25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Uzaktan Algılama Yerbilimlerinde uzaktan algılama ve Bugiin uzaktan algılama sistemleriyle, depremlere neden olan fayzonlannın ortaya çıkanlması; maden yataklannın belirlenebilmesine yardımcı olan hidrotermal alterasyon bö'lgelerinin saptanması, deprem, heyelan, çökme gibi olaylar sonrasında meydana gelen deformasyonun mm düzeyinde saptanması interferometri ve iki farklı zaman aralığında meydana gelen çevresel, kültürel ve doğal değişimin ortaya çıkanlması gibi olaylan ilk akla gelenler olarak sıralamak mümkündür. zaktan algılamayı (remote sensing), elektromanyetik radyasyonun (EMR) insan gözünün görebildiği görünür bölgesi dışındaki bölgelerinden de yararlanarak, yeryüzündeki cisimler hakkında onlara dokunmaksızın uzaydan ve havadan bilgi toplama yöntem veya bilimi olarak tanımlamak mümkündür (Şekil 1). Bu bilgileri sağlayan sistemler, dünya çevresine yerleştirilen pasif ve aktif özellikteki yer gözlem uydularıdır. Pasif uzaktan algılama uyduları (Landsat, SPOT, ASTER), güneş ışığının yeryüzünden yansıması sonucunda elde edilen büyiik alanların görüntüsünü tek bir seferde, düzenli aralıklarla sayısal olarak kaydedip yer istasyonlarına iletirler. U rın kullanılabileceğine yönelik olarak yapılan çalışmalar da halen belleklerde yer almaktadır. , BÛYÛK KATKILAR SAĞLIYOR Uzaktan algılama ile elde edilmiş görüntülerin çok büyük alanları kapsaması (Landsat ETM+ sistemi için 185x185 km), farklı EMR bant arahklarını kullanabilme özelliği, bölgesel ölçekte yapılan çalışmaları desteklemiş ve bitki örtüsü, kaya birimleri, su ve kültürel eserlerin ortaya çıkarılması gibi yeryüzü cisimlerinin yansıma özelliklerinin tanınmasına ve daha iyi anlaşılmasına büyük ölçüde katkıda bulunmuştur. Bu arada, son yıllarda yaygınlaşan ve birbirine komşu çok sayıda EMR bant sayısına ancak dar bant aralığına sahip hiperspektral uzaktan algılama sistemlerinin (AV1RIS, HYPER1ON) ortaya çıkmasıyla birlikte, yeryüzündeki kayaçları oluşturan mineraller düzeyinde ayrımlanma yapabilen uzaktan algılama verileri oldukça önemli bir konuma gelmiştir. Halen bilgisayar teknolojisinde meydana gelen ilerlemelerle de yerbilimlerinin ihtiyacı olan sayısal verilerin üretilip, depolanıp, sorgu ve sunumu kolaylaşmıştır. Uzaktan algılama verilerinin bazılarına (Global Land Cover Facility/University of Maryland; Shuttle Radar Topography MissionSRTM) ücretsiz olarak İnternet'ten erişilebilmekte ve bu sayısal veriler kişisel bilgisayarlara kolaylıkla indirilebilmektedir. Ancak bu verileri amaca uygun olarak birleştirmek, işlemek ve değerlendirmek Sayısal Görüntü İşleme (Digital Image Processing) kavramı içerisine girmektedir (Kavak, 2000). Bu yöntemle uydudan alınan görün tüler, birtakım işlemlerden geçirilerek daha fazla bilgi ortaya çıkarılabilmektedir. İLK CİDDÎ ÇALIŞMA Ayrıca Coğrafi Bilgi Sistemleri (Geog Şekil 1: Uzaktan algılama sistemini oluşturan temel bileşenler. raphic lnformation A.Gü'neşB. Yansıma C. Yerküre D.UyduE.Yeristasyonu FG.KulSystems) yardımıyla lanıcılar. uzaktan algılama göjeoloji, şehir planlama, çevre ve haritacılık rüntülerinin altlık olarak kullanılması, arasayılabilir. Ancak görüntülerin henüz radzi ve laboratuvarda üretilen sonuçların vekyometrik ayarlarının tamamlanmaması netörel olarak bu görüntüler üzerine işlenmedeniyle üniversite, araştırma kurumları ve siyle yerbilimlerinde sorgulama, depolama diğer alanlarda kullanımı henüz gerçekleşve sunum özellikleri zenginleşmiştir. tirilememiştir. Ancak şunu da unutmamak gerekir ki; uzaktan algılama çalışmalarını konusu AVRUPA UZAY AJANSI olduğu doğal laboratuvarlarda yani araziSon yıllarda diğer gezegenlerde yapıde, şehirlerde, ormanlık alanlarda yapılan lan araştırmalarda kullanılan uzaktan algıve yer doğrulaması (ground truthing) olalama görüntüleri de uzay çalışmalarının rak da bilinen çalışmalarla desteklemek geçok önemli bir kesimini oluşturuyor. İnsan rekmektedir. gönderilemeyen gezegenlerden uzaktan alTürkiye'de uzaktan algılama verilerigılama yöntemiyle alınan uydu görüntüleri, ni üretebilecek ilk ciddi çalışma, TUBİTAKbu gezegenlerde yaşamın izleri olarak kaBilgi Teknolojileri ve Elektronik Araştırma bul edilebilecek su ve derin vadilerin aranEnstitüsü (BİLTEN) tarafından bir İngiliz ması ve ortaya çıkanlması amacıyla değerşirketiyle birlikte gerçekleştirilmiş olan ve lendirilebilmekte. Örneğin, NASA'nın Mars BİLSAT adı verilen uydunun 2003 yılında Global Surveyor (MGS) ve Mars Orbiter Cafırlatılarak ilk görüntülerini göndermesiyle mera (MOC) uzaktan algılama verileriyle başlamıştır (Şekil 3). BİLSAT uydusu GEZMars'ta su bulunduğuna dair veriler delilleGİN ve ÇOBAN adı verilen iki algılayıcıyı tariyle ortaya konmuştur (Şekil 4). şımaktadır. Bu çalışmalara ek olarak Türkiye TÜTurkıye, Cezayir, Çin ve Nijerya'nın BİTAK aracılığıyla bazı projelerde Avrupa oluşturduğu DMC (Disaster Monitoring Uzay Ajansı'nın (ESA) aktif sistemde çalıConstellation Afet İzleme Takımuyduları) şan uzaktan algılama uydusu olan ERS rasistemi içinde yer alan BİLSAT uydusunun dar uydu verilerini kullanmaktadır. 15 Avuygulama alanları arasında afet yönetimi, rupa Birliği ülkesinin kurduğu ve üye olduğu ESA, NASA'dan sonra TÜBİTAK'ın teknik destek aldığı en önemli uzay ajanslarından birisidir. Yunanistan ve Lüksemburg gibi ülkelerin bu yıl içerisinde tam üye olarak katılacağı ajansa son BTYK kararlarında değinildiği gibi 2004 yılında yapılan bir anlaşma ile Türkiye de üye olarak katılım Halbuki aktif uzaktan algılama uyduları (Radarsat, ERS) ise yeryüzüne EMR'nin mikrodalga ışınlarını kendileri gönderip yansımasını ölçen bir sistemle çalışırlar. Yerbilimlerini jeoloji, jeofızik, jeokimya, coğrafya ve çevre gibi değişik disiplinlerin bir araya geldiği çok önemli bir doğa bilimi olarak tanımlamak mümkündür. Uzaktan algılama yöntemi sadece jeoloji'de değil ormancılık, şehir planlama, su ve atmosferle ilgili uygulamalarda da oldukça önem taşımakta olup aynı zamanda yer ve uzay bilimlerini bir araya getiren önemli bir bilim dahdır (Kavak, 1998). 30 YILA YAKIN Uzaktan algılama çalışmaları, 1972'de A.B.D.'nın uzaya gö'nderdiği, doğal kaynakların ortaya çıkarılmasını amaçlayan Earth Resources Technology Satellite (ERTS) yer gözlem uydusunun yörüngeye yerleştirilmesinin ardından günümüze kadar geçen sürede büyük mesafeler almıştır. Bugün uzaktan algılama sistemleriyle elde edilen sayısal görüntüler yardımıyla, yerbilimleriyle ilgili birçok konuda yararlı uygulamalar gerçekleştirilebilmektedir. Bunlardan bazılarını depremlere neden olan fay zonlarının ortaya çıkarılması; maden yataklannın belirlenebilmesine yardımcı olan hidrotermal alterasyon bö'lgelerinin saptanması, deprem, heyelan, çökme gibi olaylar sonrasında meydana gelen deformasyonun mm düzeyinde saptanması interferometri ve iki farklı zaman aralığında meydana gelen çevresel, kültürel ve doğal değişimin ortaya çıkanlması change detection (Şekil 2) gibi olaylan ilk akla gelenler olarak sıralamak mümkündür. Geçen şubat ayı başında, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi'nde düzenlenen ve kamuoyuna depremlerin izlenmesinde erken uyarı amaçlı olarak uydula I aşamasındadır. I• Şekil 2:2.300 kişinin öldiiğii 6.8 büyiiklüğiine sahip 21 Mayıs 2003 Boumerdes/Cezayir depremi önce ve sonrasında meydana gelen hasar. 946/18 7 Mayıs 2005 Bu sayede son yıllarda, TÜBİTAK ve Cenelkurmay'ın çalışmalarında öncelikli hedef olarak belirlediğı uzay çalışmalarına güçlü bir adım atılabilecektir. Uzay alanındaki çalışmalar, ESA'nın kıta Avrupa'sındaki
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle