Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
J EOLOJ İ Tufan Efsanesi ve Marmara Denizi Marmara Denizi'nde zaman zaman 100 m.'ye varan yükselti değişimleri... Marmara: Acı göl... Akdeniz'in uzantısı... uygarlık beşiği... Baştarafı 1. Sayfada duğu düzey, dünyamızın sınırlarını aşarak, uzaydaki gezegenlere kadar ulaşmıştır. Yerbilimlerinin 18. yy'dan beri ortaya koyduğu gerçekler, denizlerimizin fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin ve bunlara egemen olan mekanizmaların anlaşılmasına olanak sağlamıştır. Akdeniz havzasının bir uzantısı olan Marmara Denizi'nin oluşum evrelerinin incelenmesı, antropojenik etkiler olmaksızın da büyük çaplı su seviyesi değişimlerinin gerçekleştiğini ortaya koymaktadır. Bu bölgede araştırma yapmış değerli Türk ve yabancı bilım adamları, Marmara Denizi'nde zaman zaman yüz metreye kadar varan seviye değişimlerini ortaya koymuşlardır. Bu değerli araştırmacılar arasında Abdüsselamoğlu Ş., Akartuna M., Altınlı E., Erk S., Pamlr H.N., Sayar M. ve C, gibi nice Türk bilim adamları ile Andrussovv N., Arabu N., Chaput E., Neumayr M., Paeckelman W., Parajas Ed., Penck A., ve W., Pfannenstlel M. gibi bazıları üniversitelerimizde de hizmet vermiş yabancıları anmak bir borçtur. Bu araştırmacılar, Marmara ve boğazların oluşumunu ve geçirdikleri evreleri, jeolojinin muhürü sayılan fosillerin varlıgı. na da dayanarak bilimsel olarak ortaya koymuşlardır. Bu araştırma sonuçlarının en ilginç yanı, hemen hemen tüm din kitaplarında veya mitolojik kaynaklarda sözü edilen tufan efsanesinin geçerlılığinin bilimsel olarak kanıtlanmış oluşudur. Bugünkü bılgılerımıze göre Marmara Denizi veya mitolojik adı ıle Propontis'in, her zaman Akdeniz ile Karadenız arasında bir "önavlu" görevı yapmadığını biliyoruz. Dahaönceki bir.yazımda'1» mitolojiden aktardığım gibi Marmara'nın Karadenız ıle bağlantısının ınsanoğlunun tanık olduğu tarih öncesi bir dönemde gerçekleştiğini anlıyoruz. Işın en ilginç tarafı ıse bu mitolojik verilerın yukarıda bazılarını andığımız yerbilımcılerın bulguları ile de kanıtlanmış oluşudur. Aşağıdaki tabloda özetlendiği gibi Akdeniz havzası buzul (glacıal) dönemleri ile buzul sonrası (postglacial) dönemlerde büyük değişimlere uğramıştır. Tablodan da anlaşıldığı gibi Karadeniz ve Çanakkale Boğazı'nın oluşumu, gü14 Akdeniz'in uzantısı: Marmara nümüzden yaklaşık 40 65.000 yıl önce (Würm ll/lll) gerçekleşmiştir. Ünlü tarlhçllerden Sicilyah Diodor (M.Ö. 901), bir zamanlar Boğaziçi'nin var olmadığını ve Marmara ve Karadeniz'in birer göl durumunda olduklarını mitolojik kaynaklara dayanarak ileri sürmüştür. Yerbilimciler de Würm, I. olarak niteledıkleri bu dönemin, M.Ö. 110 binli yıllarda gerçekleştiğini ve Marmara'nın bugünkü seviyesinden 90 m. daha aşağıda, bir acısu gölü olduğunu bilimsel olarak ortaya koymaktadırlar. Marmara Denizi su sevıyesinin zaman zaman yükseldiği ve bugünkü karasal alanların denizle kaplandığı da gene bilimsel olarak kanıtlanmaktadır. On binlerce yıllık bu değişimlerın mitolojik öyküsü, özellikle de din kitaplarının kapsadığı "Nuh tufanı efsaneleri ' bugünkü jeojpjik bilgilerle âdeta bütünleşmektedir. Örneğin yıllarca sonra bazılarını yağmalanmaktan kurtarabildiğimiz eşsiz Hitit tabletlerinde yer alan "Enuma Elis Destanı"ndaki şu mısralar, jeolojinin günümüzde ortaya koyduğu seviye değişiklikleri ile ilgili gerçekleri ne kadar açıklıkla belirtmektedir: Daha adlanmamışken, Üstteki gök katları, Aşağıda yerlerin, Henüz yokken adları, O ilk varlık, O absu, O herşeyin babası, Talimat ki O ilahe, O her şeyin anası, Tatlısuyun, denizin, O güçlü tanrıları, Topladılar bir bütün halinde tüm suları. Bu şlirl okurken insan ister istemez "Efsane nerede biter, bilim nerede başlar" sorusunu sormaktan kendisini alamıyor. Zıra bugünkü bilgilerimizın ışığında denizlerin, bu arada da Marmara Bölgesi'nin büyük bir bölümünün, bundan yaklaşık 150.000 yıl önce, Enuma Elis'de belırtilen tufanlardan birisine uğradığını biliyoruz. Bu arada akla gelen başka bir soru da mitolojinin (İo" (Akbuzağı) efsanesine "' bağladığı Boğaziçi'nin oluşumu, Marmara'nın (Propontis)' Karadeniz ve Akdeniz Marmara 'nın uydudan çekilmış lotoğratı arasında bir önavlu oluşturmasına tanık olmuş ve bunları daha sonraki kuşaklara öykülendirebilmiş insanların yörede bulunmasının gerektiğıdir. dönüştüğünü kuşaktan kuşağa aktaracak bilge insanların varlığını ortaya koymaktadır. Arkeologlar da Marmara yöresındeki insan topluluklarının geriye bıraktıkları materyalden, günümüzden yaklaşık 110 bin yıl öncesinde Mustariyen topluluklarının varlığını bildirmektedirler. Önemli bir buluntu Gerçekten de ünlü Alman tarih soyguncusu H.Schliemann'a (18221890), Çanakkale'deki Hisarlık mevkilndeki arazisini vererek, tarihi soyguna önayak olan Amerlkanın Çanakkale Konsolosu F.Calvert'ın, Çanakkale Boğazı boyunca yaptığı incelemeleri sırasında Nara Burnu'nda bulduğu kara çakmak taşından yapılmış ve tarih öncesinin en önemli aleti olan bir adet çakı <> (şekll 1), yörede * Marmara'nın bazen sular altında kaldığını, boğazların bazen kuruyarak toprağa Hitit destanı Marmara: Uygarlık beşiği Bu bulgu ve bilgiler Marmara Denizi yöresinin başlangıçdan günümüze kadar Anadolu uygarlıklarına beşiklik ettiğini kanıtlamaktadır İnsanoğlu, bu süreçte, Marmara Denizi'nin çeşitli olanaklarından yararlandığı gı. bi bu su kütlesini de pek çok yönden etkisi altına almıştır. Bu yararlanmanın en eski kanıtlarını, Odeseus ve ilyada'dan okumaktayız. Ünlü tarihçi Herodot (M.Ö. 490425) Üsküdar, Sarayburnu(Bizans) arasında Av: rupa kıtasını fethetmek amacı ile Dareios un kurdurduğu ve üç günde atlı/yaya 700.000 askerini karşıya geçirttiği ilk Boğaz köprüsünü tarif ederken (IV. kitap. 85. bölüm), bu komutanın iki kıyıya diktirdiği sütunlara yazdırdığı şiirden alınma "Balıkları bol Bosphorus'da dalgalara göğüs geren bu köprü" mısrası Marmara1 nın o dönemlerde bir balık hazinesi olduğunu vurgulamaktadır. Marmara Denizi gibi karalar ile içiçe olan su kutlelerının ekolojik karakteri, geçirdiği evrelerinden miras kalan pek çok etkenin işlevleri sonucunda oluşmuştur. Bir acısu gölü: Marmara Mustariyen çakmak taşı