26 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

B İ L G İ S A Y A R D Ü N Y A S I Dijital büyü ile ve yazarlık Bilgisayar programcıları arasında yeni tür bir yazarlık gelişmeye başladı. Çeviri: Elvan özkaya ilgisayar kullanımının yaygınlaşması, programcıları da ilginç bir mes'lek sahibi yapıyor. Bilgisayar yardımı ile hikâye, roman gibi yazı türleri, alışılan konu ve perspektif anlayışından çok daha karmaşık hale getirilebilirken, programcılar arasında da yazarlığa ilgiyi arttıyor. .. Yale Universitesi'nden Ingiliz Profesor Stuart Moulthrop, Maclntosh'un yardımı ile Chaos Kaos isimli bir öykü yarattı. Bir ev kapısının görüntüsü ile başlayan ve garip bir müzik sesinin duyulduğu Kaos programında ekran, eve girmeniz ile bir kitap sayfasına dönüşüyor. Bütün yapacağınız iş okumaya başlamak. öykü çeşitli meslek gruplarından insanların katıldığı bir partiyi anlatıyor. Ekranın altındaki sağı ve solu gösteren oklar, daha detaylı bilgiler için sayfayı çevirmenize yarıyor. Esasında Kaos'un konusu. bu parti ile pek ilgili değil ve alışıldığı gibi okunmak için de yazılmamış. Her sayfada karakterlerin resimleri ekrana geliyor. İstediğinizi seçip bir tuşa basmanız yeterli. Anında partiden ayrılıp, o karakterin geçmlşlnln ve diğer öykü kahramanlart ile olan ilişkisinin anlatıldığı yeni bir bölüme geçiyorsunuz. Böylece Kaos sizi son derece karışık, örümcek ağı gibi örülmüş bir olayın içine sokuyor ve olayı yönlendirmeyi de sizin katılımınıza bırakıyor. Bu teknik, Moulthrop gibi yazarların, uzun, boyutları sınırlı bir konudan sıyrılıp güçlü bir mekanizma ile değlşlk bir tür edeblyat eserl yaratmalarına yardımcı oluyor. Küçük dijital bir büyü ile öykü anında ve tahmin edilemeyecek bir yönde değişebiliyor. Bu hayal ötesi hikâyeleri gerçek kılan, hiç kuşkusuz, bilgisayarlarda ve programcıiarda gözlenen atılımlar Birkaç yıl önce üretilen "bllgi işlem slstemleri", kullananın çeşitli datalan bir araya getirmesine yardımcı oluyor. Bu programların içinde en popüleri Moulthrop'un Kaos için kullandığı ve Apple'ın 1987'de piyasaya çıkardığı HyperCard. HyperCard çok geniş kapsamlı kolaylıklar sağlıyor. Randevu defterinızden, aramanız gereken kişileri gösterdiği gibi, gerektiğınde telefonla arama işlemını de sizin yerinize yapabilıyor. G B enel olarak bilgisayar oyunlarında kullanıcıyı bilgisayarın kontrolü altına alma şeklinde bir eğilim vardır. Bu eğilim dikkate değer ikı oyunda aşılmıştır: Sim City ve Populous. Slm Clty: (Maxis'den) İlginç bir doğa görüntüsüyle (ormanlar, nehirler, kırlar) oyuna girip, ksndi şehrlnizl yoktan var etmeye başlıyorsunuz. Bir elektrik santralı, sanayi ve ticaret bölgeleri, iskân bölgeleri yapıyorsunuz. inşa ettiğiniz stadyum zaman zaman kalabalıklaşıyor, manzaranızdan trenler, gemller ve uçaklar geçiyor, yollarda trafiğin işleyişini görüyorsunuz. Yeterince dikkatliyseniz vatandaşlar sizden memnun olacak, her yıl yapılan oylamalarda hakkınızdaki görüşlerinı öğreneceksiniz. Oyunda denetim sizde duğu bir sistemde saklıyor. Kaos 350 not kartından oluşuyor. Ekrandaki oklar ve karakter portreleri yardımı ile diğer kartların çağrılması için programlanmış. Kartları oluşturmak için bilinen bilgisayar dillerinden çok daha baSlt, HyperTalk adında bir dil kullanılıyor. Not kartların kapsamında yalnız yazılı bilgiler yer almıyor. Graflk bilgileri ve çeşltll ses efektlerl de kartlarda kullanılabiliyor. Bütün bu olumlu yönlerine rağmen, HyperCard yazar için bazı dezavantajlar da taşıyor. Birkaç not kartı yazdıktan ve bunlar arasındaki geçişi programladıktan sonra bu bağlantıları gösteren bir haritayı görmeniz mümkün değil. Yapıtı ancak okuyucunun yaptığı gibi bir karttan diğerine geçerek izleyebiliyorsunuz. Aynı anda iki kartın izlenmesi mümkün değil. Ancak bu sorunu StorySpace adında bir program büyük ölçüde çözebılıyor. StorySpace, Macintosh'da yazılabilecek hayal ötesi bir roman İçin üretilmiş. Romanın çeşitli bölümlerıni ayırmaya yaradığı gibi, bu ayrılan kısımların haritasını da çıkarabiliyor ve sizin isteğiniz doğrultusunda bu bölümler arasında çeşitli bağfar kurmayı başarıyor. Afternoon StorySpace'in yaratıcılarından Michaelı Joyce tarafından yazılan "Afternoon" son derece karmaşık bir öykü. Öykü, yazarın bir kış öğleden sonrası bir kadınla blrlikte ufukta belli belirsiz bir noktaya bakışını hatırlaması ile başlıyor. Eğer "kadın" kelimesinin gösterdiği tuşa basarsanız, yazarın o kadın ile olan ilişkisini okuyabilirsiniz ve HyperCard ve özellikleri HyperCard, bilgilerı basit bölümler halinde not kartları denilen ve içinde başka kartlara geçişi de sağlayacak verilerin ol ya "nokta keıımesını tercıh edersenız, yazarın o anda geçmişı hatırlayarak ölen oğlunu düşündüğünü öğrenebilirsiniz. Bunlar Afternoon'un sunduğu sadece birkaç olasılık. Yalnız ilk sahnede 19 tercih hakkınız var ve her oluşturduğunuz bölüm bilgisayar tarafından bırbıriyle bağımlı olarak saklanabiliyor. HyperCard okuyucuya hikâye içinde ilerleyebileceği birçok seçenek tanıyor. Fakat seçeneklerin hepsi sabit. Sunulan bağ yalnız verilen karta götürüyor okuyucuyu ve bu da bazen tekrarlara neden oluyor. Oysa StorySpace ile çok daha karışık ve çeşitli bağlantılar kurabilirsiniz. Bu durum şöyle özetlenebilir; Eğer okuyucu A bölümünü veya C bölümünü okumuş, fakat B'yi okumamışsa, bu ılişkı onu G'ye götürüyor. Böylece okuyucu öykünün henüz anlayamayacaği bölümlerine takılıp kalmaktan kurtulmuş oluyor. örneğin; Afternoon'u okurken, yazarın arkadaşı Werther'in karısı Lolly'yi aldatışı ile ilgili bölümü tercıh ettiyseniz ve daha sonra da yazarın oğlunun ölümü ile ilgili kısmı bitirdiysenfz, bu noktada Lolly hakkında daha fazla bilgi alma (ırsatınt yakalamış olursunuz. Bu yönde bir tercih yaparsanız, yazar ile Lolly arasında gecen bir konuşmayı ve yazarın yaşamı ile ilgili bir gerçeği öğrenmiş olacaksınız. Ancak bu, sizin doğru seçlmler yapmanızla gerçekleşebilir. Eğer bu yönde seçim yapmazsanız, hikâye çok daha değişik bir yönde gelişiyor. Afternoon ve benzeri hikâyeler, yakın zamanda kitapçıların raflarında sergilenmeye başlanırsa hiç şaşırmayın. Çünkü bu rüyanın gerçekleşmesi için gerekli olan tek etken, teknolojinin şimdiki hızı ile ilerlemesi. D Gerçek yaşamın bir. simulasyonu olarak Slm City mükemmeldır, şehlr planlamacılığı konusunda hiçbır şey bilmiyor olsanız bile zamanla bu işi öğreniyorsunuz. Oyun olarak da Sim City çok güzel. Her şey dümdüz gitmiyor. Gemı kaiaları, uçak çarpışmaları, depremler, kasırgalar, voltaj düşüklükleri hatta şehrinizi basan dev bir canavar bile düşünülmüş. IBM ve uyumlulur, Tandy, Macintosh, Amiga ve Commodore 64/128 için Sim City oyunu var. Populous: Bu oyun da bir yapboz oyunu, ancak burada bir şehir yerine daha büyük bir toprak parçasıyla uğraşıyorsunuz. Bu oyunda siz bir ilahi güçsünüz, size sadık olan ve sizı yıkmaya çalışan ınsanlar var. ilahi bir güç olarak size tapan insanların bulunduğu y*erlerde belli konularda etkiniz var, onlar için ekip dikebilecekleki bölgeler yaratabilirsiniz. Ekilebılır toprakları arttıkça bu insanların kulübeleri evlere, evleri şatolara dönüşür. Düşmanların halkınıza zarar vermesini engellemek için bulundukları yerlerde seller, depremler, volkanlar yaratabiliyorsunuz. Populous'da üç boyutlu bir dünyanın simulasyonu oldukça başarılı. (n.b.) 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle