22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ÇÖZÜNÜRLÜLÜĞÜ YÜKSELTEN GÖRÜNTÜLEME CİHAZI Siemens Tıbbi çözümler'in PET (Pozitron Emisyon Tomografi) sistemleri için geliştirdiği yeni bir görüntüleme teknolojisi kanser teşhisini kolaylaştıracak. Bu teknoloji otomatik olarak net olmayan görüntüleri düzeltiyor ve çözünürlüğü iki katına yükseltiyor. Sonuç olarak, doktorlar tümörlerin gelişimini daha iyi izleyebiliyor ve tedaviye daha erken başlama şansını elde ediyor.Yüksek çözünürlüklü televizyonlara (HDTV) benzer şekilde, bu yeni teknoloji Yüksek Çözünürlüklü PET (HDPET) olarak isimlendiriliyor. Bu teknolojiyi içeren ürünlerin gelecek yılın başlarında piyasaya çıkması planlanıyor. PET incelemeleri temel olarak kanserli oluşumları ve metastazları izlemekte kullanılır. Bu incelemeyi gerçekleştirmek için hastaya düşük dozda radyoaktif sıvı enjekte edilir. Hastayı saran dedektörler, pozitronların yaydığı radyasyonu kaydeder. Böylece sistem, tümör hücrelerini metabolizmalarının özelliklerine göre görüntüler. İnceleme sırasında dedektörler tarama bölgesindeki tüm pozitronları kaydeder. Ancak bu sitemin bazı sakıncaları vardır. Tümör, tarayıcının merkezi ekseninden ne kadar uzak ise, görüntü o kadar bulanık olur. Sonuç olarak özellikle küçük metastazların tespiti çok zor, hatta olanaksızdır. HDPET, bunun tam tersi, çok gelişmiş algoritmalardan yararlanarak bulanık görüntüleri netleştirir ve ekranda görüntüyü sabit bir çözünürlükte sunar. Arttırılmış çözünürlük, ayrıca, PET sistemin sunduğu görsel kontrastı da düzeltir. Bu yeni sistem sayesinde doktorlar yalnızca çok küçük metastazları değil, lenf nodülleri içindeki tanımlanması zor oluşumları da ayırt edebilir. Sonuçta doktorlar teşhis ve tedavide geç kalınma riskini ortadan kaldırdıkları için hastanın iyileşme şansı artar. Kıtalararası yolculuk yapan yük gemileri aylarca yolda kalır. Bugüne dek, deniz nakliyat şirketleri yalnızca gemilerin konumlarını takip edebiliyorlardı. Yükleri hakkında bilgi sahibi olmaları imkânsızdı. Sonuçta, kargonun yolculuk boyunca hasar görüp görmediği ancak vardığı limana indirildiği zaman anlaşılabiliyordu. Bu soruna çözüm olarak yeni denetleme sistemi, çeşitli haberleşme teknolojilerinden yararlanıyor. Her bir konteynırın içinde bulunan RFID çipi, her iki saniyede bir yükün halihazırdaki durumu ile ilgili bilgiyi, gemide bulunan Siemens'in geliştirdiği GSM kutusuna gönderiyor. Siemens, dünyanın herhangi bir noktasından uydu aracılığı ile yerdeki radyo şebekesi ile temas kuruyor. Gemideki yük ile ilgili herhangi bir olumsuzluk baş gösterdiği zaman (kutunun kırılması, sıcaklık yükselmesi, tehlikeli titreşimler vb…) RFID çip anında yazılı mesaj ile durumu ilgililere bildiriyor. Nakliye ve denizcilik şirketleri, teknoloji tedarikçileri ve güvenlik organizasyonlarından oluşan konsorsiyum en son bu sistemi Singapur'dan Tayland'a uzanan rota üzerinde denedi. Konteynırların içindeki RFID sinyalleri Singapur'daki bağımsız bir enstitü tarafından değerlendirildi. Enstitü tüm sinyallerin doğru olarak iletilmiş olduğunu onayladı. nun için robotların yavaş hareket etmesi gerektiğine inanıyor. İnsanların nasıl hareket ettiğini inceleyen Kâtip, insanların doğal olarak kasların kullandığı enerjiyi en aza indirdiğine dikkat çekiyor. “İnsanlar bir anlamda tembeldir” diye konuşan Kâtip, “İşte bu nedenle bir fincan kahve içerken, kolumuzu vücudumuza 3045 derecelik bir açı oluşturacak şekilde tutarız. Bu bir çeşit zarafettir” diyor. Kâtip, enerjiyi minimize etmeye yönelik kriteri robotların bilgisayar hareket modellerine uyguladı. Bu şekilde robotların çok doğal hareket etme yeteneğine kavuşacağını ileri sürüyor. SUDAN YAPILAN YAPILAR İKİ TUŞLU MOUSE’LARA VEDA Kaliforniya Cupertino'daki Apple şirketi geliştirdiği saydam mouse ile iki tuşlu mouse'ların pabucunu dama attı. Bu mouse, bir kamera çipi yardımı ile kullanıcının elini “görebiliyor”. Farklı parmak kombinasyonlarını yakalayan mouse çeşitli işlevleri yerine getirebiliyor. Örneğin mouse'a başparmak ve işaret parmağı ile birlikte dokunmak, arama motorunu açarken, yüzük parmağı ile serçe parmağı fontları değiştirebiliyor. Bina yapmak için artık tuğla ve harca gerek yok. Massachusetts Institute of Technology'den (MIT) bilim adamları sudan bina yaptılar. İspanya'daki Expo Zaragoza 2008'de sergilenen Dijital Su Pavyonu, katı malzemelerden yapılmış bir dama sahip olmakla birlikte, su fışkırtan 6000 supaptan yararlanarak sudan duvar oluşturuyor. Bu duvarlar insanlar odaya girdiği zaman genişliyor, odadan çıktıkları zaman daralıyor. Bu pavyonda alışılagelmiş kapılar bulunmuyor. Kapı yerine insanlar yaklaştıkça suyu aralayan sensörler bulunuyor. GEMİ KONTEYNIRINA YAKIN TAKİP Siemens'in geliştirdiği bir denetleme sistemi sayesinde deniz taşıma şirketleri yükledikleri malların akıbetini gerçek zamanda kontrol etme şansına kavuşacak. Uluslararası bir konsorsiyum ile birlikte çalışan Siemens, konteynırları izleyen, hatta içindeki yüklerin ne durumda olduklarını saptayan bir denetleme sistemi geliştirdi. Farklı nakil teknolojilerini birleştiren bu sistem, konteynırları her an otomatik olarak kontrol ediyor. KIŞIN ORTASINDA GÜNEŞ ENERJİSİ İLE ISINMAK Kış aylarında güneş ışığını çok az gören bir ülkede ısınmak için güneş ışığından yararlanmak iyi bir fikir gibi görünmeyebilir. Ancak son iki yıldır İsveç, Anneburg'daki 50 hane ısınmak için güneş enerjisinden yararlanıyor. Yaz aylarında damdaki ZARAFET VE TEMBELLİK ARASINDAKİ İNCE SINIR Kaliforniya'daki Stanford Üniversitesi'nden Usame Kâtip, bir robotun olabildiğince yumuşak ve zarif hareket edebilmesi için tembel bir yapıya sahip olması gerektiğini ileri sürüyor. Keskin ve sert hareketlerden uzak bir robotun insanlarla daha yakın ilişki kuracağını belirten Katip, bu CBT 1074/18 19 Ekim 2007
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle