20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BESLENME Kilo vermek... ve verileni yeniden almamak nasıl mümkün? Ünlü dört diyetin araştırıldığı raporda yayımlanan sonuçlar son derece şaşırtıcıydı, çünkü görünürde yerleşik inançları tümden yerle bir etmekteydi. “Atkins diyeti kilo vermek için müthiş, ancak aynı formun yaşam boyu korunması açısından son derece sakıncalı bir yöntem. Çünkü, bu diyeti yaşam boyu uygulamanız düşünülemez!” S CBT 1074 / 2 19 Ekim 2007 Zaman içinde ortalama kilo değişimi (kg) tanford Üniversitesi araştırmacıları, kilo verme konusunda bugüne dek önerilen yöntemlerin en kapsamlı ve en inandırıcı biçimde karşılaştırıldığı araştırmanın sonuçlarını geçen Mart ayında yayımladılar. Bu araştırma kapsamında ele alınan dört beslenme düzeninden üç tanesi, tanıtımları çok iyi yapılan ve yaratıcılarını dünya çapında üne kavuşturan programlar: her ikisi de protein düzeyi yüks e k b e sinlere ağırlık veren Atkins ve Zone diyetleri, bir de çoğu yağlı besinlerin yasaklandığı Ornish diyeti. Araştırmada incelenen dördüncü program ise, çoğu beslenme uzmanı tarafından önerilen az yağlı beslenme düzeniydi. Journal of the American Medical Association yayımlanan sonuçlar son derece şaşırtıcıydı, çünkü görünürde yerleşik inançları tümden yerle bir etmekteydi. Beslenme uzmanlarının az yağlı programı, Atkins'in biftekli akşam yemeklerini ve sucuklu yumurtalı kahvaltılarını alt etmişti. Atkins diyetini uygulayanlar, tok kalabilmeleri için kendilerine et ve sütlü ürünler gibi yağ oranı yüksek proteinlerin önerildiği bu programa başlamalarından bir yıl sonra, ortalama 4,5 kilo vermişlerdi. Oysa, öteki beslenme programlarını uygulayanlarda kilo yitimi 1,5 ile 2,5 arasında değişiyordu. Dahası, yağ oranı yüksek besinlerin ağırlıkta olmasına karşın, Atkins diyetini uygulayanların kolesterol düzeylerinde de herhangi bir artışa tanık olunmamıştı. farklı bir yorum getirilebileceğini ortaya koyuyor. Stanford Kilo Önleme Araştırma Merkezi beslenme uzmanlarından Christopher D. Gardner, araştırma kapsamındaki dört grupta da çok az miktarda kilo yitimine tanık olunduğuna, denekler diyeti tam anlamıyla uygulamadıkları halde, tüm gruplarda kolesterol, kan basıncı ve insülin düzeylerinde de bir iyileşme meydana geldiğine dikkat çekiyor. Az yağlı besinlerle beslenme konusundaki yerleşik görüşleri yerle bir etmek şöyle dursun, Stanford araştırması çok yaygın bir başka görüşü de desteklemekteydi: hangi beslenme programıyla olursa olsun, kilo vermeye çalışan insanların büyük bir çoğunluğu, kimileri verdikleri kiloları sonradan geri alsalar da, başarılı olacaktır. Bu sonuçları American Psychologist dergisinin Nisan sayısında yayımlanan başka bir araştırmanın sonuçlarıyla karşılaştıralım. Uzun erimli 31 beslenme düzenini inceleyen Kaliforniya Üniversitesi araştırmacıları, Gardner'in de belirttiği gibi, katılımcıların büyük bir çoğunluğunun farklı türlerde diyetler uygulayarak toplam beden ağırlıklarının %510 kadarını attıklarına tanık oldular. Gelgelelim bunların büyük bir çoğunluğu zamanla yalnızca verdikleri kiloları geri almakla kalmayıp, fazladan birkaç kilo daha aldılar. Çok az kişi verdikleri kiloları geri almayıp formlarını koruyabildi. Sonuçta uzmanlar az miktarda yiyip, düzenli egzersiz yapmanın yerinde olacağı görüşünde birleştiler. yor”, diye ekliyor. Diyet yapanlara yağlı besinler konusunda daha fazla esneklik tanıyan Atkins beslenme düzeni insanları daha fazla sebze ve protein yemeye yönlendirirken, bir yandan da şekerli ve rafine edilmiş karbonhidratlı yiyeceklerden uzak tutmaya çalışıyor. Gardner kamuya önerilecek düşük karbonhidratlı bir beslenme düzeninin muhtemelen çok daha yararlı olacağına inanıyor ve bu yönde yüreklendirilen insanların birkaç kolalı içecek ya da birkaç kurabiyeyi kesmelerinin bile kayda değer bir sonuç doğurabileceğine dikkat çekiyor. Kilo verme konusunda yetkili bir ruhbilim uzmanı olan James Hill de Atkins diyetinin kendine özgü üstünlükleri olduğu görüşüne katılıyor.“Atkins diyeti kilo vermek için müthiş, ancak aynı formun yaşam boyu korunması açısından son derece sakıncalı bir yöntem. Çünkü, bu diyeti yaşam boyu uygulamanız düşünülemez,” diyor. Beslenme düzenlerinin karşılaştırılması ya da yenilerinin oluşturulmasıyla pek ilgilenmediğini belirten ve,”Bence kilo verme bölümünü hepimiz iyi kötü beceriyoruz,” diyen Hill'in araştırma konularından bir tanesi kilo verdikten sonra da formunu koruyabilenler. Brown Üniversitesi uzmanlarından Rena Wing ile birlikte Ulusal Kilo Denetim Sicili adını verdikleri bir girişime imza atan Hill en az 13 kilo verip, bir yıl boyunca verdikleri kiloları geri almayan kişilerle ilgili veriler topluyor. DÜZENLİ EGZERSİZ “Bu kişilerle ilgili verileri incelediğimizde kilo verme yöntemlerinin farklılıklar gösterdiğini, ancak formun korunması için uygulanan yöntemler arasında büyük bir benzerlik olduğunu gördük,” diyen Hill işin püf noktasının düzenli egzersiz olduğuna parmak basıyor: “Verilen kiloların yeniden alınmaması bedenin hareket etmesine bağlı. Yemeği kısmak pek bir işe yaramıyor. Yaşamınızın sonuna dek aç kalmanız gerektiği gibi saçma sapan bir düşünce olamaz. Kilo denetim siciline katılanlar günde ortalama bir saatlerini fiziksel etkinliğe ayırırken, 90 dakika kadar bir süre de egzersiz yapıyorlar. Bu arada beslenmelerinde yağ düzeyini olabildiğince düşük tutmaya da özen gösteriyorlar. Hemen hemen tümü sabahları kahvaltı ediyor ve düzenli olarak tartılıyor. Bu kişiler daha nitelikli bir yaşam sürdürdüklerini ve yaşamın eskisinden daha iyi olduğunu belirtiyorlar. Fiziksel etkinlikten çok hoşlanmasalar bile, bunun yaşamlarının vazgeçilmez bir parçası olduğunu vurgulamak suretiyle formda kalmanın püf noktasını kavradıklarını gösteriyorlar. “Hill günün en az bir saatini beden alıştırmalarına ayırmanın ne denli güç olduğunu bildiğinden, araştırmasında engelleme konusuna odaklanıyor. Bu kişilerin başından itibaren günde 1520 dakika egzersiz yapıyor olsalardı obezlik gibi bir illete de yakalanmamış olacaklarına dikkat çeken Hill,”Kanımca obez olmanın bedeli bir yığın egzersiz yapmak zorunda kalmak,” diyor. Rita Urgan, Kaynak: Paul Raeburn, Scientific American, Eylül 2007 KOLALARA YÖNELİŞ Gardner beslenme düzenimizde yağların kesilmesini yüreklendirici davranışların kamu sağlığı uzmanları tarafından yanlış anlaşıldığına inanıyor ve bu yaklaşımın tümden ters teptiğine dikkat çekiyor. Az yağlı besinlerle beslenenlerin kolalı içeceklere ve mısır şurubuyla tatlandırılmış ürünlerin yanı sıra, az lifli, bol karbonhidratlı besinlere yöneldiklerini belirten Gardner, “Sonuçta, obezlik giderek daha da ciddi boyutlara ulaşıyor. Kaloriler giderek yükseliyor ve çoğunu rafine edilmiş karbonhidratlar oluşturu Başlangıç Ay YANLIŞ DEĞİL, AMA... Gazetede verilen haberler yanlış değildi. Ne var ki, Stanford araştırması elde edilen bulgulara daha Sanıldığının tersine, yağ oranı yüksek Atkins diyeti öteki çok gözde kilo verme programlarına kıyasla daha fazla kilo yitimine olanak tanıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle