17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

B İ L İ M D Ü N Y A S I N D A N H A B E R L E R Penceresiz askeri uçaklar G eleceğin askeri uçaklan, pilotun can güvenliğini arttıran penceresiz pilot kabinlerine sahip olacaklar. Pilotlar, her iki gözü de video kamerasına bağlı minyatür birer TV ekranı içeren bir görüntü cihazıyla donanmış koruyucu başlık takacaklar. Geçenlerde Farnborugh'daki Havacıhk Dairesi tarafından düzenlenen bir sempozyumda penceresiz pilot kabinlerinin nasıl yapılacağı tartışıldı. Bu tür bir pilot kabininin, geniş bir alana sahip olması açısından uçağın merkezine yerleştirilebileceği düşünüldü. Ayrıca tehlike anında uçaktan ayrılabilecek bir bütün halinde tasarlanması uygun görüldü. Yapı bakımından penceresiz bir uçak daha sağlamdır. Havacılık Dairesi'nden Don Jarrett, pencerelerden arındırılmış kapalı bir pilot kabininin yüksek performansh uçaklarda aerodinamik etkisini daha elverişli hale getireceğini belirtiyor. Başlığa takılı görüntü araçları, şu anda askeri uçaklarda kullanılan iki teknolojinin bileşimidirler. Teknolojilerden biri, geceleri kullanılan pilot gözlükleridir; bunlar başlığa monte edilmişlerdir. Söz konusu gözlükler, karanlıkta belli bir görüş alanı dışında kalan zayıf ışıklara ve kızıiötesi ışınlara karşı duyarlıdırlar. Alkole tutkunluğu önleyenmadde merikalı bir biyoloğa göre, farelerin alkole karşı duydukları aşırı isteği yok eden bir protein türü ınsanlarda alkolizmi önleyici bir ilaca dönüştürülebılir. Adrenocorticotrophlc hormonunun (ACTH) bir parçası olan bu protein, farelerin alkol alma isteğini önlerken herhangi bir yan etki yaratmıyor. Indiana'daki Purdue Üniversitesi'nden farmakolog Roger Malckel uzun yıllar ACTH ıle çalıştı. Kısa bir süre önce yaptığı bir araştırmada Maickel, sakarinle tatlandırılmış suyun içine %10 oranında alkol ilave ederek bu karışımı farelere içirdi. Sakarin, farelerin hoşlanmadığı alkolün tadını gizlemeye yarıyordu. Deney sonunda farelerin bu karışımı içme yöntemlerinin insanların içki içme alışkanlıklarıyla büyük benzerlikler taşıdığı görüldü. Maickel şunları belirtiyor: "Fareler dört gruba ayrılabilir: Hiç içki içmeyenler, arasıra içenler, hiç ıçmediği halde alkole başladıktan sonra dozunu yükseltip bellı bir nokada duranlar ve 'doğuştan ayyaş' olanlar." Daha sonra fareler kafeslere kapatılarak onların strese girmeleri sağlandı. Dört günlük bir stres dönemi sonunda tüm fa A Karikatürcüler Muzesı'nde çocuklar sabun köpüğünden balon üflüyor Sabun köpüğünün başına gelenler Danimarkalı bilimciler, sabun köpüğünü üzerindeki tüm yeryüzü renkleriyle dondurmak istediler... .. abun köpüğünün baloncuklarının büyüleyici görüntüsü, incecik şeffaf bir yüzeyde tüm yeryüzü renklerini yansıtması, insanda bu görüntüyü sonsuzlaştırma isteği uyandırıyor. Danimarka'nın başkenti Kopenhag'daki H.C. Orsted Enstitüsü'ndeki araştırmacılar işte bu isteği gerçekleştirmek için sabun köpüğünü dondurmaya çalıştılar, ama bu hiç de kolay olmadı. Sabun köpüğü belirli bir büyüklüğe kadar üflenip donduruEn son görüntü cihazlan: Gece takılan pilot lunca birden çöküp geriye çanak şeklingözükleri. de incecik bir buz parçası kalıyordu. Bunun nedeni, baloncuk dondurulurken içinBaş görüntü cihazı olarak adlandırılan deki havanın hızla soğuyarak moleküllediğer teknoloji ise bilgileri pilot kabinindeki rinin birbirine yaklaşmasıydı. Böylece bacamın iç tarafına yansıtarak pilotun başılonun içindeki hava basıncı, dışındaki banı çevirmesine gerek kalmadan bunları sınçtan daha düşük oluyor ve baloncuk okumasını sağlamaktadır çöküyordu. Bu teknolojiler gelecekte birleştirilebilir. Böylece dış kamerayla kaydedilen görünBunun üstesinden gelmek için çeşitli tüler, anında pilotun görme cihazında bekontrol deneyleri yapıldı. Değişik yoğunlirebilir. Normal bir pilot kabininde, saçaklukta sabun kullanıldı, dondurma ısısı ve lar nedeniyle pilot sağını ve solunu net göhızı değiştirildi, değişik büyüklükte balonremez oysa penceresiz kabinler bu engecuklar denendi, ama bütün denemeler soli ortadan kaldırarak net bir görüş alanı nucu geriye incecik bir buz çanağı kalıyorsağlar. Gerekli bilgiler doğrudan başlığa du. monte edilmiş görüntü cihazına yansır. Sonunda bulunan çare>, incecik bir boBaşlıktaki çift ekran üç boyutlu bir göru aracıhğıyla içteki ve dıştaki havanın barüntü oluşumuna yol açar. Çift prizmalı gösıncının dengelenmeye çalışılmasıydı. Borüntü, uzaktaki nesnelerin yakın plandarunun öbür ucu bir hava kompartmanına ki nesnelerden ayırt edilmesine olanak vebağlanıyordu. Köpük bir boru aracıhğıyla rir. (a.h. New Sci. 1736) S üflendikten sonra soğutulurken, hava bölmesinden baloncuğa hava geçiyor ve böylece iç ve dış basınçlar sabit tutuluyordu. Varılan bir diğer sonuç da, köpüğün çapının 4 cm'den fazla olmaması gerektiğiydi. Daha büyük baloncuklar boru nedeniyle kırılıyorlardı. Ancak bu deneylerin hiçbiri, sabun köpüğünün güzelliğini sonsuzlaştırmaya yetmedı. Dondurulan baloncuk gri bir renk alıyor ve artık gökkuşağını yansıtmıyordu. Sabun köpüğünün kalınlığı 0.0003 mm (görünen ışığın dalga boyunun yarısı) olduğu için, ışık, baloncuğun zarının iç yüzeyinden yansıyıp geri döndüğünde ışık tayfını, gökkuşağı renklerini oluşturur. Dondurulan sabun köpüğünün kalınlığı ise ışığın dalga boyunun yarısı değil ve bu nedenle gökkuşağı görüntüsü vermiyor. Gökkuşağının kayan ronklerini yalnızca taze yapılmış köpüklerde görmek mümkün. Aradan bir süre geçince köpüğün yapısındaki su, buharlaşarak zar inceliyor ve ışığı yansıtamaz oluyor. Bu da sabun köpüğünün ne zaman patlayacağı konusunda meraklıları için küçük bir ipucu. Sabun köpüğünü dondurmak isteyebilecek olanlara altın kuralı hatırlatmak gerekiyor: Yeni yapılmış ve 4 cm'den küçük baloncukları kullanın ve baloncuğun içindeki havanın basıncını sabit tutmaya çalışın. (z.t.) relerin hatta içki içmeyenlerin bile düzenli olarak içki içtikleri görüldü. Araştırmacılar bu durumun ACTH'den kaynaklandığını belirtiyorlar. Normal olarak hipofiz bezi az oranda ACTH salgılayarak hücre zarının bütünlüğünü ve diğer bazı işlevleri düzenleyecek bir dızi bileşim üreten adrenal korteksini harekete geçirir. Maickel daha sonra hormonun hangi bölümünün buna yol açtığını bulmaya çalıştı. ACTH'nin çeşitli kısımlarına testler uygulandı ve 4'e 10 oranındaki amino asidln etkili olduğunu gözlemledi. Maickel 4'e 10 oranındaki amino asidi farelere aşılamadığında proteinin hayvanlardaki alkol Isteglnl bastırdığnı fark etti. Alkol alan farelere 4'e 10 oranında bu protein türünden verildiğinde hayvanlar içki içmekten vazgeçiyorlar. Alkolizme karşı ilaç üretilebilmesi için Maickel, bundan sonraki çalışmalarmı sindirim sonucu bozulan hormonu idare edecek yeni bir yöntem bulmaya yönelteceğini söylüyor. (a.h. New Sc. 1736)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle