20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

AB Cost B30 Toplantısı İstanbul'da yapıldı Avrupa Birliği Bilim Teknik Konsorsuyum (COST B30) toplantısı Türk bilim insanlarının başarıları ile ilk defa İstabul'da gerçekleştirildi Bilim ve Teknik konularda Avrupa Birliği kapsamına alınan Türkiye, COST'un aktif ve başarılı bir üyesi olduğunu göstermeye başladı. İlk senelerde Avrupa Birliğine yaptığı yatırımları geri kazanamayan Türkiye, yeniz dönemde Avrupa biliminde YAPAY TOPRAK Yeni toprak üretmesi için Tishmack'ın öncelikle külle karıştırabileceği bir organik madde kaynağı bulması gerekliydi. Şans eseri olarak, dev ilaç şirketi Eli Lilly'nin fabrikası hemen yanı başındaydı ve burada antibiyotik üretimi sonucunda elde edilen son derece verimli bir organik madde olan kullanılmış mantar yığınları vardı. Araştırmacılar biri mineral, öteki organik olan bu iki atık maddeyi karıştırdıktan sonra, gözenekliliği artırmak amacıyla üzerine biraz çalı çırpı ve yaprak eklediler. Sonuçta, üniversite yerleşkesinin dört bir yanında kullanılan yapay bir toprak elde edildi. Bu çalışma Tishmack tarafından üniversitenin bilgi ve becerilerini ticarileştirmek amacıyla kurduğu ve günümüzde de etkinliğini sürdürmekte olan Soilmaker adlı şirketin kurulmasına yol açtı. Ancak şirket artık Eli Lilly'nin atıklarıyla ince külün yerine, mısır unu üretiminden geriye kalan atıklarla inşaat kazılarından çıkan kilden yararlanıyor. Başkaları da benzer yaklaşımlarla toprak üretmeye çalışıyorlar. Queensland Üniversitesi'nden Richard Haynes devletle bir sanayi şirketinin ortaklaşa destekledikleri bir proje kapsamında ince kül ile tavuk atıklarını yeni toprağa dönüştürmeye çalışıyor. Ağaç ve bahçe atıklarıyla harmanlanan bu karışımda organik maddeler mi Taştan toprağa nerallere ilişerek, toprağa gözenekli Aşınan kayaların bir yapı kazandıran yığınların oluş humuslu toprağa dönüşmesi yüzlerce masına neden oluyor. yıl alabilir. Ancak, Haynes humuslu topraklarda toprak bir kere gitti mi boşluk yoğunluğunun yaklaşık % 50 tümden gider. olduğuna, bu yüzden de mineral içermeyen karışımların kısa süreli çözümler sunabileceğine ve bu toprakların zamanla yoğunluk yitireceklerine parmak basıyor. kül de bitkiler için zararlı olan yüksek düzeyde boron ve arsenik içerebilir. Daha önce Londra Imperial College'de çevresel jeoloji uzmanı olan ve halen URS şirketinde çevre danışmanlığı görevini sürdüren Kimberley Neville kömür işletmelerinden çıkan şist, maden drenajından elde edilen bol demirli aşıboyası ve kanalizasyon atıklarının karıştırılması suretiyle oluşturulan topraklarda yetiştirilen bitkilerin içeriğindeki arsenik ve çinko düzeylerinin Britanya'nın belirlediği güvenlik sınırlarının biraz üzerinde olduğunu ortaya koydu. Neville bu toprağın çevre düzenlemelerinde kullanılabileceğine inanırken, toprak üretmek amacıyla atıklardan yararlanılması konusunda büyük bir tedirginlik yaşayan Montgomery, “Yapabileceğimiz en büyük saçmalıklardan biri, zehirli atıkları toprakla karıştırmak olur. İçeriklerinde yüksek düzeylerde ağır metal bulunan malzemeler için, bu durum yeryüzünün zehirlenmesinden başka bir şey değildir,” diyor. Yine de, tüm bu çalışmalar belirli malzemelerin doğru karışımından verimli toprak elde edilebileceğini ve bunun da günün birinde bizleri eski Yunan'ın yazgısından kurtarabileceğini açıkça gözler önüne seriyor. Rita Urgan, Kaynak: New Scientist, 11 Ağustos Bitki kolonileri kaya ile organik maddeleri birbirine karıştırarak topraktaki organizmaları kendine çeker Ana kayaç aşındıkça organik maddeler yüzeyde birikir SANAYİ ATIKLARI Sanayi atıklarının toprağa dönüştürülmesi birtakım sorunları da beraberinde getirebilir. Bu sorunların en başında da kirlenme gelir. Söz gelimi, atık su arıtım tesislerindeki biyolojik katılar iyi bir organik madde kaynağı olabilir. Ancak bu maddeler son derece zehirli ağır metalleri de içlerinde barındırabilirler. İnce Olgun toprak sınırları belli katmanlara ayrılır Humuslu toprak (üst katman) Alt katman Aşınmış kaya Ana kayaç CBT 1074/9 19 Ekim 2007 daha aktif olacağının işaretlerini vermeye başladı. TÜBİTAK TASSA (Türk Amerikan Bilim İnsanları ve Akademisyenleri Derneği) girişimiyle başlayan çalıştaylar sonucu ortaya çıkan öneri önce TÜBITAK ardından da Avrupa Birliği Bilim Teknik Konsorsuyumu tarafından desteklendi. Böylece COST B30 toplantısının Türkiye'de yapılması sağlandı. TÜBİTAKTASSA çalıştayına katılan Prof. Dr. Nazlı Başak, TASSA yönetim kurulu üyelerinden Dr. Hande Özdinler ile beraber sinir hastalıkları ve neurodejenerasyon mekanizmaları üzerine hazırladıkları öneri ile önce TÜBİTAK'tan sonra da Avrupa Birliği'nden onay ve mali destek aldılar.. Türk bilim insanlarının bu başarısı hem Amerika'da yaşayan Türk bilim insanlarımızın ülke bilim ve tekniğine katkısı, hem de Türkiye'nin Avrupa içinde gösterdiği başarının güzel bir örneğini oluşturuyor. Neural Regeneration and Plasticity sempozyumu, Basic Neurobiology. Studies on Neuronal Repair, Neurodegenerative Processes ve Recovery of motor and cognitive functions ana başlıkları altında yapıldı. Boğaziçi Üniversitesinden Prof. A. Nazlı Başak'ın yerel organizasyon sorumluluğunu üstlendiği sempozyum Büyükada Splendid Oteli'nde yapıldı ve iki gün sürdü. Başak ve COST B30'un başkanı Prof. Jose M. Delgado açılış konuşmalarını yaptılar. Türk kökenli bilimci olarak Işıl Aksan Kurnaz da bir sunum yaptı. Toplantıya çağrılı konuşmacı olarak katılan ve ABD'den gelen Pembe Hande Özdinler de ALS hastalığında üst motor nöronlar üzerine bir konuşma yaptı. Sempozyum, yuvarlak masa toplantısı ile sona erdi. KONGRELERDEN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle