Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Eğitim BilimiTartışma Tarih kitabının ayn ayn böliimlerinde aydınlanma çağından, bilimsel buluşlardan, sanayi devriminden ve aydınlanma felsefesinden söz ediliyor. Ama bunlann bilimsel devrimden başlayarak birbirini izleyen bir süre içinde bir bütiin oluşturduğu anlatılmıyor, okuyanlarda böyle bir kanı uyandmlmıyor. Bilimsel devrim sözii de biçbir yerde yok. Böyle bir anlatış şekli, öğrencilere bilimsel düşiincenin ne olduğunu, insanlığın, uygarlığm gelişmesini nasıl ve ne kadar etkilediğini öğretemez. Onların, nedensellik ilkesini, "her olayın bir nedeni vardır, sonucun toplumun yararına çıkmasını istiyorsam nedenleri düzeltmeliyim" yaklaşımını benimsemelerini sağlamaz. Erdal İnönü (*) İsa Eşme (**) arşı karşıya bulunulan eğitim sorunlarının önemli bir ayağı, müfredat programlan ve bunlara bağlı olarak yazılan ders kitaplandır. Basından öğrendiğimiz kadarıyla, Milli Eğitim Bakanlığı, geçtiğimiz yıl, ilköğretimden başlamak üzere proğramlarda önemli değişiklikler yapmış, pilot olarak seçilen 8 ilde yeni programların bu yıl denendiğini, gelecek yıl bunlann tüm okullara yaygınlaştırılacağını duyurmuştur. Sanıyorum içinde bulunduğumuz şu günlerde de bu uygulama, ortaöğretim için gündemdedir. sı ve Nevvton'un ünlü eseri "Doğa Felsefesinin Matematiksel İlkeleri" (1686) ile mekanik alanmda kesin şeklini alması. Yukarıda sıralanan buluşlar dizisi bilim tarihçilerince "Bilimsel Devrim", (Scientifıc Revolution) diye nitelendiriliyor. Çünkü yüz elli yıla sığan bu gelişmeler sonunda, eski çağlardan İslâm âlemi yoluyla gelen ve Batı'da kilise okullarında, üniversitelerde, doğuda medreselerde okutulan temel bilimlerin ilkeleri değişti. Aşağı yukarı 2000 yıldır doğru kabul edilen Aristo fiziğinin hareketi ele alış biçimi, Ptolemaos'un yer merkezli sistemi, Galenos tıbbının temel varsayımları ortadan kalktı. Onların yerini gözleme, deneye dayanan ve olabildiğince matematiksel ifadeler kullanan yeni bilimsel açıklamalar aldı. Bilimsel devrimin lise öğrenimindeki "Doğanın nasıl çalıştığını anlamak için bugün zanaatkârlar, matematikçiler, hekimler, simyacılar, büyücüler uğraşıyor ama görüyoruz ki, hepsinin uğraşı zayıf kalıyor, sonuçlar çok küçük oluyor." "Bugüne kadar elde edilemeyen sonuçlara bundan sonra aynı yöntemlerle varılabileceğini ummak çelişkili, sağlıksız bir davranış olur. Yeni sonuçlar ancak bugüne kadar uygulanmamış yöntemlerle elde edilebilir." İşte bilimsel devrim bu yeni yöntemleri gösterdi ve herkese kabul ettirdi. yaklaşımı doğurdu ve bu akım, batı Avrupa'dan başlayarak, tüm dünyaya yayıldı. Araştırmayı destekleyen akademiler kuruldu. Yeni doğan bilimlerin teknolojiyle birleşerek uygulamaya geçirilmesi sanayi devrimini doğurdu. BİLİMSEL DEVRİMİN SİYASAL DEVRİMDEN FARKI Bilimsel devrim, yeni bilgi üretiminin yolunu öğretmekle kalıcı bir hizmet yaptı. Bu açıdan öteki siyasal devrimlerden önemli bir farkı var. Gerçi siyasal devrimler kamuoyunda daha iyi tanınır, ama onların etkisi zaman içinde sınırlıdır. Fransız ihtilali, Sovyetler Birliği'ni doğuran 1917 ihtilali gibi devrimler, meydana geldikleri ülkenin siyasal rejimini değiştiriyor, bazen bu değişiklik başka ülkeleri de etkiliyor, fakat sonunda toplumlar yeni rejimler içinde yaşamaya alışıyorlar ve yeni bir devrimden artık sözedilmez oluyor. Bilimsel devrim ise belirli, önceden saptanmış bir hedefe yönelik değil, sadece yeni bilgilere yol açıyor. Her yeni bilgi ise yeni sorular ortaya çıkarıyor. Bu yeni sorulara yanıt aranması da aynı araştırma yöntemleri uygulanarak, yeni bilgiler doğuruyor. Bu, bugüne kadar sonu göriilmemiş bir süreç. Yeni bilgiler belirli bir birikime ulaşınca toplum yaşamını yeni bir aşamaya götürüyor ve yeni bir çağa giriliyor. Araştırma ile yeni bilgi üretme yöntemini uygulayan Batı ülkeleri önce aydınlanma çağını yaşadılar ve laik eğitime geçtiler. Arkasından sanayi devrimi geldi. Bununla birlikte, ya da yakın bir zamanda demokra tik açılımlar oldu. Bazı yerlerde siyasal dev rimler ortaya çıktı. Yeni bilgiler, kimya sa nayiini, elektronik sanayiini, atom sanayi ini, uzay çağını getirdi. Bugün bilgisayarlaı aracılığıyla bilişim çağına geçmekteyiz. He men önümüzde, biyoteknoloji çağı görülü yor. BİLİMSEL DEVRİMİN BAŞKA ALANLARA ETKİSİ Bilimsel devrimle ortaya çıkan olayların nedenlerini arayarak bunlardan mantıksal sonuçlar çıkarmak ve gözlemlerle kontrol etmek yaklaşımı, kısa zamanda, fıziksel bilimlerden sosyal bilimlere, özellikle de siyaset ve devlet yönetimi alanlarına geçti. İngiltere'de Locke'un insan zihninin doğuşta boş bir sayfa iken zamanla çevreden aldığı duyularla tüm fikirleri oluşturduğunu öne süren, "İnsanın Anlayışı Üzerine Deneme" adlı kitabı 1690'da yayımlandı ve Batı Avrupa'daki felsefeciler üzerinde büyük etki yaptı. Bu gelişmenin bir sonucu da, toplumun ilerlemesinde eğitimin önemli rolünün daha iyi algılanması oldu. Voltaire, Nevvton'un matematiksel mekanik ilke K Halen kullanılmakta olan lise müfredat programı ve ders kitaplarının, öteden beri eleştirdiğimiz birçok eksiklikleri bulunmaktadır. Bu yazıda, bu eksikliklerden biri olan "Bilimsel devrim" konusu ele alınacak ve iki çözüm önerisi üzerinde durulacaktır. YENİ BİLGİ ÜRETME YÖNTEMİ Bilimsel devrimin asıl önemi, getirdiği yeniliklerden öte, Galileo'nin bilimsel eserleriyle Descartes'in ve Bacon'un felsefi kitaplarında en açık biçimde ifadelerini bulan yöntemdedir. Yeni bilgi üretme yöntemi bu buluşlarla ortaya çıkmış ve buluşların yadsınamayacak gerçekliği sayesinde, geçerli bilgi üretmenin tek yöntemi olarak kendini dünyaya kabul ettirmiştir. Galileo'nin bu konudaki ünlü sözleri şöyledir: BİLİMSEL DEVRİM NEDİR? On altıncı ve on yedinci yüzyıllarda Orta ve Batı Avrupa'da arka arkaya gerçekleştirilen buluşlar insanlığa dünyaya egemen olma yolunu açan bilginin nasıl elde edileceğini öğretti. Dünyanın ve insanlığın gidişine yön veren bu buluşlar dizisi tarih sırasına göre şöyledir: • Copernicus'un "Gök Cisimlerinin Hareketleri Üzerine" adlı astronomi eseri ve Vesalius'un "İnsan Bedeninin Yapısı Hakkında" resimli anatomi kitabının yayımlanması (1543), • Galileo'nin "Yıldızların Habercisi", "İki Temel Sistemle İlgili Diyalog, Ptolemaos ve Copernicus Sistemleri (1632) ve "İki Yeni Bilim Üzerine Konuşmalar" kitapları v BİLİMSEL DEVRİMİN TÜRKİYE İÇİN ÖZEL ÖNEMİ Türkiye'nin gelişme tarihinde biliır sel devrimin ayn bir önemi vardır. Çünkı Türkiye'nin dünyadaki uygarlık yarışınd geride kalmaya başlaması bilimsel devriır den sonra ortaya çıkmıştır. On altıncı, o yedinci yüzyıllara kadar Osmanlı İmpar; torluğu ile batısındaki Avrupa krallıklaı aşağı yukarı aynı uygarlık düzeyinde idile Her iki dünyada okullarda okutulan bilimi temel öğeleri eski çağlardan İslam âlemi yı luyla geçmiş olan Euklides geometrisi, Ari toteles fıziği, Ptolemaos astronomisi, Gal nosİbni Sina tıbbı idi. Teknolojinin düze\ orduların çarpışmasında ya da her iki âler deki büyük yapıtlarda görüldüğü gibi, h men hemen aynı idi. Ancak bilimsel devri batıdaki ülkelere yeni bilgi üretme yolur öğretince bu durum, gittikçe artan bir hız değişmeye başladı. Kuşkusuz aranın açılmasında başl sosyoekonomik etkenler de bulunmaktad Örneğin Batı ülkelerinin deniz aşırı keş Emin Schrödınger (18871961) leri ve evrensel çekim yasası ile evrendeki tüm maddesel cisimlerin hareketlerini açıklayabildiğini Fransız kamuoyuna anlatan popüler yazılar yazdı. Montesquieu 1748'de yayımlanan "Yasaların Ruhu" ile Rousseau 1762'de çıkan "Toplumsal Sözleşme" kitabıyla, devletlerin yönetim düzenlerini incelediler. Matematikçi d'Alembert ve felsefeci yazar Diderot'nun yönetiminde 17511772 yılları arasında yayımlanan "Büyük Ansiklopedi"de Fransa'nın ünlü yazarları, bilimcileri din dogmalarından sıyrılan insan aklının araştırmalarla elde ettiği yeni bilgiyi halka anlattılar. Tüm bu çabalar Fransa'da aydınlanma çağı dediğimiz, aklın, özgür ve mantıklı düşüncenin öncülüğünü öne çıkaran ^ (1638), + Kepler'in 1609 ve 1618 yıllarındaki eserleriyle gezegenlerin hareketlerine ait üç yasayı ortaya atması, • Harvey'in kan dolaşımını açığa çıkaran "Kalbin ve Kanın Hareketleri Üzerine" adlı kitabının yayımlanması (1628), • Bacon'ın "Bilimin Büyük Yenilenmesi (1620)" ve Descartes'in "Yöntem Üzerine Nutuk" (1637), başlıklı kitaplarında bu kitaplarla ilgili felsefı yaklaşımın anlatılma "Doğa felsefesi, her zaman önümüzde açık duran büyük kitapta, yani Evrende yazılıdır. Ama önce dilini, kullandığı simgelerin anlamını öğrenmeden kitabı anlayamayız. Kitap matematik dilinde yazılmıştır ve simgeleri üçgenler, daireler ve öteki geometrik şekillerdir. Onların yardımı olmadan kitabın tek bir sözcüğü anlaşılamaz ve insan karanlık bir labirentte boş yere dolaşır durur." Bacon'ın "Novum Organon" kitabının başındaki üç özdeyişi de şunlardır: "İnsan bilgisi ile insan gücü birbiriyle örtüşür. Çünkü neden belli değilse, sonuç elde edilemez. Doğaya egemen olmak için ona itaat etmek gerekir ve gözlemde neden görünen, eylemde kural olur." 942/189 Nisan 2005