Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Bes Herkesin "Genetiğine" uygun beslenme 1819 Mart2005 tarihlerinde Istanbul'da gerçekleştirilen Uluslararası NutriGenetik Sempozyumunda biraraya gelen doktor, moleküler genetik ve beslenme uzmanlanndan oluşan yerli ve yabancı bilim adamları, Newsweek Dergisi'nin 7 Şubat tarihli sayısında yer alan beslenme genetiği konusunu taıiıştılar. Tufts Üniversitesi Beslenme ve Genomik Laboratuvarı Direktörü Prof. Dr. Jose Ordovas ve obezite, diyabet ve kalp hastalıklarmda enflamasyonunun rolii konularındaki araştırmalarıyla çok önemli buluşlara imza atan Harvard Üniversitesi Genetik ve Kompleks Hastalıklar Bö'lüm Başkanı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil de sempozyumun dikkati çeken katılımcıları arasındaydı NutriGenetik Bilimsel Danışma Kunılu'nun yönlendirmeleri ile gerçekleştirilen sempozyumda iki tam gün boyunca bireyin genetik yapısı ve beslenme arasmdaki etkileşim, bu konudaki son gelişmelerin ışığı altında, tüm boyutlarıyla ele alındı ve tartışıldı. NutriGenetik Bilimsel Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ergül Tunçbilek, nutrigenetik biliminin ortaya çıkışını şöyle açıklıyor: "Genetik yapı ve hastalıklar arasmdaki ilişkinin bir boyuiunu da bireylerin beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzları oluşturmaktadır. Genetik olarak, bu hastalıklara yatkmlık taşıyan bireylerin kendilerine özgii geliştihlmiş programlarla beslenmeleri ve bazı yaşam tam değişiklikleri yapmaları, bu hastalıklardan korunmalarında son derece önemli bir rol oynamaktadır. Işte nutrigenetik bilimi bu noktada ortaya çıkmakta, bireyin genetik yapısı, yaşam tam ve beslenmesini birlikte analiz ederek, kişinin taşıdığı hastalık risklerinden uzak kalmasını sağlayacak diyet önerilerini ortaya koymaktadır." Sempozyumda söz alan konuşmacılar özellikle, besinlerin tedavi edici değil, koruyucu etkisi olduğunu vurguladılar. Kaldı ki her besinin koruyucu etkisinin de bilimsel verilerle kesin olarak desteklendiğini söylemek için erken olduğuna dikkat çektiler. eslenme genomiği beş yıl önce esamisi okunmayan bir bilim dalıydıbeslenmeyle ilgili yüzyıllık tavsiyeleri yerle bir etmesi beklenmese de, yiyeceklerle genlerin etkileşimi sonucu insan sağlığının nasıl etkilendiğini ortaya çıkartacak. Eski paradigma tek yönlü bir süreçti; "kötü" yiyecekler, "iyi" genler tarafından engellenmez ise kalp krizi ve kanser gibi hastalıklara yol açabiliyordu. Oysa yeni araştırmalar sürekli bir etkileşimin söz konusu olduğunu söylüyor. Bu süreçte, belirli yiyecekler koruyucu genlerin etkisini artırırken, bazıları genlerin etkisini baskılıyor. Bu da gözlem sonucu elde edilen bazı bulguları destekliyor. Sözgelimi bazı kişiler, yollarının üzerindeki pastanelerin önünden hiç duraksamadan geçip giderken, bazı insanlar içeri girmekten kendilerini alıkoyamazlar. Herkesin yüksek veya düşük yağlı yiyeceklere, şaraba, tuza, hatta egzersize gösterdikleri tepki farklıdır. Bütü'n bunlara karşın, bilim adamları konvansiyonel beslenme tavsiyelerinin pek çok insan için yararlı olacağına inanıyor. Tufts Ü Prof. D alan bt Herkes meyecı hastak beslen, miği aı beslen. YEŞİL ÇAY: Bazı kadmlarda meme kanserini tetikleyen genleri baskılar. Bir ö'rnek: Genin adı: HER2 •Genin fonksiyonu: Hücrelerdeki büyü'me sinyallerini tetikler Uzun vadedeki etkisi: Agresif meme tümörlerinde HER2 siyallerini yavaşlatır. V B BESLENME GENOMİĞİ Beslenme genomiği modeli, ilk kez ilaçgen etkileşimi konusunda gerçekleştiril di. Bilim adamları, belirli bir ilacın bazı insanlarda yaşam kurtarırken, bir başkasında niçin ölümcül bir reaksiyona yol açtığını yeni yeni anlıyor. Aralarında Prozac, Paxil ve Zoloft gibi ilaçların bulunduğu SSRI olarak isimlendirilen bir antidepresan grubu, hastaların üçte birinde niçin yarar sağlamıyor? Bu ilaçlann, serotonin adı verilen nörotransmiterin düzeyini artırarak bunu serotoninin gerialımını bloke ederek yapıyoryarar sağlaması bekleniyor. Ancak her şeyden önce bu ilaçlann yararlı olması için serotoninin üretilmesi gerekiyor. Geçen yılın sonlannda Duke Üniversitesi'nden bilim adamları bazı insanlarda bulunan bir gen varyantının serotoninin üretimini yiizde 80 oranında düşürdüğünü tespit etti. Bu da, insanlarda majö'r depresyona yatkmlık yaratırken, SSRI tedavisine karşı dirençli kılıyor. Ancak yiyecek etkileşimi çok daha karmaşıktır. "Normal olarak bir zaman diliminde tek bir ilacı sınırlı bir süre için kullanırsınız" diye konuşan Amerikan Hastalık Kontrolü ve Önleme Merkezi'nden Dr. Muin Khoury, "Eğer belirli bir genetik varyanta sahipseniz, spesifik bir ilaçtan uzak durursunuz veya kullandığınız dozu değiştirirsiniz. Ancak besinleri karışık bir düzen içinde, ömür boyu ve reçetesiz olarak tüke SOYA: Prostat kanseri ile ilgili 123 geni etkiler. Bir örnek: •Genin adı: p53 Genin fonksiyonu: Değişikliğe uğramış hücreleri öldürür. •Uzun vadedeki etkisi: Soyadaki bir bileşim, p53 geninin faaliyetini artırır. Bu da tümör oluşumunu engeller. tirsiniz" diyor. Metabolizma çok sayıda genin sayılamayacak kadar çeşitli şekillerde etkileşimi ile ilgilidir. Sözgelimi 150 çeşit gen çeşidi Tip 2 diyabetine yol açarken, 300 kadarı da obezite ile ilgilidir. Ordovas bu durumu bir elektrik paneline benzetiyor: "Belirli düğmelerin ne işe yaradığını ve bunların nasıl açılıp kapatılacağını biliriz. Ancak bazı insanlarda düğmeyi çevirdiğiniz halde ışıklar yanmaz, çünkü o elektrik hattının uzerinde bilmediğimiz başka düğmeler daha vardır." Elektrik devresinin iyi bir şemasını çıkartmak yıllar alabilir. RİSK AZALTICI ETM Bu şemanın parçah ginleşmeye başlıyor. Yeşil rını ve bazı kanser türleı antioksidanlara sahip olrr içen bazı kadmlarda göğü gerileme görülebilir . Güney Kaliforniy; pılan bir araştırma, bunu nin COMT adı verilen bir gende yattığını gösteriyor kılayan bir bileşimi hare COMT'un daha az harek* 940/12 26 Mart 2005