Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Editöre Mekttıp Süründürme Hırsı! Giindem S aym Bursalı, 24 Nisan 2005 günü Cumhuriyet'te çıkan yazınızı buruk bir hazla okudum. TÜBİTAK'ın kendi geçmişini mahkemeye vermiş olmasını vatandaşlarımızın çoğu ıiç önemsemedi, hatta farketmedi. Siz'in yazınızı okurken, sayıarı çok az da olsa, konunun önemini kavramış insanlarımızın 'arhğını hissettim, bu ülkede büsbütün yalnız ve bir kenara atılnış olmadığımızı anladım, ve çok duygulandım. Birkaç hafta önce saym Emin Çölaşan'ın bu olaya değinen 'azısını okuduğumda da benzer bir duyguya kapılmıştım. Bu nelenle Siz'e çok teşekkür ediyorum. Benim gibi, "süründürülnek" arzusuyla mahkemeye verilmiş bulunan eski Bilim Kuruu Üyelerinin de aynı hisleri duymuş olduğuna eminim. Bizi, TÜBİTAK'ta görevlendirilmiş bulunan üniversite öğetim üyelerine fazla ücret ödeyerek TÜBİTAK'ı zarara uğratmış >lmakla suçlayıp mahkemeye vermiş olanların göreve geldiklei günlerde, bir profesöre, örneğin haftada iki gün görevlendirien Prof. Dr. AA'ya 815 YTL aylık ödenmekte idi (AA'nın Araık 2003 maaşı). TÜBİTAK bunu kendi özel yasasına dayanarak »e herkese eşit davranarak yapıyordu. Yeni yönetim bu suçlamalara başlayınca Prof. Dr. A.A'ya idenen aylık ücret 86 YTL ye indi. Prof. A.A. ile aynı durumda )lan çok sayıdaki bilim adamı, "Bu bize hakarettir. Biz para alnadan da bu işleri, ulusumuza karşı bir görev sayarak yaparız »eya istifa eder, gideriz", dediler. İstifa edenler de oldu, kalıp ülcemize hizmete devam edenler de. rEMİZLİKÇİ KADIN KADAR Lütfen, lise düzeyindeki çocuklara ders verenlerin bir saıt karşılığında 100 YTL, evlere temizlik yapmaya giden hanımarın da günde en az 60 YTL aldıklarını gözönüne alın ve ulusararası düzeyde yüksek saygınlığa sahip olduğu kabul edilerek fübitak'da göreve çağrılan bir profesöre bir ayda 86 YTL önernek durumunda kalan onurlu bir yöneticinin durumunu düşüıün. Yeni yönetimin sorumluları da bu onur kırıcı sıkıntıyı his.etmiş olmalılar ki; kısa sürede, Hükümetin de desteği ile bazı lüzenlemeler yaparak 86 YTL'yi 806 YTL'ye çıkardılar (A.A.nın 4art 2005 maaşı). Şimdi, vicdan sahibibir insan olarak düşüıün: Nasıl oluyor da aynı kişiye 815 YTL ödeyen Eski Bilim Kuulu TÜBİTAK'ı zarara uğratmış sayılıyor, fakat 806 YTL öde'en yeni Bilim Kurulu zarara uğratmış olmuyor? Saym Bursalı, konuyla ilgilenen herkesin kabul ettiği gibi, ;u anda iktidarda bulunan Hükümet işbaşına geldiğinde son TÖîİTAK Başkanı istifa etmiş olsaydı konu buralara gelmeyecek /e bu dava da açılmış olmayacaktı. Ama Son Başkan görevini iürdürmek isteyince, Hükümet TÜBİTAK bünyesinde değişik bi;imde operasyonlar yapmaya yöneldi ve kendisini savunmak çin de bu ücret ödemelerine tutunmayı denedi. Eminim bizi nahkemeye vermiş olanlar da işin bu kadar büyümüş ve son Tü•)itak Başkanı'nı aşıp masum insanları perişan etmiş olmasından Izüntü duymaktadırlar. SAF VE ENAYİ Bundan sonraki gelişmeler hangi yönde olacaktır, bilemi/orum ama kesin olan bir şey var: Ben, şimdi gerilerde kalmış nılunan kırk yıl boyunca uluslararası bilim ortamında ulusumuîun daha onurlu bir konuma gelebilmesi için özveriyle çaba har:amış olan bilim adamlarımızın arasına katılmış olduğum için jimdi kendimi çok saf ve enayi hissediyorum ve çocuklanmı da <endimle beraber sıkıntılar içinde yaşatmış olduğuma çok hayıfanıyorum. Gelişmiş ülkelerin hiç birinde, tarihin hiç bir döneminde 3ir benzeri yaşanmamış olan bu olay yavaş yavaş yabancı ülkelerdeki meslektaşlarımız tarafindan da duyulup öğreniliyor ve hayretle karşılanıyor. Seksen yıllık Cumhuriyet döneminde ancak bir avuç bilim adamı yetiştirebilmiş olan bu ulusun, çoğu Akademi üyesi olan o bilim adamlannı hınçla, "süründürme" hırsıyla mahketneye vermiş olması çok yadırganıyor. Mahkemenin sonucu ne olursa olsun, bu konu, TÜBİTAK'ın ileride yazılacak olan tarihinde de yer alacak ve onu okuyacak olan gelecek nesillerimizi derinden üzecektir. Yazık oldu. Hem de çok. Prof. Dr. Mithat Idemen Necdet Eraslan Proje Yarışması "Ûğrenci Müfettişi Cevat Dursunoğlu'da gittim ve Leibzig Üniversitesi'nde Hititoloji okumak istediğimi söyledim. Cevat Bey bu niyetimi çok iyi karşıladı ama 'herhalde senin durumun Atatürk'e sorulacak. Bir hafta sonra gel, o zaman cevap veririm' dedi. Ve cevap 'Sedat Hititolojiye hemen başlasın' şeklinde geldi." SedatAlp'in hayatını anlatan ve TÜBA'nın bastığı kitabı okuyorum (Derleyenler Can Dündar, Fatma Sevinç). Türkiye Cumhuriyeti'nin kaliteli yetişkin insana ihtiyacı var. Ve seçilmiş en iyi evlatlarını Avrupa'ya uzmanlık tahsiline gönderiyor; bu işle de bizzat Atatürk'ün kendisi ilgileniyor. Kurucu, Sedat Alp'in yolunu çizmiş oluyor. Almanya'da çok sıkı bir eğitimden geçiyor.. Atatürk'ün ikinci emri, arkeoloji öğrencilerinin stajlarını Türkiye'deki kazılarda yapması. Boğazköy'de staja başlıyor. Kazıda aynı zamanda bir başka ünlü arkeoloğumuz Halet Çambel de var. Sonra yine dokotorayı tamamlamak için Almanya'ya dönüş. ikinci Dünya Savaşı'nın patlamasıyla birlikte, emir üzerine apar topar Türkiye'ye geliyor Sedat Alp. Savaştan sonra Berlin'de Hititoloji doktoru unvanını alıyor. Böylece Anadolu'nun belki de bu en önemli uygarlığının ilk Türk uzmanı Sedat Alp oluyor. Bugün Hititler, ülkemizde arkeolojinin güncel ve popüler konusu. Sedat Alp, Ekrem Akurgal, Ihsan Ketin, Suat Baydur ile birlikte 193233'lerde Avrupa'ya gönderilen öğrenci grubu içindeydi. Bugün 95yaşında. Hititler konusunda araştırmalarıyla bir dizi orijinal çalışmaya imza attı. Kitabı karıştırıyorum: İtalya Cumhurbaşkanlığı Ödülü'nü alan ilk Türk. Alman Cumhurbaşkanlığı liyakat nişanı belgesi. Alman Cumhurbaşkanlığı'nın bu defa yıldızlı liyakat nişanı belgesi. Alman Arkeoloji Enstitüsü asli üyeliği. Mainz Bilimler Akademisi üyeliği. *** Sedat Alp için Ekrem Akurgal özetle şöyle diyor kitapta: Günümüzde Hitit Tarihi, kültü ve dili hakkında çalışan en parlak ve en kayda değer bilim adamlarından biridir. Türk Hititolojisinin kurucusu ve babasıdır. Hitit sanatını öğrenmek ve daha iyi kavramak isteyen bir arkeolog için Sedat Alp'in eserleri paha biçilmezdir. Hitit dilindeki çoğu kelimenin anlamlarını ortaya çıkartan O'dur. Ayrıca bir çok coğrafiyerleşim birimlerinin adlarını da o tespit etti. Hiyeroglif çalışmalarını da ileri boyutlara taşıdı. Hilal şeklindeki hiyemglifin gökyüzü anlamına geldiğini onun sayesinde biliyoruz. Ayrıca erkek hiyeroglifini de onun sayesinde okuyabildik. Bence en önemli katkılarından biri, daha Asur kolonileri ortaya çıktığı andan itibaren Kültepe'de Hitit varlığını ortaya koymasıdır. Anadolu'nun 23001700 arası tarihi aydınlatmada büyük emeği geçti. En önemli bir başarısı da arkeolojik bulguları yorumlayışıdır... Kitapta ayrıca uzman yabancıların da Sedat Alp hakkında değerlendirmelerini okumak mümkündür. TÜBA bu kitabı hazırlatmakla büyük bir hizmetyaptı. Ord. Prof. Dr. Sedat Alp'a daha uzun ömürler diliyoruz. Gelecek Cumartesiye yeniden buluşmak umuduyla hoşçakalın. Sedat Alp obursali@cumhuriyet .com.tr CBT Internet adresı: www.cumhuriyet.com.tr Cumhuriyet BİLİMTEKNÎK • No: 946 7 Mayıs 2005» îmtiyaz sahibi:Yedi Mayıs Haber Ajansı Basın ve Yayıncüık A.Ş. adına İlhan Selçuk . Genel Yayın Müdiirü: Ibrahim Yıldız Yayın Daruşmanı: Oıhan Bursalı • Sorumlu Müdür: Mehmet Sucu Görsel Yönetmen: Tüles Hasdemir • Baskı: thlas Gazetecilik A.Ş. 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosnatst. İdare Merkezi veYazışma adzesi: Tüık Ocağı Cad. No: 39/41 Cağaloğlu, 34334 Istanbul. Tel: (212) 512 05 05 • Faks: 0212513 85 95. Cumhuriyet Reklam Tel: 0212 512 47 78 Yerel Süreli Yayın. 946/37 Mayıs 2005