Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Evrim Biyolojisi lan araştırmalara göre bunun yanıtı şöyle: İnsanlar ve şempanzeler çok sayıda ortak gene sahip oltnakla birlikte, insan beyninde ifade bulan gen versiyonlarının, şempanze beynindekilerden daha aktif olduğu düşünülüyor. Dahası yeni doğmuş insan bebeklerinin beyinleri, yeni doğmuş şempanze yavrulannın beyinlerinden daha az gelişmiş durumda. Dolayısıyla insan beyninde sinir ağlarının oluşumu uzun süren bir süreç gerektiriyor. Bu süreç içinde insan beyni daha fazla miktarda "lisanlı bir çevreye" maruz kalıyor. Bir anlamda lisan, biyolojik evrimin son aşaması. Çünkü bu icat sayesinde, konuşma yeteneğine sahip olanlar saf biyolojik dünyanın ötesine geçme şansını elde edebiliyorlar. Atalarımız lisan sayesinde kendi çevrelerini biz buna kültür diyoruz yaratma olanağına kavuştular ve genetik değişikliklere gerek kalmadan bu çevrelere uyum sağlayabildiler. nu oksijen üretme yeteneğine sahip değildi. Hidrojen sülfid ve karbon dioksit gibi hammaddeleri girdi olarak kullanarak, karbonhidrat ve kükürt gibi maddeler üretiyordu. Bir süre sonra zamanı hakkında bilgimiz yok yeni bir fotosentez tipi evrimleşti. Bu yeni tip, ana girdi olarak sudan yararlanıyor ve çıktı olarak oksijen üretiyordu. Bu ilk dönemde oksijenin yaşam üzerinde zehirleyici bir etkisi vardı. Ancak atmosferde oksijen birikimi, bazı mikropların oksijenden olumsuz etkilenmemek için spesifık bir mekanizma geliştirmesine kadar sürdü. Öyle ki, bir süre sonra mıkroplar oksijeni enerji kaynağı olarak kullanmaya başladı. Bu, çok önemli bir gelişmeydi, çünkü enerji için oksijenden yararlanarak karbonhidratları yakmak, oksijen kullanmadan karbonhidratları yakmaktan 18 misli daha etkiliydi. Bu noktada Dünya üzerindeki yaşam, doping almış gibi çok hücreli yaşam şekillerine dönüştü. Bugün doğrudan veya dolaylı olarak fotosentez, Dünya'daki yaşamın kullandiğı enerjinin tümünü üretir. Yakıt olarak kullanılan maddeleri yakmak için etkili bir araç olmasının yanı sıra, fotosentez tarafından üretilen oksijen, yaşamı koruyucu bir rol daha üstlenir. Dünya güneşten gelen morötesi "*T~ radyasyonun bombardımanı altındadır. Oksijenli atmosferimizin yan ürün olarak ürettiği ozon tabakası Dünya'nın yüzeyinden 2060 kilometre yukarısına uzanırbu zararlı radyasyonun çoğunu filtre eder. Bu koruyucu şemsiye sayesinde yaşam, denizlerin koruyucu ortamının dışına çıkarak karalarda gelişme şansını yakalayabilmiştir. Şimdlki Bugün, gezegenimizin üzezaman rindeki hemen tüm biyokimyasal süreçler güneş enerjisinden yararlanır. Dolayısıyla Dünya üzerindeki tüm canlılar, oksijenden nefret eden ilk mikropların biyokimyasal yaratıcılığına çok şey borçludur. türler eşeyli üreyenlerin üstesinden gelebilirler. 1kincisi , sperm ve yumurtalar ana ve babaya ait genlerinin takım olarak yarısını içerdiği için, eşeyli üreme ile çoğalan bir organizma, gen1 e r i n i n ya 1nız ca yüzde 50'sini bir sonraki nesle aktarır. Oysa eşeysiz organizmalar genlerinin y ü z d e 1 0 0 ' ü nü a k t a r m a y ı Orkide tohumları sembiyotik bir mantar tarafmdan döllenir. garantilerler. Bu, özellikle apoptosis adı verilen Ne var ki bu çok düz bir mantıktır; programlanmış hücre ölümünde görülür. dolayısıyla beraberinde bazı yanılgıları da Ellerimizin 5 parmağı vardır, çünkü pargetirir. Aralarında böcek, kertenkele, ve makların arasında bulunması gereken bitkilerin de olduğu pek çok tür seks yaphücreler biz daha embriyo halindeyken madan da yaşayabilir; en azından bir süapoptosis yolu ile ölürler. Embriyo daha re için. Ancak bunların sayısı eşeyli üre8 ya da 16 hücre halindeyken döllenmiş yenlere göre çok azdır. yumurtanın 3 ya da 4 hücre bölünmesinSeksin başarısına gölge düşüren etden sonraki hali hücre ölümü ile menlerden biri genetik kartları gereğingelişimini sürdürür. Apoptosisi engelleden fazla karıştırması ve zararlı mutasdiğiniz anda büyüme rayından çıkar. yonların ortaya çıkmasına izin vermesiEğer ölüm olmasaydı doğamazdık. dir. C.erçi farklılık önemlidir, çünkü yaşaYetişkin haldeyken bile ölüm mın değışen çevre koşullarına uyumunu olmadan yaşayamayız. Apoptosis olmasa sağlar. Eşeysiz üreme, tek bir piyango çehepimiz kansere yenik duşebilirdik. kilişi için aynı biletten 100 adet satın alHücrelerimiz, hücre çoğalmasının kaosa maya benzer. Ancak üzerinde farklı radönüşmesini önlemek için çeşitli kontrol kamların olduğu 50 bilet satın almak dasistemlerinden yararlanır. Bu kontrol sisha kazançlıdır. temleri bu tip hatalan tespit eder ve Yararlan bir yana, seksin nasıl başrayından çıkmaya hazırlanan hücreleri ladığı konusunda bilgimiz çok az. Seks, intihara zorlar. DNA onarımı kadar sıradan ve olağan bir Programlanmış hücre ölümü güneylem olabilir. Tek hücreli eşeysiz orgalük yaşamımızda da önemli bir rol oynar. nizmalar periyodik olarak genetik malzeSözgelimi bağırsakların içini saran melerini ikiye katlamak ve daha sonra hücreler bu şekilde sürekli olarak bunları yarıya indirmek gibi bir alışkanlık yenilenir ve cildimiz dış yüzeyini ölü edinmiş olabilirlerdi. Bu alışkanlık, herhücrelerle kaplayarak alt tabakaları hangi bir DNA hasannı onarmak için hakorur. Bağışıklık sistemi bir enfeksiyonu sarlı DNA'yı farklı bir DNA takımı ile detemizlediği zaman, fazlalık oluşturan ğiş tokuş etme şansını kazandırabilirdi. akyuvarlar düzenli bir şekilde intihar Bugün benzer bir DNA değiş tokuşu yuederek enflamasyonun sönmesini sağlar. murta ve sperm üretiminde izleniyor. Bitkiler de hücre ölümünden yararlanır; patojenlere karşı mücadelede hastalıklı bölgeyi abluka altına alır ve daha sonra bölgenin içindeki tüm hücreleri öldürür. Bir organizmanın birkaç hücresini zrail'i de evrim yaratmış olabilir feda ederek kendisini kurtarmasını anlami? Bu sorunun yanıtı ölümün mak kolaydır. Ancak evrim bazı durumtanımına bağlı olarak değişir. larda tüm organizmanın ortadan yok Canlılar, açlık veya hastalıklar gibi taliholması doğrultusunda çalışır. Daha sizlikler sonucu ölür. Bir ölüm şekli daha gelişmiş organizmalarda hücreler, birkaç var ki, bu ölüm şeklinde hücreler bazen düzine kadar hücre bölünmesinden tüm organizmaölümden fayda sonra yaşlanmaya başlar ve bir süre sağladıkları için yok olmayı tercih eder. sonra bu gidişat tüm organizmanın Başka bir deyişle ölüm evrimsel bir ölümü ile son bulur. Ancak bu görüşe stratejidir. FOTOSENTEZ Y aşam üzerinde çok az icat, güneş ışığından enerji sağlama yeteneğinin döğurduğu sonuçlar kadar derin izler bırakır. Gerçekten de gezegenin 3000 2S00 »00 1500 1000 Milyonlarca yıl önce Hayvanlar için ideal bir dünya Fotosentez soluduğunuz oksijeni üretir yüzünü değiştiren çok önemli bir olgu olan fotosentez, atmosferi değiştirerek, Dünya'nın koruyucu bir tabaka ile öldürücü radyasyondan korunmasını sağlar. Fotosentez olmasaydı, atmosferde çok az oksijen olurdu. Dolayısıyla bitki ve hayvan da bu ortamda olamazdı.Dolayısıyla fotosentezin yarattığı oksijen, yaşamın gelişmesi için uygun ortamı yarattı. Fotosentezden önceki dönemde yaşam tek hücreli mikroplardan oluşuyordu. Bunların enerji kaynakları kükürt, demir ve metandı. Daha sonra, yaklaşık 3.5 milyar yıl önce belki daha da öncebir mikrop gurubu, gelişmeleri ve yakıt ihtiyaçları için gerekli olan karbonhidratı sağlamak için, güneş ışığından enerji alma yeteneğini geliştirdi. Bu yeteneği nasıl geliştirdikleri bilinmese de, genetik çahşmalara göre ışıktan yararlanma becerisi, moleküller arasında enerji nakletme yeteneğine sahip bir proteinden evrimleşmiş olabilir. Sonuçta ortaya fotosentez çıkmış. Ancak fotosentezin bu ilk versiyo SEKS P ek çok tür için eşeyli üreme (seksüel üreme) tek seçenektir. Seks, ayrıca Dünya üzerindeki çok sayıda ilginç görüntünün de sorumlusudur. Sözgelimi bazı kuş türlerinin kur yapma dansları, erkek geyiklerin boynuz savaşı, hâttâ şiir, müzik ve resim gibi sanatsal faaliyetler bazı biyologlara göre cinsel güdülerin dışa vurumudur. Seks, belki de yaşamın kendisinin devamlılığından da sorumludur. Seksten vazgeçen türlerin birkaç yüz nesilden sonra yeryüzünden silindiği biliniyor. Seksin kendisi kadar, nasıl evrimleştiği de tartışma konusudur, çünkü dışarıdan bakıldığında seks kârlı olmayan bir strateji gibi görünmektedir. Evrimin iki nedene bağlı olarak eşeysiz üremeyi tercih etmesi gerekirdi. Bu nedenlerden biri, kısıtlı kaynaklara erişim mücadelesinde, eşeysiz üreyen ÖLUM A 946/14 7 Mayıs 2005