Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ZümrüttenAkJsler AM Celal Sengör EğitimAraştırma Ilişkileri aS ve Bilimin Gelişmesi konuşmalarımda, sohbetlerimde, sıksıkdilegetirdiğim bir görüşü tekrarlayarak başlamak istiyorum bugünkü yazıma: Araştırma yapmayan eğitim ve öğretim yapamaz; eğitim ve öğretim de araştırmaya sürekli yeni sorun ve bakış açıları kazandırarak araştırmanın gelişmesine yardımcı olur. Bu nedenle, üniversitelerde araştırma yapmayan öğretim üyesine tahammül edilemez, edilmemelidir. Bu yıl CollĞge de France'da vereceğim dersimin konusu en eski geçmişten günümüze tektoniğin tarihçesi. Hitab edeceğim ziimre ise halk. Noel tatilimin çoğunu istanbul'da derslerimin görsel malzemesini hazırlamakla geçirdim. Bu hazırlık esnasında fark ettim ki, tektoniğin tarihinde çoğumuzun modern Batı Avrupa dillerinden Türkçeye derc edildiği şekliye Steno diye bildiği Danimarkalı Niels Stensen'in (Latincesi Nicolaus Stenonius) bir keşli tam bir devrim yaratmış. Steno'nun çok önemli olduğu hep bilinir; ama tabaka kavramını keşfetmiş olduğunu daha önce hiç okumamıştım. Steno'dan önceki tümjeolojik eserlerde kayaçlar yığın şeklinde ele alınıyordu. Buna tek istisna, içinde maden yatakları bulunan sokulumlar ve kömü'r içeren yataklardı. Yazı ve \rajsulan altında lacakantikkente lyöyor Bergama ivrindi ayolu üzerinde Berga'nın 18 km kuzeydosunda 1998'de yeni bir ik kent doğdu. Allianoi, topraklajan o zamandan bu ıa yükselen yapılar ıtin tüm görkemini ora seriyor. Helenistik j, Romadevri, Bizans Osmanlı dönemine buluntularıyla anoi, ülkemizin tarihi ımişini aydınlatması sından paha biçilmez merkezdir. Muhteşem caderi, anıtsal kapıları, ırüleri, konutları, kült ıisı, kilisesi, mozaikve diğer bir çok değerli buluntularıyla eşsiz bir lık ve inanç merkezini otuşturan Allianoi'de jün bile halen kullanılabilir durumda olan inın geçmişi Roma dönemine kadar uzanmakta. Antik kent içinde restore edilmiş bir Roma ırüsü de dönemin taş işçiliği için müthiş bir ek oluşturuyor. Ne var ki tüm bu güzellikler gede yapılan Yortanlı Barajı'nın .amlanmasından sonra büyük bir olasılıkla Kasım 2005te sular altına, hemde 17 Allianoi'de • metre derinliğe bulunan tüm : gömülecek. Nymphe (su Allianoi'nin sular perisi) heykeli. altında kalmaması için İ.S.23.yy'aait. başlatılan kurtarma kampanyasında bugüne kadar binlerce imza toplandı. Ve şimdi de Avrupa Kültür Mirasları Federasyonu Europe Nostra'nın, baraj projesi yüzünden tehdit altında olan Roma hamamının ve Allianoi'nin korunması için Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e çağrıda bulunması umut verici oldu. Europa Nostra Başkanı Otto von der Gablentz, bakan Gül'e gönderdiği mektupta, Allianoi'deki kalıntıların korunması ve gelecek kuşaklara kalabilmesi için girişimde bulunmasını isteyerek "Bu Roma ılıcası önemli bir tarihi eserdir. Baraj, insanlığın ortak kalıtı açısından çok önemli bir kayba neden olacak ve Türkiye'nin kültür ve turizm merkezi haline gelebilecek olağanüstü bir merkezi de yok edecektir" diye konuştu. Dileğimiz Dışişleri Bakam'nın duyarlı davranarak, bu konuya bir çözüm getirmesi. Steno ilk kez tüm çökel kayaçlarının tabakalı olduğunu ortaya attı. Tabaka kayaç kütlesine bir doku kazandırır. 0 doku sayesinde kayacın içyapısı bir mostradan (yani kayacın yüzeyde görüldüğü yerden) diğerine izlenebilir hale gelir, dolayısıyla ilk kez Steno'yla bir bölgenin kayaç mimarisi, yani tektoniği ortaya çıkarılabilir olmuştur. Üstelik tabakalann akışkan bir ortamda çökelme ile oluştukları kabul edildiğinden, belli özellikleri olması gerekir: Alt ve üst yüzeyleri yerçekimine dik yönde (yani yatay) olacak; tabaka, çökelme ortamının sınırlarına kadar sürekli olacak; bir tabaka altındakinden sonra çökelmiş olmak zorunda, üstündekinden de önce. Böyiece konumu yataydan çok farklı bir tabakanın, o konumu çökelmeden sonra meydana gelmiş olması gereken biryer değiştirmeyle edinmiş olacağı görüliiyor. Konumu bozulmuş bir tabakanın üzerine yatay duran bir tabaka gelip çökelirse, aralarındaki açısal yuzey, birincinin konum bozulması geçirdiğine işaret ettiği gibi, o yüzeyin altındaki tabakalar konum bozulmasından önce, üstündekiler ise sonra oluşmuş olmak zorundalar. Steno 'dan önceki tüm jeoloji bu basit kuralları bulamadığı için önemli bir gelişme kaydedememiş. Ama kaydettiği yerler de var. Örneğin jeomortoloji. TâAristo ve öğrencisi Teofrast'tan beri dünya yüzeyinin dinamik bir yüzey olduğu fark edilmiş: yani bir yandan aşınır giderken diğer yandan yükseltilip yerine konuyor. Bunun farkedilebilmesinin nedeni deyeryüzünün bir başvuru yüzeyi oluşturması. Ona neler olduğunu izleyebiliyoruz. Tabaka daha soyut bir kavram ama onun da vazifesi başvuru hatları oluşturmak. Fakat tabaka yapılan karmaşık, kayaç türleri çok çeşitli ve gözlenebilen mostralararasındaki mesafeler doğrudan öeneştirmeyi olanaksız kılacak kadar fazla olunca Steno'nun öğrettikleri deyetmemiş. Bu sefer (College de France'daki seleflerimden) Georges Cuvier belli fosil türlerinin kayaçlar içerisindeki dağılımının oluşturduğu hacimlerin (ki bunlara daha sonra öğrencisi Alcide d'Orbigny vepekgençyaşında ölen büyük Alman paleontologu Albert Oppel "zon" yani "bölge" adını vermişti) deneştirilmesini önerdi. Cuvier, tabakalann tersine bu hacimlerin aynı zamanda zamanı temsil ettiklerini iddia ederek, kayaç kütlelerinin aslında kayaç tür ve yapısından bağımsız olarak deneştirilebileceğini gösterdi. Cuvier'nin arkadaşı Alexander von Humboldt'un 1823'te işaret ettiği gibi, bu tabii tam doğru değildi, ama bugüne değin jeolojinin en temel gereçlerinden biri olarak kullanılır. Aslında Cuvier dejeologa başvuru hatları sağlıyordu. Daha sonra kayaç mıknatıslanmasına, denizel çökel kayalarının kimyasal özelliklerine veya tabakalanmada görülen döngüselliklere dayanan çeşitli başvuru yöntemleri geliştirildi. Bunlardan anladım ki jeolojinin en temel görevi, kayaç kütlelerinin mimarisinianlamamızayardım edecek başvuru hatlarının bulunmasıdır. Bundan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi'nde vereceğim muhtelif jeoloji derslerine bu görüşü temel yapacağım, zira jeolojinin amaç ve yöntemlerinin anlaşılmasında büyük bir birlik ve kolaylık sağlıyor. Colle'ge de France beni tektoniğin entelektüel evrimini halka anlatmaya zorlamasaydı belki de bu görüşü asla geliştiremeyecektim. Zaman zaman en temel olan ve en iyi bildiğimizi zannettiğimiz kavramlan bunları hiç bilmeyenlere anlatmanın kendimiz için de büyük pedagojik yararları vardır. Sanırım üniversite hocalığının bir bilim adamı için en güzel ve en yararlı tarafı da budur. ÇÖKEL KAYAÇLAR TABAKALI k yüz transplantasyonuna onay Ohio'daki Cleveland liği cerrahlarından Maria Tiionow, tüm bir yüz nakli izin alan ilk doktor oldu. Tionovv'un ekibi Louisville versite Hastanesi mikrocerJohn Barker yönetiminde şan ekiple rekabet halinde ker de önümüzdeki aylarda ;ok tartışmalı ameliyatı, îcht Üniversite Kliniği'nde ;ekleştirebilmek için izin lilmeyi umuyor. Yeni Hiyat tekniğî, yüzleri kaza jnden önemli ölçüde zarar gören kişilerde uygulanacak. Barker'e göre genelde evlerine kapanan bu insanlar intihara de meyilliler. "Yüz nakli, bu nedenle yaşam kalitesini yükseltmekle kalmayıp yaşamı da kurtarabtlir" diyor bilim adamı. Kaslı ve bağdokulu tüm bir yüzün nakledilmesiyle, hastanın hareketli ve doğal bir yüz mimiğine kavuşması hedeflenmekte. Çünkü halihazırda uygulanmakta olan kısmi yüz nakilleri daha çok maskemsi bir görünüm almakta. 940/5 26 Mart 2005 HOCALIĞINKEYİFLİYANI