25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

iyoloji iidişdönüş üç saat 3da insanlar var! bildiğimiz doğa kanunlarıyla örkadarki bilgilere göre beyin birkaç siire dört ila beş dakika) oksijen3kte. Oksijen alımı kritik bir sınıde kalıp hücreleri ve diğer dokuiirmekte. Fakat soğutucu şok, bu r.. rasında domuzların bedeninde bisturiyle yaralar açtıktan yarım saat sonra yaraları dikmeye çalışıyor. Soğutucu sıvı aşılanmayan domuzların hepsi ölmüş. Diğer domuzların beden ısıları 28 dakika içinde 37 dereceden 10 dereceye düşürülmekte. Ve bu hayvanlardan %87'si acil ameliyattan bir saati aşkın bir süre sonra canlandırılmakta. Hayatta kalan hayvanlar daha sonra davranış testlerinden geçiriliyor. Ölüm yolculuğuna çıkan domuzlar, saklanmış kuru üzümleri ve elmaları tıpkı kontrol grubundaki domuzlar kadar iyi bulabildiler, diyor bilim adanıı. Ve beyinden alınan dokuların analizi de domuzların ölüm yolculuğunu nörolojik açıdan hasarsız atlattıkların gösteriyor. Deneylerin hiçbiri doğa kanunlarıyla örtüşmemekte. Bugüne kadarki bilgilere göre beyin birkaç dakika (insanda bu süre dört ila beş dakika) oksijensiz kaldığında ölmekte. Oksijen alımı kritik bir sınırın altına düştüğünde kalıp hücreleri ve diğer dokular da işlevlerini yitirmekte. 3 Açılan göğüs kafesinden yerleştirilen bir sondayla aort damarına sojjuk tuz çözeltisi verilmekte. Tuz çözeltisi bu şekilde tüm bedene yayılmakta. SIR, SOĞUTUCU ŞOKTA Son araştırmalardan anlaşıldığı üzere soğutucu şok bu durumu değiştiriyor. İnsan bedeninin sıcaklığı mesela on derece kadar düştüğünde oksijen ihtiyacı yarı yanya azalmakta ve bu şekilde ölüm süreci de "ertelenmekte" diyor Alam. Beyin, 30 derecelik beden sıcaklığında 20 dakika, 10 derecede ise 90 hatta 120 dakika kadar oksijensiz kalabiliyor. Çok uzun süre oksijensiz kalıp mucizevi bir şekilde hayatta kalabilen insanların durumu da bu şekilde açıklanabilir. Mesela on derecelik sel sularında 45 dakika kalan üç yaşındaki bir kız çocuğu "yeniden canlandınlabilmişti". Enfarktüsgeçirenlerin bedenleri de soğutulduğu zaman hayatta kalma şanslan yükselir. Bununla birlikte soğuğun ölümden niye koruduğunu bilim adamlan, ayrıntılı bir şekilde çözebilmiş değil henüz. Ancak, beden hücrelerindeki metabolizmanın ölümden bir müddet sonra işlemeye devam ettiği kesin. Fakat kandaki oksijen artıkları enerji üretimi için yeterli değil; hücresel solunum zinciri bunun yerine daha çok serbest oksijen radikalleri üretmekte ki bunlar hücrelerde zehir etkisi yapar. Bu şu anlama gelmekte: Şaşmadan devam eden metabolizma süreci hücrelerin sonunu hazırlıyor. hasta kalpsolunum aletine bağne veriliyor. Hasta bundan sonra \a. ceğini öğrendiler. Çözeltinin soğukluğu metabolizma etkinliğini önemli ölçüde yavaşlattığı gibi kanı ve oksijeni dokulardan yıkayarak tamamen uzaklaştırıyor. Yani solunum zinciri arük yakıtsız kaldığı için, hücreler serbest radikaller yüzünden ölmüyorlar. Beden böylece "havalanma" durumuna geçiyor. Ölüm uykusu, hücrelerdeki solunum zincirinin farklı bir şekilde durdurulması halinde de gerçekleşebileceğini düşünen VVashington Üniversitesi hücre biyologu Mark Roth, bu düşüncesini birkaç şık deneyle kanıtladı. Roth bu amaçta karbonmonoksit ve hidrosülfürden yararlandı. Bu gazlar oksijen tüketen metabolizma süreçlerini etkileyerek bedende aynı protein ve enzimlerle birleşerek hücresel solunumu bozuyorlar. bi bildik müdahalelerden sonra, domuzlardan sadece birkaçını kurtarabilmiş. Ve hayatta kalanlarda da ağır nörolojik hasarlar ortaya çıkmış. İkinci deneyde araştırmacılar "canlandırmadan" önce, ölü domuzların ana atardamarlanna üç litre tuz çözeltisi aşıladıktan sonra beyni ve kalbi soğutmuşlar. Yirmi dakikalık bekleme süresinden sonra hayvanlar ilk önce kalpsolunum makinesine bağlanmış. Bedenleri 24 saat boyu ilaç ve buzlarla 33 derecede tutulan domuzlar uyutulmuş. Hayvanlar ancak bundan sonra uyanabilir diyor Behringer. Ve domuzların %85'i bu deneyi hasarsız atlatmışlar. SIRA İNSANLARDA Roth'un fareleri hidrokarbür veya normal oda havasını soluduklarında yapay bir kış uykusuna dalmışlar. Kalpleri dakikada 120 değil sadece 10 kez atmaya başlamış ve beden sıcaklıkları 37 dereceden 15 dereceye düşmüştü. Ve altı saat sonra metabolizma etkinlikleri %90 gerilemişti. Farelerin yeniden canlandırılması aslında çok kolaydı. Fareler yeniden temiz hava soluyup, oda sıcaklığında tutulduklarında eskisi kadar sağlıklı bir şekilde uyanıyorlardı. Roth şimdi deneylerini daha büyük hayvanlar üzerinde tekrarlamaya hazırlanıyor ve Hasan Alam'ın ekibi gibi o da daha sonra insanları göndermek istiyor ölüm yolculuğuna. www.diewelt.de 19.9.05, Der Spiegel 38/2005 dergilerinden özetlediğimiz bil Hasan Alam: "Klinik araştırmalara hazırlanıyoruz" gilere göre, Alam ve arkadaşları insanlar üzerindeki deneylerini 12 ila 18 ay içinde gerçekleştirmek istiyorlar. Bilim adamı etik komisyonunun bu girişimini onaylayacağından gayet emin. Çünkü ilk deneyler, tıbbi tedavilerle kurtarılması mümkün olmayan , yaralılar üzerinde gerçekleştirilecek. Bekleyelim görelim bakalım. Çeviri: Nilgün Özbaşaran Dede HEDEF: KANAMALI HASTALAR Hasan Alam'ın hedefi kanamalı hastaları kurtarmak. Araştırmacı deneyler sı SÜRECİ DURDURMAK Bilim adamlan işte bu sürecin şimdi soğutulmuş tuz çözeltisiyle durdurulabile 975/13 26 Kasım 2005
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle