Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
GüncelTıp Mustafa Çetiner Tükenmişlik Sendromu olurmu?.. Tüm hekimlerin defalarca karşılaşlığı bir şakadır bu. Aslında yaygın bir inanışın da dışa vurumudur. Çünkü, genel anlamda değerlendirildiğinde hekimden herzaman ve herkoşulda özveri ve ilgi beklenmektedir ve doğal olarak bu beklentinin önüne geçecek hiçbir engel kabul edilmek istenmez. Oysa gerçek ne yazık ki, hiç de öyle değildir. istanbul Tabip Odası sessiz sedasız bir çok önemli çalışmaya imza atmayı sürdürüyor. Elimde Dr. Ali özyuıfun gerçekleştirdiği ve istanbul Tabip Odası tarafından desteklenen ve yayımlanan bir çalışmanın kitapçığı var. İstanbul He mayı düşündürecek derecede hayal kırıklığı ve doyumsuzluk kimlerinin iş Doyumu ve Tükenmişlik Düzeyleri". İstanbul Ta gibi bulgular ile seyreden bir klinik tablodur. Duygusal tübip Odası Başkanı Prof. Dr Gencay Gürsoy, kitapçığın sunuş kenme, duyarsızlaşma, kişisel performans vebaşarıdaazalma yazısında "oysa içinde olan herkes çok iyi bilir ki, hekimlik şeklinde ortaya çıkan bu durum aslında sadece hekimlere yorucu, yıpratıcı, çoğu zaman sahibine hak ettiği doyumu özel değildir. Yapılan çalışmalar, öğretmen, subay, yönetici, satış vermeyen bir meslektir. Üstelikte iş riski bakımından da maelemanı, hemşire, trafik polisi gibi doğrudan insan ile ilişkili yın tarlasından farksızdır" diyor, ne kadar haklı. Son günlerde gündeme oturan "zorunlu hizmet yasası", meslek çalışanlarında da bu klinik tablonun kolaylıkla ortaya başta üniversite hastaneleri olmak üzere tüm kamu hastane çıkabileceğini göstermektedir. Tükenmişlik sendromu ağır iş yükü ve ulaşılması zor lerinde artık katlanılamaz boyutlara ulaşan personel ve malzehedetlerin varlığı durumunda daha sık ortaya çıkmaktadır. me eksiklikleri, sağlık personelinin düşük maaşları, kimiyerlerde bir türlü ödenemeyen döner sermaye hak edişleri, kabul Düşük mesleki motivasyonu olan kişiler ile çalışmak zorunda edilmesi zor çalışma saat ve koşulları düşünüldüğünde Dr kalmak, çalışma arkadaşları ile uyum eksikliği, başarısız idaÛzyurt'un ikiyıl önce gerçekleştirdiği bu çalışmanın ne kadar reciler, yetersiz kazanç gibi başka etkenlerde sendromun gelişimine katkıda bulunmaktadır. önemli olduğu ortaya çıkar. Tükenmişlik sendromunun klinik bulguları hekimlerde ve yukarıda anılan diğer meslek gruplannda neredeyse aynıHAYAL KIRIKLIĞI, DOYUMSUZLUK Tükenmişlik sendromu, aşırı yorgunluk, mesleği bırak dır. Aşırı yorgunluk, uyku bozuklukları, baş ve sırt ağrıları, Olur mu canım, doktor adam hasta sindirim sistemi yakınmaları, tipik olmayan göğüs ağrıları, davranış bozuklukları, aşırı öfke hali, güven duygusunda azalma, cinsel sorunlar, engellenme durumunda aşırı tepkisel davranışlar, benlik duygusunda azalma vedepresyon, duygulanımda dalgalanmalar, konsantrasyon ve dikkat eksikliği, öğrenme zorluğu, karamsar ruh hali gibi oldukça fazla sayıda bulgu tükenmişliğin göstergeleri olabilir. Bu sendromun ortaya çıkışında beklenti düzeyinin yüksek olması, zihinsel yorgunluk, yapılan işin yarattığı aşırı duygusal zorlanmalar, katı çalışma kurallan da önemlidir. Tükenmişlik duygusunun farklı düzeylerde olmakla beraber hekimlerin neredeyse %30'unun mesleki performansını olumsuz etkilediği bilinmektedir. Doktor Ûzyurt'un çalışması, duygusal tükenmişlik ve duyarsızlaşmanın enyoğun biçimde uzmanlık eğitimi almakta olan araştırma görevlisi genç hekimlerde görüldüğünü göstermektedir. Aslında genç hekimlerde rastlanan tükenmişlik ve yorgunluk belirtileri tüm dünyada yaygın bir sorundur ve mesleki performansa son derece olumsuz yansımaktadır. ABD'de yapılan bir çalışma, haftada 7781 saat çalışan intörn doktorların, haftada 65 saat çalışanlara göre %36 daha fazla hata yaptıklarını ortaya koymaktadır. Bir çok Avrupa ülkesi, kıdemsiz hekimlerin çalışma saatlerini enaz 11 saat molalar ile ve 13 saati geçmeyecek biçimde düzenlemektedir. Franz Kafka, "reçete yazmak kolaydır ancak insanları anlayışla karşılamak zordur" diyor. Bunun tersinin doğru olması, yani kendi derdine düşmüş hastaların hekimlerin sorunlarını anlayışla karşılaması beklenemeyeceğinden hekimlerin çalışma koşullarını iyileştirmek tek çıkıştır. Dr Ûzyurt'un çalışmasında hekimlerin sadece %66'sının "tekrar aynı mesleği seçerdim" yanıtını vermiş olması, %61'inin ise çocuklarının hekim olmasını istememesi bu düzenlemeleri yapacak konumda olanlara önemli bir uyarı sayılmalıdır. cetiner.m@supemnline.com GENÇ HEKİMLERDE DE VAR DörtKöşe Devletin Manevi Şahsiyeti(*) AzizHocam, Bakınız başımdan nelergeçti. İstanbul'daki son gecemdi. Saat 9:59'da Beşiktaş'ta çarşı içerisindeki büyük kitapçıya daldım. Işıklan kapatmtşlar, para sayıyorlardı. Kasadaki kızın karşısına geçtim. Devletin Manevi Şahsiyeti var mı? Efendim???... Devletin Manevi Şahsiyeti'ni anyordum? Kaymakamlığa sordunuz mu? Kaymakamlıklarda artık kitap mı satıyorlar? Vay canına... Memduh bey... Memduh bey, bakar mısınız... VrefH. Ökkeş 5 Tire Arkadan genç bir çocuk çıkıp geldi. Hayır. Türkçe. Beyefendi kapalıyız, yann buyursanız. 0 zaman bir de edebiyat bölümüne bakalım... Ah keşke, ama yann erkenden uçağa bineceğim. Yeni çıkmış... 0 zaman dönünce gelin... Yayınevini biliyor musunuz?ı Ancak gelecek sene döneceğim. Sorabilirim. Bir dakika teletonunuzu kullanabilir mi Peki... Siz ne arıyordunuz ki? yim? Devletin Manevi Şahsiyeti'ni. Aloo... Tatanga... Seninkitabıhangiyayınevibastı?... Efendim? Tamam... Devletin Manevi Şahsiyeti... Yeni çıkmış. Hadiöptüm, bye... Bileşim Yayınevi'ymiş. Haa kitap yani, roman mı? Peki bilgisayara bir bakalım... Yok, çıkmıyor. Öyküler imiş... Hatta birinde ben de varmışım. Aysel hanım, biz beyefendi ile yukarda bir kitap araBu sırada aşağıdan Aysel hanım sesleniyordu: * • * * *** Lambalar yakıldı, üst kata çıkıldı, köşe bucak Devletin Manevi . Şahsiyeti aranmaya başlandı. Yazarı kimdi? Tatanga. Kim? Şeypardon, Tütüncü... Mehmet Tütüncü. Tercüme değil di mi? yacağız... Memduh bey, saat on buçuk oldu... Geliyoruz Aysel hanım, bir de Mizah bölümüne bakalım isterseniz... #** Sonunda kitabın, henüz o kitabevine gelmediğine karar verdik. Memduh Bey'e teşekkur ettim. 'Bu saatte bir de istiklal Caddesi'ndeki kitapçıları deneyin, oradakilergeceyansına dek aciktir'dedı. *** istiklal Caddesi'ne çıktığımda saat 23:00 cıvarında idi. Gördüğüm ilk büyükçene kitapçıya daldım. Orta yaşlı bir adam kitap diziyordu. Devletim Manevi Şahsiyeti var mı? Var... Ne olacak? Çok güzel! Bir, yok yok iki tane rica edecektim. Bir dakika şöyle buyurun. *** Beni arkadaki bir odaya götürdü. Meğerse orta yaşlı adam kitapçıda çalışmıyormuş, sivil polismiş. Parmakkapı Karakolu'ndan ekip geldi. Hep beraber Beyoğlu Emniyet Amirliği'ne gittik. Devletin manevi şahsiyetini tahkir ve tezyit edip etmediğimi savcılığa sordular. Savcı geldi, ifademi aldı da sonunda aradığımın bela değil kitap olduğuna ikna oldu. Ben de uçağıma ancak yetişebildim. imza: Doç.Dr. Minik Can (") Milmtaz Mehmet Tütüncü, 'Devletin Manevi Şahsiyeti' Bileşim Yayınevi, Eylül 2005. 967/151 Ekim 2005