Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BESLENME VE S A Ğ L I K HAFTANIN GÜNDEMİ "Bitkilerde gelişmeyi düzenleyici" maddelerin gellşigüzel kullanılması zarar veriyor. Prof.Dr.Kasım Cemal Güven, J. Ü. Hormonlu domatesler vezararları H alk arasında hormon diye adlandırılan bu maddeler esas olarak pestisidler sınıfına girer. Bu grup maddeler değişik tip haşerelere karşı mücadelede kullanılırlar. Bunların bazılan bitkilerde gelişmeyi düzenleyici (BGD) olarak da uygulanırlar. Bu arada büyüme, uyarıcı veya sınırlandırıcı etki gösterebilirler. BGO'lerin kullanılma nedenleri başlıca; soğuğa dayanıklılığın arttırılması, çlçeklenmenln desteklenmesi, meyve tutumunun arttırılması, meyvenin olgunluğunun erkene alınması, muhafaza süresinin uzatılması, bitkinin üreme özelliklerinin değiştirilmesi, hastalık ve zararlılara karşı dayanıRlılığın arttırılmasıdır. Bu maddeler sebzelere ve meyvelere (elma, armut, ayva, narenciye, sera çekirdekli meyveleri), hububata (mısır, yulaf, arpa, buğday, pirinç) uygulanır. ması, fazla asit içermesi gibi mahzurlar ortaya çıkar. Ne kadar zehirli? BGD'lerln zehlrllklerlne gellnce: Bu deneyler hayvanlar (fare, sıçan, tavşan) üzerinde yapılmıştır. Başlıca mlde tahrlşl, karaclğer ve böbrek bozukluğu, ventriküler fibrilasyon, mutagen etki (gen değişmesi), fetusa etki (ölüm), beyinde yığılma ve malformation (bozuk teşekkül) görülmüştür. 2.4 D'nin kanserojen etkisi ise kesin olarak gösterilmemiştir. Oenenen hayvanlarda öldürücü doz 3001000 mg/kg olarak değişir. Insanda ise zararlı etki inhalasyon (seracıların püskürtme esnasında teneffüs etmesi) ile görülür. TCLO (en düşük toksit etki miktarı) 10 mg/m3>tür (havada). Başlıca bulantı, kusma, merkezi sinir sistemine etki, depresyon, polinevrit, miyokardiyak distrofi, konjonktivit, toksit hepatitis, oligomenore, lökositlere etki (sitokromoksidaz, peroksidaz ve sitokrom C miktarında düşme) görülür. Anabilim dalımızdaki araştırma grubunun Antalya, Serik Seracılık Araştırma Enstltüsü ile müşterek çalışmasında, domates bıtkisine çiçek açma döneminde değişik şekilde uygulanan 2.4 D ve 4 CPA'nın bakiye olarak domateste kalıp kalmadığı araştırıldı. Sonuçta bu maddelerin domateste bulunduğu saptandı. Yukarıda belirtilen toksit etkiler dikkate alınırsa, her sahada olduğu gibi bu sahada da gelişigüzel, bilinçsiz uygulamaların ülkeye maddi ve manevi zararlar getireceği açıktır. D irkeoloji bilimi, Ankara'da yapılan 12. Uluslararası Kazı Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu, geçen haftamn ilgiyi üzerinde toplayan bilim olayı oldu. Türk vejabancı 91 ünlü arkeolog bir bildiri yayımladı ve arkeolojik eserlerin "serbest piyasa koşullarına" göre alınıp satılması için girişilen hazırlıkların Anadolu'da büyük bir yağmayı başlatacağı konusunda bütün kamuoyunu uyardı. • •• Anadolu, insanlığın, Avrupa'ya doğru ilk yayılışının eşiği olma özelliğiyle uygarlık tarihinde övünülecek özel bir konuma sahip. Ortadoğu ve giderek Anadolu, insanlığın ilk yerleşik düzene geçtiği, toprağı işlemeye başladığı uygarlık beşiği bölgeler olarak bilinir. Arkeologlar Çatalhöyük'ü çiftçiliğin başladığı merkez olarak görürler. Avrupalı, Amerikalı bilim adamları, bugün Avrupalıların konuştuğu Hint Avrupa dillerinin kökenlerinin, atalarının izini sürerken Anadolu'ya Çatalhöyük'e gelip dayanıyorlar. Anadolu, Avrupa'ya "çiftçiliği ihraç etmekle" kalmıyor; Hint Avrupa dilleri de çiftçilik yoluyla buradan Avrupa'ya yayılıyor. Yüzlerce kavmin, uygarlığm geçtiği Anadolu, bu açıdan dünya arkeologlannın gözbebeği, uygarlık tarihinin henüz bilinemeyen yönlerinin de anahtarı durumundadır. Japonlar bile kendi arkeologlarını bu zengin tarih içinde eğitiyor ve arkeoloji biliminde söz sahibi olmaya çalışıyor. *•• Anadolu uygarlıkları arkalarında paha biçilmez değerde eserler bıraktılar. Bu eserlere, uluslararası "tarih mezatları"nda bir çırpıda milyarlar ödeniyor. Türkiye, bu eski uygarlıkların mirasçısı, sahibi, bekçisidir. 91 bilim adamının imzaladığı bildiride denildiği gibi: Kültür varlığı ticari bir yatırım metai haline getirilirse definecilik, gizli kazı, kaçakçılık teşvik ve tahrik edilecek, astronomik boyutlara ulaşacak, ören yerleri talan edilecek, dönülmesi imkânsız bir yola girilecek, kapatılamaz yaralar açılacak... Arkeologların bu çok yerinde uyarıları, acaba gerekli yerlere ulaştı mı? Gelecek cumartesiye kadar hoşçakalın... O K U R D A N Türkiye'de Odyoloji 5.5.1990 tarihinde yayımlanan odyoloji ile ilgili yazı yetersizdi. Yazıda tüm odyoloji tekniklerinin yurfdiiindan sağlandığı söylenmektedir. Kafılıyoruz. Gerekli olan eÇjitilmiş elemanlann yetersizliöinden de söz edilmekte. Halbuki bizler (odyometrisfler) Hacettepe Univ. Sağlık Hızmetleri Odyometri Bölümü mezunlarıytz. Her yıl bu okuldan yaklaşık 7520 kişi mezun olmakta ve gerekli olduğu halde istihdam olmadığı için birçoöumuz şu anda açıkiayız. 3.6. 1990 farihinde yayımlanan saygıdeğer hocam Feraa Akdas'ın yazısında odyologlann büyük il merkezlerinde yoğunlastığından söz edilmekte; Ancak biz BİZE çoğunluğu büyük il merkezleri dışında, örneğin ben Fıraf Üniv. Tıp Fakültesi'nde lElazığ) çalışmaktayım. Muhakkak ki her hasfanede en az bir odyometrist ya da odyoloğun bulunması gerekmektedir. Bunun sağlanabilmesi için iyi bir istihdam zorunludur. Toplumun bu konuda bilinçlendirilmesi için konuya gösterdiğiniz ilgiden dolayı size ve saygıdeğer hocalanma teşekkür eaerim. Rastgele kullanılırsa BGD'de grubuna giren pek çok madde mevcut olup kimyasal olarak yapılarına göre farklı alt gruba ayrılırlar. Bunlar arasında fenoksi bileşiklerinden 2.4 0 (dikloro fenoksi asetik asit), 5 CPA (4 klorofenoksi asetik asit) en yaygın kullanılanıdır. Türkiye'de de uygulanan bu grup maddelerden 2.4 D ve 4 pPA başlıca seralarda domates ve patlıcan v.b. de meyve tutumunu arttırma, portakalda hasat önü dökümü azaltmada kullanılır. Bu maddeler bitkiye çiçekleme dönemlnde püskürtülür ve toprakta kalma süreleri ise 3 aydır. Rasgele kullanma ile meyvenin şeklinin bozulması, lezzetsiz ol Odyometrist Ahmet ÖZTÜRK / Elazığ Cumhuriyet BilimTeknik • Sahibi: Cumhurıyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketı adına Nadir Nadi * Genel Yayın Mudüru Hasan Cemal • Müessese Müdüru' Emine Uşaklıgil • Yazı işleri Müdüru. Okay Gönensin • Yayın Yönetmenı: Orhan Bursalı • Grafik Yönetmen: Tüles Hasdemir • odyometristler, şu anda 5 tıp fakültesi, 6 SSK ve 3 devlet hastanesinde çalışan 1530 kisi bulunmakta ve bunların büyük bir