Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
linen S faktörü, vücutta, bağışıklık sistemi tarafından hasarlanıp siııdirilen bakterilerin geriye kalan artıklarındandı. Anlajıldığı kadarıyh beyin bu maddeyi kendi biyokimyasına adapte etmişti. Bilim adamları benzeri bir kimyasal madde olan müramil dipetit (MDP) ile benzeri sonuçlar aldılar. MDP'de fare, kedi, maymun ve tavşanlarda NREM uykusunu arttınyordu. Maddeyi denemek için gönüllü insan bulunamadı. Memeli beyninde keşfedileri başka bir madde ise DSIP adıyla bilinen "delta sleepinducing peptide" (delta uykusunu başlatan peptit). Uyuyan tavşanların beyinlerinar bulunan DSIP başka hayvanlara verildiğinde NREM ve REM uykularını uzatıyor. DSIP'in sentetik bir formu insan gönüllüler üzerinde denendi, ancak hayvanlardaki kadar belirgin sonuçlar alınmadı. Bu, muhtemelen sentetik DSIP'in doğal ürüne göre farklılığından ileri geliyordu. Vücutlarıtnız uyku sırasında başka kimyasal maddeler de üretiyor olabilir. Çocuklar ve büyüklerde uykunun ilk 3 saatinde insan büyüme hormonu düzeyi yükselir. (Türkçedeki "uvusun da büyüsün" özdeyişinde belki doğruluk payı var (!)) Bunun nedeni biUnmiyor, ancak büyüme hormonu, ârtışı, uyuyan kişinin büyüdüğü anlamına gelmiyor kuşkusuz. insan büyüme hormonunun vücutta çeşitli görevleri var. Bunlardan biri, protein sentezinin hızlandırılması. Hüclede protein sentezi için insülin de gerekiyor fakat uykunun ilk saatlerinde büyüme hormonu ile birlikte insülin salınımında artma söz konusu değil. İnsanlar REM uykusu sırasında uyandınldıkları zaman çoğunlukla düş gördüklerini ifade edıyor ve gördükleri rüyayı net olarak hatırlıyorlar. Uyku uzmanlarına göre herkes rüya görüyor. Bazı insanlar düşlerini daha iyi hatırlıyor. Düşler ne ise yanyor? Uyku ve viicut ritmi 20 q Neden düş görüyoruz? Düşler de bilincli düşünce gibi beyindeki elektriksel etkinliğin ürünleri. Düşler beyindeki biyokimyasal sinir ileti ve bağlantılarına ilişkin otomatik bir süreç mi? Önceki günün yaşantılarına ilişkin toplanan bilginin kullanım için dosyalanması rüyalar yoluyla mı yapılıyor? Düşler konusunda bilınmeyen çok şey var. Ancak bilinen şey, düşlerin ne basit bir dosyalama/düzenleme islemi ne de denetimsiz biyokimyasal iletiyle nöronlar arasında uçuşaa rastlantısal mesajlar olduğu. Düşler uyuyan kişinin maruz kaldıeı eylemlerden etkileniyor. Sözgelimi REM uykusu sırasında uyuyan gönüllünün sırtına soğuk su püskürtüldükten kısa bir süre sonra kişi uyandırıldığında denek gönüllü, düşünde sergilenen oyunu aşağıdaki gibi tanımlıyor: "Önümde bir bayan yürüyordu. Aniden düştü ve üzerine sular damlamaya başladı. Ona doğru koştum benim de başıma ve sırtıma sular damlıyordu. Tavandan su sızıyordu." Sorunlar, düşünceler ve fiziksel uyarmalar düşlerle bütünleşebiliyor. Klasik bir deneyde araştırmacılar 500 öğrenciye bir problem sorar: " O , T, T,.F, F, harfleri belirli bir sıraya göre dizilidir. Bu kurala göre dizinin sonraki iki harfi ne olmalıdır?" Gecayansı Qünl«r Vücudun doğal saatine göre uyku vakti her gün bir saat ön» alınır. ücudumuz aydınlık/karanlık çevrimine göre çalışan bir günlük ritme göre düzenlenmiştir. Ancak doğal sirkadien (günlük) ritm, 24 saatten uzundur. Gönüllü kişiler saat ve gün ısığının olmadıeı, yapay aydınlatmalı dıj ortamla ilişkisi kesik bir ortamda 25 saatlik bir sirkadyen ritme uyarlar. Toplum yaşamı insanları 24 saatlik ritme uymaya zorlamıştır. Bu keşif, uyku sorunlarının çözümünde yardımcı olmuştur. "Gecikmiş uyku sendromunda" hastalar gecenin erken saatlerinde uyumakta güçlük çeker. Uyanmaları gereken Geceyari8i V saatten birkaç saat önce ise derin uykuya dalarlar. Uzmanlar bu kışilere her gün üç saat daha geç yatmalarını önermekte. İlk gün sabah saat beşte yatan hasta, altı gün sonra gece saat 23.00'te uyuyacaktır. Böylece vücut saati "ayarlanmış" olur. Uzun uçak yolculukları da uyku düzenini bozar. Doğuya doğru uçulduğunda bu etki daha güçlüdür çünkü güneşin batısı, vücudun beklediğinden daha önce gerçekleşir. Vücut normalden daha önce uyumaya çalıjır. Batıya uçulduğunda ise vücut normalden daha geç uyuma ya çabalar. Bu, daha kolaydır. Doğuya uçuşlardan birkaç gün önce alıştırma yapılarak uçuj gününe kadar her gün biraz daha erken kalkılması, vücudu saat farkı olayına hazırlar. Dört yüz yıl^önce İngiliz ozanı William Shakespeare 'Macbeth'te uykuyu "kaygılar yumağının çözücüsü, günlük yaşamın ölümü, yaralı duyguların banyosu, yorulan zihnin merhemi, yaşamın en büyük besini, büyük doğanın ikinci yüzü" olarak tanımlar. Bugün için bilimin uykuya daha iyi bir tanım getirdiğini söyleyemeyiz. D Ertesi gün yalnızca 9 öğrenci doğru çözümü bulur. Öğrencilerden ikisi çözümü uyumadan önce bulmuş, yedisi problemi uykularında çözmüşlerdir. (Çözüm: O, T, T, F, F Ingilizce one, two, three, four, five (bir, iki, üç dört, beş) sayılarının baş harfleridir. Sonraki harfler six, seven, (altı, yedi)nin baş harfleri olan S ve S'dir. Tükçesi B, İ, Ü, D, B. Sonrakiler A, Y harfleri). Doğanın sineması düşlere ihtiyacımız var mı? Uyku arajtırmalarındaki belirsizliklere karşın REM uykusunun insanın en çok ihtiyaç duyduğu uyku aşaması olduğu sayılıyor. NREM uykusu ise sağlığımız açısından daha az önem taşıyor. Deneyler, beynimizin her gün az da olsa "fantezi" düşler görmeye ihtiyacı olduğunu göstermekte. Deneylerden bırinde araştırmacılar gecenin ilk yarısında gönüllülerin REM uykusu uyumalarına izin vermemişler. Bu, denekleri çeşitli şekillerde etkilenmiş. Bazı deneklerde gecenin ikinci yansında REM uykusunda artış görülmüş. Denekler, gündüz saatlerinde hayal kurmayan, fantezileri zayıf kişilermiş. Birkaç gece üst üste bu kisilerin REM uykusu gecenin ilk yarısında uyutulmadığında denekler in fantezi dünyasında gelişme sağlanmış, gündüz uyanık oldukları saatlerde muhtemelen REM uykusuz geçen süreyi telafi etmek amacıyla denekler daha fazla hayal kurmaya başlamışlar. Gündüz uyanık saatlerde bol miktarda hayal kuran fantezisi zengin kişiler ise gecenin ilk yarısında REM uykusu uyumuşlar ve gündüz hayal kurma sürelerinde bir değişme olmadığını belirtmişler. Rem uykusu ve sağlık REM uykusunun en azından sağlığımızı korumaya iliskin bir işleve yönelik olduğu biliniyor; fakat düşlerin bu işleve naal yardımcı olduğu henüz tam olarak anlaşılmış değıl. REM uykusu erişkinlerde bütün uykunun dörtte birini kapsıyor. Oyleyse neden bu kadar fazla NREM uykusu uyuyoruz? Bazı araştırmacılar basit bir varsayım üstünde durarak NREM uykusunun vücudu dinlendirdiğini söylüyorlar. Bu varsayım hayvanlara iliskin gözlemlerle ağırlık kazanıyor. z^ebra gibi otçul hayvanlar avcıları aslanlara göre daha az uyuyor. Aslanlar ise Dosya 5 Agustos 1990 İnsanlar yaslandıkça daha az uyuyor. Yeni doğan bir bebek 16 saat uyurken eriskinlilrte ortalama uyku süresi 8 saate iniyor. yaslılarda ise normal uyku süresi 6 saat.