Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
NESLİ TÜKENEN HAYVANLAR Akdeniz fokunu kurtaracak (2) Şularımızda yaşayan Akdeniz fokunun tek düşmanı insandır. Cem Orkun Kıraç ODTÜ Sualtı Topluluğu Akdaniz Foku Araştırma Grubu kdeniz keşlş fokunun ülkemizdeki geçmiş dağılımını araştırdığımızda, bu türün Slnop ve Mersin'in doğusunda kalan kıyılar hariç, istisnasız tüm Anadolu sahilleri ve adalarımızda yaşadığı gerçeği ortaya çıkıyor. Öyle ki istanbul Boğazı'nda vapurlarla birlikte yüzer, sabahın erken saatlerinde balıkçılara arkadaşhk ederlermiş. Hafızasını zorlayan istanbullular sulardaki sevimli, siyah ve bıyıklı kafaları hatırlayacaklardır. Durum böyleyken, bırakın istanbul Boğazı veya Marmara Denizi'ni, artık her gün denize açılan balıkçılar bile tek tük rastlamaktadır bu canlılara. O da yaklaşılması çok zov sarp ve ıssız kayalıklarda. Türkiye'de Akdeniz fokunun ilk kavıtlara geçmesi 1914 yılına rastlar. Dönemin Istanbul Balıkhane Müdürii D«v«cjyan "Balık ve Balıkçılık" adlı kitabında, Türkiye kıyılarında "fok" yaşadığını belirtmiş ve bu hayvanın karada doğuran, kıyılarda güneşlenen ve geceleri beslenen bir memeli olduğunu vurgulamıştır. A sı. Buna karşılık F.B*rk*s'e göre 1978 yılı Akdeniz foku popülasyonu 150300 arası. Neden azalıyorlar? Akdeniz foku popülasyonunda, Türkiye sahillerinde son 20 yıldır çok önemli bir düşüşün olduğu açıkça gözlenmektedir. ODTÜSAT (Sualtı Topluluğu) Akdeniz Foku Araatırma Grubu'nun 1988 ve 1989 senelerinde yapmış olduğu araştırmalar sonucunda, Kd. Ereğli'de 2 senedir, Sinop sahillennde 45 senedir fok görülmediği ortaya çıkmıştır. Bunun gibi yapmış olduğumuz pek çok araştırmalar sonucunda, son 10 senedir bazı kıyılarımızda Akdeniz foku yok olmuş, diğer kıyılarımızda da senede ancak birkaç kere görülür hale gelmiştır. Bu azalmanın sonucunda dünya, Ege adaları ve Türkiye kıyılarının barındırdığı en önemli Akdeniz foku popülasyonunu kaybedebilir. Anlaşılacağı gibi, Türkiye sahilleri ve Doğu Ege adaları Akdeniz fokları için hayati önem taşımaktadır. Akdeniz fokunun bu ani azalışına geçmeden önce, tüm dünyadaki diğer fok türlerinin düşmanlarına, onları tüketen canlılara kısaca bir göz atalım. Diğer fok türlerinin düşmanları Patagonya'da denız canlılarını kıyıya gelerek yiyen katll ballnalar, fok yavrularını yiyen köpakbalıklan, leopar toklan ve morslardır Ayrıca Arktik'te fok yiyerek yaşayan kutup ayılannı ve başka fok türlerinin yavrularını yiyen halkalı, harp ve balonlu fokları, Güney Afrika'da ise çakalları sayabiliriz fokun düşmanları arasında. Pekl aulanmızda yaşayan Akdeniz fokunun düamam nedlr? Tek düşmanı insandır Akdeniz fokunun. Ne balinalar vardır Akdeniz'de bu foku yiyecek, ne kutup ayıları ne Karadeniz'de canlı fok yakalayan bir balıkçıyla soyleşı: Foklar hayvanat bahçeleri ve fuarlardan gelen siparişe göre yakalanırmış. Balıkçı bu işi en son 1973 yılında yaptığını söylüyor. Bugün neredeler? Günümüzde ise çok büyük bir çoğunluğu ÇanakkaleFethiye arası Ege Denizi'nde olmak koşuluyla, Karadeniz'de AkçakocaSinop sahil şeridi, Marmara Denizi ve Akdeniz'de KaşMersin sahil şeridinde çok dağınık olmak kaydıyla dağılım gostermektedirler. Akdeniz fokunun Türkiye popülasyonu için kesin bir rakam vermek mümkün olmamakla birlikte, çok kaba da olsa bu konuda birtakım sonuçların elde edildiği çalışmalar mevcuttur. J. Boulva'ya göre 1976 yılında Akdeniz foku Türkiye popülasyonu 5060 ara Dilek Yanmadası Milli Parkı araştırması. Topluluk üyelen dalmak üzere Dip Burun 'a vanyor. de çakallarl Hepsinden kötüsü insan var karşısında bu türün. insan deyince işin içine her türlü insan faaliyetleri giriyor. Turizm, kentleşme, sanayileşme, bunların neden olduğu kirlilik, yunus avcılığı, deniz taşımacılığı ve en önemlisi balıkçılık. Bu etkenler arasında fokbalıkçı ilişkisinin çok ayrı bir yeri vardır ve sorunun çok büyük bir kısmını oluşturmaktadır. Ekolojik olarak, denizlerde süregelen besin zincirinin en son halkalarından bıri fok, diğeri ise insan, yani geçiminı balıktan sağlayan profesyonel balıkçılardır. Bu durumda denızlerin nimeti olan balıklara hem foklar hem de balıkçılar taliptir. Her ıkisi de aynı avın peşinde olunca, ister istemez bir rekabet söz konusu oluyor. Balıkçılar ağlarından balık çaldıkları ve ağlarına zarar verdikleri gerekçesiyle fokları denizlerde tüfekleriyle öldürüyorlar. Bu en büyük neden olmakla beraber, yağı için de öldürülüyordu Akdeniz foku. 1980'e kadar serbest olan yunus avcılığı sırasında balıkçılar rastgelirse bir sıkı da foka atarlarmış. Neyse ki yunus avcılığı artık yasak olduğundan, fokların bu yolla öldürülmeleri 1980'den bu yana karşılaşılan bir olay değil. Belki başka bir Akdeniz ülkesinde görülmemiş bir azalma nedeni ise Akdeniz fokunun kıyılarımızda canlı yakalanması. Karadeniz'de 19541973 yılları arasında bu işi yaparak geçinen üç ayrı balıkçı ile yaptığımız görüşmelerden, fokların mağaralarda canlı yakalanarak, Ankara ve Gülhane hayvanat bahcetori II* bazı fuartanı satjldıgını öğrendik. Bunların yanı sıra Akdeniz foklannın büyük balıkçı ağlarına takılarak boğulduklarına dair kayıtlar elde ettik. Fakat böyle ölümler önemli bir yüzde oluşturmamaktadır. hafaza etmek için yeni dalış alanları bulmuşlardır Bunlardan bir tanesi son yıllarda moda olan "fok mağaralanna dalı»"lardır Doğal olarak foklar, artık kimsenin gelemez sandıkları en uzak mağaralarda bıle insanları görünce mağarasını terk edip gıtmektedir Bunu yaparken belki yavrusunu düşürüyor, belki uygun olmayan başka bir mağarada yavrusunu doğuruyor ve yavru ölüyor. Ya da mağarayla birlikte yavrusunu da terk ediyor. Ancak iki senede bir yavru yapan bir tür olduğundan bir tek yavrunun ne denli önemli olduğunu göz önünde bulundurarak dalış turizminin mağaralar ziyaret edildiği takdirde, ne derece zararlı olduğu açıkça görülmektedir. Azalmaya önemli etkenlerden bir diğeri kirlilik olarak bilınmektedir. Bilimsel çalışmaların eksikliğinden dolayı kirliliğin Akdeniz fokunu nasıl etkilediğini tam olarak bilmemekle birlikte etkısi tartışmasız kabul edilmektedir. Ayrıca deniz trafiğinin aşırı derecede artmış olması, bu türün rahatını bozup kıyılarımızdan uzaklaşmasına neden olmaktadır. ! Yurdumuzdaki çalışmalar Ülkemızde bilimsel açıdan araştırma yaparak bunları yayımlayan başlıca bılim adamımız Prof B. Muraaloğlu'dur. Mursaloğlu'nun ilk çalışması, Türkiye sahillennde yaşayan fok türünün Monachus monachu» olduğunu bilimsel olarak göstermesidir. 1964 senesinde yayımlanan bu çalışmada Mursaloğlu, Türkiye'nin 3 denizinden yakalanan 5 fok bireyini ayrı ayrı inceleyerek bunları tür düzeyinde incelemiş ve hepsinin ortak özelliklerinden söz etmiştir. Mursaloğlu daha sonra 1980'den itibaren günümüze kadar süren sürekli bir arazi çalışmasına girişmiş ve 6 fokun bulunduğu bir mağara tespit ederek fokları ürkütmeden ve yavrunun kendisine aiışmasına izin vermeden uzun ve istikrarlı bir çalışma yürütmüştür. Bu çalışmasıyla Mursaloğlu 2. Uluslararası Akdeniz Foku Konferansı'nda, biyolojik araştırma yapan tek bilim adamı unvanını alarak büyük takdir toplamıstır. Gerçekten yavru Dalma turizmi Balıkçılar ve yunus avcriarının katliamlarından sonra, Akdeniz fokunun en çok etkilendiği olumsuz faktör turizm baskısıdır. Son yıllarda çok büyük bir hızla yayılan dalıs turizmi, özellikle yabancı turistler tarafından tercih edilmektedir. Turizmciler de dalış turizmini daha cazip hale getirerek bu kesimi mu