24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Doğa Migren bitkisinden kanser ilac Geleneksel olarak migren ve arterit tedavisinde kullanılan papatyaya benzer bir bitki olan koyungözünün (Tanacetum parthenium), lösemi tedavisinde yarar sağlayacağı düşünülü'yor. ren bir madde içeriyor. Bu kök hücreleri yavaş yavaş bölündüğü için genellikle geleneksel tedavilerle yok olmuyorlar. Ancak ökiizgözünde bulunan "parthenolide" maddesi, nornıal kan kök hücrelerine dokunmaz iken, lösemi kök hücrelerini hedef alıyor. Araştırmayı yürüten ekipten New York'taki Rochester Üniversitesi'nden Craig Jordan, "Üeneylerden elde ettiğimiz bulgulara göre, bu bitki kanser kök hücrelerini hücre ölümüne zorluyor" diyor. Ancak Jordan lösemili hastaların bu bitkiyi olduğu gibi kullanmamaları yönünde uyararak şöyle konuşuyor: "Bu bitki çok az miktarda parthenolide içerir ve bu madde de suda erimez. Bitkiyi olduğu gibi tüketmek kanser hastalarına fayda sağlamaz." Kentucky Üniversitesi'nden Dianna Howard ile işbirliği yapan Jordan ve ekibi şu anda bu maddenin sentetik versiyonu üzerinde çalışıyor. Bilim adamları bu sentetik ilacın konvansiyonel tedavilerle birlikte yürütülmesini öngörüyor. Hayvanlar üzerinde yapılan deneylere göre bileşim zararsız. İnsanlar üzerinde bir yıl içinde deneyler başlayacak. Kaynak: New Scientist, 12 Mart 2005 Bilimsel müdahaleler hayvanların doğasını bozuyor Bilim adamlarının istemeden de olsa doğal ortamlarında inceledikleri hayvanlara zarar verdikleri ortaya çıktı. O xford Üniversitesi'nden Tom Moorhouse ve David MacDonald, do U lkemizde koyungözü olarak bilinen bitki, lösemi hücrelerinin gelişmesine zemin hazırlayan kötü huylu kök hücrelerini öldü J ğal ortamlarında izlemek amacıyla su sıçanlarının boyunlarına taktıkları telsizli tasmaların, doğan yavruların cinsiyet oranlarında sapmalara yol açtığını tesadüfen keşfettiler. Daha önce yapılan araştırmalarda da penguen rin kanatlarına ve kurbağaların ayaklarına takılan etiketlerin, hayva rın hayatta kalma şanslarını azalttığını ortaya çıkartmıştı. Bilimsel adı Arvicola terrestris olan su sıçanlarına takılan tasr ların ağırlığı 4.5 gram ve üzerinde 10 cm uzunluğunda bir anten bı nuyor. Bu tasmanın takıldığı dişi sıçanların doğurduğu yavruların c siyetlerinin oranının, 5 dişiye 1 erkek olarak değiştiği görüldü. Anc söz konusu çalışma bu etkiyi ölçmek için tasarlanmadığı için, Moor use ve MacDonald tasmaların hayvanları nasıl etkilediği konusunda yalnızca varsayımda bulunabileceklerini belirttiler. Moorhouse bu k nuda şöyle konuşuyor: "Erkek sıçanların oranlarının artması ürems nemindeki dişi sıçanlarda şiddetli strese neden oluyor. Dolayısıyla l lim adamları doğal ortamlarında inceleyecekleri hayvanları incelerk bu etkiyi de göz önünde bulundurmalı." Sera gazı düzeyinin yükselmesi mercan kayalan için sanıldığı kadar zararlı olmayabilir. Mercanlar sıcağı sever A vustralyalı bilim adamlarından oluşan bir bilim ekibi, okyanuslardaki artan karbon dioksit miktarının yol açtığı zararın sıcak suların sağladığı yarar ile telâfi edildiğini söylüyor. Sıcak sular mercanların büyümesini hızlandırıyor. Ancak küresel ısınmanın mercanlara faydadan çok zarar verdiğini ileri süren bir grup bu görüşe karşı çıkıyor. Erimiş halde bulunan CO2 miktarındaki artış, deniz suyundaki, mercan oluşumu için gerekli olan kalsiyum ve karbonat iyonlarının düzeyini düşürüyor. Ancak bu dırdığını keşfetti. Ve bu süreç deni: yundaki düşük kalsiyum karbonat dü nin yol açtığı zararları telâfi ediyor. l adamlarına göre 2100 yılına kadar canlar bugünküne göre yüzde 35 ı hızlı büyüyecek. Ne var ki başka bir grup bilim mı, McNeil'in ekibinin mercanlar "ağarma" olgusunu dikkate almadıkl ileri sürüyor. Ağarma, ısınan suların canların üzerlerinde yaşayan simbi; yosunu kovması sonucu ortaya çıkıyoı görüşe göre ağarma yüksek sıcaklık yol açtığı yararlı etkileri ortadan ka yor. İngiltere'deki VVanvick Ünive' si'nden Charles Sheppard bu konuda le konuşuyor: "McNeil ve ekibi merc ısınması sonucu daha hızlı »büyüdüj söylerken yanlış bir şey söylemiyorlar cak sıcaklık yükselmesi başka şeye yol açıyor. Örneğin yosunları öldürı Bu da sonuçta mercanları öldürüyc kalsifikasyonu sıfırlıyor." Bu iddiaları kabul etmeyen Mc ağarma olgusunun mercanı öldürmec düşünüyor: "Ağarma olgusunun süre' kazandığını gösteren bilimsel veriler zayıf. Mercanlar bir ölçüye kadar keı toparlar ve çevreye uyum sağlar." güne dek kimse deniz suyu sıcaklığmdakı artışın mercanları nasıl etkilediğini araştırmadığı için C()2 zararmın giderilemeyeceğini düşünüyordu. Sydney'deki New South Üniversitesi'nden Ben McNeil ve ekibi yarattıkları atmosfer, okyanuslar ve buzullar arasında kı etkileşim modellerinde, 2100 yılına kadar deniz yüzeyi sıcaklığını ve sudaki kalsiyum karbonat düzeyini hesapladılar. Daha sonra bu değişikliklerin mercan oluşumunu nasıl etkilediğini araştırdılar. Bilim adamları sıcak suların mercan oluşumunu veya kalsifikasyonu hızlan 94d/226 Marf 2Û05
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle