17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TEKNOLOJİ selen sıcak maddeler yüzeye yaklaşıp yatay olarak dolaşıma devam eder. Bu yatay akışın üst 50 km'lik kısmı soğuyarak sert tabakaları oluşturur. Dolaşımın aşağıya doğru inen soğuk kolu, tabakaların birleştıği yerde bulunur Burada bir tabaka çekılerek diğer tabakanın altına doğru eğılır ve 'Mantle'ın içine çöker. (Subduction) VVadatiBenioff bölgesinde yer alan derın depremler, çevresindeki sıcak tabakadan yüzlerce derece daha soğuk olan kayalarda olur. Bu kayalar daha yumuşak yapılarından dolayı elastik enerji depolamaya daha uygundurlar. Ancak derin depremlerin dağılımını etkileyen farklı faktörler de olsa gerek. örneğin deprem odakları VVadatiBenıoff çizgilehnde düzgün aralıklarla dağılmamışlardır. Deprem frekansındakı değışiklıkler artan basınçla daha yoğun kıvama gelen krıstal yapılı "mantle" kayalarının derinliğiyle ilıntili görünmektedır. Bu bilgiler "mantle" kayalann kristal yapısındaki değişikliklerın 400650 km. derinde olduğunu ve bunun da derin depremleri etkilediğini göstermektedir. Örneğin, 400 km. derinlikteki sısmografik çalışmalar, sismik dalga hızındaki artışın, kayalann yoğunluğundaki artışı yansıttığını ortaya koyuyor. Derin depremlerin en derın noktasını saptamak içîn Philip B. Stark, P ve pP (yukarıya, yüzeye doğru çıkıp yerküre içinden belirli uzaklıktaki sismografi istasyonuna yansıyan basınç dalgaları) arasındaki süreyi ölçtü. Bu ölçümlere göre kaydedilen en derin olaylar 680690 km'de yer almakta. Bu depremlerden alınan sismik dalgalarda "içeriye çökme" (impolosion) belirtisi yoktur. içeriye çökmede, yakındaki maddeler içeriye, sarsıntı odağına doğru ilerler. Bu durumda P dalgaları S dalgalarından daha güçlü olmalıdır. Fayans üretim tekniği üzerine Doç. Dr. Zeki Tez En soylu seramik malzeme seramiğin tekniğini Çinliler yüzlerce yıl gizlediler. nem yaşamıştır. Yine bu dönemde Ispanyada gelişme göstermiş olan fayans uretme sanatı, 14. ve 15. yy.da Mallorca Adası üzerinden italya'ya yayılmıştır. Bu yeni teknik italya'dan Fransa, Isvıçre ve Almanya'ya geçmiştir. F ayans", Alpler'in kuzey bölgesinde, pişirilmiş gözeneklı kil malzemenin kalay oksit ile sırlanmasıyla elde edilen eşya ve figürlere verilen addır. Parlak beyaz fayanslarla bilinçlı bir şekilde pahalı porselenlerın taklidi yapılmış ve uzun süre Uzakdoğu'dan dünyanın her bir yanına sevk edilmiştir. "Fayans" adı, italya'nın "Faenza" kentinden gelmedir. Bu kent 15. ve 16. yy.da kalayla sırlanmış seramiklerin üretim merkezi olarak ünlenmışti. Bu tür seramikler, Alpler'in güney bölgesinde "Majolika" diye adlandırılmaktadır ve bu ad ise geçortaçağda duvar fayanslarının İtalya'ya sevk edildiği "Mallorca" Adası'ndan gelmektedir. Porselen Porselende ise alt bünye yaklaşık olarak yarısı beyaz kaolin, öteki yarısı ise ince öğütülmüş kuvars ve feldspattan üretilir ve beyaz bünye saydam bir sırla kaplanır. Porselende ilk pişırme 920960°C'da, ikinci pişirme ise 13801500°C'da yapılır. Saf beyaz, yoğun, tınlayan ve ışığı geçiren alt bünyesiyle porselen, en soylu seramik malzemedir. İlk porselen Çinlilerce İ.S 1. yy.da üretilmiştir. Türkçede ve de Ingilizcede "çlnl" (Çin'den gelme) adı da porselen yerine kullanılmaktadır. Porselen üretim bilgisi yüzyıllar boyu bir giz olarak saklanmış ve Çinlilerin tekelinde kalmıştır. 15. ve 16. yy. başlarında Dresden'de J.F. Boetteger. fizikçilerin de ortak çalışmasıyla gerçek porselen üretimini gerçekleştirmiştir. Boş depremler Oysa gerçekte, derin bir depremin ilk hareketleri bazı yerlerde aşağıya, bazılarında ise yukarıya doğrudur. Bu aşağı yukarı hareketler sanki deprem noktasında yerkürenin bir kısmı diğeriyle ters yönde hareket ediyormuş gibi birbirinden ayrılmıştır. "Boş" adını verdiğimiz depremlerin sismogramlarında da bu biçim gözlemlenmektedir Üstelik tıpkı "boş depremlerdekı" gıbi derin depremlerde de S dalgaları P dalgale ından daha güçlüdür. Bu da deprem kaynağının "içeriye çökme" değil, kayma olduğunu göstermekterdir. Bu kaymanın mekanizmasına ilişkin değişik görüşler öne sürüldü. Bu görüşlere göre çok derin noktalarda yerküre kırılamaz. Bu görüşlerden birine göre yarattığı sürtünme ısısıyla kayalann aslında yavaş seyreden deformasyonu hızlanarak kayayı yumuşatır. ikinci bir görüş kaymayı sıvıların etkisine bağlar. Belirlı bir derinliğin altında yüksek basınç, minerallerin kristal yapısındakı suyu açığa çıkartabilır. Su buradaki yapıyı bir arada tutan potansiyel güçlere ters etki yapabilir. Üçüncü bir düşünceye göre kırılma gerilimi (shear stress) paralelındeki tabakada faz değışıkliğine neden olabilir. Kristal yapıdakı anı değişim kayaları kaydırabilir. Hangi hipotezin doğru olduğu, yapılan çalışmalarla belirlenebılecek. Derin depremlerin varlığını ve olanaksızlığını 60 yıl önce saptayan VVadati ve Jeffrey (halen yaşamaktalar) ortaya koydukları bulmacanın jeofizikçıler tarafından henüz çözümlenememiş olmasını nasıl karşılıyorlar? Dileğimiz yanıtın en kısa zamanda bulunması. (Scientific Amerikan, Ocak '89) Kil malzemeye çömlekçi döner tablasında ("devvare") biçim verildikten sonra buradan alınarak önce havada hafifçe kurutulur. Alçıdan kalıplarda döküm yoluyla biçimlendiriien figürlerde ise gerekiyorsa ayrı hazırlanmış kulp ve süslemeler, bir kil bulamacı yardımıyla yapıştırılır. Kurumuş parça pişirilmek üzere fınna konur. Yaklaşık 800°C'da pişirirken bir yandan fazla nem uzaklaşır, aynı zamanda da daha fazla bir dayanıklılık verılmiş olur. Malzeme yeni bir ışlemle sırlanır. Sınn temel bir bileşeni, her şeyden önce kalay oksitln yanısıra kuvarstır (kum). Bu bıleşenlerin karışımı ince öğütülüp suyla karıştırılarak beyazgri renkte bir sır bulamacı haline getirilir. Fırından alınan eşya, kısa bir süre bu bulamaca daldırılır. Gözenekli kil, nemı hızlıca emdiğınden, sır kütlesi çok kısa bir süre içinde malzemenin yüzeyi üzerinde adeta una batırılmış gibi kaplanır. Yaklaşık 1000i050°C'da ikinci kez fınna konduğunda bu sır tabakası eriyerek yapıya sıkıca bağlanır. Böylece cam görünümünde ve su geçirmez parlak beyaz bir sır oluşur. Bazı seramik terimleri PİŞİRME: Tüm seramik ürünler ilkin havada yaklaşık "den yumuşaklığında" kurutulur, sonra da dayanıklı kılmak üzere fırında pişirilir. Bu sırada ilkece, büzülme nedeniyle % 415 oranında küçülür. 900°C'daki ilk pişirme sonunda, gözenekli bir alt bünye elde edilir. Sırsız bile olsa ilk pişirmeden sonra yüksek sıcaklıktaki ikinci pişirmede 12501450°C'daki sinterleşme nedeniyle, alt bünye gözeneksizleşip sertleserek dayanıklı bir yapıya dönüşür. RENK VERME: Seramik malzeme, renklendirici metal oksitler yardımıyla ısıya dayanıklı bir yapıda renklendirilir. ALÇIDAN KALIP: Alçı, suyu hızla emdiğinden, seramik sanayiinde öncelikle seramik malzemeye biçim verme ve dökme sırasında kalın çeperli, birbirinden kolayca ayrılabilen alçıdan oyuk kalıplar kullanılır. SIR: Sır, seramik ürünlerinin yüzeylerini kaplayan cam ya da camsı katmandır. Teknik açıdan bünyeye parlak ve düzgün bir yüzey sağlar. Malzemeye geçirimsizliğin yanısıra mekanık dayanım ve elektrik yalıtkanlığı da sağlar. Asitlere, bazlara ve de carpma ve darbelere karşı bünyeye dayanıklılık kazandırır. Hijyenik açıdan mikroorganızma oluşumunu önler. Estetik açıdan ise ürünlerin yüzeylerine kaygan, parlak ya da mat, aynı zamanda renklendirilebildiği için de dekoratif bir görünüm sağlar. Uygulanacak alt bünyeye gör6 sınn karakteri değişik olur ve bu iki yapının genleşme katsayıları birbiriyle uyumlu olmalıdır; yoksa sır atmasına ya da sır çatlamasına yol açar. Saydam olmayan beyaz kalaysırı, % 1015 oranında kalay oksit katılmasıyla kurşun sırından elde edilir. l J Renkll fayanslar Beyaz dışında, çeşıtlı renklerle süslü fayanslar da üretılmektedir. Böylesi yüksek sıcaklıklarda ancak az sayıda metal oksit, uzaklaşıp gitmeksızin malzeme üzerinde kalıcı renk oluşturma özellığıne sahıptır. Bunlar kobalt mavlsl, antimon sarısı, Napoli sarısı, bakır yesili, demir kırmızısı, kiremit kırmızıst, mangan meneksesl (viyole) ve de çeşitli oksitlerin karışımından oluşan siyah. Çoğu üretimde, sınn yapısına sıkıca bağlanmış bu ana renk katmanının üzerine çok değişik renk tonlarında ve daha düşük sıcaklıklarda bağlanan ikinci bir renk katmanı yerleştirilir. Ama bunlar ilk katman kadar dayanıklı olmadığından kolayca hasar görebilir. Fayansın sırlanmadan önceki durumu, kildeki demir oksit karışımlarının varlığı nedeniyle çoğunlukla sarımsı ya da kırmızımsıdır. Parlak beyaz sır, büyük oranda porselene benzen b'r fayans verir. !.Ö. 4. bin yılda Mısır'da fayansı andıran renkli camsı nesneler üretiliyordu. i.ö. 500'lerde iran'da ortaya çıkan gerçek fayans, islam kültüründe uzun bir parlak dö eğilim volkanik bölgelerin dağılımından bellidir." Serçekten de bütün derin depremler Wa:i'nin tanımladığı çizgiler üstünde olmakır. Çoğunlukla okyanus dıplerinde rastlai depremler, yüzeyden 600 km. derine ka• inebiliyor. 1940 ve '50'de haritaları sisileştiren VVadati ve sismolog Hugo Beff nedeniyle VVadatiBenıoff bölgelerı isverılen bölgeler, jeofizikçilere de yararlı u. Yerkürenin yüzeyini kaplayan bir dizi eketli tabaka çarpışarak okyanus ortasınci yükseltilerden ayrılır. Genellikle okya; tabanının kenarında dağlar oluşturarak ıların sınırlarını oluştururlar. Bunlar yerenin iç tabakalarındaki ısıya bağlı işlemli. "Mantle" adı verjlen tabakadan yuk
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle