Katalog

CİLT K A N S E R İ Cilt kanseri, kırışıklıklar Baştarafı 7. sayfada Bazı insanlar güneş ışığına karşı alerjik reaksiyonlar gösterirler. Bu reaksiyonlar çok kısa bir müddet güneşte kalınca dahi meydana gelebilir. Bu tip kişilerde güneşe maruz kalan yerlerde kızarıkhk, şişme ve ürtiker görülür. Kişinin güneşe olan duyarlılığı doğuştan olabildiği gibi sonradan da kazanılabilir. Güneşe karşı duyarlılığın artmasında dahilen alınan bazı ilaçların önemli rolü bulunmaktadır. Bu konuda başta sülfamid, tetrasiklin türü antibiyotikler olmak üzere aspirin, tenasetin gibi ateş düşürücüler, uyuşturucular, sinir ilaçları, doğum kontrol hapları ve alkol alımı da sayılabilir. Güneş ışınlarına karşı duyarlılık artışı dışardan bazı ilaç ve kozmetiklerln sürülmesiyle de gerçekleşebilir. Bunlardan en iyi bilineni "kolonya dermatitl"dir. Gerçekten kolonya, içerisinde bulunan "bergamot esansı" ile deriyi önce kızartır ve sonra esmerkahverengine boyar. Dikkati çeken husus şudur: Bu uzun süre kalacak olan renklenme yalnızca parfümün cilde dokunduğu yerlerde görülmektedir. örneğin incir reçeli hazırlamak için ellerine Inclr sütü değer bazı hanımların, güneşe maruz kalmaları sonucu önce kabarcıklı, sulantılı bir egzama hali meydana gelir. Sonra da bunların yerlerinde esmer leke halinde, uzun süre ısrareden çirkin görünümler kalır. Kısaca ifade etmek gerekirse, güneşe çıkıldığında hiç ilaç almayın, bilinçsizce vücudunuza hiçbir şey sürmeyin. şıklıklara neden olmaktadır. Cildin yaşlanmasına karşın yapılabilecek şeylerin başında güneşten korunma gelir. Çünkü bozulan cildi düzeltmek çok zordur. Cilt kanserleri Çocuklar için tehlike daha büyük Sağlık ve ozon tabakası konulu konferansta, hava raporlarında ultraviyole oranlarının her gün bildirilmesi istendi. ayıs ayında Avustralya'da yapılan sağlık ve ozon tabakasının Incelmeslyle ilgilı uluslararası bir konferansa katılan konuşmacılar, güneş ışınlarındaki ultraviole oranını bildiren günlük hava durumu haberlerinin güneşlenen insanları uyararak, deri kanseri riskini azaltabileceklerini belirttiler. Güneşteki ultraviole (UV) ışınları deri kanserine ve katarakt gibi bazı göz hastalıklarına neden oluyor. Sydney Melanoma Birliği'nden VVıllıam McCarthy, ultraviole ile ilgili haberlerın ınsanları daha bilinçli davranmaya yöneltebileceğini söyledi. Ancak Victoria AntiKanser Kuruluşu'ndan Robin Marks, bu düşüncenin insanlara "az UV'li günler" gibi yanıltıcı bir güvenlik duygusu vererek tehlikeli olacağını belirtti. Marks'a göre yalnızca UV ışınlarının yoğun olduğu günlerde değil, her zaman önlem alınmalı. Konferansta, dünya üzerindeki UV ışınlarını kontrol eden günümüz yöntemlerinin yetersiz olduğu belirtildi. Yeni Zelanda Meteoroloji Servisi'nden Reid Basher, basit ve kaliteli aygıt yetersizliğinin bu duruma yol açtığını söyledi. Konferansta, dünya üzerindeki UV ışınlarını denetleyen bir şebeke ağının kurulması ıçın çağrıda bulunuldu. Bilim adamları, ozon tabakasındaki yüzde 1'lik bir azalmaya karşılık ultraviole oranı,,da yüzde 2'lik bir artış bekliyorlar. Bu du Yüz kırışıklıkları ve erken yaşlanma Ünlü güzellik uzmanı Elizabath Arden'in "Kırışıksız bir yüz, kellmesiz bir kltaba benzer" demesine rağmen hanımlar hep çizgilerden uzak bir çehre hayal ederler. İnsan vücudunda yüz cildi en hassas bölge olarak tanımlanır. Ayrıca göz kenarları en erken kırışan bölgeler olarak bilinir. Gerçekten de "kaz ayağı" tarzı kırışıklar ilk önce göz kenarlarından başlamaktadır. Ayrıca, alın, dudak kenarları, boyun ve eller de kırışıklık ve yaşlanmada tehlikeli bölgeler olarak dikkati çekmektedir. Kışın rüzgâr, soğuk ve yağışlı havalar özellikle hassas olan ciltte önemli derecede tahribat yapar. Yazın ise dikkat edilmesi gereken en önemli unsur güneştir. Güneş sadece ciltte kuruma ve kepeklenme yapmayıp aynı zamanda clldin elastlkiyetini kaybettlrlr, derlyl kalınlaştırır veya inceltlr. Yüzeysel olarak gözlenen bu değişikliklerden başka esas değişiklikler derinlerde ve mikroskobik seviyededir. Derinin destek dokusu dediğimiz derialtı bağdokusu da güneşten derinden etkilenir. Kollajen doku olarak da isimlendirilen bu tabakada bulunan ve derinin kauçuğu adını alan "elastlk llfler" tahrip olarak kırı Yoğun güneş altında kalmanın ve uzun süre etkilenmenin cilt kanseri oluşumunda etkill olduğu kesinleşmiş durumdadır. Ancak hangi doza ulaşıldıktan sonra güneşin ultraviyole ışınları cildi yıpratmaya başlıyor ve kansorejen etki ne zaman ortaya çıkıyor? işte bu noktada güneşin biriken etkisinden söz etmek gerekir. Yani her yaz sonu güneşten yanmış, bronzlaşmış bir tenin açılmasıyla cilt kanseri tehlikesi sıfıra inmiş sayılmıyor, aksine her yıl artmış oluyor. O halde ' 'güneşe ilk çıkıştan itibaren saat işlemeye başlıyor." Güneş ışınlarının açık teniılerı daha çok etkilediği de bilinmektedir. Gerçekten saçın, tenin rengini veren melanin isımli özel boya maddesi esmerlerde daha yaygın olarak bulunduğundan güneşe daha dayanıklı oluyorlar Örneğin zencl ırkında cilt kanserine hemen hlç rastlanmamaktadır. Yaş faktörünün de şüphesiz cilt kanseri oluşumunda önemli rolü bulunmaktadır. Genellikle "Bazosellüler" ve "Spinosellüler" adı verilen iki tür cilt kanseri 60 yaşlarından itibaren görülmektedir. Belçikalı clld uzmanı Prof.Dr.G.Pierard, "Herkes 120 yıl yaşasaydı, genellikle cild kanserine yakalanarak ölürdü" demektedir. Cilt kanserlerinden korunmada en temel önlem, cildi güneş ışınlarının fazla yıpratmasına engel olmaktır. Bununla birlikte yeterince önceden tespit edilebilen kanserler tedavi edilebilmektedir. D Derlâyen: Anahid Hazaryan M rumda Avustralya'da özellikle çok tehlikeli bir kanser türü olan melanomaya yakalananların sayısı 5000, ölenlerın sayısı ise 60 dolayında artacak. Avustralya'nın Antarktika ozon deliğine en yakın bölgesi Tasmania'da, melanoma hastalığında son on yıl içinde iki kat artış görüldü. Victoria'da ise aynı hastalık 1982'den beri her yıl yüzde S.5 oranında arttı. Güney Avustralya'da ve Ûueensland'de 1982 ve 1987 yılları arasında melanomada görülen artış yüzde 40 dolayında. ABD'de ise bu yıl en son belirlemelere göre melanoma hastaları sayısına 27 bin kişi daha eklenecek ve bu da 60 ölüm olayına yol açacak. Bazı insanların genetik bakımdan melanomaya yakalanma olasılıkları daha fazla. Sydney'de en son araştırmalarıyla ilgili açıklamalarda bulunan McCarthy, kromozon 1 'e ait kısa kolun, genin kusurlu yapısının başlıca nedenl olabileceğini öne sürdü. Genetik anormallik, önleyici geni harekete ğeçirerek, kanserojen unsurun (bu durumda UV ışını) belirti göstermeyen onkojenı dürtmesine yol açıyor. En çok rlsk altında bulunan kesim ise 10 yaşın altındaki çocuklar. Bağışıklık konusunda uzman Janlce Longstreth, çocukluk döneminde uzun süre güneş altında kalmanın daha sonraki yıllarda deri kanserine yol açabileceğini belirtti. Çocuklarda DNA'nın bozulması deri üzerinde gözlemlenebiliyor. Yoğun UV ışınları kanser için uygun bir ortam hazırlıyor. Uzmanlar, Avustralya'da okulların öğrencilerini öğle tatilinde günün en sıcak saatleridışarıya göndermemeleri gerektiğini, bu durumun kanser salgınına yol açabileceğini söylediler. Oyun alanlarında ağaçlar gibi daha çok gölgelik yerler olmalı ve çocuklar başta şapka olmak üzere koruyucu gıysıler giymeli. Victoria ve diğer bazı eyaletlerde başlatılan kampanyalarla halk ağaç dikmeye teşvik edildi. Konferansta, koruyucu yağların insanları güneş yanıklarından koruyabileceği, ancak bunların kanseri önlemek için yeterli olmadıkları belirtildi. Kavrulmadan bronzlaşma, kanser riskini azaltmakla beraber tamamen ortadan kaldırmıyor. Victoria'da yapılan araştırmalarda, Avustralya'da melanoma dışındaki deri kanseri türlerine yakalananların sayısı, kavrulmadan bronzlaşanlarda 100 binde 616. Bu oran, bronzlaşmaktan çok kavrulan insanların kanser riskiyle karşılaştırıldığında yaklaşık üçte biri kadar. Sydney Melanoma Birliği'nden Jason Rivers'a göre, gelecekte retinoik asit gibi kimyasal maddelerin kullanımı güneşin yol açtığı zararları giderebilecek. Koruyucu üretiminde kullanılan ve deriye pigmen (dokulara renk veren madde) ekleyen bir katkı maddesi niteliğindeki melanin, zararlı ışınların geçmesini önleyebiliyor. Aynalı bronzlaşma Bronzlaşma hastalığına tutulanlar İçin geliştırilen "aynalı boyun bronzlaştırıcı"nın da oldukça alıcısı var. Böylece, kuzey ülkelerlnde az güneş ışınlanyla daha fazla "yanmak", hatta çene altlarını ve kulak arkalarını bile bronzlaştırmak mümkün oluyor.