22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BİLİM DÜNYASINDAN K I S A DEPREMİ SANİYELER ÖNCE HABER VEREN SİSTEM Japon Meteoroloji Dairesi'nin desteğiyle yıllar süren bir çalışmanın ardından geliştirilen sistem dünyada bir ilk. Sistem, tehlikeli sarsıntılar öncesinde meydana gelen ve kayıtçılara ulaşan ilk sarsıntılar olan Pdalgalarını ölçüyor. Asıl depremden saniyeler önce alınan sinyal ağır hasarları ve ölümleri önleyebilecek. Sonuçta birkaç saniyelik bu sürede atom reaktörleri, vinç H A B E R L E R gün hatırladıkları görülmüş. Gece eğitilen böceklerde de aşağı yukarı aynı sonuç elde edilmiş. Ancak nane ve şekerli su arasındaki ilişkiyi sabah öğrenenler, yeni bilgileri öğrenmekte zorlanmışlar. Ama yine de daha önce öğrendiklerini hatırlıyorlar diyor araştırmacılar. Hamamböceği belleğinin iç saat tarafından etkilendiğini gösteren araştırma, öğrenme ve iç saat arasındaki karşılıklı ilişkinin moleküler bazda incelenmesini sağlayacak yeni olanaklar sunmakta. Bu konudaki bilgilerin büyük bir bölümü böcek ve diğer omurgasız hayvanlarla yapılan deneylere dayanıyordu. İç saatin öğrenme ve bellek üzerindeki etkisini inceleyerek, bu süreçlerin ne şekilde işlediğini ve ne şekilde müdahale edilebileceğini öğrenebileceğiz diyor bilim insanları. mak zorunda olan timsah, Avustralya'nın kuzeyindeki Cape York yarımadasının etrafından yüzerek yirmi gün içinde 411 km'yi geride bırakmış. Timsahları gözlemlediğimiz zaman onları genelde güneşin altında tembel tembel yattıklarını görürüz. Bu yüzden hayvanların günlerce yüzebilmeleri şaşırtıcı oldu diyor bilim insanları. Araştırma öte yandan sürüngenlerin metabolizmalarıyla ilgili yeni bir soruyu da beraberinde getirmekte. Uzmanlar bugüne dek timsahların anerobik metabolizmaya sahip olduklarını düşünüyorlardı. Anerobik metabolizmaya sahip canlılar, enerjilerini, besin maddelerini oksijenle indirgeyerek elde ederler. Bu metabolizma, enerjiyi aerobik metabolizmaya kıyasla daha çabuk üretir ama bu enerji o kadar verimli değildir. Yani bu sürüngenlerin durmadan enerji üretebildikleri ama buna rağmen çabuk yoruldukları anlamına gelir. Ne var ki bu son araştırma bu bilgilerle örtüşmemekte. Nitekim 400 km'yi geride bırakan hayvanın göstermiş olduğu çabanın sonucunda metabolizmanın değiştiği anlaşılmakta. Bilim insanları timsahların, güneşin durumu ve manyetik alana göre yön bulduklarını tahmin ediyorlar. kuleleri ya da hızlı trenler durdurulabilir. Bir elektronik kuruluşu, gazı otomatik olarak kesen ve (kırılan camların içeri düşmesini engellemek için) perdeleri kapatan bir ev alarmı üretti. Tokyo Üniversitesi güvenlik uzmanı Kimiro Meguro'ya göre on saniye öncesinden alınan deprem uyarısı bile kurban sayısını % 90 azaltabilecek. Tabii sistemin etkili olabilmesi insanların o anda nasıl davranmaları gerektiğini bilmelerine bağlı. Herkes bu kısa süreyi en iyi şekilde değerlendirmeyi öğrenmeli diyor Meguro. TİMSAHLARIN YÖN BULMA YETİSİ Avustralya'daki Quennsland Üniversitesi bilim insanları, uydu vericilerinin yardımıyla tuzlu su timsahlarının (Crocodylus porosus), çok uzun mesafelerden bile yaşam alanla rını bulabildiklerini gösterdiler. Araştırmacılar Craig Franklin ve timsah uzmanı Steve Irwin, Ağustos ve Eylül ayları (2004) arasında, üç tuzlu su timsahını havadan 56, 99, ve 126 km uzaklıkta bulunan bölgelere bırakmışlar. Üç timsahın üzerine vericiler yerleştirilmiş. Böylece üç timsahın da benzer bir şekilde davrandığı görülmüş. Timsahlar yola çıkmadan önce birkaç hafta yeni yaşam alanlarını öğrenmişler. Hayvanların yaşadıkları sulara dönmeleri beş ila yirmi gün sürmüş. En uzun yolu geride bırak Beyin araştırmalarıkimya AMİLAZ ENZİMİNİN BEYNİMİZ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ İnsan beyni çok ilginç bir organ. Büyük ve karmaşık olduğu kadar, bozulmaya çok yatkın. Beynimiz çok fazla enerji harcayan çok işlevli bir makine gibi. Bilim insanları beynimizin, hominidlerin düşünce yetisini güçlendiren bir çevrede yaşamış olduklarına bağlıyorlar. Alet ve silah yapma ihtiyacını duyan hominidler, bu işleri birlikte planlayarak yerine getirmek zorundaydılar. Bunun için de teknik ve sosyal zekâya ihtiyaçları vardı ki evrim onlara uygun bir beyin sunmuştu. Diğer teorilere göreyse, beynin evrimini tetikleyen, toplum yaşamındaki gelişme ve bunun için gerekli etkileşim ve anlaşma yetisiydi. Kimi araştırmacılar ise beynimizi zihinsel bir rekabetin sonucu olarak görürler. Fakat şimdi yeni bir açıklama getirildi. Antropolog Nathaniel Dominy'e göre insan büyük ve güçlü beynini en başta tükürüğüne borçlu. Kaliforniya Üniversitesi bilim adamı çalışma arkadaşlarıyla birlikte elli açık ve elli koyu tenli üniversite öğrencisinden tükürük örnekleri ve mukoza hücreleri almışlar. Tükürük örnekleri içinde çok farklı miktarlarda amilaz enzimi saptanmış. Amilaz enzimi nişastanın parçalanmasında anahtar rolü oynar. Ancak mukoza hücrelerinde bulunanlar çok daha ilginç: Amilaz enziminin yapı tarifini üreten AMY1 geninin on beş kopyası. Anlaşıldığı üzere, ne kadar çok AMY1 geni bulunursa o kadar çok enzim üretilmekte. Araştırmacılar ayrıca şempanzelerde bu genden sadece iki kopya bulunduğunu da saptamışlar. Bu nedenle şempanzeler nişasta açısından zengin olan besinlerden uzak durarak daha kolay sindirilebilen meyveleri tercih ediyorlar. Dominy ve arkadaşları beslenme biçimi ve kalıtım arasında bir ilişkinin bulunduğunu görmüşler. Mesela Sibirya'da yaşayan ve daha çok avcılık ve balıkçılıkla geçinen Yakutlarda, bol miktarda pirinç tüketen Japonlara kıyasla daha az AMY1 kopyası bulunmakta. SİBİRYA’DA NEANDERTAL KALINTILARI Neandertal insanına ait ilk kalıntılar yüz elli bir yıl önce Düsseldorf yakınlarındaki bir mağarada bulunmuştu. Ancak bir buçuk yüzyıl içinde Avrupa'da, Yakın ve Ortadoğu'da da Neandertal kemikleri bulundu ve bu kalıntıların incelenmesi sonucunda, bu atamızın yaklaşık olarak 160.00020.000/30.000 yıl önce yaşamış olduğu ortaya çıktı. Neandertal insanının niçin ve ne zaman tükendiği hâlâ kesin olarak bilinmemekte. Nature dergisinde (sayı 449, s.206) yayımlanan bir araştırma, Neandertal insanının yok oluşundan buz devri ikliminin de sorumlu olmadığını göstermişti. Kısa bir süre önce Nature.com sitesinde yayımlanın araştırmayla paleontologlar yeni bir sürprizi açıkladılar. Leipzig MaxPlanck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü'nden Svante Pääbo ile çalışan araştırmacı HAMAMBÖCEKLERİ, AKŞAMLARI DAHA İYİ ÖĞRENİYOR Amerikalı bilim insanları, hamamböceklerindeki öğrenme yetisinin iç saat tarafından belirlendiğini buldular. Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde, öğrenme yetisinin günün akışı içinde farklılık gösterdiği açıklanmakta. Vanterblit Üniversitesi bilim insanları Leucophae maderae türü hamamböceğine, nane kokusu ve şekerli su arasındaki benzerliği öğretmişler. Böcekler normalde nefret ettikleri bu kokuyu, sevdikleri vanilya kokusundan bile daha iyi akılda tutabiliyorlar. Araştırmacılar hamamböceklerindeki öğrenme yetisinin günün akışı içinde değişip değişmediğini öğrenmek için, böcekleri farklı zaman dilimlerinde eğitmişler. Bu şekilde akşam eğitilen böceklerin, şekerli su ve nane kokusu arasındaki ilişkiyi birkaç CBT1074/4 19 Ekim 2007
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle