Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Hukuk Bilimi TARTIŞILAN YARGITAY CEZA GENEL KURUL KARARI Yüksek Yargının kararı bağlayıcı nitelemesi hatadır YCGK'nun görevi, somut olayda yerel mahkeme kararını ikinci kez denetleme ile sınırlı olup içtihat (inanç) ayrılıklarını giderme gibi bir görevi de yoktur. Yüksek yargının, karara bağlayıcı nitelik vermesi bağışlanmaz bir hatadır. Kaldı ki, karar, kendi içinde bile tartışmalıdır Çetin Aşçıoğlu* argıtay Ceza Genel Kurulu'nun (YCGK), TCY'nın 312 mdddesınde ongorulen .suçla ılgılı 23 11 2004 gunlu kararı, "duşunceyı açıklama ozgurIuğu" ve "laık devlet, kamu duzenı" ılke ve kavrdmları uzerıne yogun tartı^mdldrı gundeme getırdı Açıklık ve bu ılkeye de vınım kazandıracak eleştırı, demokratık toplumun gereğıdır Kararla ılğılı doğrusuyla, ığrısıyle çok yazıldı ve konuşuldu Bıı hukukçu gozuyle karaıı değışık bıı açıdan ırdele yıp duşuntelerımı sulerle payldşmak geleğı duydum Once :>ut konusu yazıya ve yasada ongorulen suça bir goz atalım Davanın banığı "çocuklanmıza sa hıp gkalım" başlıklı yazısında, ozet le "DınMzlığın revaçta olduğu yıllarda dındarlara manevı ışkenceler yapılıyor" ' çocuk ve gençlerımı/ın Kur'an okumala rı engellenıyor", "Allah dıyenlere hakaret edılıyor" "o ehlı kufur (kafir) dessashğını (duzenbazlığını) gerçekleştıremedı","ama okullarda, unıversıtelerde gençlığı dınden uzaklaştıracak metotları devreye sok tular ve bir nebze başardılar","ancak mıl letın gençlerını Kur'an' dan veya h lam'dan uzaklaştırmak ıçın çaba harca yanlar rezıl olacaklar"" ıstıkba! yalnız ve yalnız Islâmıyet' ın olacak' tumcelerıyle, Iaık Cumhurıyet duzenını aşalayıcı, çırkın bir bıçem (uslup) ıçınde eleştırmı^tır TCYnın 312/2 maddesınde 'Sos yal sınıf, ırk, dın, mezhep veya bolge fark lılığına dayanarak halkı bir bırıne karşı kdinu duzenı ıtın telılıkelı olabılecek bir şekılde duşmanlık veya kınle beblemeye alenen tahrık eden kımseye bir yıldan uç yıla hapıs cezası verılır" buyruguyla bir tehlıke suçu ongorulmuştur Somut olayda Duşunceyı açıklama ozgurluğu' ıle yasada ongorulen 'kamu duzenını bozma ydbagı"nın karjılaşmabi nın sonuçları yargılamanın odak noktası nı olu^turmaktadır Duşunceyı açıklama >zgurluğunun genış, (asıl), sınırlandırıl iıasının ıs>e en dar (ıstısna) bıçımde yooımlanacağında, karar ve karşı oylar ara iinda bir ayrılık bulunmamaktadır Yargııın, geç de olsa, çağdaş hukukun bu ılke,ını benımseyerek yorumlarında yer vermesi sevındırıcıdır Sorun bu olçuye gore ozgurluğun sınırlarının a^ılıp aşılmadıgında toplan nıaktadır bu da bir yorum sorunudur Kararın, yorumda ne derete başarılı olduğu gerekçesının hukukçu gozuvle ırdelenmeMiıden geçer Ikı bın yıl once boylenen "bir ırmakta bir kere yıkanabılırsınız ıkıncı kez gır dığınızde ırmak da, su da, sız de değışmış olurs>unuz" duşunce açıklaması bu gun de geçerlıdır, hıçbır olay dığerıne benzemeyeceğıne gore ozellıkle gorecelı kavramların yorumunda bırlık sağlama boşluktd kalan bir yargıdır nimsedığı ustun değerlerıne açıkça saldıran, kufur eden bir duşunce açıklamasının, kamu duzenı açısından tehlıke oluşturmayacağını soylemek geçerlı bir ge? rekçe olabılır mı Kaldı kı cezalann olumlu ve olumsuz etkısı hukuk polıtıkası ve sosyolojısını ılgılendırır BAŞKA ÇELİŞKİLER VE TEHLIKE Gerekçedekı, "ehlı kufur (kafir) şıddet ve katlıam çağnsı yapıldığının ılerı surulmesının eksık ve yetersız soyut sapta malar(') oldugu" ve ' Kutsal Kıtabın butunluğu gozetılmeden yapılan yetersız tespıtlerın karar kapsamında değerlendırılmeyeceğı' yargısı da çelışkılıdır Soyut olarak nıtelendırılen bir go ruş ırdelenmeden yıne soyut bir gerekçeyle yok sayılabılır mı? Kararın gerekçesının karşıt kavramından, "ehlı kufur (kafir) sozcugunun ılerı surulduğu gıbı 'Tanrı'nın varlığı ve teklıgını toptan ınkar edenler ıçın kullanılmakta ve ayetler de kafirlerın oldurulmesı buyruluyorsa" değışık sonuca varılacağı anlamı çıkarılabılır Kararda, bu savlar, "Kutsal Kıtabın butunluğu gozetılmeden" soyut ve genel sozcuklerle geçıştırılmıştır 312 maddede ongorulen suç, laık Iık ılkesını degıl kamu duzenını koruyucu bir gorev ustlenmıştır Bu nedenle gerekçede, "toplumun buyuk çoğunluğunca korumaya alınmış laıklık kavramın ceza yaptırımı tehdıdı ıle hımaye tabı tutulması gereksız addedılmelı" saptama ve yargıs,ına yer verılmesı, kamuoyunda tartışmaların odağı olmuştur Bu bıçımdekı gerekçeler Yüksek Yargı'da, polıtık kadrolaşmanın olup olmadığı sorusunu gundeme getırebılır kı, tehlıkelı olan da budur BAĞIŞLANMAZ HATA Yasanın ongorduğu kamu duzenı de somut olayın ozellıklerıne gore yargıç ların değerlendırecegı gorecelı bir kavramdır, çok benzer olaylarda bıle değışık yargıya varılması doğaldır Bu nedenle gerekçedekı açıklamalar bağlayıcı olmadığı gıbı kararda kendıne ozgudur Kaldı kı, YCGK nun gorevı, somut olayda yerel mahkeme kararını ıkıncı kez denetleme ıle sınırlı olup ıçtıhat (ınanç) ayrılıklarını giderme gıbı bir gorevı de yoktur Yüksek yargının, karara bağlayıcı nıtelık vermesi bağışldnmaz bir hatadır Kaldı kı, karar, kendı ıçınde bile tartışmalıdır (13/14) Boyle bir gerekçe hatası neden yapılmıştır? Kararı yazanın kafasının ıçıne gıremeyeceğımıze gore, ya bılgı yoksunluğu ya da somut olayda varılan sonu ca ve gele cektekı kararlara bir kılıf hazırlamak olabılır Karaı kendı ıçındekı gerekçelerle yer yer çelışıı durumdadır Orneğın "yazının toplumun vazgeçılmez değerlerı du 7eyıne ulaşmış laıklıgı zedelemeye yetme yecegı, kendı ıçındekı yetersızlık, olçusuzluk ve ıfada zafiyetı nedenıyle yandaş bulamayacagı oznel bir yargıyla açıkld nırken, "bir fikır musademesı yaratmak ve goru^un geçersı/lığını ortaya koymak yerıne zorlamalı bir kabulle(') yazarına verılebılecek ceza mahkumıyetının o fikre eğılımı artırabılecegı ve kamu duzenını dahd zıyada zedeleyecek bir sonuç yaratabıleceğı duşunulmelı" bıçımınde sosyolojık bir yorumla sanığın eylemı hoş gorulmuştur Sanığa verılebılecek cezanın kamu duzenını bozacağı one surulurken, genç Turkıye Cumhurıyetı'nın seksen yıldır be Y YORUM NE DERECE BAŞARILI Ontelıkle açıklamalıyım kı, Yargıtay'da, kararlann gerekçesının yazılması bılımsel bir duzene alınamamıştır Karar lar, vogun, başkan ya da bir uyece yazıl maktadır Bu nedenle oznel yargı ve du KARARDAKİ ÖĞRETİCİ DİL Kararda yer yer bir oğretıcı havasıyla ' bılınmelıdır", " zıhınlere nakşedıl melıdır", " hatırlanmalıdır" uyarılarıyla oğutler verılmesı ya da " laık demokrası heveslılerı ", "zorlamalı bir kabul ", "...eksık ve yetersız soyut saptamalar" sozcuklerıyle karşı goruşlerın yeğnıye (hafife) alınması da olumsuz gerekçe bı çemıdır Yıneleyerek soyluyorum " karara konu olan olay sanıgın açıklamalarının gorecelı bir kavram olan kamu duzenını bozup bozmadığı somut olayın ozellıklerıne gore yargıçların değerlendırecegı bir yorum sorunu"dur Hıç bir bıçımde bağlayıcı ozellığı yoktur Yerel yargı yerlerınden verılen kararları denetleyerek son noktayı Yüksek Mahkeme koyar, doğrudur eğrıdır o ayrı konu. Ne var kı, bir yüksek mahkeme gerekçe yanlışlıklarına duşmeden ve ozel lıkle polıtık alkışjara , eleştırılere ortam hazırlamadan yargısını gerekçelendırmek zorundadır Son soz onda olsa da, ben yaptım, ben yazdım oldu dıyemez , çunku onlar teokratık bir gucun kadısı değıl, Ulus adına karar veren çağdaş demokratık ve laık duzenın yansız yargıçlarıdır *Yargıtay Onursal Uyesi\ t ' * | şuncelerın karara yansıması kaçınılnid/ olmdktadır Tdrtışılan karaıda açıklanan goruşlenn bir boluınunun ydzanın oznel yargı ve duşuncelerı olma olasılığı guçlu dur Kararların bıeem ve ıçerıgının yargı nın yansulığını, saygınlıgını koruyacak bıçımde ve ozenle yazılmanıası guven bunalımını gundeme getırır Karardd, suçun unsurları açıklan mış ve buna uyularak TCY'nın 312/2 maddesı kapsamındakı degerlendırmeler de, goruş, duşunce yorum ve hukum farklılıkları ortadan kalkacağı, gorecelıklere dayalı zıt yorumların sonlanacağı, yargı bırlığıne ulaşılabıleceğı' ongoıulmekle kalınmamış ' ılkenın, yururluge gırmemış yenı TCY'nda da geçerlı olduğunun tartışmasız olacağı" vurgulanarak, amacın ıçtıhat farklılıklarını gıdermek olduğu açıklanmıştır 937/15 5 Mart 2005