Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Bilim insanıPortre Prof. Dr. Fikret Korte Bilim dünyamızdan biryıldız daha sessizce kayıp gitti. KorteI, Werner Heisenberg ile ortak makale yazmıştı ve TÜBİTAK Bilim Ödülü sahibiydi.. RitaUrgan ikret Bey ile tanışıklığım yıllar öncesine uzanmakla birlikte, doğrusunu söylemek gerekirse, onun bu ülkeye neler kazandırdığının ve bilime ne denli önemli katkılarda bulunduğunun bilincine ancak kendisi aramızdan ayrıldıktan sonra varabildim. Aile bağları çerçevesinde kurulan bu ilişki yalnızca bayramdan bayrama kutlamalar, arada bir hâl hatır sormalarla sınırlı kaldı. Bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi, yaşam disiplini, doğaya, müziğe ve spora olan tutkusuyla anımsadığım Fikret Bey özellikle de alabildiğine aydınlık ve alçakgönüllü kişiliğiyle belleğime kazındı. Bir de, onun sadık bir Cumhuriyet okuru olarak, Bilim Teknik ekine kö'r topal yaptığım çeviriler konusunda beni kızı aracılığıyla sürekli pohpohlayıp yüreklendirmeye çalıştığını hiç unutmayacağım. Prof. Fikret Kortel 1916 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Türkiye'nin ilk elektrik mühendislerinden olan babası Hüsnü Bey, soyadı yasası çıktığında, elektrik enerjisinin aydınlatmada kullanılmasını belirten Kortel soyadını aldı. İlköğrenimini, biri yılı evde özel ders olmak üzere, iiç yılda tamamlayan Fikret Kortel ortaokulu Robert Kolej'de okudu. Orada çok iyi İngilizce, orta derecede Fransızca ve biraz da Almanca öğrenmenin dışında, spor ve müzikle de ilgilendi. meni ve bir de masa tenisinde rakipsizdim. Aslında ne antrenman yapar ne de derslere fazla ilgi gösterirdim, daha fazla doğal yeteneklerime güvenirdim. İlk yıllardaki spora düşkünlüğüm daha sonra yerini müzikle ilgilenmeye bıraktı. Sınıf arkadaşlarımın arasında güzel keman ve viyolonsel çalanlar vardı. Onlara imrenerek oldukça başarılı olduğum atletizmi ihmal ederek piyanoya başladım. Ama bunun için geç kalmışım! 15 yaşına kadar insanın kasları, kemikleri bir hayli gelişmiş oluyor ve onla F rı piyano çalmaya yöneltmek kolay olmuyor," diyordu. Kortel lise öğrenimi için Almanya'ya gitti. Berlin Herder Oberrealschule'deki lise eğitimini 1936'da tamamladıktan sonra, Berlin Üniversitesi ve Technische Hochscule'de iki yıl süreyle Fizik ve Matematik dersleri aldı. Ancak savaş tehlikesinin kesinlik kazanması üzerine üniversite eğitimini yarıda bırakarak Türkiye'ye dönmek zorunda kaldı. Ülkeye dönüşünden kısa bir süre sonra patlak veren savaş sırasında 3 yıl yedeksubay olarak askerlik yaptı. 1945'te savaş sona erince eğitimini 'Almanya dışındaki en iyi Alman üniversitesi' olarak bilinen Istanbul Üniversitesi'nde sürdürüp, 1947 Ekim'inde FizikMatematik lisans diplomasını aldı. 1948'de yine aynı üniversitenin Fen Fakültesi'nde asistanlık görevine ve doktora çalışmalarına başladı. Daha önce Prof. Cahit Arf ın önerisi üzerine başlattığı dikdörtgen levhalı kondansatörün elektrostatik alanıyla ilgili çalışmasını sürdüren Kortel doktorasını 1950'de tamamladı. Bu arada, 1949 yılında Peran Hanım'la yaşamını birleştirdi ve Peran hanımın 2000 yılında vefatına dek süren bu evlilikten oğlu Fuat ile kızı Bernis dünyaya geldiler. HEİSENBERG İLE BERABER 19521954 yıllan arasında Göttingen'deki Max Planck Enstitüsü'nde araştırmacı olarak verimli iki yıl geçiren Prof. Kortel burada çağdaş fiziğin kurucularından Nobel ödüllü Werner Heisenberg ile birlikte çalışma olanağı buldu. Yerel olmayan alanlar konusunda tek başına yazdığı "Zeitschrift für Physik, 138 (1954) 192' ile, lineer olmayan spinör alanları konusundaki W. Heisenberg H. Mitter ortak çalışması 'Zeitschrift für Naturforschung, A10 (1955) 425' makaleleri bu dönemin ürünleridir. Bu çalışmaları 1955 sonunda yazdığı doçentlik tezinin esasını oluşturan Prof. Kortel 1956 başında İstanbul Üniversitesi'nde yeni kurulan Teorik Fizik Kürsüsü'ne doçent olarak atandı. 1957'den itibaren 'Amerika dışındaki en iyi Amerikan üniversitesi' olarak bilinen Robert Kolej Yüksek Okulu'nda ders vermeye başladı. Bu kurumun matematik bölümünde 19571964 arası 'Associate Prof.', 19641971 arasında ise 'Full Prof.' Olarak görev yaptı. ATLETİZMDEN PİYANOYA Fikret Kortel yaşamının bu dönemini dile getirirken, "Robert Kolej'de ayrıca spor ve müzikle ilgilendim. 100 metre koşar, gülle atar, serbest yüksek atlardım. Küçükler arasında dekatlon şampiyonu, 100 metre rekort DörtKöşe Tomania Mektubu (Aşağıdaki mektubu aziz dostum Piref. Tatanga'ya elden vermişler, o da bana iletti. Inadına yayımlıyorum.) Bazılarınız bilir, ben kendim aslen Hindiyeli olmak, erken geldiğim orta yaşıma kadar o güzel kokoreç ülkesinde doğmuş, büyümüş bulunmakla beraber, uzun zamandır Tomania da yaşamaktayım... Tomania büyüklüğü ve bölünmez bütünlüğüyle gezegenimizin en güçlü devletidir. Bu devlet doğrudan doğruya ve dolaylı olarak gezegendeki bütün diğer ülkeleri yönetmekte, iç ve dış işlerine karışmakta, şu veya bu şekilde hakimiyetini arttırmak, kendi değerlerini diğer ülkelere ithal /7te/ ne kelime empoze etmek için türlü manevra ve oyunlara başvurmaktadır. Bu, tabii, yaşamdaki güç mücadelesinin tabiatındandır: Güç mücadelesi de kaçınılmazdır, kaçınılır diyenle yeri gelir tartışırız, alınmaca yok, gücenmece hiçyok. Konu bu degildir elbet. Ben ulusallığı çok önemserim, insanı insanyapan temel değerlerden biri olarak görürüm. Bu nedenle Tomania'nin gezegendeki diğer ulusların erimesine yol açacak olan ki bunu gormek bir öngörü işidir politika ve stratejilerine araç olarak kullanılabilecek her türlü faaliyete katılmayı, o uluslara hıyanet sayarım. Işte bu nedenledir ki, Tomania'da yaşadığım, çalıştığım, ürediğim, ürettiğim, gelir kazandığım, vergi ödediğim, Tomania'nin gelirine gelir kattığım, Tomaniali bir öğretim görevlisi olarak uluslararası top lantılara katıldığım, projeler yönettiğim, sonra geri dönüp yine Tomania'da oturduğum, gezdiğim, eğlendiğim ama her zaman ve her zaman büyük bir sadakatle ülkem Hindiye'yi düşünüp kaygılandığım bu uzun yılların hiçbirinde, ama hiçbirinde, Tomania bayrağı altında resim çektirmedim, o bayrağın altından geçmedim, yakınımda bayrak direği varsa başımı çevirip bakmadım (ama bayrağı da yakmadım). Tabii mesele bu kadar basit değil, bayrak altında resim çektirmemek işin sadece bir parçası... Bir tarihte Hindiye'ye dönmek, sevgili vatanımda da biraz zaman geçirmek istemiştim, çünkü ben bir ulusalcıyım, ulus benim için çok ö'nemlidir... Fakat duydum ki, Tomania, sevgili ülkem Hindiye'de birtakım kuruluşlar kurdurmuş, bunlarapara falan da veriyormuş, güya kâr amacı gütmeden sosyal birtakım faaliyetler yapacak olan devlet dışı organizasyonlar... Maksadın ne olduğu açık tabii, Hindiyeli saf ve temiz insancıklarım (hain olanları 942/14 9 Nisan 2005 hariç) yutar ama ben yutar mıyım? Bu organizasyonların varlığını duyarduymaz, başıma gelecekleri anladım. Hindiye'ye gideceğim ve eşdost yalvaryakar olup beni bu organizasyonlardan birine sokacaklar, sonra da buncayıllık benim gibi bir ulusalcıyı Tomania'nin genişlemeci iğrenç politikalarına hizmet etmek için çalışmak durumunda bırakacaklar... Hemen Tomania'daki seyahat acentamı aradım, bütün biletleri, seyahat planlarını vs herşeyi iptal ettirdim. 0 gün bugündür Tomania'dan dışarı adımımı bile atmam. Çünkü ulusal mücadelemizin tek ve biricik başarı şansının Tomania'nin içinde kalmak olduğunu kavramış durumdayım, zira Tomania'nin dışına çıkarsanız ona hizmet etmeniz kaçınılmazdır. Bu öngörümün isabetliliği gün gelince anlaşılacaktır. Zaten tek anlamlı cümlelere çok değer vermediğimden bu öngörüyü de çok anlamlı kurdum, biri çıkmazsa öteki çıkar inşallah... İmza: Halis Hasan Toruman Tomania, * ** Yanıtımdır: Hasan beyciğim, sizinle görüşemeyecek olmamız bizi ziyadesiyle üzmüştür. Görüş ve hissiyatınıza tamamen katılıyorum: Hakketen bişeyi çok seviyorsan, o şeyi illa ki terk etmek lazımdır. Ben de, bırakın dünyayı, kendi ülkemizde dahi ilk 500'e girememiş üniversitelerden mezun olacak öğrencilerime yurtdışına, bilhassa da Tomania'ya gitmelerini tavsiye ediyorum. Bırakınız gitsinler, yerleşsinler ve orada çalışmaya başlasınlar. Heyhat! Tomania'nin ekonomisi işte ancak bb'yle çb'kerl