25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Duyuru HALKAAÇIK KONFERANS r Gündem Kaplumbağa ve İspinoz Şu anda araştırmacı olarak Harvard Karşılaştırtnalı Zooloji Müzesi'nde ders veren ve yazılar yazan İngiliz bilim insanı Andrevv Berry her yıl gelerek ders verdiği Sabancı Ünivresitesi'deki programının yanısıra, halka açık bir de konferans verecek. 23 Mayıs, Pazartesi Saat 18:00'de Feriye Sineması arkası, Hamdi Saver Salonu'nda sunacağı konuşmasında, Berry'nin konferans konusu: "Kaplumbağa ve İspinoz: Charles Darvvin Galapagos Adalan'nda.." i Evrim tarihi konusunda uzman olan Berry, bilim ve bilim tarihi üzerine yaygın bir biçimde populer yazılar yayınlıyor. London Review of Books, düzenli yayın yaptığı dergilerden birisi. Berry aynca doğal seçilimi Danvin'le birlikte bulmuş olan Alfred Russel VVallace'ın yazılarından derlenen bir antolojinin (Infmite Tropics, Verso, 2002) editörlüğünü yaptı ve DNA'nın ikili sarmal yapısımn keşfınin 50. yıldönümünde James D Watson'la birlikte "DNA, Hayatın Sırn" (DNA, The Secret of Life, Knopf, 2003) isimli kitabı yazdı. DNA isimli 30 dakikalık bir film Berry'nin senaristi olduğu filmler arasında. Şu sıralar büyük bir çevresel eğitim girişiminde E.O. Wilson'la birlikte çalışıyor. Konferansmda, şu konuları ele alacak: Aacaba Galapagos adalarındaki ispinoz kuşlarını incelemesi, gerçekten Danvin'in kavrayışında ani bir sıçrama yaratmış mıydı? Danvin'in Galapagos'dayken mi Evreka! Buldum! Anını yaşamıştı yoksa yoksa Londra'da John Gould'ın ofısinde mi? Konferans için bilgi: (216) 483 9714 CHP Istanbul Milletvekili Dr. Ersin Arıoğlu, TÜBA'nın İstanbul Ofisi'nde "Türkiye'nin kalkınma dinamikleri"başlıklı konuşmasında, siyasi iktidarların yönetimlerine bilimi ve sanatı da ortak etmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'nin geleceği için bunu şart görüyor. Arıoğlu, başarılı şirket yaşamında bilime dayanan ve aynca toplumsal etkinliklerinde bilim öğrenimine her bakımdan önem veren bir insan. Irmak Okulları'nın ve Bilim Merkezi Vakfı'nın da kurucusu veyıllarca Başkanıydı... Milletvekili olarak hizmet vermeye başladığında, Ankara'nın bilimsiz ve sanatsız siyasal yönetimi içinde kendisini "kayıp" hissetmiş olsa gerek. Oradan kısaca çıkardığı ders, siyasetin mutlaka ciddi bilim ve sanat ayaklarının olması zorunluğunu görmesi oldu. Göstermelik değil, ülkeyönetimini başarılı kılabilmek ve bilim ve sanattan ciddi katkı alabilmek için.. bilimsizsiyaset olur mu! Hükümetin TÜBİTAK'ı yeni yasa ile tamamen güdümüne alması ve üniversitelere karşı tutumu, gelişmiş ülkelerdepek görülebilecek cinsten birpolitik olay değil. Peki, iktidar bu cesareti nereden alıyor? Dinci ideolojisinden ve yönetimi tamamen ve heryatay ve dikey koordinatta AKP'lileştirmek gözükaralığından mı? Arıoğlu 'nun düşüncelerinin yol açtığı tartışmada derinliğe inilemedi, ama, ülkemizde siyasetiktidar bilim ilişkilerinde yeterli iletişimin olmaması ve sinerjinin kurulamaması, bilime 'ele geçirilmesi ve yandaşlanması gereken kurum" olarak bakılabilmesi ve bu bakışın resmen hayata geçirilebilmesi, tek taraflı bir olay değil. Madalyonun öte tarafında, bilimin, bilim kurumlarının güçsüzlüğü var. Güç, şüphesiz, salt kurumsal veya bireysel varoluşla, varlıkla ilişkili bir olay değildir. Güç, kaynağını eylemden, üretimden, başarıdan, katma değer yaratmaktan, ve giderek " tekbaşına vamlmayı' başarmaktan alır. Burada konumuz "Türkiye Bilimi" olduğuna göre, bu kıstaslar ışığında bakarsak, bilimimiz büyük ve etkili bir "güç" olamamıştır. Şüphesiz varlığıyla ve doğal üretim hızı ve hizmetiyle, Türkiye'ye değer katmaktadır. Ama katma değeri, ülke ölçeğinde, siyasal ve toplumsal düzlemde, önemli ve büyük bir farkındalıkyaratabilecek düzeyde değildir, olamamıştır. Bütün sorunun, AKP'nin bilim ve üniversitelere karşı pervasızlığının kaynağı, bence buradadır. Esası, Cumhuriyet'in kuruluş dönemine kadar uzanan bilim tarihimizi incelediğimizde, şüphesiz başarılar, başarılı insanlarımız vardır. Ama bu başarılar kurumsal olarak önemli birgüce dönüşmemiştir. Bilim, hep siyasetin gözüne bakmıştır: "Para ver, bir şeyleryapalım!" Siyasetin tavrı da "bugüne kadar ne yaptın ki para verelim!" biçiminde olmuştur. Siyasetçimizin, bilim politikalarının yaratıcılığı ve üreticiliği konusunda orta ve uzun vadeli bir bakışı ve benimsemesi olamadığından, bilimi kalkınmada ve yönetim başarısında bir araç olarak kullanma zorunluluğunu hiç hissetmemiştir. Bu düşünceye tersten bakarsak: Bilim de gücüyle politikacıya bu zorunluluğu hissettirebilecek durum ve yetenekte olamamıştır.. Olayı bu basitlikte görmenin hiç de yanlış olduğunu sanmıyorum! Bugün geldiğimiz nokta, belki de pek kabul edilmek istenmeyen veya kabul edilmekte zorlanan bu basitgerçeği vurguluyor. Tersinden bakalım: Bilim üretken olsaydı, toplumda katma değeri gözle görülür düzeyde bulunsaydı, tarihi "zaferlerle", başarılarla dolu olsaydı... ... büyük bir kurumsal güç inşa etmiş olurdu. Ve Kasımpaşa kültürü ve dinsel ideoloji, bugün böylesine kolayca, toplumda fazla tepki yaratmaksızın, bilim ve kurum larıyla istediği gibi oynayabilir miydi? Şüphesiz hayır.. 0 halde, sayısal ve niteliksiz bilimsel yayın artışlarıyla bilimin ülkemizde bir güç haline getirilebileceği inançlarının, ülkemizde bilimi daha uzun süre politikacının ayakları altında süründürülmesinden kurtarabileceğini mi sanmalıyız? Gelecek Cumartesi yeniden görüşmek dileğiyle obursali@cumhurıyet.com.tr CBT Internet adresı: www.cumhuriyet.com.tr Bilim Neden Bu Durumda? Süt Keçiciliği Ulusal Kongresi, 2005 2528 Mayıs 2005 tarihlerinde E.Ü. Ziraat Fakültesi tarafından "Süt Keçiciliği Ulusal Kongresi, 2005" adıyla bir kongre düzenleniyor. İzmir, Manisa, Balıkesir, Bursa, Çanakkale, Adana ve Hatay gibi illerde süt keçisi işletmeleri ortaya çıktı. Bununla birlikte, damızlık taleplerini karşılamak mümkün olamıyor. Bu nedenle, damızlık üretiminin (keçi ve teke) planlanması yanında, keçi sutü ve ürünlerinin endüstriyel anlamda işlenmesi ve ticari konularında durum saptaması yapmak ve geleceğe ait önermelerin tartışılması zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Diğer yandan, süt keçiciliğinin geliştirilmesi doğrultusunda, devlet (kamu), özel kuruluşlar ve damızlık yetiştirici birlikleri arasında eş güdümün sağlanması da önemli bir konu olarak gündemdedir. Bu amaçlara yönelik olarak düzenlene "Süt Keçiciliği Ulusal Kongresi, 2005" dört gün sürecek. 25 Mayıs 2005 günü; Yazar ve ressam Fikret Otyam "Keçi Yareniiği" konusunda bir konferans verecek. 2627 Mayıs tarihlerinde; Ege, Adnan Menderes, Ankara, Çukurova, Uludağ, Onsekiz Mart, Trakya ve Mustafa Kemal Üniversitelerinde görevli bilimciler, 37 sözlü ve 19 poster bildiri olmak üzere, toplam 56 bildiriyi sunacaklar. GJL Cumhuriyet BİLİMTEKNİK • No: 948 21 Mayıs 2005 tmtiyaz sahıbı: Yedı Mayıs Haber Ajansı Basın ve Yayıncüık A.Ş. adana tlhan Selçuk . Genel Yayın Müdürü: îbrahimYıldız Yayın Danışmanı: Orhan Bursalı • Sorumlu Müdür: Mehmet Sucu GörselYönetmen: Tüles Hasdemir • Baskı: thlas Gazetecilik A.Ş. 29 Ekim Cad. No:23 Yenibosnalst. tdare Merkezi ve Yazışma adresi: Türk Ocağı Cad. No: 39/41 Cağaloğlu, 34334 İstanbul. Tel: (212) 512 05 05 • Faks: 0212513 85 95. Cumhuriyet Reklam Yerel Süreli Yayın: Tel: 0212 512 47 78 948/3 21 Mayıs 2005
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle