Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TARTIŞMAEDİTÖRE MEKTUP TARTIŞMA özgürlüğe ve adalete hayran iki zeki ve bilgili insanın etik bir konuda taban tabana zıt düşünceleri savunabildiklerini görüyoruz, zira her ikisinin vazgeçilmez kabul ettikleri değerler bu konuda değişiktir (Russell için yaşam, Einstein için özgürlük temeldir). Demek ki hangi değerleri temel kabul ettiğimizi belirtmeden, etik konusunda tartışmamız mümkün değildir. Değerler, etikte matematikteki temel aksiyomlarla hukuktaki temel kabullerin (9) rolünü oynayan ifadelerdir. SONUÇ Etiğin her yer ve zamanda geçerli, nesnel temelleri yoktur. Ancak Altın Kural pek çok halde kişiyi ahlaksızlıktan koruyabilecek en temel aksiyom olarak alınabilir. Eleştirel akıl eşliğinde hemen hemen tüm etiğin bu aksiyom üzerine inşası mümkün görünmektedir. Ancak Altın Kural'ın işlemediği ve buna rağmen etik içerisinde değerlendirilebilecek durumlar vardır. Örneğin Albert Einstein’in Başkan Roosevelt’e milyonlarca kişiyi öldürebilecek güçte bir bombanın yapılmasını öneren teklifi bu çerçevede değerlendirilebilir. Yazımı iki dâhinin temelde aynı mesajı veren şu iki ölümsüz sözüyle bitirmek istiyorum: «Tehdit esasına dayanan ahlak, bir fazilet olmadıktan başka itimada da şâyan değildir.» M. KEMAL ATATÜRK (13) «İnsanın etik davranışı, karşılıklı anlayış, eğitim ve toplumsal bağlara dayanmalıdır; hiçbir dinsel temel gerekli değildir. İnsan yalnızca ölümden sonra ödül veya ceza korkusuyla dizginlenebiliyorsa, zavallı bir durumda demektir.» ALBERT EINSTEIN (http://www.wisdomquotes.com/; ne yazık ki bu sözün kaynağı adı geçen sitede verilmemiş (14). Değinilen kaynaklar 1 Popper, K. R., 1933: Ein Kriterium des empirischen Charakters theoretischer Systeme (Vorläufige Mitteilung): Erkenntnis, c. 3 (Annalen der Philosophie, c. 11), ss. 426427; aynı yazar, 1935, Logik der Forschung: Springer Verlag, Wien, vi + 248 ss. 2 Bu makalelerin yayımlandığı yerler New Quarterly (Şubat, Mayıs ve Eylül 1910) ve Hibbert Journal'dır (Ekim 1910). Bu makalelerde savunduğu fikirlerin temelini ise arkadaşı şöhretli İngiliz realist filozofu George Edward Moore'un Principia Ethica'sı (1903, Camridge, at the University Press, xxvii+232 ss.) oluşturuyordu. 3 Silojistik yapı: İlk üç mısrada öne sürülen öncüllerden yapılan çıkarımın dördüncü mısrada yer aldığı mantıkî yapı. Hayyam'ın rubailerinin silojistik yapısı daha Orta Çağ'da biliniyordu ve bu nedenle kendisine silojistik şâir de denmişti (al şâir al musalcis). Bu konuda bkz. Ali Dashti, 1971, In Search of Omar Khayyam (Farsça'dan tercüme eden L.P. ElwellSutton): George Allen & Unwin, London, s. 134; Irfan Shahid, 1982, Omar Khayyam: The PhilosopherPoet of Medieval Islam: Inaugural Lecture of the Sultanate of Oman Chair in Arabic and Islamic Literature, Georgetown University Press, Washington, D. C., s. 9 ve not 2. 4 Kocatürk, V. M., 1962, Ömer Hayyam'ın Rubaileri, üçüncü basılış, Buluş Yayınevi, Ankara, 27 ve 29. sahifeler. 5 Bu konuda bilhassa Albert Einstein'in şu makalesine bkz. (1950) 1979, Die Gesetze der Naturwissenschaft und die Gesetze der Ethik: Aus Meinen Späten Jahren: Deutsche VerlagsAnstalt, Stuttgart, ss. 5355. 6 Altın Kural'ın batı dünyasında en yaygın bilinen şekli Matta’nın İncil’inde 7. kısım 12. cümlede verilendir: «İmdi, insanların size her ne yapmalarını istiyorsanız, siz de onlara öyle CBT 1030/20 15 Aralık 2006 yapın; çünkü şeriat budur, peygamberler de» (Kitabı Mukaddes, Kitabı Mukaddes Şirketi, İstanbul, 1949, İncili Şerif yahut İsa Mesihin Yeni Ahit Kitabı, s. 7, sütun 2). Bu sözün olumsuz eşiti, Eski Ahit’in Tobias kitabında bulunur: «Kendine yapılmasından hoşlanmayacağın bir şeyi başkalarına asla yapma»: Tobias, 4. kısım, 16. paragraf). Bu da Altın Kural’ın batıda yaygın bilinen bir ifâdesidir. (Tobias kitabı, Ortodoks ve Protestan Kitabı Mukaddes’inde yoktur. Ben alıntımı Vulgata’nın (yani Kutsal Kitap'ın Aziz Hieronimus tarafından yapılan Lâtince tercümesinin) Psikopos Richard Challoner tarafından 17491752 yıllarında elden geçirilmiş olan Douay Rheims versiyonundan yaptım. The Holy Bible, Tan Books and Publishers, Rocford, Illinois, 1989, s. 516, sütun 2). Kur'an'da Bakara suresinin 267. âyeti şu ifadeyi içerir: «Size verilse gözünüzü yummanız hariç, severek alamayacağınız derecede kötü ve değersiz şeyler vererek sakın hayır yapmağa kalkışmayın.» (Kur'ân Kerîm ve Açıklamalı Meâli, hazırlayanlar Özek, A., Karaman, H., Turgut, A., Çağırıcı, M., Önmez, İ. K. ve Gümüş, S.,; yayına hazırlayan A.M. AlTerazi, 1987, Medinei Münevvere, s.44) Altın Kural, yalnızca Sâmi düşünce dünyasıyla sınırlı değildir ve ondan tamamen bağımsız olarak başka kültürlerde de kaydedilmiştir. Örneğin, Büyük Çinli düşünür Kong Fu Zi'nin (Konfüçyüs) Lun Yu'sunda (Seçmeler) şu sözler vardır (Kısım 12, paragraf 2): Çung Kung, jen'in anlamını sorduğu zaman, üstad[yani Kong Fu Zi] şöyle dedi: «Kendine istemediğin bir şeyi başkalarına yapma» (bkz. http://www.confucius.org/lunyu/ed1202.htm; ayrıca bkz. Fung YuLan, 1976, A Short History of Chinese Philosophy: The Free Press, new York, s. 43). Encyclopaedia Britannica'nın 15. baskısındaki «Golden Rule» maddesi, Altın Kural'ın muhtelif şekillerde Platon, Aristoteles, Isokrates ve Seneca'nın eserlerinde de karşımıza çıktığını söylüyor. 7 Musa'ya gönderildiği rivayet olunan ve On Emir olarak bilinen kurallar Eski Ahit'in hem Çıkış (kısım 20, 214. cümleler) hem de Tesniye (5. kısım, 618. cümleler) kitaplarında verilmiştir. (Bkz. The Torah The Five Books of MosesA new translation of The Holy Scriptures according to the Masoretic text, first section: The Jewish Publication Society of America, Philadelphia, 1962, ss. 134135 ve 334335.) 8 Vasfi Mahir Kocatürk'ün künyesi yukarıda 4. notte verilen tercümesinden, s. 28. 9 Popper, K., 1994, Açık Toplum ve Düşmanları, c. 2 Hegel, Marx ve Sonrası, çeviren Mete Tunçay, 3. baskı: Remzi Kitabevi, İstanbul, 382 ss. 10 Kabul edilen temel kurallar, hukukun kudret veya kabul temelli olduğu varsayımlarından hangisi göz önüne alınırsa alınsın olmak zorunda olan kurallardır. Hukuku zor kullanarak uygulayacak olan da (kudretli veya ceberrut farketmez), onu kabul etmek istediği için uygulayan da temel kabullerden hareket etmek, yani aslında onları uygulamak zorundadır. Bu konuda bkz. Honig, R. 1935, Hukuk Felsefesi (çeviren M. Yavuz) ikinci basım: Burhaneddin Matbaası, İstanbul, 170+[1] ss. 11 Einstein'in meşhur mektubunun yazılmasının hikâyesi şu eserde çok detaylı ve güvenilir bir araştırmaya dayanılarak anlatılmıştır: Rhodes, R., 1986, The Making of the Atomic Bomb: A Touchstone Book, Simon & Schuster, NewYork, ss. 302315. Ayıca şu makaleye de bkz. Einstein, A., (1952) 1979, Meine Beteiligung an der Erzeugung der Atombombe: Aus Meinen Späten Jahren: Deutsche VerlagsAnstalt, Stuttgart, ss. 168169. 12 Bertrand Russell 1959 yılında yayımlanan Common Sense and Nuclear Disarmament adlı eserinde nükleer silâhlanma taraftarı eleştirmenlerine şöyle cevap veriyor: «Beni eleştirenlerin çoğu özgürlüğü savunduklarını öne sürdükleri halde, aslında kendilerini aldatmaktadırlar. Komünizm veya kapitalizm içinde yaşayan ve yaşamı ölüme tercih edenlerin tercih ettikleri alternatifi seçmelerine izin verilmesi gerektiğini düşünmüyorlar. Yalnızca komünist ülkelerin veya kapitalist ülkelerin değil, her ikisine de ait olmayan ülkelerin de insanlarının en temel özgürlük olan hayatta kalma özgürlüğü ellerinden alınmaktadır. Hiçbir dünya komünist bir dünyadan, veya hiçbir dünya kapitalist bir dünyadan daha iyi olamaz fikrini soyut iddialarla reddetmek zordur, ama bu fikirlerin sahiplerinin kendi fikirlerini paylaşmayanlara ölüm cezası verme haklarını sorgulamaları gerekir. Bu dinî cezalandırmanın en uç bir şekli olup insanlık tarihinde bugüne kadar görülenlerin çok ötesine giden bir örneğidir.» Bkz. Feinberg, B. ve Kasrils, R., 1983, Bertrand Russell's America 19451970: South End Press, Boston, s. 116. 13 25 Ağustos 1924 Pazartesi günü Ankara'da ilk defa toplanan Öğretmenler Birliği Genel Kongresine söylediği nutuktan (Atatürk'ün Maarife Ait Direktifleri: T. C. Maarif Vekilliği Ana Programa Hazırlıklar Seri: a, No. 1, Maarif Matbaası, İstanbul, s. 17.) 14 Şu eserde Einstein'in yukarıda verilen sözüne paralel olarak söyleyip yazdığı pek çok ifade bulunabilir: Jammer, M., 1999, Einstein and Religion: Princeton University Press, Princeton, ör. s. 88: «Ahlâkın tanrısal hiçbir yanı yoktur, tamamen insanlarla ilgili bir iştir.» Meslek liselerinde mesleki rehberlik ve öğrenci motivasyonu Meslek lisesinde öğrenim görmeyi tercih ettiyseniz, öncelikle mesleğinizin "en iyisi" olmayı hedefleyebilirsiniz. Sonra da, çevrenizin yardımıyla, işe girme olanaklarınızı artırmanın yollarını araştırabilirsiniz.. Doç. Dr. Ragıp Özyürek, Çukurova Üniversitesi, Psikolojik Danışma ve Rehberlik, canlura@cu.edu.tr Ç alışmakta olduğum bölümde, yaklaşık 15 yıldır mesleki rehberlik ile ilgili dersler vermekteyim. Bu derslerin konusu, meslek seçimi ile ilgili konularda, özellikle geçlerin neler yapması gerektiği hakkındadır. Öğrencilerim ise psikolojik danışma ve rehberlik alanında eğitim alan öğrencilerdir. Mezunlarımızın önemli bir kısmı okullarda psikolojik danışman (rehber öğretmen) olarak görev yapıyor. Bu deneyim süresi içinde öğrenEğer meslek cilerimin bir kısmında şöyle bir dülisesinde şünce oluşmaya başladı: "Meslek liöğrenim sesi öğrencileri zaten mesleklerini görmeyi terseçmişlerdir, öyleyse onlara mesleki cih ettiyserehberlik yapılması gerekli değilniz, öncelikle dir." Özellikle, 1999 yılından başlamesleğinizin yarak uygulanan yeni ÖSS sistemiy"en iyisi" olle birlikte, bu düşünce daha çok ifamayı hedeflede ediliyor gibi geliyor bana. Ayrıyebilirsiniz. ca, meslek liselerindeki öğrenciler arasında da 1999 yılından sonra motivasyon düşüklüğü sorunu belirgin biçimde ortaya çıktı. Yani, 1999 ve sonrasındaki 12 yıl içinde bu öğrenciler, "Biz istediğimiz bölümü seçemiyoruz, öyleyse, çalışmak da istemiyoruz." şeklinde düşünmeye başladı. Bence psikolojik danışmanlar meslek liselerinde mesleki rehberlik çalışmalarını daha çok yapmalı ve meslek lisesindeki öğrenciler de –özellikle 9. sınıf düzeyinde psikolojik danışmanlara daha çok başvurmalı. Çünkü 9. sınıf bittiğinde, bu öğrenciler öğrenimlerini aynı lisede sürdürme kararı verdikleri zaman, geri dönüş şansları giderek zorlaşacaktır. Eğitim sistemimizin özelliği bu şekildedir ve bu bir yere kadar da normaldir. Ancak devam etmeokul değiştirme kararını vermeden önce, birçok konunun tartışılması gerekecektir. Öğrenciler bu tartışmayı en iyi psikolojik danışmanlarla yapabilir. Meslek lisesindeki öğrencilerin motivasyonlarını düşüren iki olumsuz özellik var. Bunlardan birincisi ve en önemlisi, mezunların uzun süreli işsizlik sıkıntısı yaşama olasılığının yüksek olması. İkinci olumsuzluk da, meslek liselerinde dünya standartlarında bir eğitimin verilememesi. Can sıkıcı katsayı tartışmalarına karşın, meslek liselerinde öğrenim görmek ve ders çalışmak için hala birçok sebep