Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
B İ L İ M KÜLTÜR Elle işleyen deniz motoru Bizden hem nüfus hem yüzölçümü bakımından çok küçük ülkelerin nasıl oluyor da bir elleri balda, bir elleri yağda oluyor? Vehbi Belgil Yağ, bal ülkeleri I skiticaretvesavaşgemılerinde.yelkenden başka kürekçiler de vardı. Gemisine göre 4050, hatta 100 kürekçi. Kürekçilerin hemen hepsi savaştutsakiarı idi. Ancak bunlar gemilerin hantallaşmasına da yol açıyordu. 50 adam, 65'er kilodan 3 küsur ton eder. Her kürek kaç kilo gelirdi? Bilemiyorum. Onlar dao kadar kilo etse ağırlık 8 tonu bulur. Bunların yiyecek veicecekleridevar.Gemininyükleri.silahları, mobilyafan, kürekçiler dışındakilerin yiyecek ve içecekleri, kişisel eşyası... Velhasıl, gemilerin hareket kabiliyetini azaltan şeyler... Antik çağda İranlılar ile Atinalılar arasındaki Med savaşlarında İranlıların dev gemileri Atina'nın küçük, fakat çevik gemilerine yenilmişti. Onbeşinci yüzyılda "karavel" denen küreksiz bir gemi yapıldı Portekiz'de. Amerika'ya bunlarla gidilebildi. Üç direği, üçgen biçiminde beş yelkenli olan gemi 30 metre boyunda idi. Bordaları çok yüksekoldugu için Atlantik Okyanusu'nun azgın dalgalarınakarşı koyabiliyordu. Kolombve Vasko döGama bunlarla yaptıgezilerini... Ancak 19. yüzyılda, önce buharlı, sonra benzinligemileryelkenedeküreğedeson verdi. Kürek sadecespor kayıklarındakaldı (Oxford, Cambridge maçları). Şimdi kürek yerine geçen yeni bir buluşa tanık oluyoruz: Resimde, ileri geri itilerek yürütülenbirkayıkgörüyorsunuz.Kolhareketi, arkayatakılan iki çarkıçeviriyor, çark da kayığı yürütüyor. Burada bilimsel bakımdan önemli olan nokta, zamanlara göre çözümlerin nasıl değiştiği. E ngiliz Malthus, 1798'de yayımladığı "Nüfus Konusunda Bir Deneme"sinde, besinlerin aritmetik diziye göre (246810...) artmasına karşılık, nüfusun geometrik diziye göre (24163264...) arttığını, bunun sonucu savaşların, salgınların, açlık ve kıtlıkların artacağını, bunun da insanlık için felaket doğuracağını ileri sürmüştü. Fakat Malthus, bilimsel buluşları hesaba katmamıştı. Trenin, otobüsün, buharlı geminin mevcut bulunmadığı o dönemde, mal bir yerde bol olsa da sırf tam taşınamaması yüzünden yerel felaketler oluyordu. Yakın zamana kadar bizde de hatta bugün bile, meyve ve sebzeler bir yerde çürürken, öbür yerlerde ya bulunmuyor ya çok pahalıya satılıyor ya da dışardan getiriliyordu. Bugün bir kuzeygüney ekonomik dengesizliği var. Nedeni ise ilerlemenin her yerde aynı olmaması. Hollanda, her dönemde çağının ileri tekniklerini kullandığı için Avrupa'nın mandırası oldu. Ülkemizden 20 kez küçük olan bu ülkenin dış geliri, 1980'de 68 milyar dolardı. Bunun %60'ı bilimsel tarımdan geliyordu. Başka örnekler Altın pul merika BirleşikDevletleri'ndeAnı Pulları Derneği, anı pullarının 22 ayarlık (kıratlık) altın kopyalarını yapıp piyasayaçıkarmış. Derneğe gelir sağlamak için tabii. Pullardaki ayrıntılar ve eğer varsa kusurlar, en ince noktalarına kadar altın kopyayageçiriliyor. Bu altın pul, sonra, saydam (şeffaf) bir mahfaza içine konarak satışaçıkarılıyor. Mahfaza, pulu, tozdan, çizilmeden, aşınmadan... koruyor. Bu arada, asıl pulun itina ile iptal edilmiştarihi kopyası da birlikte veriliyor: Karşılaştırmayı sağlamakiçin. Pulun altına, isteyenler için alanın adı, adresi de yazılıyor. Altın pul çıkarmak için dernek, Amerikan Posta idaresi ile anlaşma imzalamış. Başka derneklerin de aynı şeyi yapabilecekleri ekleniyor. A Yüzölçümünde ülkemizle boy ölçüşebilen (biz 813, Pakistan 800 küsur bin kilometre kare) 110 küsur milyon nüfus barındırıyor. Amerika'nın iki büyük gölünün çevrelediği (Superior ve Michigan) Wisconsin eyaleti, ABD'nin en çok süt ve süt ürünü yetiştiren yeri. Yüzölçümü 140 bin kilometre kare (Pakistan'dan 5.5 kez küçük), nüfusu Pakistan'ınkinden 20 kez az. Gelin görün ki Pakistan'da inekler Wisconsin'dekinin dörtte biri kadar bile süt veriyor. Bu yüzden de bu ülke, her yıl 30 milyon dolarlık süt tozu ithali zorunda kalıyor. Durumu, ülke sanayi bakanlığının açıklamasından öğreniyoruz. Oysa Pakistan'da sağmal sayısı Wisconsin'dekinin 1.5 katı. Otlak yüzeyi 3.5 kat daha çok. Başka bir örneği İsrail'den verelim. Bu ülkenin "Friesian" ve "Holstein" inekleri Amerikalı akrabalarından %35 oranında daha çok süt veriyor. Bu karşılaştırma ile durum daha da belirginleşiyor. Ancak hemen ekleyelim: Böyle bir karşılaştırma sonunda Pakistan'a kötü not veremeyiz (Türkiye de aynı durumda): İşin içine tarih olayları ve geçmiş giriyor. Ancak biz, israil'in başarısını izah edebilirsek daha doğru bir sonucu varmış oluruz. İsrail'in başarı nedenleri arasinda "dölleme" ve "embriyo nakll" gibi çagdaş iki yöntem görüyoruz. Dölleme (artificial insemination) Döllemenin 40 yıllık bir geçmişi var. Hayvan nesli bu yolla çok iyileştirildi. Bun da, en iyi damızlık hayvandan alınan sperm, yine üstün nitelikte bir ineğe aşılanıyor. öbür koşulların da iyileştirilmesi sonucu, sağlıklı döl alınıyor. Üstün nitelikli ve sağlık döl, tabii, daha çok süt, daha iyi döl veriyor. Döllemenin başka bir özelliği, aynı dişiden çok sayıda yumurta alınması İnek, kızgınlık (oestrus) zamanında, normal olarak bir yumurta verir. Fakat üstün nitelikli bir inek, hormon yardımı ile 20 yumurta verebiliyor. Bu yumurtaların her biri, sonra yine üstün nıtelikli damızlıkların spermi ile birleştiriliyor. Aşılanmış bu yumurtalar, altı gün içinde embriyo haline dönüşünce dışarı çıkarılarak 20 ayrı ineğe yerleştiriliyor. Tabii bu ineklerin döllenme süreleri asıl ananın süresi ile aynı döneme rastgetiriliyor. Böylece, tek bir inek, 20 inek oluyor. Dahası var: Embriyo, sıvt azotta, eksi 196 derecede uzun süre saklanabildiğinden, hemen kullanılmayan embriyo gelecek için ayrılıyor. Londra'da uluslararası bir vakıf var: Yeni Bilimler ve Teknolojiler Vakfı (The Inter Foundation for the Promotion of New and Emerging Sciences and Technologies). Vakfın uzmanlarından Dr. İshrat Usmani, bu şekılde embriyo naklini Pakistan'da uygulamaya sokmuştu. Başarı, başta, ağır oldu. Once. bazı mandıra sahiplerinin zihinsel mukavemetini yenmek gerekmişti. Hani bir sözümüz var: "Eşek yemediği ota kafa şişirir" diye. İşte o hesap. Geleneklerinden koparmak çok güç oluyor insanları. Ancak göz doldurucu başarılar yandaş topluyor. Pakistan'ın "Kotri" kentinde ve Ravalpindi kentindeki bir askeri mandırada, yöneticiler dölleme ve embriyo nakli yöntemlerini uygulamaya başlamış ve süt ürelımini üç kat arttırmışlardır. Ayrıca, Pakistan, manda bakımından zengin bir ülke olduğundan bu hayvanın sütü halk tarafından içilir. Böylece, manda sütü üretimi de üç kat artmış bulunuyor. Yakın bir gelecekte sayı daha da ariacak Bunun için, çağdaş kafalı adam yetiştirmek gerekli. Yıllar süren yöntemlerle değıl, hızlı eğitımle. 6.5 milyonluk İsviçre Türkiye'den 20 küsur kez küçük. Kaynak bakımından kısır. İhracat geliri 30 milyar dolar dolayında. Turizm, sigortacılık, bankacılık gelirleri buna dahil değil. Kişi geliri en az 10 bin dolar. Çağdaş yöntemler sayesinde... Türk küspeleri bir zamanlar bütün dünyadatutuluyordu. Belki bugün de. Nedeni, tam yağlı olmaları idi. Yağ preslerimiz bunları tam sıkamadığı için besleyici kısımlar küspede kalıyordu. Hollanda, bir zamanlar, bunlarla besliyordu süt hayvanlarını. Bizim gibi kavun, karpuz kabugu ile değil. U