01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ahl Ahlakın evrimsel Bilim adamlarına göre ahlak, evrim süreci içinde beynimize kazınmış davranış biçim ve kuralları olabilir. / / "|^w üşman işgali altındaki bir köyI lde, direnişçiler bir evin bodJ L ^ rıım katında saklanmaktadır. Askerler evin üst katında arama yapmaktadır. Direnişçilerin arasıııda bebekli bir ka dın huluıımaktadır. llerkes soluğunu tutmuş beklerkeıı bebek ağlamaya başlar. Direnişçiler, yukarıdaki askerlerin bu sesi duymaları durumunda aşağıda saklananların tümünü öldüreceklerini bilmektedir. Kendinizi o kadının yerine koyun. Ne yaparsanız yapııı bebek susmamaktadır. Bu durumda köylüleri ve kendinizi kurtarmak için bebeğinizi boğmanız gerekmektedir. Ahlaki açıdan bu ne kadar doğrudur?" sırasında başladı. Eğitimi sırasında ahlaki değer yargıları ile ilgili modern kuramların pek çoğunun iki ünlü filozof tarafından şekillendirildiğini öğrendi. Bunlar Immanuel Kant ve John Stuart Mill idi. Kant, salt akıl yoluyla ahlaki doğrulara ulaşacağınııza inanıyordu. Sözgelimi Kant, kendi akıl yiirütme yeteneğine dayanarak, başkaların dan kişisel çıkar sağlamak anıaeıyla yararlanmanın yanlış olduğuna, herkesin izleyebileceği ilkeler doğrultusunda hareket edilmcsinirı doğru olacağına inanıyordu. Oysa John Stuart Mill'e göre, doğru ile yanlış ile ilgili kurallar, en fazla sayıda insana en fazla nıiktarda yarar sağladığı sürece doğru veya yanlıştır. Kaldı ki bazı bireylerin bu kurallara uydııkları için zarar görmeleri, bu kuralların yanlış olduğunu göstermez. (Bu yaklaşım, ahlaki kuralların faydası üzerine odaklandığı için faydacılık olarak bilinir.) Greene bu iki diişünür arasmdaki farkı şöyle özetliyor:"Kant için doğru olan, iyi olandan daha önemlidir. Oysa Mill için iyi olan, doğru olandan önemlidir." Greene, 1997 yılında çalışmalarını Princeton Üniversitesi'nde sürdürme kararı aldı. Burada hem Kant'ın, hem de faydaparsınız?" "Şimdi aynı freni patlamış tramvayı, rayların üzerindeki bir yaya köprüsünden izliyor olıın. Bu sefer raylarda kavşak olmasın. Onun yerine 5 işçi rayların üzerinde çalışıyor olsun. Tramvay yoluna devam ederse bu beş kişiyi mutlaka czip geçecektir. Köprüde tesadüfen yanınızda iri yapılı biri duruyordur. Sesizce bu adamın arkasma geçip aşağı iterseniz, adam rayların üzerine düşecek ve iri ğövdesiye tramvayın onünii kesip durınasını sağlayacaktır. Adam ölecek ama 5 kişinin lıayatı kurtulacaktır. linyle bir durumda bilinçli bir şekilde bir insanı öldürür müsünüz? Yoksa 5 işçinin ölmesine liöz mü yumarsmız?" Mantıksal olarak bu iki sorunun yanıtı birbirine benzer. Ancak bir fıkir sahibi olmak için bu soruları arkadaşlarınıza sorduğunuz vakit, çoğunun raylardaki makasa müdahale etmeyi, bir insanı arkadan itip öldtirmeye tercih ettiğini göreceksiniz. Bir vakada doğru olduğu sanılan bir davranışın, diğer bir vakada niçin yanlış olduğunu açıklamak zordur. Bazen Kant gibi, bazen de Mill gibi davranırız. "Tramvay problemi bu çelişkinin ö'züne inmeyi başarıyor" diye konuşan Greene, "Bu probleme verilen yanıtları mantıklı bir şekilde açıklayabilirsem, ahlaki konularda Kant ve Mill çelişkisini de açıklayabilirim" diyor. Ahlaki değerleriniz ne durumda? ıjUçağa bınmeden önce, ekonomi fjyatı ödediğiniz halde görevli size yanlışlıkla birinci sınıf bileti kesiyor. Bu yanlışlığı görevliye bildirir misiniz? SARSICI BULGULAR l'rinccton Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden Joshua Greene, son dört yıldır deneklere buna benzer sorıılar soruyor. Öğreneilerinden oluşaıı denekler bu tür senaryolarla karşı karşıya kaldıklarında nasıl davranacaklarına karar verirken Greene, ınanyetik rczoııans görüntüleme tekniği ile beyinlerini tarıyor. Greene bu araştırınasının sonucunda yerleşik ahlak anlayışını sarsacak bulgulara erişti. Pek çoğumuz bir şeyiıı doğrıı veya yanlış olduğuna karar verirken, yalnızca mantığımızı kullandığıınıza inanmak isteriz. Ancak etik kararlarda duygularımızın da önemli bir rol oynadığına irıananan Greene, bu süreç içinde evrimin nıilyonlarca yılda şekillendirdiği içgüdüsel tepkilerin de tetiklendiğini söylüyor. Greene, "Sorgulama gereği duymadığımız çok sayıda doğru, evrimsel geçmişimizden bize miras kalan tuhaflıklar olabilir" diyor. Greene'in bu çalışması yeni bir bilim dalının doğmasına yol açtı. Henüz adı bile konulmamış bu bilim dalı için çeşitli isimler öneriliyor. "Ahlak sinirbilimi" ve "Nöroetik" önerilen isimlerden birkaçı. Adı ne olursa olsun bu konunun önünün açık olduğuna inanan Greene, deneylere katılan dğrencilerin şu yorumunun gerçeği yansıttığını düşünüyür: "Deneyler sırasında rııhumun mikroskop altında incelendiği duygusuna kapıldım." Ahlak o kadar içgüdüseldir ki primatlar bile ahlaki kararlar alabilir. Şempanzeler zeki olabilir, ancak Kant'ı okuyamazlar." cılarm görüşlerinin her şeyi açıklamakta yetersiz kaldığını gördü. Her ikisi de gerçek yaşamda ahlaki kararlarm nasıl alındığını açıklayamıyordu. Söz gelimi Judith Jarvis Thompson ve Philippa Foot admda 2) Havaalanında kalabalık bir k yetişmek üzere koşuyorsunuz. Aniden Uçağı kaçıracağınızı bile bile kad AHLAKİ YARGI KARMAŞASI Grecne'in ahlaki kararlarm nasıl alındığı konusuııa merakı, Harvard Üniversitesi felsefe bölü'münde lisansüstü çalışnıaları iki filozofun kaleme aldığı şu senayoları ele alalım: "Bir tramvayın vatmanı olduğunuzu varsayın. Tramvayın frenleri tutmuyor olsun. Büyiik bir hızla kavşak noktasına yaklaşmaktasınız. Solda 5 demiryolu işçisi rayları tamir ediyorken, sağda tek bir işçi çalışmaktadır. Eğer hiçbir şey yapmazsanız tramvay sola sapacak ve 5 işçiyi öldürecektir. 5 kişiyi kurtarmanın tek yolu makas sistemine müdahale ederek taramvayın y(>nünü sağa doğru çevirmektir. O zaman da tek başına çalışan işçiyi öldürmüş olacaksınız. Böyle bir durumda siz olsanız ne ya PRİMATLARDA MANTIK YÜRÛTME BECERİSİ Sorunun kritik noktası, ahlaki kararlarm ne denli mantıklı olduğu ile ilgili olmaktan çok, bu kararlarm oluşumunda önemli bir rol oynayan duygularımız ile ilgilidir. Olayı bu açıdan ele alan Greene, bu kez 18.Yüzyıl felsefecilerinden David Hume'un psikolojik çalışmalarını örnek aldı. Hume'a göre insanların bir davranışı "iyi" olarak nitelemeleri, bu davranışı mantıklı olarak doğru bulmalarından çok, bu kararın onları mutlu etmesinden kaynaklanır. Benzer şekilde insanların bir davranışı "kötü" olarak nitelemeleri, bu davraı onlarda nefret duygusunu uyandırma bağlıdır. Ilume bu konuda göriişlerini le dile getirir" Ahlaki bilgi kısmen o duygulardan ve hassas içsel duyarlılı dan kaynaklanır." Primatologlar ahlaki içgüdül köklerinin çok derinlere uzandığına dil çekiyor. Sözgelimi geçen eylül ayı Emory Üniversitesi'nden Sarah Bros ve Frans de Waal maymunlarda adale doğruluk duygusunun olduğunu ortay karttı. Brosnan ve De VVaal kapuçin r munlarını (Orta ve Güney Amerika'ya n sus uzun kuyruklu maymuıı) hir çakıl nı elinden almaları için eğitti. Maymu: çakıl taşını geri verdikleri takdirde ( 891/1217 Nisan 2004
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle