01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

1000. SAYI İÇİN NE DEDİLER? ZÜMRÜTTEN AKİSLER A.M. Celal Şengör Uygarlık çabamızda CBT’nin katkısı Faruk Eczacıbaşı Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı BT, bilimin önemini kamuoyuna sabırla aktarıyor. CBT’nin varlığına bugün, dünden daha çok ihtiyacımız var. Ülkemiz, pozitif bilim ile bilimsi (pseudoscience) seçenekleri arasında sıkışmış gibi görünüyor. Internet’in ülkemizde yaygınlaşmasıyla, bilime ulaşma fırsatı artıyor evet, ama "bilimsi"nin denetlenemez yayılması da artıyor. İyi eğitimli bireyler, bu iki zıt uç arasındaki farkı da bilir, "bilimsi"nin amaçlarını da... Ama ülkemiz, çağdaş eğitimin ülke sathına eşit biçimde yayılmadığı bir coğrafyadır. Bu nedenle, "bilimsi"nin bilime galebe çaldığını çoğu kez basından öğreniyoruz. Oysa hedefimiz tektir: Pozitif bilim yolunda ilerlemek, bilime katkı yapmak, bilimi ülke ekonomisini ve yaşamını daha verimli kılmak için kullanmak. Bu yolda ilerlerken herkes, tereddütsüz, Atatürk’ün şu sözlerini hatırlamalı: "Dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, hayat için, muvaffakiyet için, en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, delalettir. Yalnız ilimin ve fennin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının tekamülünü idrak etmek ve terakkiyatını zamanında takip eylemek şarttır. Bin, iki bin, binlerce sene evvelki ilim ve fen lisanının çizdiği düsturları, şu kadar bin sene sonra bugün aynen tatbikata kalkışmak elbette ilim ve fennin içinde bulunmak değildir." CBT, Atatürk’ün düsturunu her hafta usanmadan kamuoyuna sunmakla ne kadar önemli bir görev yaptığını, Türkiye eğer, rekabetçilik düzeyinde alt sıralardan üstlere taşınırsa, verimlilik düzeyinde altlardan üstlere çıkarsa, saydamlıkta, verimlilikte, kayıtlı ekonomide daha çağdaşlaşırsa işte o zaman iyi anlayacağız. Şu an, ülkemizin uygarlığın görmek istediğimiz üst düzeyine tırmanması için sonsuz bir çaba içindeyiz. CBT bu çabaya öncülük edenlerden. Bir kamu hizmeti yapıyor. 1000.sayıda hak ettiği övgüleri, dileriz, 2000.sayıda da tekrarlama sevincini yaşarız. Bizi bu günlere getirenlerin kim olduklarını biliyoruz. Akılcı, çağdaş, bilimsel eğitimi törpüleyenler... C BÜYÜK KEŞİF VE BULUŞLARIN İZİNDE Otomatik telefon santrallerine neden ve nasıl geçildi? C *Bu korkunç olayın Creation/Evolution dergisinde (sayı 34, ss.112) 1994'te Taner Edis tarafından yazılmış olan hikâyesi yakında CBT'de yayımlanacak. CBT 1001/5 26 Mayıs 2006 enaze levazımatçısı, müşterilerinin azalmasının nedenini bulunca, otomatik santrali geliştirir! Telefonun bulunmasından kısa bir süre sonra manüel telefon santralleri kullanılmaya başlamış ve özellikle Amerika Birleşik Devletlerinde hızla yayılmıştır. Bu olgu bir çok kadına yeni bir iş alanı açmıştır: Telefon operatrisliği. Manüel telefon santralleri ve telefon operatrisliği mesleği haberleşme güvenlik ve gizliliğinin kolayca zedelenmesine açık yapıdadırlar. Nitekim manüel telefon santrallerinin yaygınlaşması sonucunda özellikle küçük yerleşim merkezlerinde telefon santralleri kaynaklı bir dedikodu artışı gözlemlenmiştir. Otomatik telefon santrallerine geçiş, bu mahzurun ortadan kaldırılması isteği sağlamıştır. Kansas City’de cenaze levazımatçılığı yapan Almon Brown Strowger bir süredir müşterilerinin azalmakta olduğunun farkına varır. Yaptığı araştırma sonucunda Kansas City’de ölüm oranlarında bir düşme olmadığını saptar. Araştırmasını derinleştirince müşteri azalmasının sebebini bulur: Telefon santrali operatrislerinden birisi bir süre önce rakip cenaze levazımatçısı ile evlenmiştir ve Strowger’in müşterilerini kocasına yönlendirmektedir. Bunun üzerine Strowger otomatik telefon santralini geliştirir. 1892’de hizmete verilen bu santral tipi Strowger’in ismini taşır. Strowger santralleri o denli başarılı olmuştur ki 1970’li yıllara kadar işletmede kalmışlardır. Fikret Yücel’den alınmıştır.. Danıştay'a 17 Mayıs günü yapılan saldırıyla hukuk eğitimi görmüş bir canavarca işlenen cinayet ve yaralama suçları dün tüm aklı başında insanları olduğu gibi beni de derin bir teessüre sürükledi. O kadar ki, o gün annemin doğum günüydü. Onu bile unutturdu bana üzüntüm. Annem aradı. O da doğum gününü değil, yaşanılan korkunç olayın kendisini sürüklediği şoku anlattı ve müsebbiblerine 1946'dan günümüze isimlerini anarak lânet yağdırdı. Onların kim olduğunu aslında hepimiz biliyoruz: Ülkemizde akılcı, çağdaş, bilimsel eğitimi torpilleyenler. İçinde yaşadığı doğal çevreyle temas halinde olmak insana önemli bir özellik kazandırır: Nesnel, yani objektif düşünebilmek. Sadece insan düşüncesinin girdaplarına girmek, onun objektiviteyi tamamen yakalamasına imkân olmayan dünyasında kaybolmakla sonuçlanır ve kapalı havada sahili kaybeden bir gemi gibi, karaya dönmek zorlaşabilir. Nasıl ki böyle bir geminin pusula ve haritalara veya en azından yıldızları görmeğe ihtiyacı varsa, sağlıklı insan aklının da ürettiği düşüncelerin gerçekle ilgisini sınayacağı gözleme ihtiyacı vardır. Bunu da bize doğa bilimleri sağlar. Türkiye'de doğa bilimleri eğitimini köreltenler, ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüğü yapmışlardır. Danıştay'a yapılan saldırı akabinde bu saldırıyı gerçekleştiren canavarın tanıdıklarıyla yapılan röportajları seyrettim, babasının dediklerini okudum. Hepsi ortak bir noktayı vurguluyorlardı: Dini bütün bir insandır! Sonra da başta Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan olmak üzere İmamHatip okullarını savunanların söyledikleri geldi aklıma: Çocuklarımızın iyi ahlâklı olarak yetişmelerini istiyoruz! Bu mudur dini bütünlerde aradıkları ahlâklılık? Öyleyse, aman, eksik olsun! Tabiî söyledikleri tarih bilgisinden ve basit muhakeme yeteneğinden ne denli yoksun olduklarını gösteriyor: Tarihte dinlerin hükümran olduğu dönemler insanlığın en kanlı, en acılı, en âciz dönemleri olmuştur. Eski Yunan'da VI. yüzyılda bilimin Miletos'ta icadıyla ortaya çıkan parlak dönemden önceki dönemin bir adı vardır: Karanlık Çağ. Büyük savaşların olduğu, yazının neredeyse unutulduğu bu fecî döneme ve bu dönemi temsil eden Olimpik dine bir reaksiyondur bilimin keşfi. Muhteşem Roma, Yunan'ın altın çağının son ışıklarını temsil eder. Roma cehalet kurbanı olduktan sonraki çağa tarihçiler ne ad vermişlerdir? Karanlık Çağlar. Özelliği? Avrupa Hristiyanlık denen Ortadoğu masalının pençeleri arasında perişan olmuştur. 14. yüzyıldaki veba salgını kıtanın nüfusunun neredeyse yarısını dindar/dinsiz ayırımı yapmadan götürünce Avrupa’nın aklı başına geldi. İnandıklarının masaldan ibaret olduğunu anlamaya başladılar. Sonunda Borgia papasının kendi kızını (evlenme yasağı olan papanın nasıl kızı olduğunu sormayıverin) hamile bıraktığı şüphesinin ortaya çıkması, ancak kızın babasından mı yoksa ağabeyinden mi hamile kaldığını bilememesi, Avrupa'da aklı başında insanları isyan ettirdi. İslâm tarihi de müthiş bir parıltıyla başlamıştı. Araplar her konuda Yunan döneminin en parlak çağının halefleri olmak iddiasındaydılar. Oldular da; hattâ onları pek çok konuda geçtiler, insanlığa ölümsüz eserler bıraktılar, modern çağlarımızın temel taşlarından biri oldular. Ne zaman ki bir İranlı çıkıp "vahiy akıldan üstündür" dedi, İslam'ın parıltısı da o günden itibaren karardı ve sonunda 11 Eylüllere imza atan, Danıştay'da görevlerini yapmakta olan suçsuz insanlara saldıran vahşi kafalar türedi. Atatürk'ün "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir" sözünün kıymetini her geçen gün daha iyi anlamamız lazım. Bu sırf bilim yapmak için söylenmiş bir söz değildir: Yaşamın her safhasında bilim gerekir, bilimsel düşünce gerekir. Aksi felâkete davetiye çıkarır. Türkiye'de ise 1946'dan itibaren bilimsel eğitim terkedilmiş, öğrencilerin kafalarını hurafe ile dolduracak zırva bir eğitim müfredatı giderek azgınlaşmıştır. Yaradılış efsanesinin lise biyoloji kitaplarına nasıl zamanın Milli Eğitim Bakanı Vehbi Dinçerler'in Amerikan protestan yaratılışçılarını yardıma çağırmasıyla sızdırıldığı artık belgelenmiştir*. Bugün birinci vazifemiz, Atatürk'ün gösterdiği kılavuza dönmek, gerçek dünya ile temasa geçerek masal dünyasında yaşayıp katil olan değil, gerçek dünyada yaşayıp âkil olan gençler yetiştirmeliyiz. Okumuşlar Ülkesinde Katil hukukçu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle