24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

tıonüldenbiıime Ahmet Inam Biyoloji Neyimizi korumalıyız? Neyimizi korumalıyz? Elbette kendimizi. Hangi kendimizi? Nasıl? Sürekli yenilenen, canlı, köklehnden kopmamış kendimizi. Hangi kendimizi? Sürekli yorumlanan, geleceğe açık kendimizi. Kendimizi geçmişten geleceğe korumak. Nedir korumak? Korumak, tazelenmemizi, canlılığı, yaratmayı gerektirir. Tutarak geliştirmeyi, geçmişten geleceğe açılmayı. Geçmişle geleceğe, geçmişi yorumlayarak geleceğe. Ne var korunacak kültürümüzde? Edep. önce edep. Edep, bizi geçmişe çağıran. Bizi köklere bağlayan. Bizi insana saygıya çağıran. Edep. Canlı mahluklara. Sonra: Emanet. Cümle mah/ukat bize emanel. Karıncalar. Bulııtlar. Dereler. Toprak. Su. Okyantıs. Hayatı korumalıyız. Canı. Canlılığı. Çünkü. can bize emanettir. Hayat bize emanet, canan emanettir. Sahibi değiliz hiçbir şeyin. Hiçbir şey mülkümüz değildir; mutlak değildir, gelip geçicidir. Bu geçiciliğe, bu faniliğe, zamansallığa açık olmalıyız. Hayat kimsenin mülkünde değil. Herkesin hayata sahip olma, canınıyaşama hakkı var. Herkesin kendini gerçekleştırmeye, donmuşluğa, dondurulmuşluğa isyan etme hakkı var. Emanet kavramı, mutlaklığa, doğmacılığa, zaman ötesi her türlü anlayışa karşı çıkan temel bir görüşii yansıtıyor. Edebimizle emaneti devraldık. Dünya emanettir ve biz gurbetteyiz, gurbette bir garip. Gurbetteyiz çünkü, gurbet, dünyayı kazık çakıp, mülklenmemizi, "burası benim" diyerek dayatrnamızı engeller. Uzağım. Gurbetteyim. Hiçbir yer benim değil. Ûyleyse edebimizi, emanetimizi, gurbetimizi korumalıyız. Gurbet bizi bencillikten, dünyaya sahiplenme duygusundan arındıracak. Kendimizi aramamıza, yuvamızı, evimizi bulmamıza katkıda bulunacak. Elbette edebimiz, emanetimiz, gurbetimiz korunmalı. Peki, bu korunan edeple, emanetimizin üzerine titrerken, gurbetten sılamızı arayarak, sılamızın yoluna düşmüşken gücümüzü nereden alacağız? Gücümüzün kaynağı gönlümüz. Gönlümüzü ortaya koyup, gönlümüzü diri tutarak gönlümüzü yaşayacağız. Yağlı yiyecekler mutluluk kaynağı Kremalı veya yağlı yiyecekler beyindeki bir mutluluk ateşini alevlendiriyor. Ingiliz araştırmacıların bulgusu neden bazı insanların pastaya veya tatlıya doyamadıklarmı açıklıyor. Jvan de Araujo ve Edmund I Rolls'un deneklere sunduklaJLr\ yiyecekler hiç de iştah kabartıcı değildi aslında. Denekler araştırma sırasında, su, mısıryağı, şurup veya çiçek yağıyla karıştırılınış doğal selüloz yemek z > <runda kalmışlar. Fakat bu j^arip yiyeceğin tüketilmesi sırasında bilgisayarlı tomografiyle beyin etkinliklerini ölçerı Oxford Üniversitesi bilim adarııları ilginç bir biçimde ağızdaki yağın beyindeki mutluluk merkczini etkinleştirdiğini saptamışlar. Tatlarla ilgili benzer araştırmalar daha önce de yapılmıştı ama hiçbirinde yağlı, kremalı veya sulu tatlar incelenmemişti diyor bilim adamları "Journal of Neuroscience" dergisinde. Özellikle de daha yoğun maddeli yiyeceklerde kısmen tatların algılanmasından sorumlu bir beyin bölgesiyle üst üste binen bir bölgenin etkilendiği görülmüş. YİYECEKLERİN İÇERİĞİ ÖNEMLİ Buradan anlaşıldığı üzere beyin sadece tatları değil yiyecek Nasıl korumalıyız? Değerlerimizi, bizi biz kılanı. Kendimizi korumalıyız. Dondurarak, mutlaklaştırarak değil. Dönüştürerek Değiştirerek. Can katarak. Geleceğe taşıyarak. Bizde olanı icad ederek. Derinlikler kuyumuzda, geçmişimizi geleceğe çekerek. Neden korumalıyız? insanız da ondan. Korumak, hayatı korumaktır, ölümü değil. ölüm hayatın öbür yüzüdür gerçi; çatışma, kavgada bir diğer yüzü. Çatışmayı, kavgayı, sabrımızı, direncimizi korumalıyız. Yılgınlıktan vazgeçmek için. Kendimizi, insanı, canlılığın bir öğesi olarak korumalıyız. Dostluklar, sevgl. Elbette korunmalı. Ama yeni anlamlarıyla. Devşirdiğimiz, geçmişten kattığımız anlamlarıyla. Tutmak, çık~ mak için olmalı. Kendimizden çıkmak için. Kendimizden, kendimizle çıkmak için. Alışkanlıklarımızı sürdürmek, geçmişimize, rahatça, kolayca sırtımızı dayamak için değil. Geçmişe kapanmak, geçmişe tapınmak için değil. Geçmişte önümüzde bir gelecek olarak durur. Onu keşfetmek içinyola düşeriz. Geçmiş bizde bitmiş geçmiş değildir. Korumak, yangından mal kaçırmak değildir. Çağ, yangını olan bir çağ olsa da. Koruyan, sabırla, itlaiyecidir. Yangına körükle gitmez, yangına yürekle gider. Bilı'mi korumalıyız. Sanatı. Düşünme çabasını. Nasıl korunur bunlar? Yaratıcı olunarak. Insan gibi yaratıcı. Korumayı korumalıyız. Korunacak hiçbir değerimizyok düşüncesinden kurtulma çabalannı korumalıyız. "Bırakalım korunacak ne varsa, kendi kendine korunur"görüşünü koruyabilir miyiz? Korumanın bir doğurma, bir meydana getirme, bir başlama olduğunu unutmamak gerekir. Yaşamak korumaktır. Hücre kendi bütünlüğünü koruyabildiği için yaşıyor. Beden, organlarının, dokularının arasındaki oyunu koruyabildiği için. Ancak, dolu dolu olunlar, ancak kendi gönlüyle yaşayabilenler, ancak geleceğe ufku, geleceğe yolu olanlar koruyabilirler. Ancak değişebilenler koruyabilir. Stuttgart, Aralık 2003 NELERİMİZİKORUMALIYIZ? lerin içeriklerini de kaydediyor. Yağlı karışımlar aynca, şefkat, güzel kokular veyahut da ikramiye kazanma sırasında etkinleşen singuler korteksi de uyarmakta. Bu da kremalı yiyeceklerin neden sevildiğini göstermekte. Bununla birlikte bu farklı içeriklerin ağızda ne şekilde algılanabildiği bilinmiyor. Rolls, yağlı yiyeceklerin algılanışını evrimin bir sonucu olarak görüyor. İnsanlardaki bu yetinin enerji depolamak için geliş tiğini düşünen bilim adamı insanların her kıvamdaki yiyecekleri tükettiklerini de anım sattı. Mesela bunlara havyar ve somon gibi sü müks ü ve kaygan yiyecekler de dahil. Nature Science Update dergisine konuşan psikolog David Zald, gıda kurııluşlarının en "lezzetli" yiyecekleri üretebilmek için beyin tomografilerinden yararlandıklarını söylüyor. Bilgiler gelecekte yepyeni yiyecek türlerın geliştirilmesinde yararlı olabilecek. Örneğin oda sıcaklığında ulmasına rağmen soğuk olarak algılanan içecekler gibi. "Ve günün birinde belki de beyini kandırabiliriz" diyor Zald. Soğuk iklimlerde penis uzunluğu önemli Erkekte penis boyunun önemli olmadığına inamlsa da bu kanı en azından mors ve hortumlu toklar için geçerliliğini yitirdi. Kanadalı bilim adamlarının son araştırma sonuçlarına göre penis ne kadar uzunsa çiftleşme o denli başarılı oluyor. anadalı bilim adamları "Oikos" dergisindeki yazılannda kutup bolgelerindeki hayvanların tropikal bölgedeki türlerine göre en azından beden boylarına göre daha büyük penise sahip olduklarını açıkladılar. K Araştırmacılar 122 etçil hayvan türünün penisini (bilimsel adı "Baculum") ölçtükten sonra şu sonuca vardılar: Soğuk iklimlerde yaşayan memeliler daha uzun cinsel organa dolayısıyla da daha az seksle daha fazla üreme şansına sahip. VVinnipeg Tatlı Su Enstitüsü'nden Steven Ferguson ve Delta Waterfowl Vakfı (Portage La Frairie) araştırmacılarından Serge Larivi^re'ın sonuçları mors ve hortumlu foklara dayanıyor. Büyük koloniler halinde yaşayan hortumlu foklar 2,3 ton kadar büyüyebilseler de penis kemik 891/8 1 7 Nisan 2004 leri benzer türlere karşın daha küçüktür. Oysa kuzey kutbunda yaşayan 1,7 tonluk morsun "Baculum"u 60 cm'e kadar uzayabiliyor. Ferguson'un bu konudaki açıklaması şöyle: Yaşam koşullarının zor olduğu kutup bölgesindeki foklar genelde yalnız yaşarlar ve dişileriyle karşılaşma şansları dolayısıyla da çiftleşme imkânları daha kısıtlıdır. İşte bu nedenle az ilişkiyle başarılı olmak isteyen canlılar için uzun penis daha avantajlı diyor Ferguson. Araştırmacı uzun cinsel organ sayesinde spermalarıtı yumurta hücresine iyice yaklaştırıldıklarını sanıyor. Diğer araştırmacıların düşüncesine göreyse karada çiftleşen uzun hortumlu fok için uzun penis kırılma riski taşıdığı için avantajlı değil. Fakat penisin suyun içinde de kırılabileceğini söyleyen Ferguson kendi fıkrini daha akılcı buluyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle