18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

YAPAY BİYOLOJİ AYLAK BİLGİ Tahir M. Ceylan [email protected] larından yapılmış yapay bir kas geliştirdi. Bu yapay kas maddenin doğal gücünü ve yüksek elektrik gücünü elde tutma kabiliyetinden yararlanılarak tasarlandı. Araştırmacılar bu çalışmayı önemli bir gelişme olarak değerlendiriyor. Çünkü Ray, kimyasal tepkimenin doğrudan yapay kasların çalışmasında kullanılabileceğini gösterdi. Şimdiye kadar yapay kaslar enerji kaynaklarından ayrıydı. Birleştirilmiş yakıt kaynağı sayesinde bu kaslar, biyolojik kaslara benzemede önemli bir aşama kaydedecek. Çünkü bu kaslar tıpkı biyolojik kaslarda olduğu gibi, kas yakıt hücresini kullanmadığı zamanlarda bu yakıt hücreleri elektrik üretebilecek. Kimse zayıf birisinin peşinde dolaşmasını istemez. Ama herkes, güçlü birisine, düştüğü geçici zayıflık nedeniyle yardım etmek için sıraya girer. Ben Zayıfım İnsanlar üçe ayrılır: daima güçlüler, geçici olarak zayıf düşmüş güçlüler ve daima zayıflar. Yazılı külliyatın çoğunu ilk iki grup arasındaki ilişkiler, azını ise son gruptakilerin bireysel dramlarıyla kahramanlıkları oluşturur. Bu yazı da geleneği bozmamış, ilk iki grup arasındaki ilişkiye ayrılmıştır. Ne de olsa okunmak isteyen yazarlar, insanların dedikodu yaptığı alanlardan çıkmamalıdır! Öyleleri vardır ki, bir anlık şefkate ömür boyu köle olur, fakat birisi, kendi şefkatine muhtaç olunduğunu anladığı zaman, karşıdakinden, şefkati öylesine kıskanır ki; sineğin yağını çıkarırcasına "madem ki şefkat göstereceğim üstüne bir de azar çekeyim" deyip; onun hem köleliğini sağlamlaştırır hem de azarla zavallıyı kahır içinde bırakır. Şefkatini böylesine pahalıya verir ve karşıdaki de bu pahalı mala tekrar sahip olabilmek için bir dahaki seferde karşıdaki için daha da fazla köle olmaya başlar ki, görenin içi sızlar. Hepsinin içinin ışıklı olması gerekmese de, mazlumların insanda bir iç sızısı yaratacak batıcı kıymığı illa ki vardır. Evrimsel psikoloji açısından, insanın en çok korktuğu şeylerden birisi tuzağa düşürülmektir. İnsan kendini savunarak varolmuştur, silahları (pençesi, çenesi) güçlü değildir, ama bacakları kaçmak için uzun, beyni plan yapmak için büyüktür. Savunma içindeki her hayvan gibi, insan da doğal olarak kuşkucudur. Tavşanlarla ceylanlar ufak bir seste hemen kafalarını kaldırıp etrafı kolaçan ederler, insanların da her yüz kişisinden birisi açıkça paranoiddir, kalanların bir kısmı da paranoidliğini iyi saklayanlardan oluşur. Paranoidlerin paranoidliğini saklamasına müsaade etmelidir, savunmasız kaldıklarını hissettiklerinde çünkü tehlikeli olabilirler. Sonuç olarak insan, çoğu şeyden kuşku duymak üzere gelişmiştir. İnsanı en çok tuzağa düşüren aldatma, karşıdakinin "zayıflık" ya da "ölü" taklidi yapmasıdır. Krallar savaş alanlarında ölü taklidi yapan askerler, barış zamanında da yardım dilenmeye gelen "hain"lerce öldürülmüştür. Hatta insanın "zayıflık" tuzaklarında öylesine aklı kalmıştır ki, hayvan avlamak için de aynı yolu izler, örneğin oltaya ölü balık takar, kuş kapanlarına kıvrım kıvrım dolanan yaralı solucanlar koyar. İnsanın en güvendiği savunma bilgisi "zayıf tehlikelidir" şeklindedir. "Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste", "sessiz atın tekmesi pek olur" gibi sözler de yine aynı bilgiden kök alır. Doğrudan ya da dolaylı biçimde "ben zayıfım" diyen birisi kuşku yaratır. Kendini zayıf göstererek yalvar yakar para toplamaya çalışan dilenci, akşama kadar üç beş kuruş zor toplar ama, kimseye "ben zayıfım" anlamında yalvarmadan, kış günü yarı çıplak kaldırıma oturup da, sessiz sedasız tir tir titreyen birisi olursa, herkes onu paraya boğar. Böyle bir manzaraya geçen kış şahit olmuştum. Kaldırımdaki yarı çıplak haldeki, boylu boslu başı eğik delikanlı, tamamen şu izlenimi veriyordu: "bir zamanlar güçlüydüm, ama şimdi düştüm ve sizden para isteyebilecek yüzsüzlükte değilim". On kuruşluk yardımlar bile sadece bugünün, dünün ya da yarının güçlülerine yapılır. "Ben zayıfım" demenin ikinci tehlikesi, karşıdakini kendi zayıflığıyla yüzleştirmesidir. İnsanlar savunma güdüsüyle, başkasındaki zayıflığı kendinde test etme alışkanlığındadır. Örneğin arkadaşında bir hastalık çıktığında, bu hastalığın kendisinde de olduğu kuşkusuna kapılır kişi. Bu durum en sık tıp fakültesi öğrencilerinde olur. Öğrenciler okudukları her hastalıktan sonra, o hastalığın kendilerinde de olduğu kuşkusuyla soruşturma yaparlar. O yüzden birisinin "ben zayıfım" demesi, bizim zayıflığımızı çağrıştırdığı için can sıkıcıdır. "Ben zayıfım" demek, o yüzden yardım değil, öfke çeker. Zayıfın mutluluğu kendi içinden gelmez, onların sevinci bir gün haksız yere öfke çekecekleri ve sonradan haksızlığını fark eden güçlünün duyacağı pişmanlıkla kendilerine yeniden bir anlam biçebilecekleri umuduna bağlıdır. Çünkü zayıf olmak hak kazandırmaz belki ama, güçlü birisi tarafından haksızlığa uğramak hak sahibi yapar. SINIRLI OLANAKLAR Buna rağmen, nanotüp kasların bir alanlarda gözle görülimiti var. Aynı boyuttaki doğal bir kasın açığa çıkardığı enerjiden 100 lür bir şekilde biyolokat fazla bir enerji açığa çıkardıkları jik kaslarla yarışabitakdirde, bu kaslar kendi uzunluklarının yüzde biri ölçüsünde kısalırlar. leceği saptandı. YaYalnız böyle küçük ölçüdeki bir kısalpay kasları bazı duma insan bünyesi için uygun değil. Bu nedenle Texas’taki araştırmacılar nitirumlarda insan kasınnol adını verdikleri nikel ve titanyum dan bin kez daha hızlı alaşımı olan farklı bir yapı malzemesiyle yeni bir çalışma yaptı. Bu çalışabilir ve bu kasalaşımdaki metaller kolayca eğilip ların polimerleri orijibükülür ve kolayca gerginleştirilebilir. nal boyutlarını Ama eski hallerine dönmeleri için de ısıtılıp soğutulmaları gerekmektedir. aşabilir Yapay kaslarda bulunan iki farklı uzunluktaki tel bu alaşımdan meydana gelmiştir. Bu tellerin en büyük avantajı uzunluklarının yüzde 5’i kadar genişleyip daralabilmesi ve bu sayede de robot kollara uygulanabilir olmasıdır. Ancak bu tellerin uyum sağlayabilirliğinin ve gevşeyebilirliğinin hızını kontrol etmek çok kolay değil. Şüphesiz başka sorunlar da var. Yapay kasların bazı AMAÇ NE? Baughman, paltinyum katalizörünün enzimlerle yer değiştirme olasılığını ve yakıt olarak metanol yerine şekerin kullanılıp kullanılmayacağını araştırıyor. Bu yolla yemek yiyerek yapay bir kalbi çalıştırmayı hedefliyor. Enerjisini yakıtla sağlayan yapay kaslar insanı bilek güreşinde yenebilecek mi? Polimerler halen sınırlı, bunun yanı sıra nanotüp kasları insan kolu ölçüsünde yeterince hareket edemiyor ve tellerdeki şekilhafıza dolaşımı henüz çözülmüş değil. Kasların bilek güreşini kazanabilmeleri için aynı zamanda tam anlamıyla kontrolü ellerine almaları, dayanıklı olmaları ve biyolojik uyumu sağlayabilmeleri gerekmekte. New Scientist 12 Ağustos 2006. Çeviri: Sezen Burcu Er CBT 1019/9 29 Eylül 2006
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle