02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

MlKROBİYOLOJI belleğinde tutuyor demektir. Deneyler ikinci seçeneğin doğru olduğunu göstermişlerdir. Taxis olayını çözme konusunda yakın zamanda gerçekleştirilen en büyük gelişmeler bakterilerin kimyasal maddeleri saptaması ile ilgili moleküler mekanizmalar ile ilgilidir. Bakteride bir yanıt oluşturmak için kimyasal maddelerin hücre içine girmeleri gerekmemektedir. Bunun yerine kimyasal madde molekülleri hücre zarındaki protein alıcılara (metilkabul edici kemotaxis proteinleriMCPs) takılırlar. Her biri belirli bir kimyasal çekici grubuna özel, dört değişik MCPs vardır. Hücre zarını bir ucundan diğerine kateden bu protein anten görevi yaparak hücre dışındaki çekici veya itici maddeyi içeriye bildirirler. Fakat zara demirli oldukları için mesajı hücrenin karşı kısmına iletemezler. Burada kısaca "Che" olarak adlandırılan küçük eriyebilir proteinler devreye girerler. Moleküler biyologlar en azından iki Che proteininin Che A ve Che Y'nin fosforlanabildiğini yani bir fosfat grubunun bunlara eklenebileceğini veya çıkabileceğini göstermişlerdir. Bu özellikbu proteinlerin haberci görevleri için elzemdir. Bu proteinler, aynı zamanda hücre zarındaki MCPs'lerle de ilişkiye girerler. B A L I KÇI LlK Bakteriler rastgele hareket ederek amaçladıkları yere gidebilirler. Çekici bir madde takla atarak dönme olasılığını azaltarak uzun düz yüzüşlere yol açar. Itlcilerln etkisi Isa tam aksi olur. Takla atan bakterller MCPs çekici madde ile karşılaşınca bunun varlığını zarın karşısına haber verir ve Che Y proteininin fosforlaşmasını azaltır. Che Y proteini hücre içinde eriyerek hücrenin hareketini atışlayan motor'a yapışır. Sarmal şeklindeki pervanesi ile buna flagellum (kamçıkuyruk) adı verilir. Che Y'ın varlığı motor'un düzenli hareketlerine yol açar ve hücre uzun düz yüzüşlere başlar. Aksi durumda bir itici ile karşılaşıldığında Che Y fosfat yüklenir, bu ise motorun ça lışmasını aksatarak bakterinin (hücrenin) takla atmasına yol açar. MCPs'nin bir başka özelliği ise uyum sağlamasıdır. Bakteriler, bir çekici maddenin varlığına uyum sağlarlar ve iki üç dakikalık normal yüzüşlerden sonra taklalarına başlarlar. Bu gerekli bir mekanizmadır. Aksi halde bakteriler sonsuza kadar tek bir çekici maddenin etkisinde kalırlardı. Halbuki gelişmek için bakterilerin değişik besinlere gereksınimleri vardtr. Bakteriler kemotaxis'i, daha yüksek hayvan türlerinin görme ve koku alma duyularını kullandıkları gibi kullanırlar. Kimi ağır metal ve eriticilerden kaçarken şekerler ve amino asitler tarafından çekilirler. Bir bakteriyi neyin çekip neyin ittiği türe özeldir. örneğin istilacı salmonella'nın ev sahibi gövde'de zehirlenmeye yol açması, bu gövde bağırsaklarından salgılanan maddeler ile girdiği kemotaxis olayı ile başlar. (N«w Sclentlst 3 Mart 90özet) Balığın yaşı nasıl saptanır? BEYİN • SAGITTA Araş. Gör. Bülent Cihangir Dokuz Eylül Ünlversltesl Deniz Blllmleri ve TMcnolojl Enstltüsü I alıkçılık biyolojisinde, balığın yaşını [saptamak, stok belirlemeleri ve ba"lıkçılık işletmeciliği için büyük önem taşır. Balıklar, kemlkli (çipura, karagöz, sardalya, hamsı) ve kıkırdaklı (köpek balıkları, vatoz) olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Kemikli balıkların yaşını belırlemede, pul, kemik ve duyudenge organı olarak işlev gören otolit adı verilen üç çift kemiksi yapı kullanılır. Yaş belirlemelerinde genellikle otolitler yeğlenir. Beynin hemen arkasında, lapillus, asteriscus ve sagitta adlarım alan bu yapılar balığın ilk yumurtadan çıkış gününden başlayarak günlük, aylık ve mevsimsel büyüme halkalan oluşturarak büyürler. Yaş saptamalarında daha büyük olduğu için sagitta (oksu) otolit yeğlenir. inorganik kalsiyum kristallerden oluşan kemiksi yapı, otolin adı verilen protein lifler ile çevrilmiştir. Organik bileşenler karmaşık bir yapıdadır, aynı merkezden çıkan tabakalar ve ışınsal lifler içerir. Organik ve inorganik bileşenlerin farklı oranlarda olması otolitin mat ve şeffaf merkezi halkalar şeklinde görülmesine neden olur. Mat zon (yaz halkası) balığın aşırı veya normal beslenmesi sırasında otolitin yüzeyinde aragonit (kalsiyum karbonat kristali) birikmesi, şeffaf zon ise (kış halkası) az beslenme sonucu, dolayısıyla daha az aragonit birikmesi sonucu oluşur. Normal olarak bir mat ve bir şeffaf halka, balığın her bir yıllık büyümesine karşı gelir. İşte bu halkalaşma (ağaçların yıllık halkalan gibi) balığın yaşını ortaya koyar. Halkalaşmayı; beslenme, yumurtlama ve ortam koşulları etkiler. Otoliti çıkarmak için balığın başının üzerinden, gözün yaklaşık bir göz boyu gerisinden, bıçak ile fazla derine inmeden kesmek yeterli olabilir. Kesilen yer aralan B Balığın başının iç kısmında otolitin yeri dığı zaman bir çift otolit kolaylıkla görülecektir (Fotoğraf). Eğer balığın dış görünüşüne zarar vermeden otolit çıkarmak ge•rekiyorsa, solungaç aralığından ince uçlu bir pens yardımıyla beynin arkası açılarak otolitlere ulaşmak olasıdır. Bu yöntem daha çok balıkların pazar değerini yitirmemesi için uygulanır. Otoliti yerinden bir pens ile çıkartarak % 70'lik alkolde temizlendikten sonra siyah bir zeminde üzerine gliserin damlatılır ve yukarıdan aydınlatmalı büyüteç veya az büyütmeli mikroskop altında mat ve şeffaf halkalar sayılarak yaş grubu saptanır. Kuşkusuz deneyim gerektiren yaş okuma işlemi bazı otolitlerde olası değildir. Bunun için otolitin ön işlemlerden geçirilmesi gerekir (boyama, yakma, kesit alma, törpüleme vb). Otolit üzerinde "yalancı halkalar" da oluşabilir. Bilimsel bir çalışmada otoliti en az üç ayrı kişinin birbirinden habersiz okumaları ve doğrulamaları gerekir. Tropik denizlerde bulunan balıkların otolitlerinde yazkış halka oluşumu söz konusu olmadığı için yaş saptamaları günlük veya aylık halka oluşumundan yapılır. Bunun yanında boy sıklık analizi kullanılarak yaş gruplarının saptanması olasıdır. Kaynaklar: HARKONEN, T. 1986. Guide to the otoliths of the bony fishes of the Northeast Atlantic. Danblu ApS Svveden. 253 p. KOLDING, J 1988. Balıkçılık blyolojisı ders notları. Norveç. Hücreyi harekete geçiren mikroskobik motor Bakterinin flagellum'u (kamçıkuyruk) hamleyi başlatan ve hücreyi öne doğru iten sarmal bir kuyruktur. Flagellin adı verilen ve aniden toparlanarak sert bir helis (sarmal eğri) haline gelen tek bir proteinden oluşur. Sadece 20 ila 5 nanometre kalınlığındaki flagellum birkaç mikrometre uzunluğa erişebilir. Kimi bakterilerde bir tane, escherichia coli gibi kimi türlerde ise gövdenin her tarafına dağılmış olarak 8,10 tane bulunur. E.coli'de, bakteri düz yüzdüğü zaman tüm kuyruklar tek bir yığın halinde toplanırlar, bakteri düz yüzmeyi bırakınca ise bunlar açılarak hücrenin dönmesine yol açarlar. Flagellum hücrenin dışında bulunur, fakat hücre zarı içindeki bir motor sayesinde hareket eder. Oünyanın bu en küçük 'motoru' sadece 20 nanometre uzunluğundadır. insan teknolojisinin alışılmış motorlarının aksine bu motor elektronlar değil protonlar tarafından ateşlenir. Bu kuyruk motorunun bir diğer özelliği kuyruğun 100 hertz'le dön mesinı sağlamasıdır. Kuyruğu olan diğer organizmalarda bu kuyruk bnların ileri geri gitmesini sağlar, E.coli'de olduğu gibi dönmesini değil. E.coli üzerine yapılan deneyler motorun hem saat yönünde hem de saat yönünün aksine döndüğünü göstermiştir. Dönme yönü rastgele olmamaktadır: düz yüzme periyodlarında motor saat yönünün aksine dönmekte taklalar sırasırida bunun aksi olmaktadır. Bu E.coli'de düz yüzmeden dönmelere geçişi açıklamaktadır. Her dönüşten önce kuyruklardan biri saat yönünde dönmeye başlamakta ve tüm kuyruk yığınını bozmaktadır. Her bir kuyruğun yön değiştirebilme özelliği Che Y ve fosfoChe Y proteinlerinin göreli seviyelerine bağlıdır Kimi zaman 'takla jeneratör'ü olarak adlandınlan fosfıChe Y proteinine bu adın verilmesinin nedeni, yoğunluğun artması ile saat yönünde dönüş ve takla hareketlerinin başlama olasılığının artmasıdır. D
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle