Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
FenEg DUNYADA MATEMATIK TEMEL BIR PROBLEM Avrupa'nın öğrenim kalitesini ölçen OECDPisa araştırması matematik ağırlıklıydı. Türkiye'nin kırk iilke arasında sonlarda yer aldığı ve geçen sayılanmızda etraflıca değerlendirdiğimiz araştırmanın sonuçları üzerine. özellikle matematik geniş tartışma konusu.. Japonya'daki matematik derslerinde "ilginç matematik'ieki katılım oranı çok daha yüksek. Japon öğrencilerin tek başlarına yaratıcılıklarını kullanarak çö'zmek zorunda oldukları problemler, Hollandalı, Amerikalı ve İsviçreli öğrencilerin çö'zdüklerinden çok daha zor. ı ocukların okuma yetisinin araştırılmassına dayanan 2000 yılı Pisa araştırma'sından alınan sonuçlarla yaşanan şoktarî*üç tanliç yıl sonra, Avrupa genelinde yüz binlerce öğrenci OECD adına uluslararası bir uzman ekibi tarafından hazırlanan "Programme for International Student Assessment"ın soru formlannı doldurdu. Bu seferki araştırma daha çok öğrencilerin matematik yetisini ölçmeye dayanıyordu. Türkiye 40 ülke arasında matematikte 33. sırada, okumada 33. sıra ve doğa bilimlerinde 35.sırada kaldı. Matematik soruları, ezbere dayanmayan problemlerden oluşuyordu. Öğrencilerden formüllerle uğraşmak yerine matematiğin dünyada oynadığı rolünü kavrayarak, mantıkh bir şekilde uygulamaları istendi. Gündelik yaşamdaki soruların matematik diline çevrilmesi eğitimciler tarafından dilimize aşağı yukarı 'matematik okuryazarlığı' olarak çevrilebilecek, "Matematical Literacy" olarak adlandırılmakta. Başarılı Pisa öğrencileri her test sorusu için uygun formülü aramak zorunda olmasalar da, soruyu çok ıyi anlamak zorundadırlar. Matematik 21. yy'da bile anla I bir grafıği, şu soruya göre yorumlamak zorundalar: Gasp olaylarının arttığı doğru mudur? Öğrencilerin birçoğu evet dıyor Sonuçta yandaki sütun çok daha yüksektır. Oysa eksenlerin derecelendirilmesine bakan öğrenci gerçekte gasp olaylarının artmadığını görür. Diğer sorular da uygun deneylerle çözülebilmekte. Listenin sonlarında yer alan Türkiye'de öğrencilerin yarıdan fazlası (%53) matematikte birinci düzeyin altında kaldı. OECD ülkeleri ortalaması ıçin bu oran %30'un altındadır. Türkiye'yi diğer ülkelerden ayıran bir özellik, okul türleri arasındaki farklıhkların en büyük olduğu ülke olmasıdır. Soruların zor olup olmadığını merak edenler, verdiğimiz sorulara bakarak karar verebilir. Matematik birçok öğrenci için en korkulan derslerden biridir. Başka hiçbir dersten bu kadar nefret edılmez. ÖSS ve LGS sonuçları da öğrencilerin matematikte ne kadar bocaladıklarını ve başarı oranının bir yıl ıçinde (20032004) önemli ölçüde düştüğünü göstermiştir. EN ZOR DERSLERDEN Örneğin 1998 ve 1999 yılları arasında gerçekleştirilen gasp olaylarının gösterildiği KARANLIK KITA: MATEMATİK Pisa sonuçlarından pek memnun olmayan Almanya'da didaktikçı Hans Werner Heymann, birçok öğrenci için matematik anlaşılması en zor olan ders olduğu saptamasını yaptı. Matematikte kızlar daha çok bocalıyor. Erkekler matematik dersinde kendılerine daha çok güvendikleri için dersin temposu onlara göre ayarlanmakta. Oysa kızlar sadece her şeyı gerçekten anladıkları zaman kendilerine guveniyorlar. Ve birçok aydın ve siyasetçi kendilerinin de geçmişte matematikte pek başarılı olmadıklarını hatırlıyorlar. Mesela şair Hans Magnus Enzensberger'in şu saptaması gerçekten de ilginçtır: Matematik, niçin karanlık bir leke gibi kalmışür? Ve dünya dışı gibi algılanan bu alana neden çok az sayıda kişi vâkıf olabilmekte? İlk Pisa şokundan beri başansızlığın nedenleri araşürılmakta. Kısa bir süre sonra anlaşıldı ki ülke sıralamasına göre bir çözüm bulmak o kadar kolay değil. Bunu özellikle de Japonya örneği gösteriyor. Bu ülkenin özellikle de matematikte hep üst sıralarda yer alması, durmadan çalışmayı gerektiren acımasız bir sisteme bağlanıyordu. Tokyo'daki Suginami ilköğretim okulunda yapılan bir ziyaret ilk başta bu önyargıyı kanıtlıyor gibi. Matematik dersi matematik sorularının sınıfça toplu halde çözülmesiyle başlıyor. Bir öğrenci örneğin 36 x 8 eşittir 288 dediğinde, dördüncü sınıfın geriye kalan tüm öğrencileri "doğru" diye yanıt veriyorlar. Öğretmen Yasuho Arita sırayla herkesi kaldırıyor ve en sonunda tüm öğrenciler aynı soruları kendi kendilerine çözüyor lar ve Arita öğrencilerin başınd; metreyle bekliyor. Hesap alıştırm tikten sonra Arita'nın "ilginç ma dediği başlıyor. Öğretmen tahtaya köşeli t çiziyor. Öğrenciler bu fıgürü yap çalarına benzeyen Tangram taşl; çimlendiriyorlar. Ve birden bin ya'daki matematik dersinin sanıl sadece katı kurallarla işlemediği < kıyor. Arita, gayet cazip yöntem rencileri matematiğe özendırmek Ona göre tek başına mekan ma, zorlu matematik problemleriı hevesini söndürmekten başka lı yaramciz. Burada kişisel çaba gt yor Arita. Matematik dehası Einstein: "Sayılarakluı bir buluşudur" 937/12 5 Mart 2005