24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sağlığı bozuyor ını dilimini eriyor. lia fazla olduğu ortaya çıktı. Buradan şu ders çıkartılıyordu: Endişe ve depresyon başlıca risk faktörleridir. ÇOCUKLUKTA YAŞANAN TRAVMALAR Gerçekten de doktorlar psikolojik faktörlerin sandıklarından daha büyük bir tehlike yarattığını yavaş yavaş anlıyor. İngiltere'deki Birmingham Üniversitesi'nden kalpdamar hastalıkları uzmanı Dr. Michael Frenneaux, depresyonun kalp krizi riskini ikiye katladığına dikkat çekiyor. Bu arada düşmanca duygular da önemli bir risk faktörü. Duke Üniversitesi'nde yapılan geniş kapsamlı bir çalışmada düşmanca duyguların düzeyi standart testlerle ölçüldü. Ortaya çıkan sonuç, yüksek düşmanca duygulann kalp krizinden ölme riskini yüzde 29 oranında artırdığı yolundaydı. Hatta çocukluk döneminde yaşanılan bir travmanın ileri yaşlarda kalp krizi riskini etkileyeceği düşünülüyor. San Diego'daki Hastalık Kontrolü ve Korunma Merkezi'nden Dr. Maxia Dong'un kontrolünde 17.000 yetişkin denek üzerinde gerçekleştirilen bir çalışmada, çocuklukta yaşanan fiziksel, cinsel ve duygusal tacizin, aile üyeleri arasındaki şiddetin veya ailede uyuşturucu/alkol bağımlısı kişilerin bulunmasının kalp krizi riskini yüzde 30 ile yüzde 70 oranında yükselttiği ortaya çıkb. salgılar. Buna tepki olarak kan basıncı ve kanglikoz düzeyi artar. Bu arada kandaki kimyasal değişiklikler pıhtılaşma reaksiyonunu artırarak yaraların hızla iyileşmesinı sağlar. Kısa vadede bunlar hayatta kalma stratjileridir. Ancak uzun vadede kronik yüksek tansiyon ve yüksek glikoz kan damarlarına zarar verir. KENDİKENDİNİ ONARMA Kalbin ortasından geçen atardamarda tıkanıklık göze çarpıyor. Böylece tıkanmanın altında kalan kısım kan ile beslenemez. Ancak soldaki atardamar yeni kollar oluşiurarak dokuyu besler. ENFLAMASYONUN ETKİLERİ OLUMSUZ FİSTÜL Şişirilmiş gibi görünen bu koroner atardamarlar diğer damarlarla anormal bir bağlantı oluşturduğu zaman ortaya çıkar. Atardamarlara dolan fazla kan bunların şişmesine yol açar. ÇALIŞMA KOŞULLARI ETKÎLİ Çocuklukta yaşanan stres kalp hastalıklarına yol açıyorsa, bugün karşı karşıya kaldığımız stres yaratan faktörlerin etkisi nedir? Örneğin uzun çalışma saatleri, işten çıkanlma korkusu, emeklilik sisteminin çökmesi kuşkusu stres faktörlerinin başında geliyor. Lancet isimli saygın bilim dergisinde geçen yıl yer alan çalışma 52 ülkeden kalp krizi geçirmiş 11.000 kişi üzerinde gerçekleştirilmişti. Bu çalışma, hastaların krizden bir yıl önce çok büyük bir stres altında olduklarını iş ve aile ortamındaki sorunlar, depresyon, mali sıkınülar gibi ortaya çıkartmıştı. Stres yaratan bu faktörleri niçin bu kadar etkili? Görünen nedeni duygusal dalgalanmaların davranışları etkilemesi. Depresyondaki hastalar ve öfkeli kişiler, diyet ve egzersiz programlarına genellikle bağlı kalmazlar ve daha fazla sigara içmeye eğilimlidirler. Çalışmalardan birinde dfkelerini yoğun bir şekilde yaşayan deneklerin, daha az öfkeli deneklere göre günde 600 kalori daha fazla tükettiği saptandı. Ancak davranışlar olayın yalnızca başlangıcıdır. Olumsuz duyguların, klasik "savaş veya kaç" mekanizması tetiklemek gibi doğrudan etkileri de vardır. Vücut kortizol ve epinefrin (adrenalin) gibi stres hormonları 971/13 29 Ekim 2005 Son yapılan araştırmalar enflamasyonun (iltihap) etkileri konusuna değiniyor. Olumsuz duygular besleyen ve depresyonda olan insanlar pek çok durumu "stresli" olarak algıladıkları için daha fazla miktarda stres hormonu salgılarlar. Bağışıklık sistemi buna tepki olarak enflamasyonu tetikler. Enflamasyonun artması, plaka oluşumundan kalp krizine, her düzeyde kalp hastalıklarına davetiye çıkartır. Adrenalin de aynca kalp üzerinde olumsuz etkiler yaratır. Johns Hopkins Üniversitesi'nden Dr. Dan Wittstein "stres kardiyomiyopati" veya "kırık kalp sendromu" adını verdiği bir durumu tespit etti. Bu durum yüzeysel olarak kalp krizine benzer. Silahlı soygun, yakınlarının ani ölümü, araba kazası gibi ani şoklar yaşayan hastaların kalplerinin pompalama becerisi birdenbire zayıflar. Bu hastaların kanlarındaki adrenalin düzeyi normalin 30 misli üzerindedir. Öyle ki bu düzey gerçek kalp krizi geçiren hastaların kanındaki düzeyden bile fazladır. Hormon, kalp hücrelerinin kalsiyum alış şeklini bozar. Kalsiyum kalp kaslı hücrelerinin kasılması için gereklidir. HATALIPOMPALAMA Bu tarama koroner arterin yerinin değiştiğini gösteriyor. Zararsız gibi göriinen bu durum, atletlerde zorlanma durumunda ö'liime yol açabilir. Akeiğer ata, OLUMLU DUYGULARIN YARARI Olumsuz ve stres yoğun duygular kalp hastalığına zemin hazırlıyorsa, bu duyguların tam tersi tedavi ve koruyucu etki yaratır mı? Utah Üniversitesi'nden psikolog Timothy Smith'in üniversite ö'ğrencileri üzerinde yürüttüğü bir deneyde, stresli bir görevi yerine getirmesi istenen öğrenciler, işe başlamadan önce birkaç dakika yakın ve sevdiklerini birini düşündükleri zaman tansiyonlarının ve kalp atışlarının yükselmediği tespit edildi. Aynca başka çalışmalarda yaşama olumlu ve iyi niyetle yaklaşmanın damar sertliğini geciktirdiği anlaşıldı. Hatta kahkaha atmanın bile kalp ilacı gibi görev yaptığı söyleniyor. Ne var ki düşük maliyetli, acı vermeyen, uygulaması kolay psikolojik müdahalelerin kalp hastalarının son başvurduğu bir yöntem olması oldukça ironik bir durum. Bu hastalar anjiyoplasti, stent, bypass ameliyatları ve ilaç tedavisi gibi zorlu yöntemleri denedikten sonra yoga, meditasyon, rahatlama egzersizleri gibi yöntemlerden medet umuyor. Bir gün belki de kalp hastaları bu yöntemlerle tedavi edilecek. Dolayısıyla kardiyologlar, beslenme uzmanlan, psikologlar, hasta, hastanın yakınları bir araya gelerek kalbin tek başına atmadığı, beynin tek başına çalışmadığı gerçeğinden hareketle ortak çözüm arayışlarına girecekler. Reyhan Oksay Kaynak: Newsweek, 17 Ekim 2005 Yazının devamı arka sayfada < ""arterinin arkasmdat üolaşması gerekir ı onündin degıi koroner ıda seyrek zayıflıkgöYaş ile Î da kötürum, CT le konlrol 'abilir. tim görevlisi olan Moser yıllar sonra yoğun bakım ünitelerinde yaşadığı deneyirnleri rapor haline getirdi. Geçen sonbaharda Amerikan Kalp Birliği'nin bir toplantısında kalp krizi geçirmiş 536 hasta üzerinde sürdürdüğü çalışmasının sonuçlarını bildiri olarak sundu. Moser bu hastaların endişe düzeylerini standart, çoklu seçenek psikolojik testleriyle ölçmüştü. Endişe testlerinden en yüksek puanı alanların, diişiik puan alanlara göre komplikasyona maruz kalma eğiliminin 4 misli da
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle