24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ilim Tarihi <uvvetli münevver zümre nasıl yetişir? :hmed Emin (Erişirgil) .er ıçtımaı ınkılap bırtakım bağları kırar, faalıyet ve I duşunce ıçın genış bır saha yaratır, bu saha ıçınde . Abutun ımkânları tahakkuk ettırmek yeüşecek genç sıllere aıt bır vazıfe olur Turk buyuk ınkıldbının feyz ve semeresınden memletı tamamen ıstıfade ettırmek de bugunku ırfan muesseserımızden yetışecek münevver zumrenm ışı olacaktır tvun ıçındır kı, ıstıkbalın münevver zumresını en ıyı bır sutte hazırlamak bu gunun çok muhım bır tnaarıf meselesır Turk mkılabı karşısında ırtıca tehlıkesı yoktur Bu kaır ruhen değışmış bır memleketın mazıye rucu etmesı onmesı) mumkun değıldır Asıl tehlıke yenı yetışecek nesı, ınkılabın açtığı yolda kuvvetle, suratle yuruyememelende, memleketı medenıyet sahasında en yuksek mertebe ' çıkaramamasmdadır Bu tehlıkenın onunu almak ıçın lunevver zumre yetıştırecek olan ırfan muesseselerımızın lanen çok kuvvetlı olması ıktıza eder (gerekır) Bu kuvvetı bılhassa muallımlerımızın ınkılap mefku;sını genç ruhlara telkın kabılıyetınde ve tedrıs (oğretım) e terbıye sıstemınde aramaya mecburuz Inkılap kısa bır amanda Turk mılletını en yuksek medenı sevıyeye çıkarıak nıefkuresını ruhlara aşılamıştır Nerede yuksek mıllı ır faalıyet gorursenız, hemen hepsının muharrıkı (hareket ttırıcısı) bu mefkuredır Muallımler bu ıdealın heyecanını ençlere kuvvetle telkın edebılmelıdırler Gençler daha nektep sıralarında Turk mılletının hıçbır sahada dığer mılîtlerden aşağı mevkıde kalmasına tahammul edemeyecek ekılde yetıştırılmelı, onlara maddı ve manevı kuvvetlerını >u yuksek emelın husulune (gerçekleşmesıne) hasretmek ıeyecanını aşılamalıdır Türk inkılabı karşısında irtica tehllkesi yoktur. Bu kadar ruhen değişmiş bir memleketın maziye rücu etmesi (dönmesi) miimkün değildir. Asıl tehlike yeni yetışecek neslin, inkılabın açtığı yolda kuvvetle, suratle yürüyememelerinde, memleketı medeniyet sahasında en yuksek mertebeye çıkaramamasında.. da kullanmayı bılmedıkten sonra onların bılgılerınden ne fayda hasıl olabılır? Boyle bır gayenın heyecanını duymayanlarda şıddetlı faalıyet olamaz Kuvvetlı bır hayata sahıp olmayan, bır mefkure uğrunda şedıd (şıddetlı) bır faalıyet kabılıyeüne malık bulunmayan münevver bır zumre Turkıye gıbı her sahada yenı ıbdalara (yaratıcılıklara) muhtaç bır memlekette vazıfesını yapamaz Zaten ıctımaı bır gayeye matuf (yonelık) olmayan terbıye ve telkının ne kıymetı vardır Şu halde ırfan muesseselerımız bütun kuvvetlerını ıçtımaı bır gaye uğrunda sarfedebılecek gençler yetışürmeye mecburdur Bu gayeyı ınkılap çızmıştır; Türk mılletını her sahada en yuksek sevıyeye çıkarmak, Garb medenıyetı ıçınde en mureffeh, maddı ve manevı kudret ıtıbarıyla en mucehhez (donanımlı) bır hale getırmek Münevver zumrenın butun faalıyetı bu mıllı mefkure etrafında toplanmak ıcap eder Işte mutefekkır (entelektüel) vatandaş yetıştırecek olan muesseselerımızın terbıyede ıstıhdaf eyleyeceğı (hedef alacağı) gaye1 mağı tekamule musaıt bır ınsan vucuda gelır Tanzımat'tan berı, müşahede kabılıyetı dumura uğrayan fakat bır takım malumata sahıp olan zümreden çok zarar gorduk Memleket bunlara alım ve mutefekkır nazanyla bakmış, en muşkul dakıkalarda kendılennın reyine (görüşune) müracaat eylemıştır Halbukı bunlar hadıselerı müşahede ve onlann netıcelerını ıdrak eyleyecek kabıhyette olmadıklan ıçın bazen mıllı hamlelere bıle engel olmuşlardır. Bunun sebebı, vaktıyle mekteplerde ve medreselerde takıp edılen tedns tarzının netıcesı olarak bunlarda müşahede kabıhyetının korleşmesıdır. Bu ıtıbarla şu veya bu malumatın tedrısı o kadar ehemmıyetlı değıldır. En yenı, en musbet ılımler bıle fena tedrıs ıle, muşahedeye kadar olmayan bır "zıhm" yaratabılır. ZENGİNLEŞTÎREN İLÎM Arısto eskı Yunanıstan'da tecrübe ve muşahedeye en ziyade ehemmıyet veren bır feylesoftu. Böyle olduğu halde eserlennın fena tednsı yuzunden kurunu vustada (ortaçağ'da) skolastısızme esas olabıldı Eusme'nın Hukuku Esasıye'sını, Paul Rovabulıon'un Iktısat'ını mehaz ıttıhaz eden (kaynak kabul eden) oyle muallımler vardı kı, çok zaman fena tedns yuzunden bırçok gençlerın vakayı gor mek tnelekesını zaafa uğrattı Onun ıçın her derece tahsılde tedns sıstemını değıştırmek, malumatı hayata raptetmek lazımdır Gençlerde müşahede kabılıyetı ancak bu suretle ınkışaf eder Büyük bır ınkılap yaptık, yarınkı münevver zumrenın mesayısı ıle memleket ınkılabın mefkuresıne (ulkusune) erışecektır Bu zümreyı yetıştırecek olan ırfan muesseselerımız ınkılap karşısında en buyuk mesulıyetı deruhde eylemışlerdır (yuklenmışlerdır) Onlar vazıfelerını ancak gençlerde ıctımaı gayeye matuf şedıd faalıyet hırsı uyandırmak la, muşahedeye ıstınad eden (dayanan) ve hayatı kuvvetlendıren ve zengınleştıren bır ılım temın eylemekle ıfa eyleyebılırler Kaynak Hayat dergısı, 9 Kanumevvel (Araltk) 1926, sayı 2, sayfa 2627 Ankara Çevrimyazı: Osman Bahadır MÜŞAHEDE ÇOK ÖNEMLİ Fakat bu kafı değıldır Kuvvetlı bır münevver zümre yetışmesı ıçın dune nazaran tedrıs sıtemınde de esaslı bır tebeddul (değışım) lazımdır Bu tebeddulun en mühım esası, gençlerde müşahede (gozlem), en genış manada tecrübe kabılıyetını arttırmaktır Herkes etrafındakı eşyaya, hadıselere bakar Fakat ancak muayyen ıhmlerle techız edılen dımağlarda müşahede kabılıyetı hasıl olabılır Herhangı derecede olursa olsun her nevı tedrısın en muhım hedefı, eşya ve mevcudata, hayatı hadıselere karşı müşahede kabılıyeünı arttırmak olmalıdır Böyle bır tedrıs, malumatı "hayaf'a ve vakaya raptettırır (bağlar), daıma tevsık olunabılecek (ısbat lanabılecek) hale sokar Insanları bır takım kuru akıdelere saplanmaktan kurtarır, dımağdakı fikırler daıma yenı müşahedelerle zengınleşecek bır hal alır, kuru adam yerıne, dı [NKİŞAF NE İÇİN? Meşrutıyet'ın ılk senelerınde terbıye meselelerıyle ıştı |al edenler (meşgul olanlar), terbıye ve tahsüın hedef ve gat'esı gıbı en esaslı meseleyı bırakmışlar, yahut tamamen mu;erred (soyut) bır fikrı, terbıyenın en esaslı mıhverı (odağı) gıbı gostermışlerdır Bu zatlara gore terbıye çocuklarda ve gençlerde "ınsanı melekelerın mutenasıben (uygun şekılde) ınkışafına hızmet etmektır" Fakat bu ınkışaf ne ıçın? Gençler terbıye ve tahsıl ıle ıktısab eyleyeceklerı (edıneceklerı) kuvvetlı bır gaye uğrun DörtKöşe iıelH Ökkeş söyledığıne göre yaşam ızdıraplarla dolu ama bunun nedenı görece, çoğu zaman yaşamdan beklentılerımızın çok fazla olması yuzunden Oran larla ıfade edersek Buda şunu sbyluyor Yaşamdakı ızdıraplarımızın derecesı = Yaşamdan Beklentılerımız I Yaşamre ya daha az ıstemelı ya da daha çoğuna sahıp olmalıyız Eğer sıze sahıp olduğunuzdan daha fazlasını verırsem bu sızın acılarınızı azaltmalıdır Daha tyısı mı, daha kötusu mu bılemem ama Buda'nın oranına göre, sahıp olduklarınızdan azını, çok daha azını, ıstersenız yıne daha az ızdırap çekmenız mumkun olabılırdı Nasreddın Hoca bu felsefeyı eşeğıne öğretmek ıstemış ve hayvana her gun bıraz daha az yonca vermıştır, fıkrayı bılırsınız, tam da felsefenın özunu öğrenmek uzere olan eşek yoncasız yaşamanın tam sınırına gelıp nalları dıker En azından, mutlu bır olum olduğunu tahmın edıyoruz Öte yanda, yıne gule yoğurt çalan aynı Nasreddın Hoca yaşamdan beklentılerını yenı ufuklara taşıyarak mutluluğu ıle kumar oynarken tam ters bır davranış sergıleyebılıyordu Sayın hocam Ûkkeş, sayılar benı "öylesıne buyuledı kı" Kuranı Kenm'den bır ıfade ıle "olulerını bıle sayar oldular" denılen posıtıvıst dunyanın tam da ortasında hıssedıyorum kendımı Musal çarpsın kı1 Ama elımden bırşey de gelmıyor, saygın olmak ıçın saymayı bılmek gerekıyor, ama doğru durust ve hılesız saymasını Farkeüım kı, bu sayılar alemının buyulu ve dıkkat edılmezse bır o kadar yanıltıcı olabılecek ıfadelerınden bırı kıyaslar veya kesırler uzerınden yapılan gozlem ve onermelerdır Yenı dılde ve başka tenmlerle ıfade edersek, herşeyı görecelı hale getıren Sayın hocam fakdır eöersmz kı Buda'nın söyledık/erı boyoranlar dunyası o kadar buyuk ve yanıltıcı tuzaklarla doludur kı da Sahıp olduklarımız Eğer yukardakı kesrın payı, yanı yaşamdan beklentılerımız, le basıtçe şakaya vurulamaz Hakım ıktısat duşuncesınde tuketıcı Balıkçı'nın amator zevkı ıktısatta bunlardan geçılmez paydasından, yanı yaşamda sahıp olduklarımızdan daha kuçuk davranışının temel aksıyomlarından bırı "doymazlıktır" Hermalın Işte sıze felsefı bır ornek Balıkçı Emın Emmı, yaşamda bır sayıysa, yaşamdakı ızdıraplarımızın oranı bırden kuçuk bır sadaha lazlasının daha azına gore tercıh edıldığı bu teorının mutlu ve tatmın edıcı formuller varmıdır, dıye bırarayışın ıçındeyı olacaktır, kı bu ıyı bırşey Eğer beklentılerımız sahıp oldukları hakım olduğu, bu kıt kaynaklı kısıtlı dunyada Buda'cı ekonomıstJır Bu, Ûkkeş hocama yazdığı mektupları okuyanlar ıçın bır sır mızla aynı buyuklukteyse yaşamda acı çekme oranımız Ve eşıttır lenn ötekılere oranı nedır bılmıyorum ama balıkların oranı ama olmasa gerek Işte bu mutluluk arayışı ve oranlar tuzağının ornek(ıyı bırşey ama 1'den az olduğu durumdan daha ıyı değıl) Eğer her turlu oranı gıttıkçe azalmaktadır lerınden bırıne bakalım "Buda'nın Oranı" dıyelım bu orana Bıbeklentılerımız, sahıp olduklarımızdan daha buyukse, ızdırap çekBudala Balıkçı ellerınızden oper lenler bılır, bılmeyenler oğrensın dıye çok basıt yaııyorum Bume oranımız bırden buyuktur (kötu bırşey) Imza Balıkçı Emın Emmı dıst telsefenın kurucusu Buda da budala Emın Emmı gıbı ınsanın 0 halde, nasıl yaparız da daha az acı çekerız? Buda'ya gökışısel tatmın ve mutluluğu uzerıne kafa yormuş Buda'nın bıze 940/18 26 Mart 2005 Budala Balıkçı'dan Buda'nın Oranı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle