29 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Doğa Canlılar Dünyası Bir mühendislik ha Venüs sinek kapanı bir saniyeden kısa bir süre içinde sinir ve kaslarınm yardımı olmadan açılır, bir böceği kapar ve kapanır. Charles Darwin'in 19. Yüzyıl'da sinek kapanı ile ilk kez tanışmasından bu yana, bilim adamlan bu etobur bitkinin nasıl çalıştığını anlamaya çalışıyor. Son günlerde matematikçi, mühendis ve biyoioglardan oluşan bir bilim ekibi bu mekanizmanın altında yatan gizi çö'zmeyi başardı. bu sistem basit fizik kurallarına dayanıyor. Bitkı açıldığı zaman, kapan şeklindeki yapraklar tersyüz edilmiş yarım bir tenis topuna benzer. Bunları bir arada gergin bir şekilde tutanın suyun basıncı olduğu düşünülüyor. Bu yapraklar, tenis topu gibi dramatik bir hızla orijinal şekillerine dönerler. Böceklerin bitkinin tuzak bölgesine girmeleri durumunda, minik tüyler tetiklenir ve düşük dozda elektriksel bir sinyal gönderir. Bunun sonucunda az miktarda su yer değiştirir. Böylece kavisli yapraklardaki gerilim serbest kalınca bitki sıkıca kapanır. Ekip, sinek kapanının yapraklarının üzerini minik floresanlı noktalarla işaretleyerek, bu sürecin nasıl çalıştığını yüksek hızda kamera ile videoya çektiler. Bu şe H arvard Üniversitesi'nden uygulamalı matematik profesörü Lakshminarayanan Mahadevan'a göre kilde an be an yaprağın nasıl şekil değiştirdiğini izledilcr. Ancak bitkinin, yaprağın içindeki su basıncını nasıl bu kadar hızlı değiştirebildiğini hâlâ anlamış değiller. Ayrıca bugüne dek bu bilginin pratik olarak nerede kullanılacağı konusunda kimse fikir sahibi değil. Kaldı ki bu bulguların uygulanıp uygulanmamasının önemi olmadığına dikkat çeken Mahadevan," Bu bitkinin nasıl çalıştığını araştırmamızın nedeni, doğal bir mühendislik harikası olmasıdır. Danvin bile böyle bir şeyin nasıl evrimleşmiş olduğunu merak etmiş. Bitkinin içinde yanlış alarma karşı koruyucu bir sistem bile var. Yaprakların kapanması için belirli bir süre içinde tüylere iki kez dokunmak gerekiyor. Kısaca bu bitki, evrimin ve doğanın gücüne bir kez daha hayran kalmamıza yol açıyor" diyor. Genetik kronometre gençlerde de devrede Y aşlanmayla ilgisi olduğu düşünülen moleküler bir kronometrenin, görece olarak daha genç hayvanlarda da yaşamsal bir önemi olduğu ortaya çıktı. Aynı şey insanlar için de geçerliyse, basit bir genetik test, insanların ne kadar yaşayacağı konusunda ipuçları verebilir. ABD.Ames'teki Iowa State Üniversitesi'nden Mark Haussmann ve meslektaşlan, New York, Ithaca'da yaşayan bir yaşındaki 22 kırlangıçtan kan örnekleri aldı. Her bir kuş için telomer denilen kendini tekrarlayan DNA dizinlerinin uzunluğunu ölçtüler. Telomerler kromozomlann uçlarındaki kapakçıklardır. Telomerler hücrenin her bölünüşünde kısaldığı için, olabilecek hücre bölünmeleri için bir üst sınır oluştururlar, böylece yaşlanma konusunda çok önemli bir rol oynarlar. Bilim adamlan ayrıca kuşların her birinin akıbetini izlediler. En uzun telomere sahip olan 11 kuşun 10'u ilk kış göçünden geri dönebildi. Oysa kısa teiomerli 11 kuşun ancak 4'ü geri döndü. Dişi ağaç kırlangıçlan hemen hemen her seferinde aynı yuvaya geri döndükleri için geri dönmeyenler büyük bir olasılıkla ölmüş olmalıydılar. Daha önceki çalışmalarda 60 yaşındaki insanlar ve uzun teiomerli yaşlı solucanların k:sa teiomerli solucanlara göre daha uzun yaşadığı görüldü. Ancak Haussmann'ın çalışması, telomer uzunluğunun genç hayvanlarda da önemli olduğunu gösteren ilk çalışma olması açısından dikkat çekici. Derleyen: Reyhan Oksay Maymunların ilgisini çekmek Maymunların ilgisini çekmek istiyorsanız yaptıklarını taklit edin. Ancak maymunun bu oyuna devam edeceğini düşünmeyin, çü'nkii maymun niçin onu taklit ettiğinizi anlamaz. omuz kuyruklu 10 makak maymunu üzerinde gerçekleştirilen deneylerde, may munların taklit edildikleri zaman kendilerini taklit edeni fark ettikleri ortaya çık tı. Fakat birilerinin onları niye taklit ettiklerini anlayacak düşünce gelişmişliğin den yoksundular. İngiltere, Stirling Üniversitesi'nden Annika Paukner ve meslektaşlan bir deney de her maymuna oynamaları için tahtadan bir küp verdiler. Kafesin önünde iki kişinin elinde de aynı küplerden bulunuyordu. Biri, maymunların küplerle yaptıklarının aynısını yaparken, diğeri gelişigüzel bir şekilde küplerle oynadı. Maymunların, kendilerini taklit eden kişiye diğerine göre yüzde 50 oranında daha fazla zaman ayırdıklan sap> tandı. Bu da taklit edildiklerini fark ettiklerini gösteriyordu. Ancak 14 aylık bebekler, şempanzelerden farklı olarak, taklit edildikleri zaman kendilerini taklit edeni fark etmediler. Bilim adamları böylece maymunların "akıl kuramı" olarak nitelendirdikleri özellikten yoksun olduklan sonucuna vardılar. Bu da maymunlarda diğerlerinin zihinsel süreçlerini algılama yeteneğinin bulunmaması anlamına geliyor. D 951/ 11 Haziran 2005
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle