22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ÇEVRE KİRLİLİĞI 'Kirleten öder' ilkesi niçin uygulanmıyor? Kentlerimizin havasını büyük ölçüde egzoz gazları kirletiyor... Oto sanayii, Batı'daki önlemleri almalı ve çevre dostu araba üretmeli Erdoğan Erkan U lkemizde de bugün pek çok kentimizdeki hava kirtiliğinin, alındığı açıklanan önlemlere karşın gün be gün artarak sağlığımızı, hatta hayatımızı tehdit edici boyutlara ulaşmasının ve özellikle de mevsimlere bağımlı olmayan bir 8üreklilik göstermesinin temel nedeninin, motorlu taşıtların egzoz gazları olduğu yapılan araştırmalar ve ölçümlerle kanıtlanmıştır. Nitekim, ikjililer ve yetkililerce Ankara, istanbul ve izmir'de yapılan araştırmalar sonucu, egzoz kaynaklı hava kirliliğinin, toplam kirlilikteki payının, bugünden % 70'leri aştığı ve böylece sanılanın tam aksine, ısınma (soba ve kalorifer) kaynaklı hava kirliliğinin en az 3 katı bir kirliliğe neden olduğu saptanmış bulunmaktadır. Önlemler: Kentlerdeki egzoz kaynaklı hava kirliliğinin, toplum sağlık ve yaşamı için ne denli riskli olduğunun anlaşıldığı 1950'lerden itibaren, bu emisyonları kaynağında azaltmaya yönelik çeşitli önlemlerin alınmaya başlandı, sorunun giderek daha tehlikeli boyutlara ulaştığının saptandığı 1960 ve 1970'lerde ise yetkili makamlarca öngörülen egzoz emisyon standartlarına uygun teknolojilerin araştırılıp bulunması ve uygulanması sorumluluğu doğrudan otomotiv sanayiine bırakıldı, günümüz uygar ve demokratik ülkelerindeki otomotiv sanayii Oretiminin, artık tümüyle çevre dostu srfatı ile tanımlanan katallzörtü taşıtlardan oluştu. Ayrıca, zehirli egzoz gazlarının mümkün olabilecek en kısa sürede en aza indirilebilmesini sağlamak üzere trafikteki katalizörsüz eski taşıtların da çeşitli teşvik tedbirleri ile katalizör takmaya özendirildiklerini görmekteyiz. Bu arada toplum sağlığının korunmasına yönelik katalizör teknolojisinin uygulama maliyetinin, (2 veya 3 yollu katalizör ve açık veya kapalı sistem seçimine göre) bugün taşıt maliyetinin sadece % 23'ü kadar olduğunu belirtmenin de faydalı, hatta gerekli olacağı Kanısındayız. Sorunun çözümüne yönelik teknolojik olanaklar çerçevesinde değineceğimiz bir diğer teknoloji de, ucuzluğu ve verimliliği açısından da önemli bir uygulama olarak LPG (Sıvı Petrol Gazı) veya CNGLNG (Doğalgaz) EK YAKIT DONANIMLI taşıtlardır. Bu uygulamanın, egzoz kirliliğini önemli ölçülerde azaltması yanında, motorlu taşıtların bakımonarım ve işletme masraflarını da azalttığı bilimsel araştırma ve ölçümlerle saptanmıştır. 16 Trafikteki taşıtların emisyonları ise tüm ülkelerde, trafik fenni muayene sistem ve teknolojilerindeki gelişmelerle ve bu amaçla saptanmış emisyon standartlarına uygun olarak kontrol ve denetim altında bulundurulmaktadır. Böylesi bir kontrol ve denetimin, sadece hava kirliliğinin değil trafik kazaları ve yakıt sarfiyatının azaltılmasında da önemli katkıları olmaktadır. Trafik fenni muayenelerinin, beklenen hizmet çerçevesinde ve kompütürize edilmiş bir çağdaş teknoloji ile uygulandığı ülkelerde yapılan değerlendirmeler, FAYDA/MALİYET ilişkisindeki oranın 2.02'ye kadar yükselebildiğini göstermektedir. Zorunlu otomotiv emisyon kontrolünü ilk başlatan ABD'de yapılan bir araştırmada, 19751985 yılları arasında, taşıt sayısında % 24, bu taşıtlarla yapılan kilometrede % 39 bir artış olmasına karşın benzin kullanımında % 7'lik bir azalma yanında hava kirliliğinde de %50'nin üzerinde bir azalmanın sağlanabildiği görülmüştür. Bir diğer araştırmada da hava kirliliği ile ilgilı bu önlemlerin, ekonomiye katkısının yılda 900 milyon doları geçtiği saptanmıştır. Tüm bu uygulamaların sonuçlarıyla ortaya koyduğu en önemli gerçek ise, uygar ülkelerde insan sağlık ve yaşamına verilen önem ve değer nedeniyle alınan önlemlerin de alınmış olmak için değil saptanan amacın sağlanabilmesi için alınmakta olduğu gerçeğidir. 1960 ve 70'lerde egzoz emisyon standartlanna uygun tBknolojilerin aranması ve uygulanması sorumiuluğu otomotiv sanayiine bırakıldı. VB bu sanayinin üretimi "çevre dostu" olarak nitelendirilen katalizörlü taşıtları yarattı. ğunda, motorlu taşıtlardan kaynaklanan kirtiliğin çok son sıralarda, belki 15'inci sırada yer alabileceğini.." savunan ve bugün hemen tüm ülkelerın otomotiv sanayilerinde yaygın bir şekilde uygulanan otomotiv emisyon kontrol teknolojilerini ise, "Fakir ülkemiz için lüzumsuz bir israf ve fantezi." olarak değerlendiren otomotiv sanayiimizin sayın ilgili ve yetkililerinin, bu olumsuz tutum ve davranışlarını değiştirmeleri, 2 Bugünkü otomotiv sanayiimizin, başta kalite sorunları olmak üzere yetersizliğini gerekçe göstererek günümüz gereksinimlerine cevap verecek modem teknolojide taşıt üretimi için yatırım yaptıklarını açıklayan yeni üreticilerimızin, bu gerekçelerini ve savunmalarını unutmadan, ulkemizde de öncelikle orjinallerine uygun ÇEVRE DOSTU taşıtları üretmeleri, 3 Sorunun önem ve ciddiyeti ile çözümüne yönelik bilimsel gerçeklere, (Kirlenmenin ancak gözle görülebilir şekil ve boyutlarda bulunması halinde alınan günü kurtarmaya yönelik önlemleri, manşetten vermiş olmak ile bir iki yazarın ilgisi ve bilgisi dışında.) genelde duyasız kalmayı tercih eden, tüm basınımızın insan sağlık ve yaşamına ilişkin bu soruna da en az kaplumbağaların yaşamına gösterilen duyarlılık ve titizlikle yaklaşmaları, 4 Yetkili makamların ise devletin ilgili kurum ve kuruluşlarının, soruna ve çözümüne ilişkin olarak hazırladığı raporlara, aldığı kararlara uygun tüm önlemleri, daha fazla geciktirmeden ve de hedef saptırmadanuygulayacak bir inisiyatif gosterebilmeleri, gerektiğini özellikle vurgulamak isterlz.. Ulkemizde önlemleri geciktiren nedenler Büyük kentlerinin havası, görülmemiş boyutlarda kirlenmiş, ulkemizde, alınması gerekli ve mümkun tüm önlemlerin, belirli bir kesimin her dönem için geçerli politik ve ekonomik çıkar hesapları ve etkinlikleri sonucu, maalesef sürekli ertelendiğini görmekteyiz. Nitekim; toplam kirlilikteki payı, bugün sadece % 23 olan ve hiçbir önlem ahnmasa da, her yıl bu pay oranının daha azaldığı ve azalacağı bilinen ISINMA (baca) kaynaklı hava kirleticiler için, sonuçları fayda/maliyet açısından da tartışmalı çeşitli önlemler gündeme getirilir ve devlet bütçesinden şu veya bu şekilde milyarlar harcanırken, halen ısınma kirliliğinin 3 katına ulaştığı (% 77) saptanan ve her geçen yıl daha da büyük oranlarda artan ULAŞIM (oto) kaynaklı hava kirleticiler için bugüne dek hiçbir kalıcı ve kesin önlemin (ilgili yasası, yönetmeliği ve standardı da biılunmasına karşın..), uygu lamaya alınmamış olmasının izahını yapabilmek, herhalde mümkün değildir.. Diğer taraftan, devletin motorlu taşıtların gerek alımında ve gerekse kullanımında uyguladığı "egzoz verglslnln" dayandığı gerekçe, eğer "egzoz kirliliğinin önem ve Ciddiyeti.." ise bu kirliliği azaltacak gerekli önlemleri geciktirmesini anlamak ve kabullenmek de mümkün değildir. Ve elbette, Ankara'daki hava kirliliğinin nedenleri ve gerekli önlemler, çeyrek asır öncesinden devletin ilgili kurum ve kuruluşlarınca hazırlanmış raporlar, alınmış kararlar ile ortada iken, bugün (6 Ekim 1990, sayı 20657 Resmi Gazete) "Ankara llindeki Hava Kirliliğinin Nedenlerini ve Bu Konuda Alınacak Tedbirleri Tespit Etmek Amacıyla Kurulan" Meclis Araştırma Komisyonu'na seçilen sayın üyelerin, ne gibi sonuçlara ulaşacaklarını da merak etmemek elde değil. işte bu açık ve seçik gerçekler muvacehesinde, sorunun kesin ve kalıcı çözümü için: 1 Bilimsel araştırma ve ölçümlerle saptanmış tüm gerçekleri yıllardır gözardı ederek, "Ankara, İstanbul, izmir veya Bursa'da, linyit dumanı ortada iken, bu kentlerdeki otomotiv emisyon ölçümlerinin, sorunu saptırmak olduğunu.." "Hava kirietici faktörier sıraya konuldu Sonuç olarak: Biz başta hava kirliliği olmak üzere önemli çevre kiriiliklerindeki çözümsüzlüklerin, temelde teknolojik veya ekonomik sorun veya olanaksızlıklardan kaynaklandığı görüşünde değiliz. Beklenen çözümlerin yıllardır düğumlenip kalmasının, öncelikle Çevre Yasamızda yer alan "Kirleten öder" ilkesinin uygulamaya geçirilememesinden kaynaklandığı kuşkusuz. Yasal hükme bağlanmış bu temel ilkeyi, tüm laraflar için her ne pahasına olursa olsun uygulamaya geçiremediğimiz sürece, sorunlarla ilgili bilimsel toplantıların, hatta yetkililerce alınan kararların, hazırlanan raporların, çıkarılan yasaların, yönetmeliklerin ve de kirliliği sınıriayan standartlann, sağlıklı ve güvenli bir yaşam hakkının sağlanabilmesine yeterli olmadığı ve olmayacağı edinilen tecrübelerle ortadadır. Gerek bu temel gerçek ve gerekse kentlerimizdeki yoğun egzoz kirliliği için bugün alınacak ve titizlikle izlenecek önlemlerin, ancak 1520 yıl sonra beklenen olumlu sonucu sağlayabileceği gerçeği dikkate alınırsa söz konusu önlemleri, toplum sağlık ve yaşamı pahasına sürekli geciktiren, bilinçsiz veya önyargılı tutum ve davranışları, nereden ve nasıl kaynaklanırsa kaynaklansın anlamak, tasvip etmek, herhalde oJanaksızdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle