26 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ARAŞTIRMA N EN I Ç i N N AS I L? "Süper inek" kolay doğmayacak Genetik "aşılama" yoluyla devasa besi hayvanları yaratmada engeller var. iftçiler gen teknik sayesinde pek yakında devasa domuz ve ineklere | p kavuşacaklarını düşünüyorlarsa, hayal kırıklığına uğrayacaklar. Yabancı genlerin nakliyle tarımsal yararlı hayvanları "iyileştirme" konusunda bugüne dek sürdürülen deneyler, yalnızca koşullu olarak başarılı oldu. Bu teknik, laboratuvar fare ve sıçanlarında oldukça iyi işlediği halde, yararlı hayyanlarda henüz bır hayll zor sonuç elde ediliyor. Bugüne dek özellikle ilave büyüme hormonlarının sentezine yol açan genlerin nakli konusunda çeşitli tecrübeler edinildi. Hemcinslerinin yaklaşık iki kat ağırlığmda olan farelerin görüntüleri bundan birkaç yıl önce tüm dünyaya yayıldı. Ancak yararlı hayvanlara gen nakli konusunda pek çok zorluk eskiden olduğu gibi bugün de var. Bu zorluklar bizzat gen naklinde başlıyor. Domuz ve koyunlarda mikroenjeksiyon yönteminin (genin yumurta hücresinin çekirdeğine enjekte edilmesi) umut vaat ettiği ortaya çıktı. Ancak buna rağmen hem domuzda hem de örneğin danada yumurta hücresindeki çekirdeği tespit etmek hiç de kolay değil. Yabancı genin hücre çekirdeğine enjekte edilmesi başarılı bir şekilde gerçekleşmrş olsa bile, bu hiçbir şekilde kalıtımın entegrasyonunun tamamlandığı ve ortaya transgen bir hayvanın çıkacağı anlamına gelmiyor. 7000 hayvan üzerinde gerçekleştirilen mikroenıeksiyondan elde edilen sonuç bunu gösteriyor. Bu enjeksiyonun gerçekleştiği 100 domuzdan yalnızca 8'inde yumurta hücresi gelişmeye devam etti ve sonunda yavruların doğumuna yol açtı. Ooğan domuz yavrularının ise yalnızca yüzde 7'sl transgendi, kalıtımlarında büyüme hormonundan sorumlu yabancı gen vardı. Öte yandan farelerden farklı olarak söz konusu hormon büyümeyi çok belirgin bir şekilde geliştirmiyor. Ancak hayvanlara içinde "Lysin" aminoasiti bulunan bol protein içerikli yem verildiğinde, domuzlar hemcinslennden yüzde 1115 oranında daha hızlı büyüyorlar. Hayvanların çoğunda iştahsızlık başgöstermesi ise bir dezavantaj. Bütün hayvanlar konuşur mu? Serçe 2.00013.000...25021 000 Yunus baitğJ.OOO120.000....25021.000 Varoso... 70.000120.0001.000120.000 Burada dikkat edilecek en önemli şey, alaılama imkânının çok daha geniş oluşudur. İnsan ise sesini, saniyede 80 ile 1200 kez titretir. Fakat, algılaması 76 titreşimle 24.000 titreşim arasında değişir. Yani, insan 16'dan az ve 24.000'den çok titreşimleri alamaz. Nitekım atmosfer, dünyanın her yanından gönderilen radyo ve televizyon dalgaları ile aolu olduğu h l d yb l gancak radyo ve k d halde, bunları televizyon cihazları ile l dĞğerfendirebiliyoruz. T Az yağlı Ama buna rağmen böylesine hayvanlar çiftçi için yine de yararlı olabilir. Çünkü transfen domuzların normal hayvanlara kıyasla aynı oranda büyüklüğe ulaşabilmek için yüzde 15 daha az yeme ihtıyaçları var. Başka bir avantaj da etlerinfn kalltesl. Bu hayvanlardaki yağ oranı daha düşük. Yağ tabakaları bazı yerlerinde diğer hayvanlarınkinden üçte bir oranında daha ince. Ancak her ne kadar daha az yağlı olmaları insanlar için bir avantajsa, hayvanlar için öyle değil. Pek çoğunda bu' durum çeşitli hastalıklara yol açabildiği gibi ömür sürelerinı de kısaltıyor. Şu sıralarda başka alanlarda etkin olabilecek gen nakilleri üzerinde de araştırmalar sürüyor. Bunlardan biri et kalitesinin düzeltilmesi, bir başkası ise inek ve koyunların sütünün değiştirilmesi. Gen teknisyenleri yararlı hayvanları enfeksiyon ve parazitlere karşı dirençli kılan bellı kalıtım malzemelerin transferini de hedefliyorlar. Fareler üzerinde yapılan denemelerde bu konuda hatırı sayılır başarılar elde edildi. (an. NuW) abiki konuşur. Şimdi konu bu olunca, başka bir soru geliyor aklımıza: "Öyleyse neden İngilizce gibi, Fransızca, Japonca... gibi fcedice, kaplanca, kartalca, koyunca, atça... diye diller yok? "Böyle bir sorunun aklımıza gelmesi, sorunun yanlış sorulmasından. Aslında, bunun, "Hayvanlar da haberleşirler mi? Bilgileşirler mi?" diye sorulması gerekir. Sabun kabarcığı nasıl yusyuvarlak olur? Her hayvan, yaşamını, bilgilesme ile sürdürür. Yaşamını sürdürmek demek de yiyecek, içecek bulma, eş bulma; tehıikelerden uzaklaşmadır. Her hayvan, bu konularda bilgileşir, yardımlaşır. labii, her hayvanın bilgilesme tarzı kendi iürüne göredir. Kedi, açken, eş ararken, tehlıkede iken, keyfi yerinde iken başka türlü miyavlar. Bir çocuk şiirinin ilk dört dizesi şöyle: Kuzumun adı Melek I Tüyleri kıvır kıvır I Her sabah meleyerek I Beni o uyandırır. "Meleme, bilgileşmedir. Kuzu, meleyerek acıktığını söyler. Yuiuf Ziya Ortaç, "Bir kuzu aldım bu yaz I Tüyleri gayet beyaz" diye başlayan şiırindi., ' Bazı aa mel me! diye I yalvarır meme diye I Anneceğini sorar I Yüreciğini yorar" der. Çekirge, ayaklarını seri karnına sürterek, saniyede 7.000 ile 100.000 titreşimlik (herfz'lik) ses çıkarır. Buna karşılık, her hayvan, dü'şmanlarının çıkardığı sesleri hemen algılar. Köpeğin saniyedeki ses titreşimi 4521080 arasındadır. Buna karşılık, titreşim algılama alanı 1550.000 arasınaadır; yani çok daha geniş. Köpek saniyede 452 titreşimlik ses göndererek kendi türü ile bilgileşir. Hayvan, sadece kendi türünaekilerin sesini değil, düşmanlarının veya kendine zararsız olanlann seslennı de duyabilmelidir. Algılama imkânının 15 ile 50.000 arasında değişmesi bundandır. Öbür hayvanlardan bazılarında durum şu: Algılama Hayvanın odıTltroşimt 11 r • ş I m I Kedi 7601.520 6065.000 C ocuklar, yıkanırken, avuçlarını boru biçimine sokup sabun + kabarcığı yapmaktan çok hoşlanır. Ama şımdi buna da gerek yok. Kabarcık yapmak için küçük oyuncaklar caadelerde satılıyor. Örtası oyuk çay kaşığına benzeyen bir tel sabun içjrilmiş bir sıvıya daldırılıp üflenince kabarcık veriyor. Orta boy bir balonu andıran kabarcık nasıl oluyor da birkaç saniyeliğine de olsa top biçiminde durabiliyor? Kabarcıöı büyülteçle incelersek, birbirine altı kolla tutunmuş zerrecikler görürüz. Bunlar birbirlerini hem çeker hem ifer: Gök cisimlerinin birbirlerini hem itip, hem çekmeleri gibi. Kuru bir yere düşen su damlası da önce yusyuvarlak durur. Sonra, toprağın emme gücüne karşı koyamayarak dağılır. Taşan bir bardaktaki su da hemen dökülmez. Önce küre kenarı gibi bir görünüm alır, sonra taşar. Koborcı/cfa da aynı fizik yasalan ( >' e r Vehbi Belgil
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle