenlik programlarından ibaret olmamalı. Bir insanın yetişmesi için okullarda öğretmenlik dışında, psikolojik danışman, eğitim programlayıcısı, halk eğitimi uzmanı, ölçme ve değerlendirme uzmanı gibi, kişilik eğitimini çok yönlü ve çeşitli yönlerden destekleyen hizmetlerin yer alması gerekir. Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık alanı, bu destek hizmetleri grubu içinde yer alır, yani bir öğretmenlik alanı değildir. Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık lisans programı da öğretmen yetiştirmek üzere yapılandırılmış bir eğitim programı değildir. Psikolojik danışmanlar, bir dersin öğreticisi değiller. Bazılarının isimlendirişiyle "rehberlik öğretmenliği" gibi bir meslek dalı yoktur. Rehber öğretmen adı, alan çalışanlarının muhalefetine rağmen, MEB’nin, istihdam ettiği PDR mezunlarına verdiği bir kadro unvanıdır. "Psikolojik Danışma ve Rehberlik", bir uzmanlık alanı, "psikolojik danışmanlık" ise bir yardım mesleğidir. Tam da bu nedenle, 1997 yılında eğitim fakültelerinin yeniden yapılandırılması çalışmaları çerçevesinde öğretmen yetiştiren programların tamamı yeniden düzenlenirken, Psikolojik Danışma ve Rehberlik lisans programı "uzmanlık alanı" olduğu gerekçesiyle bu düzenlemenin dışında tutulmuştu. Psikolojik danışmanlık, öğretmenlikten ayrı bir meslektir. Okullarda daha çok bir otorite figürü olarak algılanan öğretmenler ile psikolojik danışmanların işlevleri gereği birbirinden çok farklı oldukları, bu iki rolün asla birbirlerine karıştırılmaması gerektiği, lisans programı başlangıcından itibaren öğrencilerimize öğrettiğimiz bir konudur. Bu nedenle, "psikolojik danışman" yeterlikleri ile "öğretmen" yeterlikleri farklıdır. Ülkemizde psikolojik danışmanlar ağırlıklı olarak eğitim ortamlarında çalışır. Fakat okullardaki rehberlik çalışmalarının işlevi, çocukların ve ergenlerin gelişimini desteklemek ve kolaylaştırmaktır. Okullarda çalışan psikolojik danışmanlar, rehber öğretmen unvanı ile öğrencilerin kişiselsosyal, eğitsel, mesleki yönden sağlıklı gelişebilmeleri, topluma aktif uyum sağlayabilmeleri, başarılı, üretken, mutlu kişiler olabilmeleri için yardım hizmeti verir. Öğrencinin büyüme ve gelişme süreci içinde; kişiselsosyal, eğitsel, mesleki gelişim alanlarında temel ihtiyaçlarını karşılama ve bu alanlarda döneme özgü gelişim görevlerini yerine getirmede gerekli yeterlikleri kazandırmayı amaçlar. (Thompson, 1992). Psikolojik danışmanlar, eğitim ortamı içinde öğrencilerin tüm yönleri ile sağlıklı olarak gelişimlerini sürdürebilmeleri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle