25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Günün Bilim İnsanı Bir başarı öyküsü: Prof. Dr. Aziz Sancar Geçen mayıs ayında Prof.Dr. Mehmet Özdoğan ile birlikte ABD Ulusal Bilimler Akademisi üyeliğine seçilen Prof.Dr.Aziz Sancar, DNA onanmı konusundaki ö'ncü çalışmalarıyla tanınıyor. PNAS (Proceedings of the National Academy of Sciences) isimli saygın bilim dergisi, 8 Kasım 2005 tarihli sayısında Dr.Sancar'ın çalışmalarına geniş yer ayırdı. Söz konusu makalede Sancar'ın akademik hayatmda karşılaştığı güçlüklere ve DNA onanmı konusundaki katkılarına değiniliyor. ıyokımyacı Aziz Sancar, Dallas'takı Texas Unıversıtesı'nde molekuler bı yolojı konusunda doktora çalışmala nna başladığı zaman karşılaşacağı zorlukla rı tahmın edebılıyordu Turkıye'de tıp egıtı mı almıştı, ancak araştırma olanaklarının yeterlı olmadığını duşunup, eğıtıraıne ABD'de devam etmeye karar verdı ABD'dekı laboratuar çahşmalarında dığer oğrencıler kadar deneyımlı olmadığına ınandığı ıçın çok çalı şıp kısa zamanda arayı kapatmak zorundaydı B mında kalecıyken, Genç mıllı futbol takımı denemelerıne çagrıldı ' Bu benım en buyuk ruyamdı, hep m'llı takımda oynamak ıstemı şımdır" dıye konuşan Sancar, 'Ancak bır su re sonra ıyı bır kalecı olmak ıçın boyumun yeterınce uzun olmadığına karar verdım ve derslerıme daha fazla eğıldım' dıyor Başarılı bır lıse eğıtımınden sonra 1963 yılında Istanbul Unıversıtesı Tıp Fa kultesı'ne gırdı Okuldayken temel bilimler hocalarının bılımsel buluş lar karşısındakı heyecanını şoyle dıle getırıyor "Kaynaklarımızın yetersızlıgını gayret ve heyecanımız ıle kapatıyorduk 6 yıllık tıp eğıtımının ıkıncı yılında aldıgı bıyokımya dersınden et kılenen Sancar, bıyokımya araştırmacısı olmaya karar verdı Bıyokım ya dalında lısansustu çalışmalar yapma ısteğını bıyokımya hocasına açtı ğı zaman, hocası en azından bır su re ıçın doktorluk yapmasını tavsıye ettı Gerçekten Sancar da bu tavsıye nın dogruluğuna ınanıyor "Tıbbıye den mezun olan herkesın, temel bı lımlerle ılgılenmeden once bırkaç yıl doktorluk yapmasında buyuk fayda goruyorum ' Temel hılımlerde araş tırma yapma kararına karşın Sancar hocası nın tavsıyesıne uyup, dogdugu yer olan Sa vur'a yakın bır bolgede kendısı ıçın çok yararlı olduguna ınandıgı ıkı yıllık bır doktor luk deneyımı geçırdı Sancar, Rupert ın grubuna kaüldığı zaman fotolıyaz ıle ılgılı en onemlı soru kromoforunun doğası ıle ılgılıydı Sancar'da bu sorunun yanıtını almak bır tutku halıne gelmıştı "Kromoforu tanımlayabılmek ıçın sağ kolumu bıle feda edebılırdım ve bunu ger çekten yapardım" Bu dogrultuda bır dızı deneysel gırışımlerde bulunan Sancar, bu sureçte yaşadıklarını şoyle anlatıyor 'Araş tırmalarıma başladıgım donemde rekombınant DNA yenı dogmuştu ve ben bu teknolojıden yararlanarak aşırı mıktarda fotolıyaz uretebıleceğımı ve kromoforu tanımlayabılecegımı duşundum Yapacagım tek şey, genı, çok kopyalı bır plazmıd halınde klonlamak tı Ancak bunun ıçın fotolıyaz ıçermeyen E colı mutantınd ıhtıyacım vardı" tem Sancar kavram olarak basıt bır yon gelıştırerek, fotolıyaz ıçermeyen mu YALE'DEKİ DNA ONARIM MERKEZİ Doktora derecesını aldıktan sonra Ya le Unıversıtesı'nde Dean Rupp'un onarım genlerının klonlanması konusuna yakın ılgısınden yararlanarak 1977 yılında çalışmalarına Yale'de devam ettı Kaldı kı Sancar'a gore Yale "DNA onarımının merkezı' konu mundaydı Sancar burada ıkı yıl ıçınde bırden fazla E colı onarım genını tespıt etmeyı ve klonlamayı başardı Bu yenı klonlanmış gen lerden yararlanan Sancar, uç adet Uvr proteınını saflaştırarak kesme onanmı mekanız masını oluşturdu Buyuk bır şaşkınlıkla, bu mekanızmanın DNA'yı yalnızca hasarın ya kınlarından kesmedığını, bunun yerıne ıkı tarafta da kesıkler oluşturarak DNA hasarı nı onardıgını fark ettı Sancar bu sureçte etkın olan enzıme kesmenukleazı adını verdı Sancar Rupp'tan destek alarak ayrıca maksıhucreler adını verdığı bakterıyel hucreler yardımıyla plasmıdkodlu proteınlen tespıt etmeye yarayan bır yontem gelıştırdı Bu maksıhucreler Uvr proteınlerının saflaştırılmasında krıtık bır rol oynuyordu Sancar'ın maksıhucreler konusundaki araştırması en fazla atıfta bulunulan çalış masıdır Ayrıca Sancar'ın ısım babalığını yaptığı maksı hucre ve kesmenukleazı (excınuclease) sozcuklerı, Oxford Bıyokımya ve Molekuler Bıyolojı Sozluklerıne gırdı 1982 yılında Kuzey Carolına Unıversıtesı'nden bıyokımya yardımcı profesoru ola rak çalışma teklıfi aldı Burada sureklı olarak peşınde olduğu fotolıyazın kromoforu nu tespıt edebıldı Boylece fotolıyaz onarı mının reaksıyon mekanızması modelını gelıştırdı Sancar dığer DNA onarım ızyolları uzerınde çalışmdlarına devam ettı E colı'dekı kesmeonarımına ılışkın bazı krıtık soruları yanıtladıktan sonra ınsan DNA'larının kesme onarımına geçtı 1992 yılında ınsan ların E.colı ıle aynı mekanızmaya sahıp olmasından yararlanarak tımın dımerlerını kesebıldığını gosterdı Ilk deneylerı "basıt" olmakla birlikte ardı ardına başarısızlıkla sonuçlanınca San car bazı yeteneklerınden kuşku duymaya başladı Kendıne duyduğu guven duygusu bır meslektaşının şu sozlerıyle ıyıce azaldı "Aziz, sen deneysel araştırmalarda fazla yeteneklı değılsın Bıldığım kadarı ıle ıyı bır doktormuşsun Nıçın ulkene donup doktor luk yapmıyorsun?" Butun bu olumsuzlara karşın çalışmalarını surduren Sancar sonunda başarıya ulaştı Ne denlı başarılı olduğunu anlamak ıçın, DNA onanmı, hucre çevrımı kontrol noktaları, sırkadyen rıtım (vucu dun bıyolojık saatı) gıbı konulardakı 30 yıllık çalışmalarına bakmak yeterlı En uzun suren çalışması fotolıyaz ve fotoreaktıvasyon mekanızması konularındakı araştırma larıdır PNAS bu sayısında, Sancar'ın 20 yıl boyunca peşınden koştuğu fotolıyaz radıkallerını nasıl ele geçırdığını anlatıyor Bu bu luşun ardından bılım adamları "tımın dımer onanmı ıçın foto çevrımını' doğrudan ızleme olanağına kavuşmuş oldular Halıhazırda Kuzey Carolına Unıversı tesı Tıp Fakultesı (Chapel Hıll) Sarah Gra ham Kenan Laboratuvan'nda bıyokımya profesoru olarak çalışan Sancar, bılımde ba şarıya ulaşmak ıçın çok çalışma, kararlılık ve azmın ne denlı onemlı olduğunun canlı kanıtıdır Aldığı oduller arasında Ulusal Bı lım Vakfı'nın Başkanlık Genç Araştırmacılar Odulu (1984), Amerıkan Fotobıyolojı Bırlı ğı'nın en buyuk odulu (1990) ve Turkıye Bı lımsel ve Teknık Araştırma Kurumu (TUBI TAK) (1995) odulu sayılabılır Sancar, ayrıca ABD Ulusal Bilimler Akademısı'nın ılk Turk Amerıkan uyesıdır BİLİM ADAMI, TEKNİŞYEN VE YENİ TERİMLERİN İSİM BABASI Sancar ABD'de ozellıkle fotoaktıvas yon olayına odaklandı Bu olayda morotesı (UV) ışınlarının neden olduğu DNA hasarı, daha uzun dalga boyundakı mavı ışıkla ona rılabılıyor Bu reaksıyon fotolıyaz enzımı aracılığı ıle meydana gelır Fotolıyaz yıllarca once Johns Hopkıns Unıversıtesı'nden Claud Rupert tarafından tanımlanmıştı Keşfın yapıldıgı 1973 yılında Rubert, Dallastakı Texas Unıversıtesı'nde öğretım gorevlısıydı ve Sancar onun laboratuvarında çalışmış ve unıversıtenın molekuler bıyolojı programına katılmıştı Rupert, Sancar ıçın ıdeal bır yol gosterıcıydı 'Benım ustun olduğum yonlerımı ve eksıklıklerımı anlamıştı" dıye konuşan Sancar, 'Benı yureklendırdı, tavsıyelerde bulundu ve bana doğru yolu gosterdı An cak hepsınden onemlısı kendı fikırlerımı oluşturmamda ve bunları test etmemde benı ozgur bıraktı Bır bılım adamı ve beyefendı olarak benım meslekı yaşamımda en etkılı kışıdır" dıyor SANCAR'IN YAŞAM ÖYKÜSÜ Sancar Mardın'ın Savur ılçesmde 1946 yılında 8 çocuklu bır aılenın 7 çocuğu olarak dunyaya geldı "Annemın ve babamın okuması yazması yoktu dıye konuşan San car, "Ancak eğıtımın onemını bılıyorlardı ve çocuklarının tumunun eğıtım alması ıçın ellerınden gelenı yaptılar" dıyor Okulda başa rılı bır oğrencı olan Sancar, aynı zamanda futbola da yeteneğı vardı Lıse futbol takı tantları ayrıştırma çalışmalarına başladı Bu yontemde UV ışığı ıle bakterıyel hucrelere hasar verılıyor ve daha sonra normal ışık ıle eskı halıne donuşturuluyordu Sancar bu yontemın kavram olarak basıt olmakla birlikte uygulamada zorluk çıkarttığına dıkkat çekıyor Çunku yontem ne ılk denemede, ne de ıkıncı ve uçuncu denemede çalıştı Ancak bu başarısızlıklara pabuç bırakmayan Sancar ılk denemesının uzerınden 11 ay geçtıkten sonra fotolıyaz ıçermeyen phrmutant bakterıyı ayrıştırmayı başardı Bu deney ıle gerçek bır bılım adamı oldugunu kanıtladı gına ınanan Sancar heyecanını şoyle dıle getırıyor ' Bu deney, bırden fazla daldan fark lı olayları bır araya getırıp varsayım oluşturabılme yetenegıne ve teknık becerıye sahıp oldugumu gosterıyor Ayrıca aksılıkler kar şısında ınancımı yıürmeden yola devam etme azmım başarılarımda buyuk rol oynadı" Bu başarıdan sonra 1976 yılında Sancar, fotolıyaz genını klonlamak ıçın kolları sıvadı Turkıye'dekı 4 aylık mecburı askerlık hızmetını tamamladıktan sonra yenıden Texas'a donerek klonlanmış fotolıyaz genı uze rındekı çalışmalarına yenıden başladı Aynı zamanda bu proteını saflaştırmayı da amaçlıyordu Ancak Rupert, kendısıne doktora tezını yazmaya yetecek kadar malzeme topladığını soyleyerek, araştırmalarına ara verıp tezı uzerıne yoğunlaşmasını onerdı. SİRKADYEN SAATİNİ ETKİLEYEN GENLER 1996 yılında Human Genome Scıen ces (HGS) ısımlı bıyoteknolojı şırketı ıle birlikte ıkıncı ınsan fotolıyaz ortoloğunu (farklı turlerde bulunan ama aynı ana proteıne bağlı) tespıt ettı Sıra bu ıkı ortoloğun ışlevıne gelmıştı Sancar bu genlerın sırkadyen fotoreseptorler olarak ışlev gorduğunden kuşkulanarak bunlara krıptokrom 1 ve 2 adını verdı Fareler uzerınde yuruttuğu deneylerle bu ıkı genın sırkadyen saatının ışlemesınde krıtık bır rol ustlendığını ortaya çıkarttı Sancar bu keşfinı şoyle dıle getırıyor "Bu buluş benım ıçın en heyecan verıcı olaylardan bırıydı Çunku uzerınde çalışılacak yepyenı bır alan ortaya çıkarttı Bundan boyle uç ayrı proje uzerınde tek tek çalışmayacağım Sırkadyen saatı, hucre çevrımı kontrol noktaları ve DNA onanmı gıbı uç farklı projeyı artık bırleşık buyuk bır proje çerçevesınde ele alacağız " Turkçesi: Reyhan Oksay 975/9 26 Kasım 2005
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle