Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Aylak Bilgi Tahir M. Ceylan Niye yalan söyleyeyim, bizim pek abartıp kabarttığımız şey vardır. Film nastldı diye sorarsınız basitçe, "ay inanılmazdı, ne müthiş senaryo, ne muthiş oyunculuktu o, Richard Gere bambaşka zaten" diye cevap alırsmız. Tatiliniz nasıl geçti diyecek olsanız "ayol ne harikulade gunlerimiz geçti, kaçırdın yazık" diye bir cevabı yapıştınriar yuzünuze. Korkanm bir sure sonra, Insanlanmızm ruhundaki doyumsuz ateşe, bu "şahane", "harikulade", "çok üstün başanlı" gibi tantmlamalar karşılık gelemez olacak. Onun için tez elden öneririm ki, Turk Dil Kurumu derhal "çok çok ust düzeyde beğeni ve başan"yı tanımlayan kelimeler türetmelidir. Yoksa halktmız, bu kelimelerin başına dızi dızi "çok" eklemekten bıkıp usandı billahü. Ceçenlerde televizyonda bir hanım klip tanıtıyor. Efendim o ne muthiş sesmiş, çok çok çok paralar harcanarak yapılmış, mutlaka mutlaka ama mutlaka izlenmeliymiş, ta nerelere hiç kimsenin bilmedıği, bilmesinin de, gezmesinin de, oğrenmesinin de mümkun olmadığı yeriere giderek çekilmişmış. Bu harikulade ses, bu harikulade parça ve bu harikulade klıple bu sene gene butunbüsbütun odulleri süpürüp göturecekmtş. Biryandan bunları söyluyor, ama biryandan da soyledıklerinin birhamam şakırtısı kadar boş olduğunu sezmesinden midir nedir, tabloya görsel bir zenginlik de katma ihtiyaa duyarak, bacaklanm ve kalçasını bir o yana bir bu yana devirip donuyordu. Başarılı bir çığırtkanlık dedim kendi kendime. Panayıriarda iıç kâğıtçtlar, kasnakçılar, bohçaalar boyle boş boş bağmriardı da, donup bakan olmazdı, bunlar öyle mi ya, yüzbinlerce insanı sabahtan akşama TV başına dikiyorlar ki, ne dikme. Demek bizim insanımızın, seksepalıteyle bulamaç edilmiş, şahaneli harikuladeli canımlı ddmli laflara pek ihtiyaa varmış, ne diyelim. Cene de insanımızın hakkını yemeyelim, bu abartma işi yalnız bizde değil, fazlasıyla bütün Ortadoğu'da var. Bir zamanlar bir Iran'lı tanımıştım da meşhur acem palavrasının ne olduğunu o zaman anlamıştım Adam, bizim SülUn Osman misali, neredeyse Iran'ın yuzde birinin falan kendisinin olduğunu iddia ediyordu. Atma Harrazi din kardeşiyiz falan demeye kalmadan, lafı Turkiye'nin de binde birinin kendine ait olduğuna getirip bağlamaz mı? Eh pes dedim, adınız boşuna palavraaya çıkmamış. Abartma benim gördöğüm hep şu dunımlarda oluyor: Adam ya da kadın kişlsel bir nedenle çok yuksek bir ilgi ihtiyaa içinde oluyor, llgi olmayınca sanki kendisini yok olacakmış, tam kayıplara kanşacakmış falan gibi bir varoluş sorunu yaşıyor. Aslında kendine yonelmiş bir sosyal ilgi hiç yok değıldır, fakat bu başkalarma gösterilenle eşit düzeyde olsa bile, onun ihtiyaanın çok altında olduğu için yeterli değildir. Bu dunımda, adamımız herşeyi, bire bin katarak anlatmaya başlar. Boylece konuştuklan renkli bir balon oluşturur, geçid bir süre ilgi toplar ve bu da onun ruhunu doyurmaya yeter. Bu kişiler çoğu zaman, kendilennin değıl, başkalannın işine yarayacak haberieri onlardan önce öğrenip, ihtiyaa olana el cevap ulaştınriar. Her konuşmaya dalarak, bilgileri olsun olmasın bazı "an fıkirier" uretmeye çabalariar Bir araba laf ederler ama, içlerinden birisi de ceviz kabuğunu dolduracak buyuklukte olmaz. Durduk yerde ortada fol yok yumurta yokken, bakarsın çiçek gondermisler, bakarsın doğum günu kutlamışlar, bakarsın bilmem ne tiyatrosuna sizin için bilet almışlar. Amaçları sizin ılgınızı kendısıne mecbur etmek ve oradan beslenmektir. Buraya kadar her şey anlaşılır dunımda, kapalı kalan nokta ise şu: Neden bizim toptumumuzda ilgiye aç insan fazla?. Ben bunun cevabını şurada buluyonım; Türk toplumunda sosyallik önemlidlr. Herkesin mutlaka bir sosyal grubunun olması gerekmektedir. Aksi dunımda yapraksız dalgibi açıkta kalakalırsınız. Toplum böyle klsilere her zaman kenanndan kbşesinden üşütiık damgasını yapıştınr. Adınız üfütüğe çkınca da, doğnıdan toplumun en alt kademekrine göçüverirsiniz. Onun için ne yapıp edip, toplumsal dizgeye bir yerlerinden eklemlenmek gerekmektedir. Toplum yahnız insana tahammul etmedıği için, yalnız insan kendi yalnızlığına da tahammül etmemektedir. Bu nedenle Türklye'de bir yalnızltk filozofisi henüz oluşmamıstır. Bu Ülozofi oluşmadıkça ve yalnızlığa klşisel ve toplumsal tahammul gelişmedikçe yaratıalık ta filizlenmeyecektir. Yaratıalık olmadıkça da, kesfetme ve teori kurma hep güdük kalmaktadır. Ancak yalnız İnsan, fikirsel bir oynaşma İçin zaman ve dlnginlik bulabilir ve kendisini kurtalayabilir, keşfedebilir. Yalnızdan farklı olarak sosyal insan yaratıa değil uygulayıadır. Insanın kendinde keşfedecekleri henüz bitmemiştir, kendi yalnızlığından yola çkmak hayata yeni söylemler getirmek için zengin bir deneme alanıdır. Türk insanı yüzyıllardır, olağanüstü sartlarda yaşıyor. Göçler, savaşlar yeni yeriere uyum ve süreklı tehdit altında bulunma, dışanya karşı toplumsal bir direnmeye ihtiyaç gosterdi. Toplumsal dırenme de zorunlu olarak beraber ve butun olmayı gerektirdi. Hangi lider konuşma yapsa hepsinin toplumsal biriik bütünlükten bahsetmesi raslantı olmasa gerektir. Hadi bütün olmayı anlıyorum, bir olmak ne demektir? Aynı olmak demektir; herkesin bırbinyle aynı olması demektır. Hiç kımse farklı ol' mayacak; Trabzon'dan gelenle Çanakkale'den gelen tıpatıp aynı olacak. Ve ne gariptir ki oldu yüzyıllarca, bu böyle oldu, en azından böyle olduğu varsayıldı. Şimdi ise aynlar var artık ve toplum aynlara tahammul göstermeyi öğreniyor. Yirmi yıl kadar önce insanlanmız, uzun saçlı gençleri dövup, sonra da onlann saçını keserdi. Artık bu bltti, yalnızlığı geliştirmenin tam vaktidir. Yalnızlık geliştiği gün abartı ve yalan bitecek, toplum tutkusu sönecektir. Sönmelidir çünkü artık yaşam, bir katınn kalas taşıması kadar zoriaştı ve bir katır değilseniz, abartı ve topluma olan tutkuyla ilelebet kalas taşımak mumkün değildir! «\* http://aylakbilgl.cjb.net „,, .. , . , „ „ „ . > , . ^ . ^. ^^..'.u.™ 1 *^ .', ;».'^ ,% ' 736/8 Abartı... Zengin ülkelerde yaşlı nüfus kaygısı Dünyada genel nüfus artarken doğum oranı giderek düşüyor. Gelişmiş ülkelerde pek çok aile tek çocukla yetinirken, çalışan nüfus göçlerle takviye ediliyor. Bunun gezegenimiz için iyi bir haber olması gerekir. Oysa demograflar bu gidişattan kaygı duyuyor. Niçin? I talya da her kadına ortalama 1 18 çocuk duşuyor Italya dunyadakı en duşuk doğum ora nına sahıp ulkelerden bın Bu da yıl ıçınde doğumların olumlerden daha az olduğu anlamına gehyor Demograflar bu duruma "Ikame gucu duşuk dogurganhk" adıru venyor Bu koşullar altında nufusun hahhazırdakı durumu ancak kıtlesel göçlerle korunabılır Italyan emeklılık sıstemının ıflasın eşığınde olduğuna dıkkat çeken Roma Unıversıtesı'nden demograf Antonlo Golini 'Ulkemız ekonomık yuku kaldırmak ıçın goçmenlere muhtaç hale geldı Bu nedenle İtalyan kulturunun geleceğı karanlık İtatya artık Italyanların olmaktan çıkacak Bu da koklu bir toplumun yok olması anlamına gehyor' diye konuşuyor Gohnı nın bu çıkışı aşın bir duygusallık olarak yorumlansa da, bu gıdışatın sonunda yemek masasının çevresıne toplanmış buyuk aıle goruntusu tarıhe karışaçak Ve bu tablo yalnızca Italya ıçın değıl, dunyadakı pek çok ulke ıçın de geçerlı Aıle, başta zengin ulkeler olmak uzere dunyarun dort bir yanında kuçuluyor Avrupada 2000 yüında doğurganlık oranı bırkaç yıl once 1 72 ıken, 1 46 ya duştu Aynı donemde Asya ulkelerınde bir kadına uç çocuk duşerken şımdı 2 54 çocuk duşuyor Koyu Katolık Latın Amerıkada bıle bu oran ınışe geçmış durumda Brezılyada 40 yd once doğum oranı 6 3 ıken şımdı ortalama 2 3 e duştu Kuresel tablo ise daha dramatık Bırleşmış Mületler'ın (BM) nufus raporlanna gore pek çok gehsmıs ulkede doğurganlık hiç olmadığı kadar duşuk bir düzeyde seyredıyor Bu ülkelerde bir kadına 1 57 çocuk duşuyor En yoksul 48 ulkede şırndıkı doğurganlık oranı 5 74 cıvannda 2050 yılında bu oranın 2 51 'e duşmesı beklenıyor Bu çerçevede pek çok ebeveyn kendi rızasıyla veya koşulların zorlamasıyla yalnızca tek çocuk doğuruyor Kaç aılenın tek çocuklu olduğu konusunda kesın bir ıstaüstiksel verı mevcut değıl Çunku tek çocuklu aılelere başka çocuk ısteyıp ıstemedıklerı sorulduğunda ıstedıklerını soylemelenne karşın, sonuçta tek çocuk üe yetınmeyı tercıh edıyorlar Amenkan Nufus Daıresı'nın hazırladığı raporlara gore Amerıkada tek çocuklu aıle sayısı hızla aroyor Tek çocuklu aıle oranı 1976 yıknda yuzde 9 6 ıken, 1998 yüında yuzde 17'ye çıkn (Aynı donemde uç veya daha fazla sayıda çocuklu aıle oranı yuzde 21 oranında kuçuldu) Almanya'da 1999 yüında 12 9 mılyon aılenın yuzde 50'sınden fazlasmın tek çocuğu vardı Bu rakam 1972'de yuzde 46 ıdı Ancak o yülarda Dogu Almanya Baü'ya dahıl edılmemıştı Çın'de yasalann ongorduğu şeküde aıleler tek çocuklu Ancak doğum oranınm tehlıkelı bir şekılde duşmesı sonucu hukumet 20 yülık kati pohnkasından çark etmeye başladı Bundan 30 yıl once aşırı nufus aruşının dunyadakı kısıtlı doğal kaynakları tuketeceğı korkusu yaygındı 1968 yüında Stanfoıd Unıversıtesı'nden bıyolog Paul Ehrlich, ' The Populatıon BombNufus Bombası" kıtabında doğrudan bu kaygüan düe getrıyordu 4 yıl sonra Tek çocuklar daha güvenll ve okullannda daha bafanlılar.