Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ZÜMRÜTTEN AKİSLER A.M. Celal Şengör PLÜTON’U İSİMSİZ BIRAKAN GÖKCİSMİNE ERİS ADI VERİLDİ Uluslararası Astronomi Birliği (IAU), Plüton’un gezegen statüsünden çıkarılmasına neden olan cüce gezegeni Eris olarak isimlendirdiler. Eris, Yunan mitolojisindeki "kavga ve uyuşmazlık" tanrıçasının adı. 2003 UB313 olarak numaralandırılan cüce gezegen, bilim adamları tarafından geçici olarak Xena ola yana tartışılıyordu. Ve Astronomi Birliği birkaç hafta önce nihayet yeni bir gezegen tanımlamasının ardından Plüton’u gezegen sınıfından çıkardı. Eris’ten sonra geçici olarak "Gabrielle" olarak adlandırılan uydusu da Dysnomia adını aldı. Dysnomia, tanrıça Eris’in kızıdır. İTÜ’’ye hediye edilen kitaplardan 1200 YTL vergi istendi! Aydınlar, "kitap hakları" için ayağa kalkmalı! Bir Devlet Ayıbı İngiltere'nin tanınmış jeolojik sahhaflarından Bay Stuart Baldwin birkaç yıl önce beni arayarak, İngiltere'nin fen bilimleri akademisi olarak görev yapan Royal Society (Kraliyet Cemiyeti) yayınlarının artıklarını pek düşük bir fiyata satın aldığını, bunlar arasında benim diğer bazı meslekdaşlarımla birlikte düzenlediğim bir toplantının tutanakları olduğunu görünce bunları Türkiye üniversitelerine hediye etmek istediğini söyledi. Türkiye'yi yakından ilgilendiren "yer değiştirmiş jeolojik mıntakalar" (allochtohonus terranes) konulu bu toplantıda sunulan tebliğler arasında, üstelik Türkiye'nin kendisi ve komşuları hakkında makaleler de bulunduğundan bu hediyenin çok makbule geçeceğini kendisine söyledim. Stuart'a bunları İTÜ merkez kütüphanesine yollamasını, Türkiye içi tevziatını bizim yapabileceğimizi bildirdim. Stuart daha sonra bana bir elektronik mesaj yollayarak kitapları nakledenin Türkiye'de bir gümrük komisyoncusunun adını ve adresini bilmek istediğini söyledi. Kitaplar geldi ve gümrük komisyoncusu dostum aradı. Gümrük, Teknik Üniversite'den 1200 YTL istiyordu. Tabiî İTÜ'nün bütçesinde durup dururken bu parayı verecek kaynak olmadığı gibi, böyle bir ödeme yapmak için de hiçbir neden yoktu. Gümrüğe göre, önce kitapların fiyatlarından dolayı bir KDV, ayrıca da yurt dışından "mal alımı" yapıldığı için bir "Özel tüketim vergisi" ödenmesi gerekiyordu. Üstelik bir de ardiye ücreti vardı. Böylece hediye gelen kitapların fiyatı 1200 YTL oluveriyordu. Gümrüğe cevaben, kitapların fiyatı olmadığını, paketin üzerinde hediye olduğunun yazıldığını anlattık. Üstelik, özel tüketim vergiisi de uygulanamazdı, zira bunlar İTÜ'nün yurt dışından getirttiği değil, kendisine hediye edilen mallardı. Gümrük bunları duymak bile istemedi, zira yasa açıktı. Onlara, bunların üniversiteye gelmiş kitaplar olduğunu, üstelik tüm paketin tek bir kitabın bir sürü nüshasını içerdiğini, bunların diğer Türk üniversitelerine de dağıtılacak eserler olduğunu, yani öğrencilerimizin ve araştırıcılarımızın doğrudan faydasına yöyenilk olduğunu anlatmaya çalışarak bu sefer bir müsamaha rica ettik. Nafile! Gümrük Nuh diyor, peygamber demiyordu. Komisyoncumuz bunu halletmek hiçbir yasal yol bulamadı. Sonunda İTÜ hediye kitapları alamadı. Ve belki binlerce öğrenci ve pek çok araştırıcı, hayırsever bir İngiliz dostun kendilerine hediye etmek istediği bu kitaptan ülkelerinin yasaları nedeniyle mahrum kaldı! Sevgili okuyucularım, böyle bir rezaleti siz hiç uygar bir ülkede duydunuz mu? Size yurt dışından verilen ve ülkenizde bilime katkı yapabilecek bir hediyeyi lüks ithal malı sayarak vergilendiren bir devlet, sizin bu hediyeye ulaşmanızı engellesin! Üstelik hediyenin verildiği yer özel bir şahıs değil, bir devlet üniversitesi olsun. Hedef pek çok üniversitede okuyan öğrenciler ve öğretim üyeleri. Bu vergilerin nedeni nedir? Vatandaşın kitaba ulaşmasını önlemek mi? Kitaba KDV konduğu zaman İTÜ'den benim de aralarında bulunduğum bir grup uluslararası büyük saygınlığı bulunan bilim adamı bunu yazıyla protesto etmişti. Devlet bu ikazımıza metelik vermediği gibi, şimdi bir de özel tüketim vergisi bindirdi kitabın sırtına. Bu vergiyle beraber bir kitabın üzerinden kitap değerinin % 40'ına kadar varan meblağlarda vergi alınabiliyor. Bu, hele kendisi pek de ciddî kitap üretemeyen bir ülke kültürü için intihar demektir. Tüm öğrenciler, öğretim üyeleri ve kitapçılar, aydınlar bu vergi sömürüsüne karşı ayaklanmalıdır. Ancak bu konuda kimseden tıs çıkmaması Türkiye'de belki kitaba pek de gereksinim olmadığı anlamına da gelebilir. İlgili ilgisiz bir sürü konuda, "insan hakları", "emekçi hakları", "türban hakları" vb diye sokaklara dökülen "aydınlarımız" her ne hikmetse "kitap hakları" mevzubahis olduğu zaman pek sessizler. "Soygun ekonomisi" her konuda dillerde, ama kitaplar, okumayazma bahis konusu olunca unutuluyor mu nedir? Gel de "sözde aydınlar" kavramını ortaya atan Dr. Org. (E) Sayın Hurşit Tolon'a hak verme! YENİ DÜNYA’NIN EN ESKİ YAZILI METNİ CBT 1019/5 29 Eylül 2006 Meksikalı yol işçileri üzerinde gravürler bulunan bir taş blok buldu. Yeni Dünya’nın en eski yazılı belgesi olabilir. Meksika’nın Veracruz eyaletinde, Amerika kıtasının en eski yazısının bulunduğu tahmin ediliyor. Meksikalı arkeologlar, taş bloğun üzerindeki işaretleri İ.Ö. birinci bin yıla tarihlendirdiler ve bulgunun Olmekler’e ait olduğunu sanırak adlandırılmıştı. Gökcismiyorlar. Bilim adamları Science ni bulan Kaliforniya Teknik dergisinde on iki kilo ağırlıÜniversitesi bilim adamı Micğındaki taş bloğun üzerindeki hael Brown, yeni gezegenin işaretleri açıklıyorlar. büyük tartışmaları da berabeTekrarlanan bazı işaretler rinde getirmesi nedeniyle Eris çifter çifter kazılmış taşın üzeisminin çok uygun olduğnu rine. Carmen Rodriguez Marsöylüyor. tinez ve Ponciaon Ortiz CeKimi bilim adamları Eris’in ballos ile çalışan araştırmacıonuncu gezegen olarak kabul lar bu yüzden bunların kıtalar edilmesini, diğerleri de Plüve mısralar olabileceğini düşüton’un gezegen statüsünden nüyorlar. Taşın üzerine defaçıkarılmasını istemişlerdi. Aslarca yazılmış olması, insanlalında Plüton’un "gerçek" gezerın şiir merakını açıklamakta. gen olup olmadığı bulunduğu Bugüne kadar Tabasco eyaletarih olan 1930 yılından bu tindeki San Andrés ören yerindeki yaklaşık İ.S. 650 yılına ait buluntular Yeni Dünya’nın en eski yazı işaretleri olarak biliniyordu. Ama anlaşıldığı üzere yeni RESİM 1: Cascajal bloğunun boyutları 36 x 21 x 13cm. buluntu daha eski. Veracruz da San Andrés gibi İ.Ö. 1500 yıllarından itibaren Meksika körfezinde gelişen Olmek kültürünün yer aldığı bölgede bulunuyor ve Orta Amerika’nın en eski gelişkin kültürü olarak bilinmekte. Nilgün Özbaşaran RESİM 2: Bloğun üzerinde Amerika kıtasının en eskai Dede yazısı olabileceği düşünülen işaretler.