Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
lağlık uundem Hintliler makalemizi yürüttü! Ayhan Ulubelen "Biliyor musunuz, Hintliler bizim bir makalemizi aşırdılar" dediğinde güldüm. Nihayet çalınan makaleler yazmaya başladık, diye düşündüm. Dünyadan hep biz yürütecek değiliz ya! Ayhan Ulubelen daha çok bitki kimyası üzerine araştırmalar yapar, TÜBA üyesidir ve çok sayula birinci sınıf makalesi vardır. Üç arkadaşı ile birlikte, Journal of Natural Products dergiside (Vol. 60, 1751280/1977) daha önce yayımladıkları bir araştırmalarını Hintliler tepeden tırnağa yürütmüş. Yürütenlerin adı Dr. D. Thangadurai ve diğerleri. Doğal ürünler alanında A sınıfı bir deryide yayımlanan makalelerinin başlığı "Norditerpenoids and Diterpenuids from Salvia multicaulis". Bu sayfada resmini göreceğiniz bitkide antitüberküloz ve antibakteriyel özellik gösteren etkin maddeler saptadıkları bu çalışmalartm ayrıca patentlemişler. Olayı şöyle anlatıyorlar: "2003 yılında AvusturalyaTasmania'dan dostumuz Prof. Dr. Adrian Blackman, bizim bu araştırmada sunduğumuz yeni bileşiklerden birinin Die Pharmazie deryisinde bir Hintli grup tarafından yeni bir bileşik gibi sunulduğunu ve aynı grubun kendilcrinc ait bir çalışmayı da daha önce aşırdığını bize bildirdi. Bunun üzerine bu kişilerin Die Pharmazie deryisindeki makalelerini okuduk ve gerçekten tüm verilerin aktivite bulguları da dahil olmak üzere bizim çaltşmamızla aynı olduğunu gördük. Biz de bunun üzerine, daha önceki yayınımızı da ekleyerek Pharmazie dergisine aşırmayı bildirdik". Dergi'den kısa sürede yanıt gelmiş, durumu incelemişler ve olayı aşırmaalara bildirmişler. Kısa birsüre önce dergiden gelen ikinci bir mektupta, editör Dr. A Helmstâdter, Hintlilerin hiçbir yanıt vermemeleri üzerine, bilimsel aşırmaaların ciddi sekilde cezalandırıldıklarını bildirmiş. Ceza olarak, hem bu makaleyi yayından çıkartmışlar hem aşırmayı teşhir etmişler hem durumu bütün veri tabanlarına bildirmişler hem de aşırmaaların fakültelerine olay hakkında yazı yazmtşlar. Ulubelen ve Gülaçtt Topçu, "Ulkemizdeki benzer durumlarla kıyaslanması bakımhıdarı iyi bir örnek olabilir kanısındayız" diye düşüncelerini belirtiyor. Ulubelen ve arkadaşlarını (ve başkaları da varsa onları da), yayınlart çalındığt için tebrik ederim! Bilimsel araştırma ve yayın, bütün dünyada, bilim insanları için bir kalite ölçme deyeri. ABD ve Avrupa'da, iyi bir yere alınacak herkesin bilimsel aktivitelerine bakarlar. Ne kadar, hangi konularda ve hangi tür dergilerde yayın yapmış. Yaytnlarımn kalitesi ne.. yankısı. aldığı atıflar, etki faktörü, yazdığı kitap bölümleri, yayımladığı kitap vb. Bütün bunlar seçimlerde ve değerlendirmelerde göz önüne alınan bir numaralı kriterler. Bunu niye yenidcn ammsatmak durumunda kaldım? Birçok insan, yayın, sitasyon vb'nin ülkemizdc abartıldığı görüşünde. "Ülkemize ne yararı var" diye. de soruuorlar ayrıca. Şüphesiz, yayınların ülkemize doğrudan katkısı arzu edilir tabii. Ülkemizde ürüne dönüşecek, katma değer yaratacak araştırmalar ve yayınlar yayüması öncelikli arzumuz. Ama böyle büyük hedefler için ulusal bilim politikalarına yönelmek gerek. Bu arada, 2003 yılında ülkemiz adresli bilimsel araşttrma makale sayısı bir önceki yıla kıyasla yüzde 25A artarak 10.541 'e yükseldi. "Türkiye'nin bilimsel araştırmada son beş yıllık durumu ve geçmişle bir mukayese"sini ve üniversitelerimizin başarımlarım haftaya yayımlayacağımızı da haber verelim. Gelecek cumartesiye kadar hoşçakalın.. obui5cilı@cumhuııyet com tr CBT Internet adresı wwwmımhuııypt com tr Cumhuriyet BÎLİMTEKNİK • No: 891 17 Nısan 2004» Imlıyaz sahıbı:Yedı Mayıs Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. adına llhan Selçuk . Genel Yaym Mudııru tbrahimYıldız Yayın Danışmaıu: Orhan Bursalı • Sorumlu Mudur Mehmet Sucu Gorsel Yonetmen Tüles Hasdemir • Baskı: Basın Yatırım Sanayıı ve Tıcaret A.Ş. Esenboğa Yolu Akşam Tesıslerı Ankara tdare Merkezi ve Yazışma adresi: Turk OcaÇı Cad. No: 39/41 Cağaloğlu, 34334 Istanbul Tel (212) 512 05 06 • Faks: 0212 513 85 95. Merkez Reklam 891/317 Nisan 2004 Pasif içicilik de yaraların iyileşmesini geciktiriyor aliforniya Üniversitesi (Riverside) bilim adamlan, sigara içenlerden sonra pasif ıçıcılerde de yaraların daha geç iyileştığinı ve daha derın ızler oluştuğunu saptadılar. Sigara yaraların iyileşmesinden sorumlu hücreleri yavaşlatıyor. Fibroblast olarak bilinen hücrelerin hareketleri kısıtlandığı için yaranın ortalarına doğru çok yavaş ilerliyorlar diyor Manuela MartinsGreen başkanlığında BMC Cell Riology dergısınde çalışan ekıp. Sigara ıçenlerde yaraların daha geç iyileştiğini doktorlar aslında biliyorlardı. Sigara içenler tarafından havaya üflencn dumanın, tiryakilerin içlerine çektiklerinden daha fazla nikotin ve katran içermesi nedeniyle Amerikalı bilim adamlan pasif içiciliğin yaralar uzerindeki etkisini araştırdılar. Bu amaçta özel bir yara dokusu geliştiren araştırmacılar bunu doğrudan doğruya sigara dumanının etkısinde bırakmı^lar. Doku üzerindeki fıbroplastların neredeyse hareketsiz kalarak zemine yapışıp kaldıkları fark edilmiş. Işte bu nedenle yaranın içlerine ilerleyerek yeni dokıı oluşturamıyorlar dıyor bılım adamlan. Hücrelerin etkınlıklerı yaranın kenarmda .sınırlı kaldığı için de daha derın yara izi kalıyor geriye. Sonuçlar öte yandan farelerle yapılan deneyletle de ortüşmekte. K Gelecek peşimizde IBM tarafından, her yıl yeni bır kavram ve bır içerikle işlenen Futııre Rtısıness Summıt etkınlıginın üçııncüsu, bu vıl 27 Nısan 2004 tanhınde Lutfu Kırdar Kongre ve Sergı Sarayı'nda gerçekleşecek. Etkinliğin bu seneki tenıası 'Gelecek Peşimizde'. IBM. kurum ve kuruluşlara. lekabeün aıltıgı kuteselleşen dünvada 'seyircı' değil, 'aktör' olabilmek içın birlikte hareket etme çağrısında bulunacak. Katılımcılara bugıınün başarı orneklerının anlatılacağı zırvede, surekli gelişen. biçim değıjjtiren. arlan ya da azalan talep ve gereksinimler doğrultusunda geliştirilen 'e business on demand' çözümleıi vurgulanacak. IBM Tıirk C.enel Müdürü Hüseyin Kızıltay. etkinliğin amacını şoyle anlatıyur: "IBM olarak yuz yılı aşkın dunya. 65 yılı aşkııı Turkiye bılgi birikimimiz ve deneyimimizk', kurum ve kurulıışların geleceği bugünden elde edecckleri teknoloıilerı çöziime dönüştıirmeye devam edecegiz. " Zirve. öncekı vıllardan farklı olarak hu yıl üç önemli isıme de ev sahıplığı yapacak. IBM EMEA Bölgesı (Europe Middle East Afrıca) Yazılım C.rubu Başkanı Thomas Francese IBM'in ebusiness on demand yazılım vizyonunu paylaşacak. lş dünyasmın 'bılgesi' olarak kabul edilen Giorgio Merli, "degışımı yöneterek. verimlilık nasıl arttırılır" konularını 25 yıllık deneyimi ile aktaracak. AKliE'nm kalbı ve teknolojinin sıhirbazı' olarak bilinen Herbert Kircher ise teknolojide geleceğm megatreııdlen konuşması ile konuklara geleceğin resmini çizecek.